Bir söz nelere bedel

Hocam Cemil Güzey'in anlattığı öykü söz ve sözün geçerliliği üzerindeki inancımı pekiştirdi ve beni bu konu üzerinde bir yazı yazmaya teşvik etti. Öykü kısaca şöyle:

 " Bürosunda evraklarını karıştıran avukatın kapısı çalar. Avukat yerinden doğrulur ve kapıyı açar. İçeri giren genç bir adamdır, elindeki çiçekleri avukata verir ve " ben avukat..., hani cezaevinde bizi ziyaret etmiştiniz de, bana " sen eğitimine devam edersen, büyük bir adam olabilirsin, bunu başarabilirsin..." demiştiniz. O güne kadar kimse bana güzel bir şey söylememişti, bu söz beni çok onura etti, sevindim, mutlu oldum ve üzerinde uzun uzun düşündüm. O günden sonra, sizin bana inandığınız gibi ben de kendime inandım ve yarıda bıraktığım eğitimime devam etmeye karar verdim. Okula başladım ve derslerime çok çalıştım. O söz beni her zaman motive etti ve büyük bir gayretle okulumu bitirdim, sizin gibi hukuk fakültesine girdim. Böyle bir bölüme girmeyi başarmış olmam beni güçlendirdi ve kendime olan güvenimi geliştirdi. Çok çalıştım, okulu bitirinceye kadar bir çok zorluklar geçirdim ama nihayet mezun oldum.
Artık bir avukatım, başarımı ve mesleğime olan güvenimi sağlamada sizin o sözünüz bana kılavuzluk etti. Çok teşekkür ederim"
Bu yaşam öyküsünü dinlediğimde, sözün hayatımızda ne kadar da önemli olduğunu ve bizi yönlendiren, harekete geçiren, ideallerimizi biçimlendiren sözlerin kalıcı gücünü düşündüm. Hayat boyu , olabilirsin, yapabilirsin, sende şu yetenekler var, iyi insan, iyi Müslüman, çalışkan insan, düzenli cömert kişi, ya da kötümser, başarısız, merhametsiz, kendini bilmez, tembel, asabi, miskin,... sözçüklerini ne kadar çok işitmiş ve iç dünyamızda yer vermişiz..
Uzmanlar, gerek çocuk eğitiminde gerek bireysel ilişkilerde olumlu geri bildirimlerin iyi netice verebileceğini vurguluyorlar. Geribildirimlerin pozitif ve yapıcı olması bazı sorunların giderilmesinde ve başarı çıtasının yükselmesinde önemli bir anahtar. Aile için de ya da arkadaş çevresinde farkında olmadan bir çok insanın hayatını olumlu ya da olumsuz kanallara bilmeden yönlendiriyoruz. Grup içinde, sürekli başarabilirsin, yapabilirsin, sözleriyle desteklenen bir genç, kendine güvenme ve inanma noktasındaki inancını pekiştirerek motivasyon kazanıyor, güç elde ediyor. Bu da başarma yolunda elde edilecek en büyük adımlardan biridir.
Çocuklarımızı başarısızlığa sürükleyen etkenlerden biri de, başaramazsın yapamazsın senin kafan basmaz, zaten hep tembelsin... gibi negatif geri dönüşümlerle onun cesaretini kırıp, tahrip etmemizdir . Bütün bunlar çocuğun kendine olan inancını, sarsıyor ve çalışma, başarma gayreti, azmini kırıyor.
On yedi yaşındaki bir danışanım bana kendi öyküsünü anlatırken şöyle demişti.
 " matematiği hiç sevmiyordum ama lise birinci sınıfta bir öğretmen geldi. Ondan dersiyle ilgili olumsuz bir kelime dahi işitmedik. Hepimizi "çocuklar yapabilirsiniz, biraz gayret gösterin, bunu başarabileceğinize inanıyorum..."diyerek teşvik ediyordu. İlk zamanlar bana da bir şeyler sorduğunda " hocam ben oldu olası matematiği pek sevmem" diyordum yüzüme tebessümle bakarak bana " sen bunu yapabilirsin, senin böyle bir kabiliyetinin olduğunu görebiliyorum, bu problemleri çözen kimseler senden farklı değiller..." diyerek kendime inanmamı sağlıyordu. Her ne olduysa ben farkında olmadan, matematiği yapabileceğime inanmaya başladım. Meğer inanmak önemliymiş...Çünkü daha önce " asla bu derste başarılı olamam" diye düşünüyordum. Bu konuda kendime inandım ve çalışmaya başladım. Problemleri çözdükçe de, kendime olan inancım yerleşti..."
Her iki örnekte de bir kaç kelimeden oluşan sözün insanların hayatlarını nasıl değiştirdiğini görüyoruz.
Çocuklarımızla, aile yakınlarımızla, arkadaşlarımızla, yakın çevremizle... ilişkilerimizde pozitif geri bildirimler vererek onların başarı hanesine küçük bir katkı yapabiliriz. Bu hiç te zor bir şey değil...İyi şeyler söylediğinizde kendinizden bir şeyler kaybetmediğiniz gibi, kazanacaksınız, karşınızdaki kimseye inandığınız gibi kendinize de inanmaya başlayacaksınız.
Güzel söz, en etkin kurşunlardan, en gelişmiş savaş aygıtlarından, en sert taşlardan delici aletlerden, demirden...çok daha etkili...Bütün bu araçlar, deliyor tahrip ediyor yıkıyor oysa güzel söz yapıyor tamir ediyor, onarıyor. Sözün gücü merminin gücüne hiç benzemez...Aksine söz, güzel olduğunda, insanı inşa ediyor ve kurtarıyor, geliştiriyor...Ama sözün de kötüsü mermi kadar tehlikeli mermi kadar yıkıcı mermi kadar tahripkar oluyor. Üstelik kötü sözün tahripkarlığı benliğin can damarını yıkıyor... Benim sözünü ettiğim üzerinde durduğum söz ise kaynağını hakikatten alan güzel sözdür...

0 yorum: