Gerçekten çekim yasasına inanan kişiler için başaramayacakları bir şey olmadığını biliyorum. Şu anda piyasada oldukça fazla derecede bu konuda yazılmış kaynak kitap ve döküman mevcut. Okuduğunuzda yada konu ile ilgili videoları seyrettiğinizde hep aynı konuları işliyorlar.
Eğer yakın zamanda oldukça popüler olan "The Secret" (Sır) gibi Evrensel Çekim Yasası'na vurgu yapan filmleri izlediyseniz ya da kitapları okuduysanız kendi duygusal enerji düzeyinizi yükseltmenin sürekli kendinizi iyi hissetmenin sizin hayatınıza iyi şeyleri çekeceğini duymuşsunuzdur.
İste istediğin şey sana gelecek. Olumlu düşün, pozitif düşün, çekim yasası. İnsanlara bu konuda sürekli öğüt ve yol göstericilik var.
Herkes mutlu huzurlu etrafına pozitif enerji yayan insanlarla bir arada olmak ister. Sadece sosyal arkadaşlık anlamında değil aynı zamanda iş hayatında da pozitif bir insan olmak size pek çok kapıyı açabilir pek çok fırsatı size çekebilir. Ancak gerçekten de stressiz dünyadan uzak, gelecek kaygısı olmadan yaşayabilen acaba ne kadar insan var. Günümüz insanları sürekli bir telaş ve koşturmaca içinde içerisinde beynimizi boşaltıp nasıl istediklerimize odaklanabiliriz.
Sır ve benzeri yayınlarda genellikle eksik kalan şeylerden birisi şudur: Eğer siz sürekli negatif bir duygu içinde olmaya alıştı iseniz enerji düzeyinizi nasıl yükselteceksiniz?
Bugün insanların büyük bir çoğunluğu sessiz bir ümitsizlik çaresizlik içinde yaşarlar. Dışarıya karşı mutlu memnun rahat rolü yapan pek çok insan yüzeydeki maske çıkarıldığında hayatın pek çok alanında kendi hayatına hâkim olamadığını çeşitli dış koşulların kurbanı olduğunu hisseder. Sevmediği işte "mecburen" çalışan sevmediği bir insanla "mecburen" ilişkisini sürdüren insanlar yazık ki günümüzde yaygındır hatta "normal"dir.
Açlık sıkıntısı çeken bir insan, ailesini geçindirmek için birbir güçlükle mücadele eden insan bu durumdaki ruh halinden kurtulup olumlu düşünceye nasıl odaklanacak. Bunu nasıl başaracak olumsuz duyguların sarmalından kendini nasıl kurtarıp olumlu düşünmeye geçecek.? Sahip oldukları bağımlılıktan nasıl kurtulacaklar? Bunu nasıl başaracaklar. Bu konu bir çok insan için bir muamma bir durum. Kitapçılarda gittiklerinde bu konuda yazılmış bir çok kitap görüyorlar hoşlarına gidiyor ve alıyorlar. Okuyorlar. Okurken İçinde bulundukları duruma göre motivasyonları artıyor. Bir şeyler yapmak istiyorlar ama içlerindeki egoları onlara geçit vermiyor ve erteliyorlar. Yada egzersizlere başlıyorlar ama bir kaç gün sonra olaydan bıkıp kenara koyuyorlar.
Sonrasında da malum durum oluşuyor ve bilinç altına ben denedim olmadı duygusu kayıt ediliyor. Hayatta bir şeyin farkına yeterince varamıyoruz 2 yarım her zaman bir tam etmiyor. Gerçekten içten inanarak ve azimle yapmadığımız hiç bir şeyin başarıya ulaşması mümkün değildir. Belki tesadüf başarı elde edebilirsiniz ama hiç bir zaman devamlı başarı elde etme şansınız olmaz.
Başarılı insanlarla başarısız insanlar arasındaki en büyük fark burada, başarılı insanlar hedefleri için azimle şavaşıyorlar. Hedeflerine ulaşmak için disiplinli bir çalışma içerisindeler. Bunun sonucunda elde ettikleri sonuçlardan sonra duymuş oldukları başarı hissi onların daha çok çalışmalarına yardımcı oluyor. Başarılı insanın beyni başarı hissi ile birlikte onların motivasyonunu tetikleyerek yeni bir hedeflere ve başarılara doğru odaklanmalarını sağlıyor. Başarısız insanın beyni ise başarısızlığını örten bir çok mazeti üretmekle meşgul. Bir süre sonra beyin başarısızlık üretmede profesyonel oluyor ve insan obur bir yapıda daldan dala koşarken beyinde mazeret üretmeye devam ediyor.
Başarısızlığı nasıl başarıya dönüştürebiliriz?
Uzun araştırmalarımdan ve uygulamalarımdan sonra istediğimizi elde etmede bizi sınırlayan şeylerin ilk sıralarında insanın kendisini sınırlayan bilinçaltı kayıtları ve hedefleri doğrultusunda gerçekten azimli davranılması olduğunu anladım. İki konuyu hallettiğinizde başaramayacanız bir şey yoktur. The secret kitabında ve filminde eksik olan konu bunlar. Ruh halini kötü durumdan iyi duruma nasıl geçireceksin. Bununla ilgili açıklayıcı bilgi eksik. Mutlu ruh haliyle istediğinde istediğin her şey gerçekleşir ama her tarafımızı bir çok olumsuzlukların kuşattığı dünyada bunlarda sıyrılıp sürekli mutlu olmayı nasıl becereceğiz. Bizi mutsuz eden duygulardan nasıl kurtulacağız. Aslında çekim yasasının temeli arınabilmek. Tüm olumsuz duygulardan arınabilmek.
Olumsuz duygulardan arındığınız anda bir anda kendinizi şaşırtıcı bir dünyada bulacaksınız. İsteklerinize çok rahat bir şekilde odaklanacaksınız ve "Alice Harikalar diyarında" yaşıyormuş gibi hissedeceksiniz.
Bunu nasıl yapabilirsiniz?
Elinizde sınırsız imkân olsa elinizi attığınız her şeyi başaracağınızdan %100 emin olsanız tam olarak nasıl bir hayat yaratırdınız kendinize hayal edin. Sadece hayal etmekle kalmayın kâğıda dökün. Tamamen tatmin olana kadar durmayın. Sihirli bir kâğıda yazı yazdığınızı buraya yazdığınız her şeyin aynen gerçekleşeceğini yazmadığınız hiçbir şeyin de gerçekleşmeyeceğini düşünün.
Eğer bu uygulamayı içtenlikle yaparsanız belirli noktalarda dirençlerle karşılaşacaksınız. Örnek : "Ben o kadar akıllı/güzel/özel/değerli bir insan değilim bunu yapamam" gibi. Bunları ayrı bir kâğıda not edin. Tüm bu sınırlayıcı duygu ve düşünceler sizi hayallerinizden alıkoyan engellerdir.
Bu işlemi yaptığınızda işin en önemli noktasını yakaladınız. Sizi sınırlayıcı düşünceleri buldunuz. Farkında olmadan bilinç altımızda kayıtlı bir çok sınırlayıcı düşünce var, belkide şimdiye kadar kullanmadığımız bir çok düşünce ve duygu yıllar önce bilinç altımızda kayıtlı bir şekilde duruyor.
Filler daha yavruyken, kalın bir zincirle bacağından bir direğe bağlanır. Önceleri hayvan kaçmaya çalışır ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın ne zinciri koparabilir ne de direği yerinden oynatabilir. Fil yavrusu ayağında zincirle büyür ve kaçamayacağını kabullenir. Özgürlük kavramını yitirir. İşte bu noktada ayağındaki zincir çözülür ve yerine konulan ince bir halatla birkaç santimetre boyunda tahtadan bir çubuğa bağlanır. Fil, bu koşullarda kolaylıkla kaçabilecek olmasına rağmen olduğu yerde kalır. Çünkü hâlâ var olduğunu sandığı zincirini asla kıramayacağına inanır. Fil büyüyünce ipten kurtarılır. Ama artık o alanın dışına çıkamayacağını öğrenmiştir.
İşte aslında insan oğlunun yaşamıda böyle doğduğunda düşünceler hür hiç bir olumsuzluk yok ve mutlu bir şekilde yaşıyorsun. Ama büyüdükçe yavaş yavaş dış dünyanın sınırlamaları bilinç altına kayıt oluyor. Doğrusu yanlışı bir çok konu öğrenen varlık olan insanın bilinç altına kaydoluyor. Bu kayıtların bir kısmı tehlikeden kurtamaya yönelikken bir kısmıda bizi sınırlayan düşünceler. Oğlum dışarı çıkma dışarısı tehlikeli, para kazanmak çok zor, fakirlik bizim kaderimiz vb.
Bir olay olduğunda beynimizin yaptığı ilk iş bilinç altına müracat ederek yaşanılan olayla ilgili kayıtları kontrol etmek olmaktadır. Kayıt yoksa mevcut durum bizim için büyük bir şans ve deneyim. Sınırlayıcı bir düşünce olmadığı için başarı bizi bekliyor. Kayıt varsa hemen sınırlamalar ortaya çıkmakta kafesin kapısında bekleyen nöbetçi gibi yada filin ayağındaki zincir gibi dışarı çıkmak istediğimizde tekrar kafese dönmemize neden oluyor.. Egomuz rahatı istiyor alışkanlığını istiyor. Güven istiyor. Kafesi kırıp dışarıya çıkabildiğinizde işte o zaman yeni dünyanın güzelliklerini görme şansına sahip olacağız.
Eğer yakın zamanda oldukça popüler olan "The Secret" (Sır) gibi Evrensel Çekim Yasası'na vurgu yapan filmleri izlediyseniz ya da kitapları okuduysanız kendi duygusal enerji düzeyinizi yükseltmenin sürekli kendinizi iyi hissetmenin sizin hayatınıza iyi şeyleri çekeceğini duymuşsunuzdur.
İste istediğin şey sana gelecek. Olumlu düşün, pozitif düşün, çekim yasası. İnsanlara bu konuda sürekli öğüt ve yol göstericilik var.
Herkes mutlu huzurlu etrafına pozitif enerji yayan insanlarla bir arada olmak ister. Sadece sosyal arkadaşlık anlamında değil aynı zamanda iş hayatında da pozitif bir insan olmak size pek çok kapıyı açabilir pek çok fırsatı size çekebilir. Ancak gerçekten de stressiz dünyadan uzak, gelecek kaygısı olmadan yaşayabilen acaba ne kadar insan var. Günümüz insanları sürekli bir telaş ve koşturmaca içinde içerisinde beynimizi boşaltıp nasıl istediklerimize odaklanabiliriz.
Sır ve benzeri yayınlarda genellikle eksik kalan şeylerden birisi şudur: Eğer siz sürekli negatif bir duygu içinde olmaya alıştı iseniz enerji düzeyinizi nasıl yükselteceksiniz?
Bugün insanların büyük bir çoğunluğu sessiz bir ümitsizlik çaresizlik içinde yaşarlar. Dışarıya karşı mutlu memnun rahat rolü yapan pek çok insan yüzeydeki maske çıkarıldığında hayatın pek çok alanında kendi hayatına hâkim olamadığını çeşitli dış koşulların kurbanı olduğunu hisseder. Sevmediği işte "mecburen" çalışan sevmediği bir insanla "mecburen" ilişkisini sürdüren insanlar yazık ki günümüzde yaygındır hatta "normal"dir.
Açlık sıkıntısı çeken bir insan, ailesini geçindirmek için birbir güçlükle mücadele eden insan bu durumdaki ruh halinden kurtulup olumlu düşünceye nasıl odaklanacak. Bunu nasıl başaracak olumsuz duyguların sarmalından kendini nasıl kurtarıp olumlu düşünmeye geçecek.? Sahip oldukları bağımlılıktan nasıl kurtulacaklar? Bunu nasıl başaracaklar. Bu konu bir çok insan için bir muamma bir durum. Kitapçılarda gittiklerinde bu konuda yazılmış bir çok kitap görüyorlar hoşlarına gidiyor ve alıyorlar. Okuyorlar. Okurken İçinde bulundukları duruma göre motivasyonları artıyor. Bir şeyler yapmak istiyorlar ama içlerindeki egoları onlara geçit vermiyor ve erteliyorlar. Yada egzersizlere başlıyorlar ama bir kaç gün sonra olaydan bıkıp kenara koyuyorlar.
Sonrasında da malum durum oluşuyor ve bilinç altına ben denedim olmadı duygusu kayıt ediliyor. Hayatta bir şeyin farkına yeterince varamıyoruz 2 yarım her zaman bir tam etmiyor. Gerçekten içten inanarak ve azimle yapmadığımız hiç bir şeyin başarıya ulaşması mümkün değildir. Belki tesadüf başarı elde edebilirsiniz ama hiç bir zaman devamlı başarı elde etme şansınız olmaz.
Başarılı insanlarla başarısız insanlar arasındaki en büyük fark burada, başarılı insanlar hedefleri için azimle şavaşıyorlar. Hedeflerine ulaşmak için disiplinli bir çalışma içerisindeler. Bunun sonucunda elde ettikleri sonuçlardan sonra duymuş oldukları başarı hissi onların daha çok çalışmalarına yardımcı oluyor. Başarılı insanın beyni başarı hissi ile birlikte onların motivasyonunu tetikleyerek yeni bir hedeflere ve başarılara doğru odaklanmalarını sağlıyor. Başarısız insanın beyni ise başarısızlığını örten bir çok mazeti üretmekle meşgul. Bir süre sonra beyin başarısızlık üretmede profesyonel oluyor ve insan obur bir yapıda daldan dala koşarken beyinde mazeret üretmeye devam ediyor.
Başarısızlığı nasıl başarıya dönüştürebiliriz?
Uzun araştırmalarımdan ve uygulamalarımdan sonra istediğimizi elde etmede bizi sınırlayan şeylerin ilk sıralarında insanın kendisini sınırlayan bilinçaltı kayıtları ve hedefleri doğrultusunda gerçekten azimli davranılması olduğunu anladım. İki konuyu hallettiğinizde başaramayacanız bir şey yoktur. The secret kitabında ve filminde eksik olan konu bunlar. Ruh halini kötü durumdan iyi duruma nasıl geçireceksin. Bununla ilgili açıklayıcı bilgi eksik. Mutlu ruh haliyle istediğinde istediğin her şey gerçekleşir ama her tarafımızı bir çok olumsuzlukların kuşattığı dünyada bunlarda sıyrılıp sürekli mutlu olmayı nasıl becereceğiz. Bizi mutsuz eden duygulardan nasıl kurtulacağız. Aslında çekim yasasının temeli arınabilmek. Tüm olumsuz duygulardan arınabilmek.
Olumsuz duygulardan arındığınız anda bir anda kendinizi şaşırtıcı bir dünyada bulacaksınız. İsteklerinize çok rahat bir şekilde odaklanacaksınız ve "Alice Harikalar diyarında" yaşıyormuş gibi hissedeceksiniz.
Bunu nasıl yapabilirsiniz?
Elinizde sınırsız imkân olsa elinizi attığınız her şeyi başaracağınızdan %100 emin olsanız tam olarak nasıl bir hayat yaratırdınız kendinize hayal edin. Sadece hayal etmekle kalmayın kâğıda dökün. Tamamen tatmin olana kadar durmayın. Sihirli bir kâğıda yazı yazdığınızı buraya yazdığınız her şeyin aynen gerçekleşeceğini yazmadığınız hiçbir şeyin de gerçekleşmeyeceğini düşünün.
Eğer bu uygulamayı içtenlikle yaparsanız belirli noktalarda dirençlerle karşılaşacaksınız. Örnek : "Ben o kadar akıllı/güzel/özel/değerli bir insan değilim bunu yapamam" gibi. Bunları ayrı bir kâğıda not edin. Tüm bu sınırlayıcı duygu ve düşünceler sizi hayallerinizden alıkoyan engellerdir.
Bu işlemi yaptığınızda işin en önemli noktasını yakaladınız. Sizi sınırlayıcı düşünceleri buldunuz. Farkında olmadan bilinç altımızda kayıtlı bir çok sınırlayıcı düşünce var, belkide şimdiye kadar kullanmadığımız bir çok düşünce ve duygu yıllar önce bilinç altımızda kayıtlı bir şekilde duruyor.
Filler daha yavruyken, kalın bir zincirle bacağından bir direğe bağlanır. Önceleri hayvan kaçmaya çalışır ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın ne zinciri koparabilir ne de direği yerinden oynatabilir. Fil yavrusu ayağında zincirle büyür ve kaçamayacağını kabullenir. Özgürlük kavramını yitirir. İşte bu noktada ayağındaki zincir çözülür ve yerine konulan ince bir halatla birkaç santimetre boyunda tahtadan bir çubuğa bağlanır. Fil, bu koşullarda kolaylıkla kaçabilecek olmasına rağmen olduğu yerde kalır. Çünkü hâlâ var olduğunu sandığı zincirini asla kıramayacağına inanır. Fil büyüyünce ipten kurtarılır. Ama artık o alanın dışına çıkamayacağını öğrenmiştir.
İşte aslında insan oğlunun yaşamıda böyle doğduğunda düşünceler hür hiç bir olumsuzluk yok ve mutlu bir şekilde yaşıyorsun. Ama büyüdükçe yavaş yavaş dış dünyanın sınırlamaları bilinç altına kayıt oluyor. Doğrusu yanlışı bir çok konu öğrenen varlık olan insanın bilinç altına kaydoluyor. Bu kayıtların bir kısmı tehlikeden kurtamaya yönelikken bir kısmıda bizi sınırlayan düşünceler. Oğlum dışarı çıkma dışarısı tehlikeli, para kazanmak çok zor, fakirlik bizim kaderimiz vb.
Bir olay olduğunda beynimizin yaptığı ilk iş bilinç altına müracat ederek yaşanılan olayla ilgili kayıtları kontrol etmek olmaktadır. Kayıt yoksa mevcut durum bizim için büyük bir şans ve deneyim. Sınırlayıcı bir düşünce olmadığı için başarı bizi bekliyor. Kayıt varsa hemen sınırlamalar ortaya çıkmakta kafesin kapısında bekleyen nöbetçi gibi yada filin ayağındaki zincir gibi dışarı çıkmak istediğimizde tekrar kafese dönmemize neden oluyor.. Egomuz rahatı istiyor alışkanlığını istiyor. Güven istiyor. Kafesi kırıp dışarıya çıkabildiğinizde işte o zaman yeni dünyanın güzelliklerini görme şansına sahip olacağız.
Bu durumdan nasıl kurtulabiliriz?
En önemli husus olan sınırlayıcı duygularınız bulduysanız sizi tebrik ederim. Yolun yarısını katettiniz. Ama dikkat, yolun bundan sonrası yokuş yukarı devam ediyor. Tepeye ulaşmak için daha fazla emek sarfetmeniz gerekecek. Tepeye ulaştığınızda ondan sonrası çok kolay.
Burda size zincirinizden sınırlayıcı duygularınızdan kurtaracak sizin ufkunuzu açacak çok basit bir yöntem önerisini sunacağım. EFT – “Emotional Freedom Technique"
EFT – “Emotional Freedom Technique”, yani “Duygusal Özgürlük Yöntemi/Tekniği” sizi bulunduğunuz olumsuz durumdan kurtararak sizi, nötür bir duruma getirecek bir teknik. Yani sizi sınırlayan yada rahatsız eden olumsuz duygudan, olumsuz durumdan sizi kurtarıp olaylara daha geniş açıdan bakmanızı sağlayavcak ruh halinize sizi ulaştıracak bir yöntem. Eğer sizi sınırlayan düşünceden kurtulursanız, isteklerinizin önünde hiç bir engel kalmıyacak, isteğinizin nasıl olurluğunu sorgulamayacaksınız. Çekim yasasının en önemli unsurlarından birisi olan nasıl olacağını sorgulamadan kurtulduğunuzda olaya geniş açıdan bakmaya başladığınız için isteğiniz olabilirliği hızla artacaktır.
EFT – “Emotional Freedom Technique”, yani “Duygusal Özgürlük Yöntemi/Tekniği” ilgili geniş bilgiye ve uygulama şekline aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
http://hls-cekimyasasi.blogspot.com/p/eft-nedir.html
http://hls-cekimyasasi.blogspot.com/p/eft-nedir-nasl-uygulanr_7144.html
EFT Turkey tarafından İngilizcesinden Türkçeye Çevrilmiş EFT- Duygusal Özgürlük Tekniği kitabının pdf versiyonuna ulaşmak için burayı tıklayın
Bunun dışında özellikle Joe Vital'in yazmış olduğu iki kitap The Key ve Zero Limiti tavsiye ederim. En güzel arınma yöntemi olan "Özür dilerim.Lütfen beni affet,Seni Seviyorum. Teşekkür ederim. " cümlesini içinizden sürekli söylemeniz.
Burda önemli olan sizi sınırlayan duyguları tespit ettikten sonra o duyguları yok etmek için üzerinde özenle ve azimle çalışmaktır. Soğanın en tatlı yeri bilirsiniz ki cücüğü dediğimiz en içteki kısımdır. Sağanın içindeki o tatlı kısıma ulaşmak için sağonın dışındaki tüm kabukları teker teker soymak durumundasınız. İşte duygularınızın temeline ulaşmak içinde olumsuz duygularla teker teker mücadele edip çekirdeğe ulaşacaksınız. Çekirdeğe ulaştığınızda artık tepedesiniz. Sizi tutan yada sınırlayan bir şey kalmadı.
Yolun bundan sonrasını tepeden aşağı son süratle inme şansına sahipsiniz artık yokuş yukarı sizi zorlayan yol artık sizi inişte desteklemekte ve size sinerji katmaktadır. Önünüzde hiç bir şeyin durması mümkün değildir artık. Kendinize ve olaylara dışarıdan bakma şansına sahip olacak, etrafınızdaki olayları daha geniş açıdan görüp daha rahat bir şekilde karar verme şansına sahip olacaksınız.
Başarı size çok yakın, sınırlayıcı düşüncelerinden kurtul, seni bağlayan zinciri kır, kafesini terket ve özgürlüğe mutluluğa yelken aç.
Umarım her şey gönlünüzce olur.
KENDİ KENDİNİZİN YAŞAM KOÇU OLUN
En önemli husus olan sınırlayıcı duygularınız bulduysanız sizi tebrik ederim. Yolun yarısını katettiniz. Ama dikkat, yolun bundan sonrası yokuş yukarı devam ediyor. Tepeye ulaşmak için daha fazla emek sarfetmeniz gerekecek. Tepeye ulaştığınızda ondan sonrası çok kolay.
Burda size zincirinizden sınırlayıcı duygularınızdan kurtaracak sizin ufkunuzu açacak çok basit bir yöntem önerisini sunacağım. EFT – “Emotional Freedom Technique"
EFT – “Emotional Freedom Technique”, yani “Duygusal Özgürlük Yöntemi/Tekniği” sizi bulunduğunuz olumsuz durumdan kurtararak sizi, nötür bir duruma getirecek bir teknik. Yani sizi sınırlayan yada rahatsız eden olumsuz duygudan, olumsuz durumdan sizi kurtarıp olaylara daha geniş açıdan bakmanızı sağlayavcak ruh halinize sizi ulaştıracak bir yöntem. Eğer sizi sınırlayan düşünceden kurtulursanız, isteklerinizin önünde hiç bir engel kalmıyacak, isteğinizin nasıl olurluğunu sorgulamayacaksınız. Çekim yasasının en önemli unsurlarından birisi olan nasıl olacağını sorgulamadan kurtulduğunuzda olaya geniş açıdan bakmaya başladığınız için isteğiniz olabilirliği hızla artacaktır.
EFT – “Emotional Freedom Technique”, yani “Duygusal Özgürlük Yöntemi/Tekniği” ilgili geniş bilgiye ve uygulama şekline aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
http://hls-cekimyasasi.blogspot.com/p/eft-nedir.html
http://hls-cekimyasasi.blogspot.com/p/eft-nedir-nasl-uygulanr_7144.html
EFT Turkey tarafından İngilizcesinden Türkçeye Çevrilmiş EFT- Duygusal Özgürlük Tekniği kitabının pdf versiyonuna ulaşmak için burayı tıklayın
Bunun dışında özellikle Joe Vital'in yazmış olduğu iki kitap The Key ve Zero Limiti tavsiye ederim. En güzel arınma yöntemi olan "Özür dilerim.Lütfen beni affet,Seni Seviyorum. Teşekkür ederim. " cümlesini içinizden sürekli söylemeniz.
Burda önemli olan sizi sınırlayan duyguları tespit ettikten sonra o duyguları yok etmek için üzerinde özenle ve azimle çalışmaktır. Soğanın en tatlı yeri bilirsiniz ki cücüğü dediğimiz en içteki kısımdır. Sağanın içindeki o tatlı kısıma ulaşmak için sağonın dışındaki tüm kabukları teker teker soymak durumundasınız. İşte duygularınızın temeline ulaşmak içinde olumsuz duygularla teker teker mücadele edip çekirdeğe ulaşacaksınız. Çekirdeğe ulaştığınızda artık tepedesiniz. Sizi tutan yada sınırlayan bir şey kalmadı.
Yolun bundan sonrasını tepeden aşağı son süratle inme şansına sahipsiniz artık yokuş yukarı sizi zorlayan yol artık sizi inişte desteklemekte ve size sinerji katmaktadır. Önünüzde hiç bir şeyin durması mümkün değildir artık. Kendinize ve olaylara dışarıdan bakma şansına sahip olacak, etrafınızdaki olayları daha geniş açıdan görüp daha rahat bir şekilde karar verme şansına sahip olacaksınız.
Başarı size çok yakın, sınırlayıcı düşüncelerinden kurtul, seni bağlayan zinciri kır, kafesini terket ve özgürlüğe mutluluğa yelken aç.
Umarım her şey gönlünüzce olur.
************************************************
KONTROL SENDE kitabımı satın alarak hayatınıza katkıda bulunmak ister misiniz?
KENDİ KENDİNİZİN YAŞAM KOÇU OLUN
***********************************************
nasıl girişken oluruz
YanıtlaSil