Değişim ve Ertelemenin Önündeki Engelleri ve Uygulama Çalışmaları


Değişim için bir amaç iyi bir plan ve yeterince neden gerekir. Mümin Sekman
Hepimiz değişmek isteriz. Değişeceğimize olan inancımız tam. Değişebileceğimizi de biliyoruz. Ama bunlar değişmemiz için yeterli neden sayılmaz. İstemekten öte harekete geçebiliriz. Neden değişemediğimize gelecek olursak bunun nedenleri; amaçsızlık, değişmekten korkma-değişime güvenememe, risk alamama (hata yapmaktan korkma) ve erteleme. Bu engeller her ne kadar değişimin önündeki engeller gibi gözükse de aynı zamanda ertelemenin en önemli nedenleri arasında yer alır. Ne kadar değişmek istersek isteyelim eğer değişimimizin önündeki engelleri kaldırmazsak olduğumuz yerden daha ileri gidemeyiz. Ben bir hayat boyu engellerle yaşamak zorunda değilim. Engelleri ortadan kaldıracağım şimdi ve daima.
Peki ya sen ?
Bizler ne zaman hayatımızla ilgili bir adım atmak istesek neden hep ilk önce olumsuza odaklanıp atmak istediğimiz adımı da atmamıza engel olup kendi ayağımıza çelme takarız ki? Düşünsene hayatınla ilgili bir adım atmak istiyorsun ama sadece atmak istediğin adımı düşünüyorsun kısıtlamalar sınırlamalar negatif düşünceler yok, bizler adım atmak istiyoruz ama çoğumuz adım atmak istediğimiz alanda benim gibi olumsuzluklara odaklandığı için sorun oluşturuyor ve bu sorunlarda hedefimiz doğrultusunda adım atmak istediğimizde önümüze engel olarak beliriyorlar. Bizler ne zaman ki hayatımızla ilgili yenilikler için adım atmak istediğimizde çözümlere odaklanırız işde o zaman gelişiriz. Sorunlarla zaman kaybetmeyiz. İşte tamda burada proaktif düşünmenin ve olumlu düşünmenin bizler için ne kadar sağlıklı olabileceğini görüyorum..
Amaçsızlık:
Gidilecek bir hedefin olmaması ve o hedef için çaba sarf etmemesinden kaynaklanıyor. Felsefik veya bilimsel bir tanımdan ziyade basit kelimelerle durumu özetlemeye çalışıyorum. Büyük heveslerle başladığımız o egzersizler neden günün birinde bırakıyoruz. Kendimize söz vermeler, verdiğimiz sözleri tutamamalar, hayatımızı tek düze halinde yaşamak, değişmek isteyipte değişememeler neden? Bir insanın hedefi için amacı olmalı ama sadece değişmek isteyipte amacı olmadan harekete geçmenin onun için hiçbir yararı olmayacaktır. Amaçsızlığında diğer başlıklardaki gibi altında erteleme nedeni yatıyor. Amaçsızlık, eylemsizliğin bir eylem olduğunu kabul etmek gerekir. İnsanı psikolojik olarak çok yıpratan ve yaşama isteğini sıfıra indiren bir şey vardır ki o da hedefsizliktir.


Bazen insanın bir amacı olması yetmiyor özelliklede reaktif kişiliği olan birisi. Amacı olan Proaktif bir insan kolayca harekete geçebilirken benim gibi reaktif kişiliği olan birisi için sadece amacı olması yetmez. Zor harekete geçer, onun için pek bir şeyin önemi yoktur ve ne kadar harekete geçmesi söylense de bir türlü harekete geçmez. Onun için kelimeler çok az anlam ifade eder. İşte bu tarz insanlar motive olmaya çok ihtiyaç duyarlar. Amacı doğrultusunda iyi bir plan ve yeterince neden gerekir. Reaktif kişilikler sorunlar üzerine odaklanır. Proaktif kişilikler ise sorunların çözümleri üzerinde durur.
Mutlu olmak istiyorsan bir amaca bağlan; insanlara ya da eşyalara değil » Einstein
Büyük ruhsal çöküntülerin ve depresyonların en önemli nedeni çoğu kez hedefsizlik ya da daha doğru bir şekilde ifade etmek gerekirse hayattan bir beklentinin kalmaması durumudur. Tabi ki insanı bu kötü noktaya getiren Başarısızlık ya da ne yapmak istediğine karar verememe gibi nedenler olabilir. Bununla başa çıkabilmenin ve yaşama sevincini yeniden kazanabilmenin tek yolu kişinin kendisine bir amaç belirlemesi ve amaçladığı noktaya ulaşabilmek için derhal işe koyulmasıdır. İşte o zaman kişi yaşamının bir anlamı olduğunu hissedecek ve kendisini mutluluğa kavuşturacak bir ışığa kavuşacaktır.(paragraf alıntı)
Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez. » MONTAIGNE
Eğer varacağın bir hedefin yoksa vardığın yerin hiçbir önemi yok. İlk adımı atmakta sizde isteksiz davranıyorsanız şunu aklınızda bulundurmanızı isterim ki o da değişmek için kendinize kararlılığınızı ispatlamış olacağınızdır.
İnsanların olağanüstü veya olanaksız gibi görünen amaçları gerçekleştirdiklerinde, genellikle onların doğru yerde doğru zamanda bulunarak, şanslı oldukları ya da şans yıldızının altında doğdukları kabul edilir. Fakat dünyanın en Başarılı kişileriyle görüştüğümde, öğrendiğim en ilginç şeylerden birisi de; hepsinin inanılmaz Başarılarının aynı ilk adımla, yani bir amaç belirlemekle başladığını öğrenmek oldu. (Bir Dosttan Pusulalar Kitabından Alıntı)
Yapmamız gereken şey ise temiz ve boş bir defter ve bir kalem.
Sizinle paylaştığım ve paylaşacağım çalışmaları bir güne sığdırmak zorunda değilsiniz yazının tamamını da bir günde okumak zorunda değilsiniz ama okurken şunu aklınızda bulundurmanızı isterim. O da ‘’Ben bunu öğrenmek için okuyorum’’ deyin kendi kendinize ve okuduğunuz yazıya dikkatinizin artacağını göreceksiniz. Yazıları bölüm bölüm ara ara okumanızı tavsiye ediyorum.Öncelikle neyi hedefliyorsunuz hedefiniz nedir?
Benim hedefim değişimin önündeki engelleri kaldırmak ve bu konuda çalışma hazırlıyorum...Peki planınız nedir ?
Benim planım hazırladığım çalışmayı sırasıyla adım adım uygulamak ve bunu yaparken bir günde yapma hatası içerisine kesinlikle girmeyeceğim…

Nedenlerine gelecek olursak neden değişmek istiyorum?
Şu an kendimi azarlıyorum :)) Değişmek istiyorum çünkü hedeflerime ulaşmamı engelliyor. Acı veriyor. Beni kısıtlıyor. İlişkilerime zarar veriyor. Kendimin en iyisi olmaya çalışıyorum. İlişkilerden doyun almayı seçiyorum. Sınırlamalardan ve kısıtlamalardan kurtulmak için, özgür olmak için, kendime güvenimin artması için, vs.. ve en sonda şu soruyu soruyoruz.

Peki, seni hedefine ulaşmaktan alıkoyan ne?
İlk adım her zaman için önemlidir. Sende ilk adımı atabilirsin. Önce bir defter sonrada kalem, adım adım değişelim hep beraber. Yalnız hedeflerle ilgili soruları defterinize cevaplamanız gerekiyor. Böylesi daha sağlıklı.
Değişmekten Korkma – Değişime Güvenememe:
Değişimden korkma aynı zamanda ertelemeye davet çıkartıyor ve yapman gerekenleri hep bir sonrakine ertelemene neden oluyor. Bir yanım değişmek isterken diğer yanım değişime direniyor. Benim adıma kararlar alıyor ve bu durumdan artık sıkıldım. Yaptığımız her seçim aldığımız bir karar iyi ya da kötü aldığımız bu karar bizi değiştiren seçimdir. Yaptığımız her seçimin bilincinde olursak daha doğru kararlar alacağız. Aldığımız kararlarda bizi pozitif yönde değiştirecek olan seçimlerimizdir. Herkes gibi bugün benimde burada olmamın nedeni ve bu çalışmayı yapmam aynı değişmeyi istemek. En az sizin kadar bende değişmek istiyorum ve artık çözüme çok yaklaştığımı düşünüyorum.
Rahatsız olduğum bir şeyi fark ettim annem ne zaman evin düzenini değiştirse bundan rahatsız olur karşı çıkardım. Bu davranışı neden yaptığımı bilmiyordum ama babamda aynı davranışı sürdü yordu. Zamanla daha az karşı çıkmaya başlamıştım ama acayip derecede rahatsız oluyordum bu durumdan. Annem evin düzenini değiştirmeye devam etti hep, sanki beni sınıyordu. Sonra fark ettim ki annemin evin düzenini değiştirmesi aslında bir değişiklik olarak görmeye başladım ve benim bu değişikliğe verdiğim tepkisi ise karşı çıkmaktı. Hem değişmeyi isteyip hem de bu tepkiyi vermemi anlamıyordum. Bir yanım değişmek isterken diğer yanım değişime direniyordu adeta. Eğer değişirsem alıştığım rahatımın ve tembellik düzenimin bozulacağını biliyorum ama değişmem şart.
Yine burada fark ettiğim bir şey var o da değişmeyi istiyorum ama alıştığım düzenin birden değişmesini de istemiyorum açıkçası bir yanım değişmek isterken diğer yanım değişime direniyor. Daha sonra bir sorunun çözümüne çok yaklaştığımda neden çok yaklaşmışken sorunu çözmüyorsun da daha sonraya erteliyorsun diye sorduğumda hak etmediğimi düşünmeme neden oluyordu.
Suçluluk duygusu hissettirilerek yetiştirilen kişiler, kendilerini kompleksli ve yetersiz hisseder. Kendilerini iyi şeylere layık görmezler. Hayatlarında iyi giden bir şeyler olursa, bunun uzun sürmeyeceğini konuşup dururlar. Bu suçlululuğun diğer adı da ‘’Başarı Korkusu’dur. İnsanlar işlerinde fiziksel ve zihinsel olarak çok çalışırlar, sınırlarını zorlarlar ve tam Başarıyı yakalamak üzere olduklarında içlerinde hissettikleri ve bilinçaltlarına işlenen hak etmeme duygusu ortaya çıkar. Bu onlara hayati bir hata yaptırır. Başarıya tam uzandıklarında, başarı avuçlarının arasından kayar gider. Bunun sebebi, Başarıyı hak etmediklerine inanmalarıdır.
Günlerdir hak etmememin nedenini düşünürken aklıma değersizlik korkusu gelmişti ama şimdi başarı korkusu olduğunu çok iyi görebiliyorum.
Ben hiç inanmam hayatı boyunca değişmeyen insanı her insan değişir iyi ya da kötü bir şekilde buna neden olanda seçimlerimizdir. Değişimden korkuyoruz çünkü değişimin bize ne getireceğini bilmiyoruz. Belirsizlik içindeyiz ve değişime güvenemiyoruz. Hâlbuki eğer değişirsem ne kaybederim? Değişirsem ne kazanırım? Daha fazla bu durumda kalmak istiyor muyum? diye bir kendinizi yokladığımızda bu durumda kalmak istemediğinizi göreceksiniz.
Okumakla yetinmeyin eğer sadece okursanız bu yazıları zamanla unutacak ve eski hayatınıza olduğunuz yerden devam edeceksiniz ki bunuda hiç kimse istemez. Size sorduğum soruları lütfen kendi kendinize de olsa cevaplayın. Herkes gibi bizde hak ediyoruz iyi ve güzel olan her ne varsa bizimde hakkımız en az onlar kadar, bizde mutlu olmayı ve hayatımızı istediğimiz yönde değiştirebiliriz. Evet, bunu yapabiliriz, bunu yapabilirsin sende değişebilirsin, sende hak ediyorsun iyi ve güzel olan her şeyi o halde değişelim ve hak ettiğimiz değerleri elde edelim.
Bu konuyu ele aldığınızda size şu kadarını söyleyeyim. Değişimin önündeki en önemli engeli kaldırmış olacaksınız. Bu çalışmadan sonra hedefiniz doğrultusunda özgürce değişebileceksiniz. Korku çalışmalarını yaparken mümkünse sizin o korkunuzu yaşamanıza neden olan olayı gözünüzün önüne getirmeye çalışın. O an’da neden değişimden korktuğunuzla ilgili korku çalışmaları yapın mesela benim değişim korkum var değil de değişime güvenmeme korkum var gibi. Aşağıda örnek korku çalışmaları verdim. Hatırlayamıyorsanız da yinede aşağıdaki çalışmaları yapmanızı tavsiye ederim.

Bu konuda değişim korkusu ve başarı korku çalışması ve değersizlik çalışması yapacağız. Her bir çalışmayı sırayla yapacağız. Yalnız korku çalışması yaptığınız konuyu geçmişte hangi olayın tetiklediğini bulmaya çalışın. Önce;
Değişim korkusu
Benim değişime direnme korkum var.
Ben değişime direnme korkumu kabul ediyorum.
Ben değişime direnme korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim.
Ben değişime direnme korkumu seviyorum.
Gözlerimizi kapatıyoruz ve derin bir nefes aldıktan sonra kalbimizden pembe ışıklar çıkardığımızı hayal ediyoruz. Korku enerjisinin vücudumdan çıkıp sevgi enerjisinin tüm hücrelerime yayılmasına izin veriyoruz.
Tekrar tekrar değişim korkusuyla ilgili bir şey hissetmeyene kadar aynı korku üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Eğer değişime direnme korku çalışması yaparken aklınıza başka bir korku geldiğinde değişime direnme korkunuzla ilgili hiçbir şey hissetmeyene kadar tekrar ettikten sonra aşağıdaki olumlamaları birkaç kez tekrar ettikten sonra sıradaki korku çalışmasına geçebilirsiniz.
Ben değişime güveniyorum / güvenle değişiyorum.
Ben değişime güvendiğimi biliyor ve inanıyorum.
Ben değişime güvendiğimi kabul ediyorum.
Ben değişime güvendiğimi takdir ediyorum.
Ben değişime güvendiğim için şükrediyorum.
Değişmekten korkmaya odaklanarak ‘’bu durumu yaşamama sebep olan her ne ise özür dilerim lütfen beni affet, teşekkür ederim, seni seviyorum’’ cümlesini birkaç defa tekrarlıyoruz.
Başarı korkusu
Benim başarı korkum var.
Ben başarı korkumu kabul ediyorum.
Ben başarı korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim.
Ben başarı korkumu seviyorum.
Derin bir nefes alıp kalbimizden pembe ışıklar çıkardığımı hayal ediyoruz. Korku enerjisinin vücudumdan çıkıp sevgi enerjisinin tüm hücrelerime yayılmasına izin veriyoruz.
Ben Başarıyı seviyor ve hak ediyorum.
Ben Başarıyı seviyor ve hak ettiğimi biliyor ve inanıyorum.
Ben Başarıyı seviyor ve hak ettiğimi kabul ediyorum.
Ben Başarıyı seviyor ve hak ettiğim için takdir ediyorum.
Ben Başarıyı seviyor ve hak ettiğim için şükrediyorum..
Başarı korkusu üzerine odaklanarak ‘’bu durumu yaşamama sebep olan her ne ise özür dilerim lütfen beni affet, teşekkür ederim, seni seviyorum’’ cümlesini birkaç defa tekrarlıyoruz.
Değersizlik korkusu
Benim değersizlik korkum.
Ben değersizlik korkumu kabul ediyorum.
Ben değersizlik korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim.
Ben değersizlik korkumu seviyorum.
Derin bir nefes alıp kalbimizden pembe ışıklar çıkardığımı hayal ediyoruz. Korku enerjisinin vücudumdan çıkıp sevgi enerjisinin tüm hücrelerime yayılmasına izin veriyoruz.
Ben her halimle, olduğum gibi, tüm özelliklerimle değerliyim.
Ben her halimle, olduğum gibi, tüm özelliklerimle değerli olduğumu biliyor ve inanıyorum.
Ben her halimle, olduğum gibi, tüm özelliklerimle değerli olduğumu kabul ediyorum.
Ben her halimle, olduğum gibi, tüm özelliklerimle değerli olduğum için takdir ediyorum.
Ben her halimle, olduğum gibi, tüm özelliklerimle değerli olduğum için şükrediyorum.

Ben her halimle özelim, Kendi değerime sahip çıkıyorum.
Ben her halimle özelim, Kendi değerime sahip çıktığımı biliyor ve inanıyorum.
Ben her halimle özelim, Kendi değerime sahip çıktığımı kabul ediyorum.
Ben her halimle özelim, Kendi değerime sahip çıktığım için takdir ediyorum.
Ben her halimle özelim, Kendi değerime sahip çıktığım için şükrediyorum.
Değersizlik korkusuna odaklanarak ‘’bu durumu yaşamama sebep olan her ne ise özür dilerim lütfen beni affet, teşekkür ederim, seni seviyorum’’ cümlesini birkaç defa tekrarlıyoruz.
 Risk alamama:
Sorumluluklardan kaçan insan aynı zamanda risk almaktan da kaçar. Bunun nedeni geçmişte yaşadığımız korkularımızdan kaynaklanıyor. Yaptığımız her seçim örneğin sorumluluktan kaçmak gibi nedenin altında yatan gerçeği gizliyor. Sorumluluk ve risk alamazsak nasıl olur da ilerleyebiliriz ki. En büyük korkaklık sorumluluk ve risk almamaktır. En büyük bedeller ödeten bize yine risk almamaktır. Risk almaktan korkmamızın bir başka nedeni ise hakkında fazla bilgimizin olmamasından kaynaklanıyor.
‘’Hiç bir çaba sarf etmeden, risk almadan, sıkıntı çekmeden... Bir şey kazanmak mümkün değildir... Aşk-ta böyledir, sevmeden sevmeyi beklemek ise aptallıktır.’’ — T.Şahin
Hayatımızın en büyük riski; Hiç risk almamaktır. Hiçbir risk alamayan kişi, belli korkulardan, üzüntülerden kaçabilir. Ama hiçbir şey hissedemez, öğrenemez, değişemez ve değiştiremez.
Halbuki sorumluluk aldığımızda o gözümüzde büyüttüğümüz aldığımız sorumluluğun altında ezilecez inancın yerine sorumluluk aldığımızda hayatımızın ne kadar kolaylaştığını işlerimizin nasıl düzene girdiğini gözlerinizle göreceksiniz.
Peki, neden kararlar, sorumluluklar ve risk alamadığımızı hiç merak ettiniz mi? Hani biz küçüktük o aralar ailelerimiz kararları kendimiz verirsek hata yapacağımız düşüncesini bize aşıladılar ve hata yapmayı bile yanlış bir şeymiş gibi düşünmemizi sağlayıp hatalarımızdan ders alınması gerektiğini, hata yapmanın öğrenmenin bir yolu olduğu öğretilmedi bizlere, bizim yerimize kararlar aldılar. Sorumluluklarımızdan habersizdik. Riske girmememiz gerektiğini defalarca hatırlatıldı ve biz büyüdükçe bunların bize ne kadar zarar verdiğini görüyoruz. Sorumluluklardan kaçarak, kararları erteleyerek, riskten korkarak. Şimdi büyüdük ve neden sorumluluklar alamadığımızı, kararlar veremediğimizi, riskten korktuğumuzu, bize ne gibi zararları olduğunu görebiliyoruz. Peki neden geçmişteki bu tür inançları devam ettirelim ki. Halbuki sorumluluk üstlendikçe Başarıya daha yaklaşıcağız, kararlar verdikçe hayatımız daha kolaylaşacak, risk aldıkça ilerleyebileceğiz.
‘’Riske girmeyen ilerleyemez. Kaplumbağa bile ilerlemek için boynunu dışarı çıkarmak zorundadır...’’ — La Edri
Ben bir risk alacağım. Aldığım riskte kişiliğimi ele verecek yüzümdeki maskeyi düşürecek ve en önemlisi kendim olmamı sağlayacak. Ben duygularımı o anda hissettiğim şeyleri açık açık söylemeyi seçiyorum. Konuştuğum insanların neredeyse çok azı bu riski alıyor ve duygularını açık açık anlatıyor. Başkalarını bilmem ama ben açık konuşan insanları o an aklından geçenleri söyleyenleri severim. Bazen ne kadar acıtsa da gerçekleri bu sayede görebilirim. Bu riski alırsam en azından kendim olucağımı taklit yada maskeyle dolaşmayacağımı görebiliyorum. O yüzden riskin önündeki korkuları kaldırmakta kararlıyım.
Risk tehlikeyi göze almaktır. Ama hayattaki en büyük risk hiçbir tehlikeyi göze alamamaktır. Bu yaşayabileceğiniz hayatı yaşamama riskidir. Yarattığınız sınırların içerisinde yaşama riskidir. Birçoğumuz bugüne kadar yaşayabileceğimiz Başarıları yaşayamadık. Çünkü her defasında geri çekilip riski başkasının almasını izledik. Riski değerlendirmeden alıyorsanız, problemlere davetiye çıkartıyorsunuz. O gözümüzde büyüttüğümüz riskler bilinçaltımızdaki korkuların aynadaki yansıması. İlerlemek için alınması gereken bir zorunluluk.
Eğer hayatınızı ileri götürmek, kendinizi geliştirip kendinizi aşmak istiyorsanız, risk almak zorundasınız. Risk almak belirli ve kesin olana sıkı sıkıya tutunmayı bırakıp, üzerindeki hâkimiyetinizi gevşetmektir. Hiç kimse risk almadan gerçek aşkı bulamaz, gerçek güç geliştiremez, gerçek başarı ve saygınlığı yakalayamaz. Her riskte kaçınılmaz bir kayıp vardır. Ama ileri gitmek için verilmesi gereken bir kayıp. Birçoğumuz için kaybetme korkusu, kazanma isteğinden daha fazladır.
Risk alamamıza neden olan duyguları saptamak için geçmişte yaşadığımız bu tür olayları hatırlamaya çalışalım ve olayı saptadığınızda ne tür korkunuz olduğunu saptamanız çok daha kolay olacak.. İlk akla gelen kaybetme korkusu ve hata yapma korkusu. Geçmişte ailelerimiz bizlere sorumluluklarımızı, risk almayı öğretmediği için büyüdüğümüzde sorumluluk ve risk almakta oldukça zorluk çektiğimi fark ettim. O yüzden hata yapma korkusu ile risk almaktan çoğu zaman kaçınıyoruz.
Risk alamamanın ardında kaybetme korkusu ve hata yapma korkusu yatar. Geçmişte kaybetme korkusu yaşadığınız an’a gitmenizi, oradaki size sorular sorun ve sonra korku çalışmasındaki boşluğa kaybetme korkum var değilde oyuncağımı kaybetme korkum var gibi cümle kuruyoruz. Daha sonra Bu durumu daha önce nerede yaşadım?. gibi sorular soruyoruz ve aklımıza gelen görüntülerle de aynı çalışmayı sürdürüyoruz. Hata yapma korkusu ve daha sonra risk alamama korkusu üzerinde de aynı çalışmayı yapmanızı tavsiye ederim.
Kaybetme korkusu
Benim kaybetme korkum.
Ben kaybetme korkumu kabul ediyorum.
Ben kaybetme korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim.
Ben kaybetme korkumu seviyorum.
Derin bir nefes alıp kalbimizden pembe ışıklar çıkardığımı hayal ediyoruz. Korku enerjisinin vücudumdan çıkıp sevgi enerjisinin tüm hücrelerime yayılmasına izin veriyoruz. Kaybetme korkusu ile ilgili bir şey hissetmeyene kadar birkaç tur başarı korkusunu tekrarlıyoruz ve daha sonra olumlamalara geçiyoruz.
Ben hiçbir şeyin ve hiç kimsenin sahibi değilim.
Ben hiçbir şeyin ve hiç kimsenin sahibi olmadığımı biliyor ve inanıyorum.
Ben hiçbir şeyin ve hiç kimsenin sahibi olmadığımı kabul ediyorum.
Ben hiçbir şeyin ve hiç kimsenin sahibi olmadığımı bildiğim için kendimi takdir ediyorum.
Ben hiçbir şeyin ve hiç kimsenin sahibi olmadığımı bildiğim için şükrediyorum.

Ben sahip olduğum değerlerimi biliyor ve özgürce seviyorum.
Ben sahip olduğum değerlerimi biliyor ve özgürce sevdiğimi biliyor ve inanıyorum.
Ben sahip olduğum değerlerimi biliyor ve özgürce sevdiğimi kabul ediyorum.
Ben sahip olduğum değerlerimi biliyor ve özgürce sevdiğim için takdir ediyorum.
Ben sahip olduğum değerlerimi biliyor ve özgürce sevdiğim için şükrediyorum.

Ben kolayca kararlar alıyor ve hızla uyguluyorum.
Ben kolayca kararlar alıyor ve hızla uyguladığımı biliyor ve inanıyorum.
Ben kolayca kararlar alıyor ve hızla uyguladığımı kabul ediyorum.
Ben kolayca kararlar alıyor ve hızla uyguladığım için takdir ediyorum.
Ben kolayca kararlar alıyor ve hızla uyguladığım için şükrediyorum.
Kaybetme korkusu üzerine odaklanarak ‘’bu durumu yaşamama sebep olan her ne ise özür dilerim lütfen beni affet, teşekkür ederim, seni seviyorum’’ cümlesini birkaç defa tekrarlıyoruz.Hata yapma korkusu
 Benim hata yapma korkum var.
Ben hata yapma korkumu kabul ediyorum.
Ben hata yapma korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim.
Ben hata yapma korkumu seviyorum.

Derin bir nefes alıp kalbimizden pembe ışıklar çıkardığımı hayal ediyoruz. Korku enerjisinin vücudumdan çıkıp sevgi enerjisinin tüm hücrelerime yayılmasına izin veriyoruz.
Ben her şeyimle bir bütünün parçasıyım ve kendimi olduğu gibi kabul ediyorum.
Ben her şeyimle bir bütünün parçasıyım ve kendimi olduğu gibi kabul ettiğimi biliyor ve inanıyorum.
Ben her şeyimle bir bütünün parçasıyım ve kendimi olduğu gibi kabul ettim.
Ben her şeyimle bir bütünün parçasıyım ve kendimi olduğu gibi kabul ettiğim için takdir ediyorum.
Ben her şeyimle bir bütünün parçasıyım ve kendimi olduğu gibi kabul ettiğim için şükrediyorum.

Ben yaptığım her hatadan ders çıkarıyorum ve hata yaparak öğreniyorum.
Ben yaptığım her hatadan ders çıkarıyorum ve hata yapmanın öğrenmenin bir yolu olduğunu biliyor ve inanıyorum.
Ben yaptığım her hatadan ders çıkarıyorum ve hata yapmanın öğrenmenin bir yolu olduğunu kabul ediyorum.
Ben yaptığım her hatadan ders çıkarıyorum ve hata yapmanın öğrenmenin bir yolu olduğu için takdir ediyorum.
Ben yaptığım her hatadan ders çıkarıyorum ve hata yapmanın öğrenmenin bir yolu olduğu için şükrediyorum.
Hata yapma korkusu üzerine odaklanarak ‘’bu durumu yaşamama sebep olan her ne ise özür dilerim lütfen beni affet, teşekkür ederim, seni seviyorum’’ cümlesini birkaç defa tekrarlıyoruz.Risk Alamama Korkusu
Benim risk alama korkum var.
Ben risk alama korkumu kabul ediyorum.
Ben risk alama korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim.
Ben risk alama korkumu seviyorum.
Derin bir nefes alıp kalbimizden pembe ışıklar çıkardığımı hayal ediyoruz. Korku enerjisinin vücudumdan çıkıp sevgi enerjisinin tüm hücrelerime yayılmasına izin veriyoruz.
Ben yaşamın akışına güveniyorum ve kolayca risk alıyorum.
Ben yaşamın akışına güveniyorum ve kolayca risk aldığımı biliyor ve inanıyorum.
Ben yaşamın akışına güveniyorum ve kolayca risk aldığımı takdir ediyorum.
Ben yaşamın akışına güveniyorum ve kolayca risk aldığım için takdir ediyorum.
Ben yaşamın akışına güveniyorum ve kolayca risk aldığım için şükrediyorum.

Risk alama üzerine odaklanarak ‘’bu durumu yaşamama sebep olan her ne ise özür dilerim lütfen beni affet, teşekkür ederim, seni seviyorum’’ cümlesini birkaç defa tekrarlıyoruz.Erteleme:
Karşımıza bir çok şekilde bürünüp çıkan bize yük olan zamanımızı verimsiz kullanmamıza neden olan etken.. Yapmamız gerekenleri gereksiz yere yarına ertelemektir. İşleri ertelemenin altında korku ve endişe, kişisel problemler, Başarısızlık korkusu ve konsantrasyon zorluğu gibi farklı nedenler yatsa da sonuçlarına baktığımızda hem bugünün hem geleceğin kalitesini etkiliyor. Sizce hangisi daha cazip? İşini hemen yapmak mı? Gereksiz yere işini yarına erteleyip stres yapmak mı ?
Erteleme huyu 7 başlı bir yılan gibi, altında birçok nedenleri vardır ve her bir nedenleri bulup ayrı ayrı korku çalışması yapmamız gerekir.
Aşağıda ertelemenin nedenlerini ve neden oldukları korkuları sizinle paylaşıp daha sonra bu korkuları sevgi enerjisine dönüştüreceğiz.
Not: Korkuyu yok etmenin tek yolu sevgi enerjisine dönüştürmektir. Kişiden kişiye bu nedenler değişebilmektedir. En sağlıklısı ertelediğimiz nedenin altında yatan korkularımız tespit edip ona göre korkuyu sevgi enerjisine dönüştürme çalışması yapabilirsiniz. Size birkaç örnek göstericem. Tekrarlıyorum en sağlıklısı ertelediğiniz konuları tespit edip ‘’bunun altında hangi korkum yatıyor’’ diye kendinize sorun.
Erteleme ya da yaşadığımız farklı sorunlar. Tüm sorunların çözümü kendini tanımakla başlıyor. Önce sorununuzu kendiniz tanımlamalı ve anlamalısınız. Siz kendinizi tanımadıkça, anlamadıkça, davranışlarınızın nedenlerini sorgulamadıkça çözüm önerileri sizin için sonuç vermez. Sizin probleminiz nedir? Hangi konularda ertelemeye başvuruyorsunuz? Erteleme alışkanlığınızın nedenleri neler olabilir?
Bu nedenler, zayıf noktalarınızdır ve hayatınızın farklı noktalarını da etkilemektedir. Bunu anladıktan sonra işlerinizi ertelememek adına farklı yollar geliştirebilirsiniz.
Korkularımız davranışlarımıza yansır. Bunu nasıl anlayacaksınız. Herkes birçok yapmak istemediği ya da yapmak isteyip te yapamadığı durumlarla karşılaşır. Sorun şu ki eğer o davranışın altında yatan korkuyu bulup’ta sevgiye dönüştürmez sen o rahatsız edici davranışını sürekli tekrarlayacaksın.
Eğer değişmek istiyorsan ilk adımı atmanın zamanı geldi. Değişimin sırrı kabullenmektir. Değişim için inkar etmek yerine ya da bahane bulmak yerine önce erteleme konusunda bir sorunun olduğunu kabul etmekle işe başlayabilirsin. Sizlere burada ertelemenin önündeki sorunları ve sorunların altındaki korkuları göstermeye çalışacağım.
Mükemmelliyetcilik:
Mükemmeliyetçi insan, 1 şeyden %100 emin olmadığı sürece hareket etmesi zor veya en iyisini yapmak için uygun bir zamanı beklemek yani bir sonraki sefere ertelemek. Kendinin ve/veya çevresindekilerin en ufak bir hatasını bile kabul edemeyen, kendini ya da etrafındakileri sürekli olarak eleştiren, kendi doğrularına göre düzeltmeye çalışan, ulaşılması neredeyse imkânsız, gerçek dışı hedefler koyan ve doğal olarak bu hedeflere ulaşamadığında da hayal kırıklığı ve öfke yaşayan, süreçten keyif almaktan uzak, sonu odaklı, sürekli olarak beğenilmeme ve sevilmeme kaygısı yaşayan biridir. Tatminkâr ilişkiler yaşaması ve işler yapması oldukça zordur. Kendini ve başkalarını acımasızca eleştirir ve mutsuzluk üretir. Mükemmeliyetçi kişi kendi sırtını sıvazlamadığı, kendini ödüllendirmediği için sürekli olarak dışarıdan onaylanma ve olumlu geri bildirim bekler. Alamadığı zamanlarda da yaşadığı hayal kırıklığı yıkıcı olabilir. Mükemmelliyetciliğin ardında onaylanmama korkusu yatar.

Mükemmeliyetçi olup olmadığınızı nasıl anlarsınız?
• Sürekli olarak denetleme ve onay alma
• Tekrarlama ve düzeltme
• Aşırı planlama, düzenleme ve sıralama
• Karar vermede güçlük çekme
• Erteleme
• Kaçınma
• Başkalarını değiştirmeye çalışma

Onaylanmama Korkusu
Benim onaylanmama korkum var.
Ben onaylanmama korkumu kabul ediyorum.
Ben onaylanmama korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim.
Ben onaylanmama korkumu seviyorum.

Derin bir nefes alıp kalbimizden pembe ışıklar çıkardığımı hayal ediyoruz. Korku enerjisinin vücudumdan çıkıp sevgi enerjisinin tüm hücrelerime yayılmasına izin veriyoruz.
Hiç kimsenin benim yaptığım işi onaylamasına ihtiyacım yok.
Hiç kimsenin benim yaptığım işi onaylamasına ihtiyacım olmadığını biliyor ve inanıyorum.
Hiç kimsenin benim yaptığım işi onaylamasına ihtiyacım olmadığını bildiğimi kabul ediyorum.
Hiç kimsenin benim yaptığım işi onaylamasına ihtiyacım olmadığını bildiğim için takdir ediyorum.
Hiç kimsenin benim yaptığım işi onaylamasına ihtiyacım olmadığını bildiğim için şükrediyorum.

Onaylanmama üzerine odaklanarak ‘’bu durumu yaşamama sebep olan her ne ise özür dilerim lütfen beni affet, teşekkür ederim, seni seviyorum’’ cümlesini birkaç defa tekrarlıyoruz.

Başarısızlık korkusu:
Bazı insanlar aldıkları kararlar karşısında kendini yetersiz hissedip kişi kaygılarından dolayı o işi yapmak istemez. Bu durumda kişi karşı karşıya olduğu durumla yüzleşmek yerine, bir devekuşu misali kafasını saklar. O işi erteleyebildiğince erteler.
Hata yaptığında ise insan bundan ders çıkarmak yerine Başarısızlık sayıp ikinci defa denemeye çoğu zaman cesaret edemiyor ne yazık ki. Başarısızlık korkusu olumsuz düşüncelerden besleniyor. Olumsuz düşüncelerde haliyle duygularımızı etkiliyor. Birçok olumsuz duygular vardır. Ama çoğunun kökeninde de kızgınlık yatar. Kızgınlığın temelinde de, bir şeyi yada birilerini suçlamak vardır. Suçlamayı bıraktığımız anda, olumsuz duygular kaybolmaya başlar. Korku Başarının bir numaralı ve en büyük düşmanıdır. Başarısızlık korkusundan kurtulursak başarı kaçınılmazdır.
Bir iş gözünüzde büyüyorsa onu yapmadan önce birkaç saniye şunu hayal edin: bu iş bittiğinde üzerinizden o yükün nasıl kalkacağı ve zihninizin nasıl hafifleyeceği… Bunun bilincinde olduğunuza gerçekten motive olacak ve hatta işinizi normalden çok daha çabuk bir sürede sonlandırabileceksiniz.
Gözünde büyütmek beraberinde üşenmeyi, üşenmek de hemen akabinde yarına ertelemeyi getirir. Dolayısıyla üşengeçliği bir kenara bırakın, bitişin hayalini kurun ve hemen o işe atılın!
Burada yetersizlik, suçlanma ve Başarısızlık korkusu çalışmaları yapacağız. Sırayla çalışmalara başlayalım. Önce yetersizlik korkusunun üzerine gidiyoruz...

Yetersizlik korkusu

Benim yetersizlik korkum var.
Ben yetersizlik korkumu kabul ediyorum.
Ben yetersizlik korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim.
Ben yetersizlik korkumu seviyorum.

Derin bir nefes alıp kalbimizden pembe ışıklar çıkardığımı hayal ediyoruz. Korku enerjisinin vücudumdan çıkıp sevgi enerjisinin tüm hücrelerime yayılmasına izin veriyoruz.

Ben her halimle yeterliyim.
Ben her halimle yeterli olduğumu biliyor ve inanıyorum.
Ben her halimle yeterli olduğumu kabul ediyorum.
Ben her halimle yeterli olduğum için kendimi takdir ediyorum.
Ben her halimle yeterli olduğum için şükrediyorum.

Yetersizlik üzerine odaklanarak ‘’bu durumu yaşamama sebep olan her ne ise özür dilerim lütfen beni affet, teşekkür ederim, seni seviyorum’’ cümlesini birkaç defa tekrarlıyoruz.Suçlanma korkusu
Benim suçlanma korkum var.
Ben suçlanma korkumu kabul ediyorum.
Ben suçlanma korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim.
Ben suçlanma korkumu seviyorum.

Derin bir nefes alıp kalbimizden pembe ışıklar çıkardığımı hayal ediyoruz. Korku enerjisinin vücudumdan çıkıp sevgi enerjisinin tüm hücrelerime yayılmasına izin veriyoruz.

Yaşadığım ve yaptığım her şeyi ben onaylıyorum.
Yaşadığım ve yaptığım her şeyi ben onayladığımı biliyor ve inanıyorum.
Yaşadığım ve yaptığım her şeyi ben onayladığımı kabul ediyorum.
Yaşadığım ve yaptığım her şeyi ben onayladığım için kendimi takdir ediyorum.
Yaşadığım ve yaptığım her şeyi ben onayladığım için şükrediyorum.

Suçlanma üzerine odaklanarak ‘’bu durumu yaşamama sebep olan her ne ise özür dilerim lütfen beni affet, teşekkür ederim, seni seviyorum’’ cümlesini birkaç defa tekrarlıyoruz.

Başarısızlık korkusu
Benim Başarısızlık korkum var.
Ben Başarısızlık korkumu kabul ediyorum.
Ben Başarısızlık korkumu şu anda sevgiye dönüştürmeye niyet ettim.
Ben Başarısızlık korkumu seviyorum.

Derin bir nefes alıp kalbimizden pembe ışıklar çıkardığımı hayal ediyoruz. Korku enerjisinin vücudumdan çıkıp sevgi enerjisinin tüm hücrelerime yayılmasına izin veriyoruz.

Ben her halimle başarılıyım.
Ben her halimle Başarılı olduğumu biliyor ve inanıyorum.
Ben her halimle Başarılı olduğumu kabul ediyorum.
Ben her halimle Başarılı olduğum için kendimi takdir ediyorum.
Ben her halimle Başarılı olduğum için şükrediyorum.

Başarısızlık üzerine odaklanarak ‘’bu durumu yaşamama sebep olan her ne ise özür dilerim lütfen beni affet, teşekkür ederim, seni seviyorum’’ cümlesini birkaç defa tekrarlıyoruz.

Yunus Yavuz

4 yorum :

  1. slm.yukarıdaki çalışma çok güzel çok faydalı.çalışma yaparken şunu farkettim.bilinçaltımda mücadele-zorluk-engel-direnç vb kelimeleri.Bunlar olmazsa hayatın anlamı yok,zorluklar hayatı renklerdirir.mücadele yoksa yaşamın anlamı olmaz,kolayı herkes başarır önemli olan zorlukları başarmak,hayat zorluklarla güzeldir vb inançları farkettim bu ne anlama geliyor? bu durumu nasıl çözebilirim.tşkler

    YanıtlaSil
  2. Yan Tarafta linki bulunan Bilinçaltı Kayıt temizlik Rehberini Okumunanızı Tavsiye ederim.Size yardımcı olacaktır.

    YanıtlaSil
  3. Son cümlede özür dilerken kimden diliyoruz acaba kendimizden mi

    YanıtlaSil