Kelebekleri Özgürleştirmek- Affetme - Regresyon Çalışması


Bu çalışma hikayesi danışanın özel hayatına saygı kapsamında izni alınarak yayınlanmıştır. 

******************************************************************

Affetmek huzurlu bir yaşam için ihtiyaç duyduğumuz en önemli şeydir.
Yaratıcımız Kuran’da bununla ilgili birçok yerde bu duruma işaret etmiş ve affetmenin önemini belirtmiştir.
Bir kötülüğün cezası yine onun gibi bir kötülüktür, ama kim affeder, bağışlarsa onun mükâfatı Allah'a aittir. Şüphesiz ki Allah, zalimleri sevmez. (Şura Suresi, 40)
Öfke ve kızgınlık yaşam enerjimizin önünde en yıpratıcı enerjilerin başında gelir. Bu nedenle gerek kendimize gerekse başkalarına hissettiğimiz öfke, kızgınlık, kin gibi duyguları boşaltmamız gerekir. Bu duygular boşaldıkça affedebilen bir kişi olmaya başlarız.

Başkaları bize haksızlık yapmış olabilir. Geçmişte zarar vermiş olabilir. Kendimize karşı haksızlık yapmış olabiliriz. Yanlış yapmış olabiliriz. Ama bunların duygularını yine içimizde taşımak zorunda değiliz. Bu duygular sadece kendimize zarar verirler.
Affetmek bu nedenle sadece ve sadece kendimize vereceğimiz bir hediyedir.
Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır, yumuşak davranandır. (Bakara Suresi, 263)

Affetmek yeniden yaşam enerjimizle buluşmamızı sağlar.
Affetmek geçmişin bizi acıtmasından vazgeçmek demektir. Geçmişi geçmişte bırakmak demektir.
Bir hayrı açıklar ya da gizli tutarsanız veya bir kötülüğü bağışlarsanız, şüphesiz Allah, affedicidir, güç yetirendir. (Nisa Suresi, 149)
Affetmek zaman işidir. Çalışmayla olgunlaşarak elde edebileceğimiz bir şeydir. Birikmiş enerjiler bizi geçmişte sıkıştırır ve şu anki yaşamınızda keyif ve sevgiyi bulmamızı engeller.
Çoğu kişi için affetmek zordur. Çünkü affı bir kişiyi bağışlamakla eşdeğer görür. Bağışlamak ise o kişinin yaptıklarını artık yok saymak anlamına gelir. Ancak affetmek o kişinin davranışını yok saymak anlamına gelmez. Bizim kendi kendimizi cezalandırmamızı bırakmaktır.

İçimizde kızgınlığı taşıdıkça başkalarının yanlışları için kendi kendimize ceza vermiş oluyoruz.
Anlaşılması gereken konu budur. Başkalarının davranışları için siz kendiniz cezalandırıyorsunuz. Çok güzel hoş bir ortama gitmişsiniz, eğleneceksiniz karşınızda kızdığınız ve öfkelendiğiniz birisi var. Eğlencenizin tadı birden kaçar. Odağınız ona olan öfke ve kızgınlığınıza yönelir intikam hırsı sizi sarmaya başladığında geçmiş ya da gelecekte gezinmeye başlarsınız. Sonuçta eğlenceniz berbat olmuş olacaktır.
Bunun yerine içinizdeki öfkeyi boşaltıp onu affetmeniz, sizin o kişiyi gördüğünüzdeki ruh halinizin bozulması öneyecektir. Belki dikkate bile almayıp eğlencenize devam edeceksiniz.
Affetmek unutmak değildir. Yapılan zararları unutmak akıllıca bir davranış olmaz. Affetmekle zarar verecek insanların bize zarar vermesine izin vermiş olmayız. Onlara güvenmek zorunda değiliz. Affetmek yapılanları hoş görmek değildir. Yanlış neyse yanlıştır. Eğer yanlış nedeniyle çekilmesi gereken bir ceza varsa o kişi çekecektir. Affetmek sadece kendimizi ceza verici konumdan çıkarmaktır. Biz ceza verici değiliz.
Günlük hayatta yaşadığınız olaylar karşısında öfke hissedebilirsiniz, bu doğal bir şeydir. Önemli olan öfke sonrasında vereceğiniz tepkidir. Bununla ilgili bir danışanımın yaşadığını paylaşmak istiyordum.
Aynı ortamda çocuklarının etkinlikleri için bir arada bulunan başka bir hanıma çocukları dışlama, arkadan konuşma, oyun oynama gibi konularından dolayı bir kızgınlık ve öfkesi vardı. Daha önce yapmış olduğu bir harekete karşılık vermek için kendince bir plan yapmıştı. Konuşmamızda bunu benimle paylaştı. Bende kendisine bu durumun akıllı bir davranış olmadığını yapacağı hareket sonrasında karşı taraftan kendisine farklı bir atak gelebileceğini bu çekişmenin devam edeceğini söyledim. Ayrıca odağında intikam hissi olduğu için hayatına bu tür konuları çekebileceğini söyledim ve kendisine öfke çalışması yapmasını söyledim.

************************************************

KONTROL SENDE kitabımı satın alarak hayatınıza  katkıda bulunmak ister misiniz?

KENDİ KENDİNİZİN YAŞAM KOÇU OLUN



***********************************************
Bulunduğu çocukların kamp yaptığı otelden ayrıldı arabası binip sakin kalacağı bir yere gidip karşısında sorun yaşadığı kişiyi sanal olarak alıp öfkesini boşaltma işlemi yapıp o kişiyi affetti. Devamında yeniden otele geldiğinde yaşadıklarına kendiside hayret ettiğini söyledi. Otel çalışanları tarafından daha önceki günlerden farklı olarak özel ilgi gösterildiği ve ücretsiz içecek ikramları yapıldığını, sürtüşme yaşadığı o kişide dahil grup içerisinde bulunan diğer insanlarla güzel bir gün geçirdiğini belirtti.
Enerjisini değiştirdiği ona gelen enerjide değişmişti. Üstüne üstlük ödüllendirilmişti.
Duygularda apse gibi birikir. Tüm benzer duyguları beden aynı yerde biriktirir. Örneğin öfke, kızgınlık, kin, nefret, kırgınlık gibi duygular karın bölgesinde, bağırsak kaslarında birikir. Acılar kalp bölgesinde, ifade edilmemiş sözler gırtlak bölgesinde ve tiroit bezinde birikir. Beden duyguları bir yerde tutmaya ve zarar ver¬mesini engellemeye çalışır. Aynı apse gibi. Ama birikmiş duygularda kendini değişik şekillerde sorunlar olarak belli eder.
Akılı davranış biçimi enerjimizi birilerini cezalandırma peşinde harcamak yerine istediğimiz şeylerin peşinde harcamaktır.
En önemli konuda kendimizi affetmektir. Yaşam kavramımızda olan bir şey var; Suç varsa karşılığında ceza olmalıdır. Birilerini suçluyorsak onun ceza alması bizi rahatlatabilir.
Bu olay kendimiz içinde geçerlidir. Eğer biz kendimizi herhangi bir şekilde suçluyorsak inanç sistemimiz gereği cezalandırılmamız gerekmekte olduğu konusunda içte bir rahatsızlık oluşacaktır. Kendimizi affedene kadar ya da cezalandırıldığımız konusunda tatmin olana kadar bu enerji yıllarca bizim içimizde kalacaktır. Bu olay aklımıza geldiğinde sürekli bizi rahatsız eden olaylarla karşılaşacağız. Bazen de karşılaştığımız olumsuz olayı başka bir olayın diyeti olarak değerlendiriyoruz.
Yaşanan olayla ilgili olarak gerçekten suçlumuyuz ya da suçluysak cezanın sınırı ne bunu hiçbir zaman dikkate almayız. Ve kendimize karşı insafsız olduğumuz kadar başka hiç kimseye bu kadar insafsız davranmayız.
Telefonla yapmış olduğum bir bilinçaltı kayıt temizlik çalışmasını paylaşmak istiyorum. Bir hanım takipçimle yaptığım ikinci çalışmaydı.
Daha önce yaşadığı sorunlar nedeniyle yapmış olduğumuz çalışmada değersiz duygusu üzerinde çalışmış ve onunla ilgili kayıtları dönüştürmüştük. Ve kendisine çalışma sonrasında dinlemesi için hazırlamış olduğum ses kaydı göndermiştim
Ancak çalışma sonrasında yoğun bir şekilde mide ağrıları yaşadığını söyledi bende kendisine bir önceki çalışma sonrasında anne ve babası ile ilgili aklına gelen konularda ilave öfke çalışması yapmasını söyledim. Devamında da kendisine yapmasını istedim.
Ancak kendisi ile ilgili yapmış olduğu çalışma sonrasında kendisini affedemediğini belirterek yeniden yardım istedi.
Yakın dönemde nişanlısından ayrılmış nişanlısı ile ayrılma sebebi olarak sürekli kendisinin yeterince iyi olmadığı yeterince anlayışlı olmadığı konusunda kendini suçluyordu. Yapmış olduğu çalışmada kendisini bir türlü affedememişti.
İşin ilginci nişanlısını melek gibi tanımlarken kendisini canavar gibi görüyordu. Yoğun bir şekilde kendini suçlama vardı. Bunun için regresyon terapisine başladık.
Gevşeme ve transa geçme telkinleri sonrasında konumuz olan duygusuna odaklanıp bu duyguyu yoğun hissetmesi için telkinlerde bulunduğumda duygu yoğunluğu sonrasında midesinde bir ağrı olduğunu söyledi. Doğru yerdeydik. Daha öncede aynısını hissetmişti. Mide bazı şeylerin hazmedilmemesi ile ilgiliydi.
Devamında bu rahatsız olduğu duyguyla ilgili ilk seyahatimizi yaptık. Gittiği yerde 7-8 yaşlarında olduğunu sokakta kardeşi ile birlikte oynadığını söyledi. Kardeşinin zihinsel olarak bir rahatsızlığı olduğunu yaptığımız konuşmalarda söylemişti. Yanlarında başka çocukların bulunduğunu ve onların kardeşinin kafasına kum attıklarını, ancak kendisinin bunu engellemediğini, daha sonra dayısının gelerek kardeşinin kafasındaki kumları temizlediğini söyledi. Ona neden kardeşine yardım etmediğini sorduğunu söyledi.
Sahneye bakarak ne hissettiğini sordum. Suçluluk duyuyordu. Kardeşin sana ne söylüyor dedim. Kardeşim bana “neden beni kurtarmıyorsun” diyor dedi.
Yoğun bir duygusallığın içine girdi. Kendisini kardeşine yardım etmemekle suçluyordu. Farkında olmadığı şey kendiside çocuktu. Bu yaşlarda kardeşler arasıda bir şekilde rekabet ve kıskançlık olabilirdi. Yaşamış olduğu olay bundan kaynaklanıyordu.
Ancak kendisine yapmış olduğu dayatmadan dolayı bir türlü kendisini affedemiyordu.
Bende kendisini bu durumu kabullenebilmesinde yardımcı olacak başka sahne ve olaya götürmek için yeniden geçmişe doğru yolculuğa çıkardım. Bu kez gittiği yerde anne ve babasını kavga ederken gördü. Kardeşinin rahatsızlığından dolayı anne ve babası kavga ediyordu. Birçoğumuzun yaşadığı şeyi yaşamıştı, ailedeki büyüklerin hissettikleri acılarını ve sorunlarını içselleştirip kendi üzerine alıp yüklenirse azalacağını düşünmüş ve evdeki huzursuzluğun kaynağı olarak kardeşini görmüştü. Kendisine bu konuda telkinlerde bulunduktan sonra kendisini affetmeye yardımcı olacak bir başka sahne bulmak için yeniden geçmişe yolculuğa başladık.
Bu kez gittiği yerde annesin kardeşine hamile iken kardeşi ile yeterince ilgilenmediğini gördü. Bu durumu bildiği halde gerekli önlemleri almamıştı.
İnsanlar için en yakıcı olanı insanın kendisi ile ilgili düşündükleri ve yapmış olduğu tanımlamalar olduğunu kendi çalışmalarımda çok iyi biliyordum.
Dayatmalar gerçekten kırılması zor inanç kalıplarıydı.
Çalışmanın devamında öfke boşaltma ve affetme terapisine geçtik. Terapide Önce annesine, babasına ve kardeşine olan öfkesini boşaltması için teşvik ettim. Devamında ise kendisinin affetmesi istedim. Yapmış olduğu çalışmalara sonrasında o sahnelere yeniden gönderdiğimde o sahneler değişmişti. Sonraki günlerde kardeşine ve kendisine olan öfkesinin azaldığını söyledi. Kendini affetme ve kabul konusunda iyi bir yol almıştı.
Ancak farkında olunması gereken konu şu, bu çalışmalarda ne kadar çok duygunun içine girip hissederek yaparsanız o kadar etkili ve verimli olacaktır.
Anne, baba ve yakın kişilerle ilgili öfke çalışmalarının onlarla ilgili hatırladığımız tüm olayları kapsayacak şekilde bir süre devam edilmesi çok önemlidir. Çünkü yapılan çalışmalarda sadece o anlık aklımıza gelen ya da o olaya ait öfkemizin farkında olabiliyoruz. Başka bir öfkemiz  varsa ancak onunla ilgili olayla karşılaştığımızda ortaya çıkıyor. O nedenle öfke çalışmalarını fırsat buldukça hayatımızın her alanında yapmak büyük bir rahatlama sağlıyor.
Duygularınızı boşaltın... Bunu ister herhangi bir duygusal boşaltma tekniği ile yapın ya da ilkel yöntemlerle yapın. Her biri işe yarayacaktır. Yeter ki duygularınız ifade yolu bulsun ve boşalsın. Duygular boşaldıkça olayın kendisine olan hassasiyet azalacak ve ortada affetmek gereken bir olay kalmayacaktır. Size duygularınızı boşalmanız gerektiğini öğütlüyorum. Şu ana kadar anlattıklarım sizin bilincinizi yükseltmek ve diğer olasılıkları görmenizi sağlamaktı. Onlar sizin duygularınızı keşfetmenizi ve yüzleşmenizi kolaylaştıracaktır. Asıl tedavi duyguların boşalmasıdır.
Duygularınızı boşalttığınızda, yaşadığınız olay ve insanları kolayca affedebileceğinizi görebileceksiniz. Özellikle kendinizle ilgili konulardaki dayatmalarınızın farkına varmak ve onlardan kurtulup kendinizi affetmek sizi çok büyük özgürlük sağlayacaktır.
Huzurlu bir yaşam istiyorsanız mutlaka ve mutlaka geçmişi ve geçmişte hayatınızda olan kişileri ve en önemlisi kendinizi affedin. Affetmeyi kendiniz için yapın. Affetmeyi yaparken öfke ve kızgınlık duyduğunuz kişiye bir şey söylemek zorunda değilsiniz. Basit bir öfke ve kızgınlık için yıllarca sırtınızda taşıdığınız küfeyi yükleri boşaltın ki geleceğe daha dinç daha canlı yürüyebilesiniz.

Bilinçaltı kayıt temizliği Rehberi yazısında paylaştığım Öfke Boşaltma ve Affetme çalışması bölümünü burada yeniden paylaşmak istiyorum.

Öfke Boşaltma ve Affetme çalışması

Affetme çalışması için sakin ve rahatsız edilemeyeceğiniz bir yer bulun. İki tane sandalye alın ve karşılıklı koyun. Devamında birine kendiniz oturun diğerine ise öfkeli olduğunuz kişinin oturduğunu hayal edin. Veya kendinizi duvarları beyaz ortada iki sandalye olan bir odada hayal edebilirsiniz. Kucağınıza bir yastık alın. Karşınızda öfkeli kişi oturduğu yerde o kişiye karşı tüm öfke ve kızgınlığınızı yüksek sesle dile getirin. Avazınız çıktığı kadar bağırın çağırın ona olan öfke kızgınlığınızın nedeni olan konuları haykırın. Fiziksel olarak vurmak istiyor olabilirsiniz. Bunun için yastığı kullanın. Ve içinizdeki tüm kötü duyguları boşaltın.
Sana öfkeliyim……. yaptığın için.
Sana kızgınım ………. Şeklinde davrandığın için.
Sana kızgınım benim …….. davranışımın karşılığında ….. davranışında bulunmadığın için vs.
Neden ……………………….. yaptın?
Senden nefret ediyorum çünkü……..
Kibar olacağım diye kendinizi sınırlamayın. Ve bu olayı sadece zihinde yapmayın. Buradaki temel amaç zihnimizi boşaltmak. Zihinde yeniden sarmala girebilirsiniz. Konuşarak, bağırarak ve vurarak yaptığınızda olaya tüm duyularınız katılacak ve kendiniz için o kadar inandırıcı olacaksınız. Öcünüzü aldığınızı hissedin ki affetmeyi kabul edebilesiniz. İçinizdeki öfke kızgınlık, kırgınlık enerjisi bittiğinde doğal olarak rahatlamış olacağınız için olaya çok daha farklı açıdan bakabileceksiniz.
Sizin tarafınızdan söylenecek sözler bittikten sonra karşı tarafın savunmasını alın. Sizin suçlamalarınız için ne diyor. İçinizden onun yerine bir cevap gelecektir.
Cevap geldiğinde onu dinleyin ve kendinize şunu sorun verilen cevap sizin onu affetmeniz için yeterli mi? Gelen cevap sizi tatmin ediyor mu? Bu soruların cevabı evet se onu affetmeye hazırsınız demektir. Onu gerçekten canı gönülden affedin kendinizi ve onu serbest bırakın. Ona sarılın ve gitmesine izin verin.
Bunun için aşağıdaki sözcükleri kullanabilirsiniz.
“ Seni affediyorum. Seni bağışlıyorum. Seni zihinsel ve manevi olarak serbest bırakıyorum. Bana verdiklerin için teşekkür ederim. Onları sevgiyle kabul ediyorum. Onlar bende kalacaklar. Sana verdiklerimi sevgiyle verdim onlar sende kalabilirler. Sana yaşamında iyilik sağlık ve huzur diliyorum. Seni sevgiye kutsuyor ve serbest bırakıyorum. Gitme izin veriyorum. Sen özgürsün bende özgürüm. Yolun açık olsun.
Canı gönülden yapacağınız affetme çalışması sonrasında o kişi için sizin zihninizde tutunacak hiçbir dal kalmayacağı için odağınızdan çıkacaktır. Zihninizi kontrolü yeniden size geçecektir.
Yaşamımızda en çok suçladığımız kişiler bize en yakın kişilerdir. İlk başlangıçta affetme çalışmalarını anne, baba ve ailenin diğer üyeleri için yapın. Mutlaka ve mutlaka anne ve baba için yapın. Devamında hayatınızda etkili ve önemli olan diğer kişiler için (sevgili, öğretme, patron vs. ) yapın.
Ve en önemlisi o karşı sandalyeye en sonunda kendinizi oturtun ve kendinize duyduğunuz öfke ve suçlamaları açığa çıkartın ve boşaltın.
Belki tek çalışmada aklınıza birçok şey gelmeyecektir. Aklınıza geldikçe diğer günlerde devam edin. İnanın ailenizle ilişkileriniz farklı boyuta taşınacaktır.
Birilerini affedemiyorsanız kesinlikle o konuda kendinizi suçluyorsunuzdur. Kendinize bir inanç kalıbı dayatmanız vardır. Bunu bakın. Kendinizle yüzleşmeyi kabul edin. İnsan olarak kendimizle ilgili bir kusur olduğunda ya da yapmamamız gerektiği bize dikte edilen bir davranış yaptığımızda hemen savunmaya geçer ve olayın sorumluluğunu başkalarına atarız. Ve diğer kişiyi yoğun bir şekilde suçlayarak kendi vicdanımızı sustururuz. Eğer karşı kişiyi affedemiyorsak kesinlikle bu olayda karşımızdaki kişiyi affettiğimizde kendi canımız yanacağı içindir.

Sevgiyle

0 yorum: