İzin Ver Olsun - Mustafa Kartal


İZİN VERME SANATI “Ben ne isem oyum ve bu durumdan mutluyum. Sen kimsen, O sun. Belki benden farklısın. Ama bu da çok güzel.”
Kişi, İzin Verme  Sanatındaki rolünü istemli olarak anlayıp uyguladığında, her şey kendisi için bir araya gelir. Çekim Yasası, kişi öyle olduğunu anlasa da, anlamasa da vardır ve değişmez. Her zaman karşılık verir ve her zaman düşünülen şeyle uyuşan kesin sonuçlar getirir. İzin Verme Sanatının dikkatli bir şekilde uygulanması, hislerin farkında olmayı ve düşüncelerin yönünü seçebilmeyi sağlar. Kişi bu yasayı anladığında ortaya çıkan durumu isteyerek mi, yoksa tesadüfen mi yarattığının farkına varır.
Sırasıyla Çekim Yasasını, sonra İstemli Oluşturma Bilimini ve en son İzin Verme Sanatını öğrenmek gerekir. Çünkü ilk ikisini anlamadan, İzin Verme Sanatı anlaşılamaz.
İzin Verme Sanatının özeti “Ben ne isem oyum ve bununla mutluyum ve keyifliyim. Ve sen kimsen, osun ve belki de benden farklısın ama bu da çok güzel”. Çünkü aramızdaki farklar dramatik ölçülerde bile olsa, ben, istediğim şeye odaklanabiliyorum. Olumsuz duygular yaşamıyorum. Çünkü bana huzursuzluk veren şeylere odaklanmayacak kadar bilinçliyim. İzin Verme Sanatını uygulayan birinin “Bu dünyaya herkesi, benim kendi doğrularımın peşinden sürüklemek için gelmedin” anlayışında olması gerekir. Bu yüzden İzin Verme Sanatı bu evrenin sürekliliği için  esastır. Siz, sizin bakış açınızdan kendi büyümenize izin vermiyor olabilirsiniz. İzin vermediğiniz zaman kendinizi kötü hissedebilirsiniz. Aynı şekilde bir başkasına izin vermediğiniz zaman da kendinizi kötü hissedebilirsiniz.
Sizi rahatsız  eden bir durum görüp, onu durdurmak ya da değiştirmek için hiçbir şey yapmamaya karar verdiğinizde, duruma hoşgörülü yaklaşmış olursunuz. Bu izin vermek disiplininden çok farklıdır. İzin vermek, olaylara bakmak için bir yol bulma sanatıdır. Aynı zamanda sizin bilinçaltınızla ilişkinize de izin verir. İzin vermek, zaman-mekan gerçekliğiniz içindeki verileri gözden geçirip iyi hissettiren şeylere odaklanmakla mümkündür. Duygusallık Rehberlik Sisteminizi, düşüncelerinizin yönünü belirlemenize yardımcı olması için kullanılır.
Başkalarının Düşüncelerinden Korunmalı Mıyım?
Bir şeyin size nasıl ulaştığını anlamazsanız, ondan korkarsınız. Siz düşüncelerinizle davet etmediğiniz sürece, başkalarının sizin deneyiminize gelemeyeceğini anlamazsınız, onların yaptıklarıyla ilgili endişeler duyabilirsiniz. Ancak siz düşüncelerinizle duygusallaşarak büyük beklentilere girmediğiniz sürece, hiçbir şeyin sizin deneyiminize gelemeyeceğini anlarsınız, istemediğiniz deneyimleri üzerinize çekmezsiniz.
Bu fiziksel dünyada, uyum içinde olduğunuz şeylerden, uyumsuzluk içinde olduğunuz başka şeylerden ve bir de ikisinin arasında, her şeyden biraz vardır. Ancak bu sürekli değişen bir şey olduğu için, siz buraya aynı fikirde olmadığınız şeyleri yıkmak ya da yok etmek için gelmediniz. Buraya gelme sebebiniz, ne istediğinizi her an, her gün, her yıl belirtmek ve düşüncenizin gücünü ona odaklamaktır. Özetle “Çekim Yasası” gücünün, onu size çekmesine izin vermektir.
Başkalarının Davranışlarına Karşı Savunmasız Değiliz
Kişilerin; diğerlerinin yaptıklarına izin vermemelerinin sebebi, Çekim Yasasını anlayamadıkları için istemedikleri deneyimlerin kendi yaşamlarına sıçrayabileceğine inanmalarıdır. Onlar istemedikleri tecrübeler yaşarken ya da başkalarının yaşadıklarını izlerken, hiç kimsenin bu tecrübeleri isteyerek yaşayamayacağını varsaydıkları için tehdidin gerçek olduğuna inanırlar. Eğer başkaları bunu yaşıyorsa, bu durumun kendi tecrübelerine de sıçramasından korkarlar. Çekim Yasası anlaşılmadığında kişi kendini çaresiz ve savunmasız hisseder. Dışarıya karşı duvarlar örer. O çaresizlikle karşı önlem alır. Ama hiçbir faydası olmaz. İstenmeyen olaylara karşı direnç, daha fazlasını deneyimlemesine neden olur.
Önemli olan dünyayı tüm çelişkilerden arındırmak değildir. Çünkü kurtulmak istediğiniz tüm çelişkiler, olup bitenin giderek büyümesine yol açar. Bunları bildiğiniz zaman, var olan sayısız çeşitliliğin ortasında, mutlu yaşam sürmenin mümkün olduğunu anlarsınız. Yalnızca  Evrensel Yasaları anlayıp uyguladığınız zaman, deneyimleyebileceğiniz kişisel özgürlüğünüzü bulacaksınız.
İlk iki yasa anlaşılıp uygulanıncaya kadar, İzin Verme Sanatının anlaşılması ve uygulanması zordur. Çünkü başkalarının yaptıklarının ve söylediklerinin sizi etkilemesi gerekmediğini anlayana kadar, başkalarına izin vermeniz mümkün değildir. Çünkü benliğin özünden gelen duygu öyle güçlüdür ki, kendinizi korumak isteyeceğiniz için, insanların o duyguyu uyarmasına izin vermez, veremezsiniz.
Bu yasalar, daimidir. Hep var olacaklar. Bu yasalar, evrenseldir, her yerdedir. Öyle olduklarını bilseniz de, bilmeseniz de mutlaktırlar. Onların varlığını kabul etseniz de, etmeseniz de onlar mevcuttur. Ve siz bilseniz de bilmeseniz de, yaşamınızı etkilerler.
Başkalarına Hoşgörülü Davranmak, İzin Vermek Değildir
Bir başkasının olduğu ya da sunduğu şey, sizin için bir tehdit değildir. Çünkü sizin yaşamınızın kontrolü zaten sizin elinizdedir. “Ben neysem oyum ve başkalarının da oldukları insan olmalarına izin veriyorum” diyen İzin Verme Sanatı, istemediğiniz her türlü deneyimden ve onaylamadığınız her türlü deneyimlerin olumsuz tepkisinden uzaklaştıracak bir özgürlük sağlar.
“İzin veren olmak iyidir”, sözü genellikle çoğu kişi tarafından doğru anlaşılmaz. Çünkü izin vermek, hoşgörülü olmak demektir. “Siz, ne iseniz o olacaksınız yani sizin standartlarınıza göre uygun olan ne ise o olacaksınız ve hoşunuza gitmese de, herkesin ne istiyorsa o olmasına izin vereceksiniz” anlamını taşır. Biraz mutsuz olsanız da, onlar için üzülseniz de, hatta kendiniz adınıza korksanız da ne olursa olsun, kişilerin olmak istediği şeyi olmalarına hoşgörü göstererek izin vereceksiniz.
Sadece hoşgörü gösterdiğinizde, izin veriyor sayılmazsınız. İkisi birbirinden çok farklıdır. Hoşgörü gösteren bir kişi olumsuz duygular yaşar. İzin veren isen, olumsuz duygu hissetmez. Buradaki özgürlük, olumsuz duygu yaşamamaktır, bu yüzden de arada büyük bir fark vardır. Olumsuz duygular içersindeyken özgürlüğü deneyimleyemezsiniz.
Hoşgörü, başkaları için avantaj gibi görünebilir. Çünkü siz onları yapmak istedikleri şeyden alıkoymazsınız. Ancak hoşgörü, sizin için bir avantaj değildir. Çünkü  siz hoşgörülü olurken, hala olumsuz duygular hissedersiniz ve dolayısıyla olumsuz bir duyguyla çekersiniz. İzin veren olduğunuzda, bu istenmeyen şeyleri deneyiminize çekmez ve mutlak özgürlüğün ve mutluluğun tadını çıkarırsınız.
Sorunları mı Gözlemliyorum? Çözüm mü Arıyorum?
Kişinin gözlem alanına sorun yaşayan kişiler giriyorsa, sorunlu olan kişilere bakmak veya onları görmemezlikten gelmek yerine eğer onlara yardımcı olmak istiyorsanız, gözünüzü derde değil, yardıma dikmeniz gereklidir. Çözüm aradığınız zaman, olumlu duygu hissedersiniz ama soruna baktığınız zaman, olumsuz duygulara takılırsınız.
Başkalarının ne olmak istediğini gördüğünüzde ve sözleriniz ya da düşünceleriniz aracılığıyla onlara sahip olmak istedikleri şeye doğru yönlendirdiğinizde onlara büyük yardımınız dokunabilir. Ama yoksulluk ya da hastalık içinde kıvranan birini gördüğünüzde ve o istemediği şey hakkında ona acıdığınızda ya da sempati duyduğunuzda, siz de aynı olumsuz duyguyu hissedersiniz. O anda bu duruma olumsuz katkı sağlarsınız. Başkalarıyla, istemediklerini bildiğiniz şeyler hakkında konuştuğunuz zaman, onların istemedikleri şeyleri daha fazla yaratmalarına ve üzerlerine çekmelerine yardımcı olursunuz. Çünkü istenmeyen şeyleri çeken titreşimleri harekete geçirirsiniz.
Hastalıkla savaşan arkadaşlarınız varsa, onların iyi olduklarını hayal edin. Çünkü onların hastalıklarına odaklandığınızda, sizde kendinizi kötü hissedersiniz. Düşüncelerinizi iyileşme olasılıklarına yoğunlaştırdığınızda, mutlu olursunuz. Onların iyiliklerine odaklanarak, onların iyi olduklarına hayal ederek arkadaşınızın iyileşmesine katkıda bulunabilirsiniz. Elbette arkadaşlarınız iyileşmek yerine, hastalıklarına odaklanabilir ve hasta kalabilirler. Eğer arkadaşlarınızın, sizin içinizde olumsuz duygular uyandıracak şekilde sizi etkilemesine izin verirseniz, onların, istenmeyene karşı gösterdikleri etki, daha fazla güçlenir.
İzin Verme Sanatını Yaşıyorum
Kişinin, kendi yaşam deneyiminde alması gereken derin mesajın öğrenildiği yer, İzin Vermek sürecidir. Bu süreç öğrenirken aynı zamanda öğreten bir zaman dilimidir. Ama siz öğretmeye başlamadan önce, öğrenmelisiniz. Genelde bu konuda şöyle düşünceler dile getirilir: “Birisi benim hoşlanmadığım şeyler yapıyor; bu durumda onun istediğim  bir şey yapmasını nasıl sağlayabilirim?”
Burada tam olarak anlaşılması gereken şudur: Tüm dünyanın aynı şeyi ya da sizin sevdiğiniz şeyi yapmasını sağlamaya çalışmaktansa, kendinizi, herkesin istediği gibi olma, yapma ya da istediğine sahip olma hakkına izin veren bir pozisyona sokmanız çok daha akıllıca olacaktır. Bu durumda siz, düşüncelerimizin gücüyle, yalnızca sizinle uyumlu olan şeyleri çekersiniz.
İzin Verme Sanatı, Sağlığımı Nasıl Etkiler?
“Gelecekte sağlıklı bir bedene sahip olacağınızı hayal ederek, şu andaki durumunuzun iyileşmesini sağlayabilirsiniz”
İstediğiniz bir şey konusunda bir karar verdiğiniz zaman, İstemli Oluşturma İşleminin yarısını başardınız demektir. Bu durumda istediğiniz şeye düşüncenizi duyguyla birlikte yönlendirmiş olursunuz. İstemli Oluşturma denkleminin diğer yarısı ise izin vermektir. “İstiyorum ve izin veriyorum, dolayısıyla oluşuyor” dediğinizde, istediğiniz her ne ise onun oluşumunu hızlandırmış olursunuz. Ona direnmeyerek, onu başka düşüncelerle kendinizden uzaklaştırmayarak, size gelmesine izin veriyorsunuz.
İzin verme evresindeyken, olumsuz duygu hissetmemeye dikkat etmelisiniz. Dolayısıyla bir şeye sahip olma niyetini ortaya koyup onunla ilgili olumlu duygular hissettiğinizde, ona izin verme evresine geçer, sonra da ona sahip olursunuz.
Hastalık yerine sağlığa sahip olmak için, sağlık konusunu fazla düşünmemelisiniz. Bedeniniz hastalandığında, hastalığı fark etmek kolaydır. Oysa ki şu anda olanın ötesine bakmak için istek, dikkat ve arzu gerektirir. Gelecekte sağlıklı bir bedene sahip olacağınızı hayal ederek ya da eskiden sağlıklı olduğunuz zamanları hatırlayarak o andaki düşüncenizi, arzunuzla uyumlu hale getirebilirsiniz ve sonra da durumunuzun iyileşmesine izin verebilirsiniz. Önemli olan daha iyi hissettirecek düşüncelere ulaşmaktır.
Hiçbir Zaman Bitmeyecek Bir Yolculuk
Olumsuz gelişmelerin sebebi, geçmişte düşündüklerinizin şu andaki istediklerinizle uyuşmamasındandır
İzin Verme Sanatını anlamak ve izin veren kişi olmak için niyet etmek işin özüdür. Anlaşılması gereken bir başka şeyde bu yolculuğun hiç bitmeyecek oluşunun, varılacak son  bir noktanın olmayacağının ve son sözün hiçbir zaman söylenemeyeceğinin bilinmesidir. Ama aynı zamanda her zaman şimdiki anda olduğunuzun bilincinde olmalısınız. Herkes içinde bulunduğu evrenin nasıl işlediğini ve yasalarını anlamayı merak eder. Yaşamın nasıl geliştiğini ve kaderin nasıl oluştuğunu bilmek ister. Bu yüzden üzerinize doğru yürüyen kişilerin size nasıl ve neden geldiklerini anlamak istersiniz. Böylece üzerinize yürüyen kişilerin tacizlerine karşı kendinizi savunmasız ya da kurban gibi hissetmezsiniz.
İki farklı zaman diliminin tam ortasında olduğunuzu anlamalısınız. Bu iki zaman, daha önce yarattığınız dünya ve şimdi daha net anlayarak yaratma sürecinde olduğunuz dünyadır. Deneyiminizde olan bazı durumların olumsuz gelişmesinin sebebi, geçmişte düşünerek şekillendirdiklerinizin şu anda isteklerinizle pek uyuşmamasındandır. Bu yüzden, siz bu geçiş evresindeyken huzursuzluk hissedersiniz. Ama ne istediğiniz konusunda daha kararlı oldukça, kendinizi daha huzurlu hissetmeye başlayacaksınız. Geçmişte yarattığınız kargaşanın büyük kısmı artık yaşamınızdan uzaklaşacak.
Olumlu duygu oluşturmak için yaptığınız, düşündüğünüz ya da söylediğiniz şeylere odaklandığınızda, kendinize izin vermiş olursunuz. Bir başkasının deneyimini izlerken olumlu duygu konumunda olduğunuzda da, başkalarına izin veriyor olursunuz. Aynı şekilde, kendinizle ilgili olumsuz bir duygu hissettiğinizde kendinize izin verme konumunda olamadığınızı bilmelisiniz.
İzin veren olmak için, olumlu duygu oluşturma konusunda pratik kazanmanız gerekir. Yani dikkatinizi verdiğiniz şeyleri kontrol edebilmelisiniz. Bu, her şeyi belli bir formata uygun olarak takip edeceğiniz anlamına gelmez. Herkesin ve her şeyin sizin olmalarını istediğiniz şekilde olmaları anlamına da gelmez. Sonsuz olasılıklar içinde gözlem alanınıza giren her şeyden, sadece sizinle uyum içersinde olanları kendinize çekebilirsiniz, anlamına gelir. Bu durumda diğer olasılıklar sizin tarafınızdan tetiklenmediği için size çekilmez ve dolayısıyla size gelmezler. Gördüğünüz gibi bu izin vermektir.
İzin Verme, tüm yaşamınızın en görkemli evresidir. Bir kere izin veren olmayı başardığınızda, dengenizi bozacak ve sizi aüzecek hiçbir olumsuz duygu yaşamayacağınız için, hep yükseleceksiniz. Burada adımlar asla geri gitmez. Siz sonsuza dek, görkemli bir şekilde ileri ve yukarı ilerlersiniz.
Mustafa Kartal

İzin Ver  Olsun   (Ray Yayıncılık)


Alıntıdır 

2 yorum :

  1. İstemli Oluşturma Bilimi hakkında nereden detaylı bilgi alabiliriz?

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Her ne kadar gerçek kaynak olan Ester ve Jery Hicks yazmıs olduğu Cekim Yasası kitabının kopyalanmış halide olsa adı gecen kitabın satışı olmadığı için yukarıda tanıtım yaptığım kitabı satın alabilirsiniz.
    Çakma bir kitap olsada şu anda bulabileceğiniz benim bildiği tek kaynak.

    YanıtlaSil