Peki, öyleyse sevdikleriniz tarafından
reddedilme, para kaybet- me, başarısız
olma, saygı duyduğunuz manevi otoritenin ahlak kurallarını yıkma, olabileceğiniz
lideri olmak ve değer verdiğiniz hedefe ulaşmak için gereken görünüşe,
zindeliğe ve enerjiye sahip olmama endişeleriniz olduğunda ne olur?
Endişeleriniz sizin sahip olmadıklarınıza sahip olduğunu düşündüğünüz kişilere
-sizi reddedebilecek kişiler, parası olan kişiler, başarılı olarak gördüğünüz
kişiler, haklı gördüğünüz kişiler, sizin sahip olmadığınız görünüşe, zindeliğe
ve enerjiye sahip olduğunu düşündüğünüz kişilere— karşı bağımlılık geliştirmeye
devam etmenize neden olur.
İşte o zaman hedefinize ulaşmaya çalıştığınızda, bu size çok zor gelir çünkü kendi değerlerinize göre yaşamadığınızda hedeflerinize odaklanamazsınız ve kendinizi herhangi birine tabi tuttuğunuzda da kendi değerlerinize göre yaşayamazsınız. Onlara saygı duymak mı? Evet. Kendinizi küçük görmek mi? Hayır.
Bu endişeler, zihninizde ve kalbinizde olan,
kendisini en önemli değeriniz aracılığıyla açığa çıkarmaya çalışan şeyin misyonunuzun-
netliğine gölge düşürebilir.
Lider olabilmek, sadece kendi değerlerinize
göre yaşadığınızda elde edebileceğiniz bir içsel kesinlik gerektirir. Eğer
başka birine "Ben nereye gidiyorum?”
diye soruyorsanız içinizdeki, lidere değer vermiyorsunuz demektir. Kendi
bilginizi inkâr ediyorsunuz demektir. Kendinden emin olan kişi, liderlik
edebilendir. Neden mi? Çünkü herkes o kişiden -onun kendinden eminliğinden,
netliğinden, dengesinden, evrendeki düzeni ve dengeyi görebilme becerisinden,
tamamlayıcı zıtlıkları içeren paradokslarla başa çıkma ve uyum sağlama
kabiliyetinden- etkilenir. Herkes her birimizin —her bir eşsiz değer sisteminin
önemli bir rolü olduğunu bilen insandan etkilenir.
Kendi değerlerinizle uyumlu olan hedefler
belirlerseniz kendinden emin olma hissini uyandırırsınız, çünkü sözlerinizle
eylemleriniz bir olur. Yapmak istediğinizi dile getirirsiniz ve onu
başarırsınız. Bunun aksine, başkasının değerlerine göre -kendi değerlerinizle
uyumlu olmayan şekilde- yaşamaya çalıştığınızda, kendinizden şüphe etmeye
meyledersiniz. Kendinizden emin olamazsınız, kendi özgün liderliğinizle
gelişmek yerine başka birinin takipçisi olarak kalmanın güvencesini tercih
etmiş olursunuz.
İçinizdeki potansiyel lideri uyandırmak
isterseniz, ilk adımınız kendi değerlerinizle uyumlu hedefler belirlemek olmalıdır.
Hedeflerinizi değerlerinizle uyumlu hale getirmeniz, kendinize inanmanızı, daha
büyük riskler alabilmenizi, başkalarının fark etmeyeceği fırsatları
değerlendirmenizi sağlar. Kişiliğinizi bir lider olarak ifade edersiniz ve
kendinizi hedefinizle belirlersiniz. Bu da kendinizi en önemli değerinizi gerçekleştirmeye
adamanız demektir.
1973
yılında, genç bir delikanlıyken, misyonumun ne olduğundan emindim ve hedeflerimin
hepsini birbirine zımbaladığım kâğıtlara yazdım. Her gün okuyayım diye
hayatımın nasıl olmasını istediğim hakkında bir dizi söz yazdım. İşte bunlardan
bazıları şöyleydi:
İlham
verici misyonum konusunda netim.
Ben bir dâhiyim ve dehamı uyguluyorum.
Ben bir kararlılık ustasıyım ve ne gerekiyorsa
yaparım.
Sevdiğim işi yapıyor ve yaptığım işi
seviyorum.
Doğru anlaşmaları yapmak için doğru insanlarla
tanışmak üzere doğru yerde ve doğru zamandayım.
Ben dünyayı dolaşan usta bir eğitimci, şifacı
ve filozofum.
Sadece bana ilham veren ve benim için anlamlı
olan şeyleri yazmaya özen gösteriyordum. Sadece gerçekleştirmek istediğim
hedefleri yazıyordum. Her gün, bazen günde birkaç defa yazdıklarımı okuyordum.
Listeye gerektiğinde yeni hedefler eklemeye devam ediyordum.
Bugün bu daktiloyla yazdığım birbirine
zımbalanmış sayfalar, daha önce bahsettiğim bin dört yüz sayfalık Misyonun
Durumu kitabıma dâhil oldu. O kitapta yapmaya karar verdiğim her şeyin ve
başardıklarımın, şükran duyduğum şeylerin kaydını tutuyorum. Bunu yapmak
saatlerimi alıyor çünkü en içteki baskın düşüncenin en dıştaki somut
gerçekliğiniz haline geldiğini öğrendim. Daha önce bahsettiğimiz gibi, pek çok
insan yaşamını kendi değerleriyle uyumlu olmayan hedefler belirleyerek
sürdürüyor. Bunun sonucunda da hedeflerini tam olarak gerçekleştiremiyorlar ve
hatta hedef belirlemek bile istemiyorlar, çünkü o hedeflere ulaşma becerinizden
şüphe ettiğinizde durum hüsran verici oluyor. Bu nedenle pek çok kişi kendi
içlerindeki lideri açığa çıkarmak yerine başkalarının hedeflerine göre yaşıyor.
Ancak daha önceki bölümlerde gördüğümüz üzere,
Parkinson Yasası'nın da belirttiği gibi, gününüzü kendi yüksek öncelikli
eylemlerinizle doldurmazsanız, gününüz kendiliğinden başkalarının yüksek
öncelikli görevleriyle dolar. Benzer şekilde, zihninizin bahçesine çiçek
ekmezseniz ve hayatınızın nasıl olmasını istediğinizi göstermezseniz, o
bahçelere başkaları çiçek eker ve siz de o insanların hayatlarını yaşarsınız.
Başka birinin hayatını yaşayarak tatmine ulaşamazsınız çünkü kendi eşsiz
değerler sisteminiz vardır. Sadece kendi gerçek değerlerinize göre
yaşadığınızda tatmin olursunuz.
Dolayısıyla kendi değerlerimle uyumlu hedefler
belirlediğimden emin olmak için, hedeflerimi ve başarılarımı not etmeye
başladım. İlk başlarda vakit geçirdiğim kişiler, pek bir fark görmediler. Ama
on yıl içinde, çok büyük fark gördüler ve şimdi kırk yıldan daha uzun bir süre
geçti ve insanlar muazzam bir fark
görüyorlar.
Hedeflerini ve başarılarını not etmeyen
kişiler, daha dar kapsamlı ve tatmin etmeyen işler yapmaktalar. Kendilerini engellemişler.
İçlerinde kesinlikle çok büyük hayaller var ancak hayallerinin açığa çıkmasına
ve onları gerçekleştirmeye imkân tanımamışlar.
Aksine, hedeflerimi ve başarılarımı not etmeye
başladığım da, yaptıklarımı kayıt altına aldığımda, bu eylemlerden bazıları bir
miktar zaman alsa dahi, gerçek ve daha büyük bir lider olabilmek için harcanan
zamana değdiğini anladım. Hedeflerinizi ve başarılarınızı not ettiğinizde
kendinize şunu demiş olursunuz: "İşte, hayalini kurduğun hayatı
şekillendirmek için harcanan zamana değiyor. Hayatını planlamakta ustalaştın.
Sınırları aşıyorsun. Hayatının nasıl olmasını istediğini biliyorsun. Kendi değerlerini
ve endişelerinden nasıl kurtulacağını, yük sek öncelikli eylemlerde nasıl
bulunacağını biliyorsun. Çünkü bu, senin hayatın. Ve hayatının sonuna
geldiğinde, kendine şu basit soruyu soracaksın: “Sahip olduğun şeylerle yapabileceğin her şeyi yaptın mı?” Bu
soruya, "Kesinlikle evet” cevabını
verebilmelisin.
Değerler Prensibi Kitabından
*****
Halis ŞAHİNER
Daha fazla bilgi ve yaratım araçları için online atölye
çalışmalarıma katılabilir veya kitaplarımı satın alabilirsiniz.
İletişim: 0 553 06 00 464
Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabı
Daha İyi Bir yaşam için
BİLİNÇLİ YARATMA SANATI
Sayfa : 256
******************************
Kitapları Temin İçin : cekimyasasi@hotmail.com
Tel/Whatsapp : 0 553 06 00 464
0 yorum: