İçsel Temizlik Yöntemi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Değişim ve Ertelemenin Önündeki Engelleri ve Uygulama Çalışmaları


Değişim için bir amaç iyi bir plan ve yeterince neden gerekir. Mümin Sekman
Hepimiz değişmek isteriz. Değişeceğimize olan inancımız tam. Değişebileceğimizi de biliyoruz. Ama bunlar değişmemiz için yeterli neden sayılmaz. İstemekten öte harekete geçebiliriz. Neden değişemediğimize gelecek olursak bunun nedenleri; amaçsızlık, değişmekten korkma-değişime güvenememe, risk alamama (hata yapmaktan korkma) ve erteleme. Bu engeller her ne kadar değişimin önündeki engeller gibi gözükse de aynı zamanda ertelemenin en önemli nedenleri arasında yer alır. Ne kadar değişmek istersek isteyelim eğer değişimimizin önündeki engelleri kaldırmazsak olduğumuz yerden daha ileri gidemeyiz. Ben bir hayat boyu engellerle yaşamak zorunda değilim. Engelleri ortadan kaldıracağım şimdi ve daima.
Peki ya sen ?
Bizler ne zaman hayatımızla ilgili bir adım atmak istesek neden hep ilk önce olumsuza odaklanıp atmak istediğimiz adımı da atmamıza engel olup kendi ayağımıza çelme takarız ki? Düşünsene hayatınla ilgili bir adım atmak istiyorsun ama sadece atmak istediğin adımı düşünüyorsun kısıtlamalar sınırlamalar negatif düşünceler yok, bizler adım atmak istiyoruz ama çoğumuz adım atmak istediğimiz alanda benim gibi olumsuzluklara odaklandığı için sorun oluşturuyor ve bu sorunlarda hedefimiz doğrultusunda adım atmak istediğimizde önümüze engel olarak beliriyorlar. Bizler ne zaman ki hayatımızla ilgili yenilikler için adım atmak istediğimizde çözümlere odaklanırız işde o zaman gelişiriz. Sorunlarla zaman kaybetmeyiz. İşte tamda burada proaktif düşünmenin ve olumlu düşünmenin bizler için ne kadar sağlıklı olabileceğini görüyorum..
Amaçsızlık:
Gidilecek bir hedefin olmaması ve o hedef için çaba sarf etmemesinden kaynaklanıyor. Felsefik veya bilimsel bir tanımdan ziyade basit kelimelerle durumu özetlemeye çalışıyorum. Büyük heveslerle başladığımız o egzersizler neden günün birinde bırakıyoruz. Kendimize söz vermeler, verdiğimiz sözleri tutamamalar, hayatımızı tek düze halinde yaşamak, değişmek isteyipte değişememeler neden? Bir insanın hedefi için amacı olmalı ama sadece değişmek isteyipte amacı olmadan harekete geçmenin onun için hiçbir yararı olmayacaktır. Amaçsızlığında diğer başlıklardaki gibi altında erteleme nedeni yatıyor. Amaçsızlık, eylemsizliğin bir eylem olduğunu kabul etmek gerekir. İnsanı psikolojik olarak çok yıpratan ve yaşama isteğini sıfıra indiren bir şey vardır ki o da hedefsizliktir.

İçsel Temizlik Yöntemi ile Parasal Kazancınızı artırın.

Para durumumuzu değiştirebileceğimize inanmak çok zordur. Sınırlarla yaşarız ve sadece para ile ilgili titreşimimizi değiştirerek hayatımıza daha çok para çekeceğimize inanmak çoğumuz için mümkün değildir. Bizler paranın zor kazanıldığını öğrendik. Üniversitede okursak, büyük bir şirkette sağlam bir göreve gelirsek, orada da özel yaşamımızdan fedakârlık yaparak çalışırsak para kazanacağımızı öğrendik. Dolayısıyla korku çalışması yaparak, düşünce ve duygularımızın titreşimini değiştirerek daha çok paranın bize gelebileceği fikrini kavramak çoğumuz için çok zor.

Bolluk ve bereketi hayatımıza çekmekte karşılaştığımız bir engel daha vardır… Hak etmek. Bunu ifade ediyoruz ama genelde bu ‘hak etmiyorum’ duygusunu fark etmek daha zordur. Hak etmek neye bağlıdır? Bir laf vardır “Hak verilmez, kazanılır”…evet Hak nasıl kazanılır? Öğretmen olmayı nasıl hak ettim? Okula gittim, derslere katıldım, eğitim aldım, sınavları geçtim ve bir diploma aldım… Birisinin bize bir tavsiyede bulunma hakkına sahip olması için bizim yaşadıklarımızı yaşamış ve aşmış olmasını bekleriz. Fakir birisi bize para konusunda bilgi verme hakkına sahip olamaz diye düşünürüz. İşe yeni başlamış birisinin bizim gibi senelerdir bu işi yapan bir kişiye tavsiyede bulunma hakkı olduğunu düşünmeyiz. Demek hak tecrübe ve eğitim ile gelen bir şeydir. O zaman mevcut kazancımız ve durumumuz bizim bugüne kadar aldığımız eğitimin bize getirdiği haktır. Realitemiz, gerçeğimiz budur. Daha fazlasını kazanmak için daha çok öğrenmek, daha çok tecrübe edinmek gerekir. Biz sadece daha fazlasını isteyip gelmesini bekleyemeyiz… Çünkü onu hak edecek bir şeyler yapmadık. Algımız bu. Sınırımızda bu dur. EFT ile sınırları yıkarız… Bu sınırı yıkarsak ne olur?

İçsel Temizlik-Başarı Öyküsü

İçsel temizlik çalışması yaptığımız bir hanımın hayatını anlatacağım. İsmi Özlem olan hanımefendi evli ve 2 çocuğu var.
Özlem hanım oldukça sıkıntılı bir çocukluk geçirmiş. Kardeşi olduğunda bir anda ikinci planda atıldığını düşünmüş. Ailesi okuması için okula göndermiş ama aynı zamanda oldukça fazla sıkmışlar. Kimseyle arkadaşlık yapamamış. Hiç erkek arkadaşı olmamış. Babası ve abisi oldukça tutucu oldukları için buna söz hakkı vermemişler. Sonuçta okul biter bitmez de mevcut durumdan kurtulmak için  hemen ilk gelen kişi ile evlenmiş bir hanımefendidir.
 Ve hayatın sürpriz bitmemiş ve evlendiği kişide babasının huylarına fazlasıyla sahip olarak, baskı, şiddet taciz ne dersen Özlem’in üzerinde uygulamış. İş yeri açmışlar Özlem sabah erkenden gidip dükkânı açmış eşi çocukları öğleye kadar yatıp öğleden sonra dükkana gelmişler. Evde baskı şiddet dövme taciz hakaret son sürat devam etmiş. Devamında işler ters gitmeye başlamış. İflas noktasına gelmişler. Özlem intiharın eşiğine gelmiş ilaç kullanmaya başlamış. Adam yerine kimse koymamış herkes hor görmüş. Çocukları ile bağı bile pamuk ipliğine bağlı hale gelmiş.

Sitem aracılığıyla bana ulaştı. İşleri toparlamak için internet üzerinden bir şeyler yapıp para kazanmayı düşünüyordu. Bu şekilde kendini eşine çocuklarına ispat edeceğini düşünüyordu. Özlem kendini ifadede oldukça zorlanıyordu. Ama bir taraftan da düşmüş olduğu durumdan çıkmaya çalışıyordu. Sonrasında yaptığımız sohbetler sonrasında gerçek konunun bu olmadığı aslında olayların oldukça vahim olduğunu keşfettik ve kendisine kişisel gelişim çalışmaları önerdim.


İlişkilerde Çekim Yasası



Çekim Yasası istenileni de istenmeyeni de hayatımıza çeker. Bunu bilmeseniz bile şu kavramları bilirsiniz: Şans/şanssızlık, kader, tesadüf, karma, denk düşmek, yürekten istedim oldu, her şeyin rast gitmesi...
Hayatınızda tesadüflerin yeri çok mu?
Tekrar tekrar aynı hataları yapıyor musunuz?
İlişkilerinizde hep hüsran mı var?
Sizce bunların sebepleri neler olabilir?
Bugünkü yazımı ilişkilerimizde çekim yasasının çalışmasına ayırmak istedim. Son günlerde gelen iki mailde dikkatimi çeken bir konuya çekim yasasının ilişkilerde kullanımına . İki mailde bitmiş bir ilişki ve ayrılmış olunan sevgilinin geri getirilebilmesi için çekim yasasının nasıl kullanabileceklerini soruyorlar.
Aslında farkına vardım ki bu olaylar birçok insanın yaşadığı olaylar. Şu anda çekim yasasının ismini duyduktan sonra insanlar çekim yasasını en çok iki şey için kullanmak istiyorlar, ya daha çok para kazanmak, ya da diğer insanları etkilemek.


Çekim yasası, bilinçaltındaki korkularınızı hayatınıza getiriyor. Eğer ilişkilerinizde mutlu olmak istiyorsanız, korkularınızı, duygularınızı ve bakış açınızı değiştirin. Kendiniz sınırlamayın. Evet bu hiç kolay değil ama imkânsız da değil.

Bilinçaltı Kayıtlarını Değiştirme- İçsel Temizlik-3

Bugün yine bilinçaltı kayıtları temizliği yazılarına devam edeceğim. Bugünkü yazı bilinçaltı kayıtlarını temizleme çalışması yapan Zülfikar beye ait. Zülfikar bey, yapmış olduğu çalışma detaylarını ve yaşamış olduğu deneyimleri benimle paylaşma inceliğini göstermiş. Bende size çalışmalarınızda referans olabileceğini umarak sizinle paylaşmak istedim
 “Halis merhaba,
Az önce kaç zamandır hazırladığım gerek senin sitenden gerekse seninle sohbetlerden ve Nil Hanım’ın sitesinden derlediğim ve benim daha önce para ile ilgili üstbene sorduğum ve aklıma gelen veya bana hatırlatılan tüm sahneleri yazdığım listemi önüme aldım ve tekrar her şeyi bir daha gözden geçirdikten sonra benim listemde yazdığım ilk maddeyi çocukluğumda ki o anıma giderek çalışmaya başladım. Ne tesadüf ki o korkum bana gönderdiğin senin EFT’den korku çalışmasına çevirdiğin ilk maddede deki korkum olduğunu gördüm, “korkum param olursa elimden alırlar korkusu“ idi.

Korkuyu o halime yani 8 yasındaki Zülfikar’a sordum, o bana korkusunu söyledi ve korku çalışması yapmaya başladım. Başta dilim dolaştı, cümleleri söyleyemedim ve 5- 6 tekrardan sonra garip bir şekilde ağlamaya başladım ama bu değişik bir durumdu benim için, yani gözümün önünde 8 yasındaki halim ve ben o halimi baya iyi anımsıyordum. Neyse korku çalışmasını içimden bir olumlu cümle çıkıncaya kadar çalıştım. Belki 10 defa kadar, bu korku çalışmasından sonra olumlu cümle geldi. O Zülfikar dedi ki: “Bu para benim”, ben de bunu olumlama beşliğine koydum ve o şekilde o Zülfikar’ın yüzü gülünceye kadar ve parayı harcayıncaya kadar ve pembe ışıkları görünceye kadar söyledim belki 5- 6 defa kadar.

Bilinçaltı Kayıtlarını Değiştirme- İçsel Temizlik-2

Bilinçaltı kayıtlarından kurtulmak için bir çok teknik mevcut. Daha önceki yazımda bunlardan bahsetmiştim. Şimdi ise biraz daha detaya girip yapmış olduğum uygulamadan bahsedeceğim.
Kendi içsel temizliğim için EFT Duygusal Özgürleştirme Tekniği, Reiki çalışmaları yapmış olamam rağmen Çekim yasası adımlarını uygulamaya başladığımda isteklerimi sıralamaya tasarlamaya başladığımda içimde bir direncin farkına varmıştım. Çözemediğim bir direncti bu.
Geriye baktığımda istediğim bir çok şeyi elde ettiğimi görüyorum. (Bugün baktığımda bu işe başladığım zamana göre maddi anlamda daha fazla kazanıyorum. Ve buna bağlı olarak daha fazla harcıyorum.) Özellikle son bir senedir isteklerimi daha bilinçli yapmaya başladım. Bunun sonucunda da elde ettiklerime yansıdı. Bakış açımı değiştirdiğimde bunları fark ettim.  Tabi gözlemlediğim konulardan biriside şuydu;  ben bir şey istiyorum onunla ilgili çalışma yapıyorum, bazen kendimce bununla ilgili oluşma koşulları düşünüyorum Ama istediğim farklı bir yerden geliyordu.

Ancak çekim yasası kapsamında istekte bulunduğum, zengin olma, villa sahibi olma, BMW 5.20d arabayı almak istediğimle ilgili imgeleme içimde bir şey bana “sen zenginliği hakketmiyorsun” diyordu. Kendimi hayal ettiğim arabaya binerken düşündüğümde arabaya binmeye utanıyordum. Eğer o arabaya binersem sanki birilerine hava atacakmışım gibi geliyordu. Ve inip binmeye utanıyordum. Garip bir durumdu. Yada yine sahip olmayı istediğim evi hayal ederken o eve girip çıkarken kendimi o dünyaya ait hissedemiyordum. İnsanlarla iletişim kuramıyor, utanıyor dışlandığımı hissediyordum. Yani ben o dünyaya ait değildim. Her ne kadar dilim “ben o eve sahip olmayı seçiyorum” dese de kalbim “sen o dünyaya ait değilsin” diyordu.  Yani bilinçaltımdaki kaydı fark etmiştim  ama onu çözemiyordum.

Bilinçaltı Anlamak ve Temizleme çalışmaları

Bilinçaltını anlamak için çalışma ilkelerini, bilinçaltı yasalarını ve bunları hazırlayan içsel dinamikleri bilmek gerekir.
Bilinçaltını bir bilgisayarın hard diski olarak düşünebiliriz. Ekranda görülenler sizin gerçeğiniz veya yaşantınızdır. Yani bilinçaltınızdaki olumlu, olumsuz inançlarınızın hayatımıza yansımalarıdır.
Nasıl bir bilgisayar programında direkt emir şeklinde komutlar veriliyor ise bilinçaltımız da komutlarımızı alır ve gerçekliğimize uyarlar.
Başaramayacağımıza inanıyorsak başaramayız. Değişeceğimize inanıyor isek değişiriz. Mali, malı şeklindeki ifadeler bilinçaltımızda mulaklık yaratır. Örneğin sigara içmemeliyim dedikçe sigara içmek isteriz. Çok yememeliyim dedikçe yemek isteriz. Size sakın kırmızı bir mercedes düşünmeyin veya şu an annenizi düşünmemelisiniz diyecek olursam her ikisi de akınıza gelecektir. Korkmayın diyecek olursam o ana kadar böyle bir duygu taşımasanız bile korkmaya başlarsınız. Bilinçaltımıza ne istediğimizden emin olarak, net ve şimdiki zaman üzerinden komutlar vermeliyiz. Geleceğe yönelik ifadeler istediklerimizin bir şekilde ötelenip, gerçekleşmesine engel olur.
“Aklınız neyi kabul edip inanıyorsa, onu gerçekleştirebilir” der. Napoleon Hill’
Evren yasalarla yönetilir. Bilinçaltlarımız da tıpkı evren gibi yasalarla yönetilir. Bilinçaltımızın yasası inanç yasasıdır. Bilinçli aklınızın kavrayıp, bilinçaltınızın inandığı şeyler gerçekleşir. Böylesine büyük bir güce sahip olduğumuzun çoğu zaman farkında değilizdir.
Bilincimizin gücünü bir fikri kavramak için, bilinçaltımızın gücünü ise sonuca ulaşmak için kullanırız. Birçok kişi bunun tersini yapar. Bilinçlerini neticeye ulaşmak için kullanırlar, bu da genellikle stres ve endişe yaratır. Bu durum bilinç gücümüzle, bilinç altı gücümüzün kullanımındaki farktır. Örneğin bir bayan danışanım içinde bulunduğu gerçekliği kendisinin yarattığına inanmıyordu. Evlenmek istiyordu ancak karşısına uygun kişinin çıkmamasından ve birlikteliklerinin kısa sürede bitmesinden yakınıyordu. Bilinç üstü seviyede bir hayat arkadaşı istiyordu ve kendince uygun standartları belirlemişti. Yaptığım çalışmalarda fark ettik ki ! bilinçaltı seviyede evliliğin özgürlüğünü kısıtlayacağı inancı, çevresinde gördüğü mutsuz evlilikler ve kendisinin de böyle olabileceği korkusu, karşısına daha iyi biri çıktığında evliliğinin bu birlikteliğine engel olacağı endişesi taşımaktaydı. Bu kadar yoğun bilinçaltı dinamikleri ile isteğine ulaşması mümkün değildi. Bir ipi düşünelim iki tarafından aynı anda iki kişi çekiyor. İpin gerilmesi gibi kişide gerginleşir.
Bilinçaltımız mıknatıs gibidir. Kendi inançlarını yansıtan şeyleri çeker. Bilinçaltımızda belli bir inanç varsa, bilinçaltımız bu inanca uygun titreşimler yaratır ve bunu yansıtan veya buna uyan olayları ve insanları kendine çeker. Buna son dönemlerde adı çokça duyulan çekim yasası denmektedir. Yerçekimi yasasının varlığının kesin olması gibi çekim yasasının varlığı da kesindir. Eğer bilinçaltınız yaşamınızın zor geçeceğine inanırsa, gerçekten yaşamınız zor olacaktır. Karşılaşacağınız olaylar ve insanlar hayatımızı zorlaştıracaktır. Eğer bilinçaltımız paranın zor kazanılacağına inanırsa, para zor kazanılır. Karşınıza çıkan fırsatlar para kazanmak için insan üstü çaba göstermeniz gerekenler olacaktır. Sizin gerçeğinizi yaratan inancın ne olduğuna siz karar veremezsiniz, bilinçaltınız verir.
İstemediğimiz bir durum karşısında bu durumu hazırlayan içsel sebepler ne olabilir ? Bu durum çoğu zaman bilinçaltı korkularımızın bir sonucudur.

Bilinçaltı Kayıtlarını Değiştirme- İçsel Temizlik

Bizi hayatımızda yönlendiren en önemli noktamızın bilinçaltı kayıtlarımız olduğunu biliyorsunuzdur. Şimdi artık olumsuz bilinçaltı kayıtlarımızı temizleme ve yerlerine olumlu kayıtları koyma zamanı geldi. Bilinçaltı kayıtlarımız çoğunlukla bizim çocukluğumuzda oluşur. İlköğretim çağlarında yaşadığımız olaylar ve deneyimler çok önemlidir. Özellikle Anneden, babadan ve okulda öğretmenler ve arkadaşlarımızdan aldığımız kayıtlar çok önemli. Orada oluşan tüm kayıtlar bizi hayat boyu yönlendirir. Bu bilinçaltı kayıtları ilerleyen hayatımızda karşımıza ego olarak çıkar. Hayatınıza göz attığınızda nerede bir direnç gösterdiğiniz yer nerede yargıladığınız yer varsa egonuz devrededir.


Bilinçaltını bir bilgisayarın hard diski olarak düşünebiliriz. Ekranda görülenler sizin gerçeğiniz veya yaşantınızdır. Yani bilinçaltınızdaki olumlu, olumsuz inançlarınızın hayatımıza yansımalarıdır. Nasıl bir bilgisayar programında direkt emir şeklinde komutlar veriliyor ise bilinçaltımız da komutlarımızı alır ve gerçekliğimize uyarlar.