Affetme Meditasyonu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Regresyon ve Affetme Telkini


Bugün yaşadığımız sorunun kaynağı yirmi yıl öncesinde ya da çocukluğumuzda yaşadığımız deneyimimizde yatıyor olabilir. Geçmişten getirdiğimiz korkular, acılar ve hayal kırıklıklarımızla yüzleşmediğimiz zaman şimdiki hayatımızda ilişki kurmakta zorlanıyoruz, bağımlı oluyoruz ya da öfkemizi kontrol edemeyen bireyler haline dönüyoruz... 
Regresyon geçmişte yaşanmış olayların zihinde yeniden canlanması halidir. Bu durum herkesin başına her an gelebilir. Bir çağrışım bir anda geçmiş bir olayı hatırlamamıza neden olur. Hipnotik ortamda telkinle bu durumu yaratmaya hipnotik regresyon diyoruz. Hipnotik ortamda regresyon yaşama şansı daha fazladır. Aksi de geçerlidir. Yani kişi bir şekilde bir an herhangi bir ortamda reg­resyon yaşamışsa, regresyonu yaşadığı anda içinde bulunduğu durum hipnotiktir diyebiliriz.

Telkin ses kaydı kaynak olayı gösterme devamında ise öfke boşaltma ve affetme çalışması içermektedir.
 Kaynak olayı tespit ettikten sonra kaynak olay içerisinde yaşadığınız his ve duygularınıza bakarak korkularını temizlemek ve yok etmek için EFT-Duygusal Özgürleştirme Tekniği, İçsel Temizlik, Z.Ponopono gibi teknikleri kullanabilirsiniz.
 Bir seferde her sorunu halletmek mümkün olmayabilir. Bilinçaltı kayıtlarımız soğan gibi katman katmandır.  Bir yaşamın, ruhun sorununu sadece bir seferde hafifletebilirsin. Birkaç kez yapıldığında kalıcı çözümler oluşacaktır.
Sevgilerle
Halis Şahin

************************************************

KONTROL SENDE kitabımı satın alarak hayatınıza  katkıda bulunmak ister misiniz?

KENDİ KENDİNİZİN YAŞAM KOÇU OLUN



***********************************************

**********************************************************
Telkin ses kaydında önce tüm vücudun gevşetme telkinleri devamında ise transa geçirme telkinleri bulunmaktadır. Trans telkinlerinden sonra ise aşağıda metni bulunan regresyon telkini ve öfke boşaltma ve affetme çalışması bulunmaktadır. Devamında ise transtan çıkarma telkinleri bulunmaktadır.
Verimli bir çalışma için sessiz, sakin bir ortamda bir sandalye ya da koltukta oturarak dinlemeniz etki için daha uygun olacaktır. En az bir saat onbeş dakika kadar dingin kalabileceğinizden emin olun!
Başlangıçta düşüncelerin akınına uğradığınızı düşünebilirsiniz. Size huzur vermediklerini hissedebilirsiniz. Onlardan kurtulmaya çabalamayın. Direnmeyin. Bırakın ve sadece izleyin. Bir süre sonra akıp gideceklerdir.
Seans sonrasında, daha önce sizi rahatsız eden olayla ilgili olarak yaşamında bir olayı canlandırıp ve tepkilerinize bakmanız telkinin etkili olup olmadığının kontrolünü sağlayacaktır.  Olayı tüm duyularınızla hissederek canlandırma yaptıktan sonra içinize dönüp tepkilerinize bakın.  Ne hissediyorsunuz. Sizi rahatsız eden duygularınızda azalma var mı?

Mutluluğun olmak için atılacak 3 adım

Mutlu olmak istiyorsan 
Şu üç şeyi yap:

Birincisi: kendini olabildiğince mutlu olarak hayal et. Bir kaç hafta içinde nedensiz yere çok mutlu olmaya başladığını göreceksin. Bu uykudaki kapasitenin kanıtı olacak. Demek ki sabah ilk iş olarak kendini müthiş derecede mutlu olarak hayal etmelisin. Yataktan çok mutlu bir ruh halinde çık- ışık saçar, için içine sığmaz bir halde, sanki o gün kusursuz, inanılmaz derecede değerli bir şey olacakmış gibi bir beklenti içinde ol. Son derece olumlu ve umutlu bir ruh halinde, o gün sıradan bir gün olmayacakmış, sıradışı, olağanüstü bir şeyler seni bekliyormuş, çok yakınındaymış hissiyle çık yataktan. Gün boyunca bu hissi tekrar, tekrar hatırlamaya çalış. Yedi gün içinde göreceksin ki tüm davranış biçimin, tüm alışkanlıkların, tüm titreşimin bambaşka bir hale gelmiş.

İkincisi: gece yatarken kendini Tanrı'nın ellerine bıraktığını hayal et sadece...varoluş sana arka çıkıyormuş, sanki onun kucağında uykuya dalıyormuşsun gibi hisset. Sadece bunu hayal et ve uykuya dal. Bu hayali sürdürerek uykunun gelmesini bekle ki hayal gücü uykunun içine işlesin ve bu ikisi iç içe geçsin. İkincisi de bu.

Üçüncüsü: olumsuz hiçbir şey hayal etme çünkü hayal gücü kapasitesine sahip olan kişiler, olumsuz şeyler hayal ettiklerinde bunlar gerçek olmaya başlar. Hastalanacağını düşünürsen, hastalanırsın. Birinin gelip sana kabaca davranacağını düşünürsen öyle davranır. Bu durumu senin kendi hayal gücün yaratacaktır.

Önce sabah ve akşam canlandırmalarına başla ve gün boyunca olumsuz hiçbir şey hayal etmemeyi unutma. Öyle bir düşünce geldiğinde onu hemen olumlu bir şeye çevir. Ona hayır de. Ondan hemen vazgeç ve fırlatıp at onu.

Mevlude Kukuş

Affedebilirim, fakat unutmam demek, affetmeyeceğim demenin başka bir şeklidir

Nefreti aşmanın tek yolu var:
Affetmek. Başkalarını affettiğimizde biz özgürleşiriz. Nefret yaşamdan zevk almamızı, insanların güzel yanlarını görmemizi engeller.
Hiç kimse saf iyi ya da saf kötü değildir.
Salt kötülükleri görmek bir süre sonra şüphe, depresyon ve umutsuzluk denizinde boğar insanı. Nefret dolu bir yaşam, mutsuz bir yaşamdır.
Affetmek
insanı derinleştirir.
Affetmek için, insanın ruhsal ve zihinsel olarak kendisini hazır hissetmesi gerekir. Çünkü affetmek bir seçimdir.
Kimsenin zorlamasıyla affetmek mümkün değildir.
Affetmek bir süreçtir. Birdenbire affedişler bile bir sürecin ürünüdür.
Affetmeyi
seçtiğinizde kimse size borçlanmayacaktır. Yani koşullu affetme yoktur.
Diğer insanın da sizi affetmesini, değişmesini veya sizin istediğiniz gibi olmasını beklemeyin.
Affetmek bir seçimdir.
Amacı sizin rahatlamanızdır, sizin özgürleşmenizdir.
Nefret duyduğunuz kişinin yaşıyor ya da ölmüş olması sizin affetme sürecinde duyduğunuz acıların yoğunluğunda bir farklılık oluşturmayacaktır.
O acılar sizin acılarınız.
Affetmek kolay değildir.
Fakat özgürleşmek için gereklidir.
Çoğu insan affetmenin nefret ettiği kişiyi suçsuz ya da haklı bulduğu anlamına geleceğini sanır.
Oysa aaffetmek, geçmişteki anıların boyunduruğundan kurtulmak, yaşamımızı kontrolü altında tutmasına son vermek demektir.
  • Affetmek, o kişiyi sevmek değil.
  • Affetmek, o kişiyle konuşmak zorunda olmak değil.
  • Affetmek, o kişiyle ilişkiyi sürdürmek değil.
  • Affetmek, o kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil.
  • Affetmek, o kişiyi kucaklamak değil.
  • Affetmek, o kişiyi suçsuz bulmak değil.
  • Affetmek, o kişiyi hakli bulmak değil.
  • Affetmek, o kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek değil.
  • Affetmek kırgınlığın, kızgınlığın, nefretin hapishanesinden özgürlüğe çıkmaktır.
Affetmek artık acıyı hissetmemektir. Yapılanları zihinsel olarak unutmak zaten mümkün değildir.
“Duygusal unutma” affetmenin diğer adıdır.
İşte Bu yüzden AFFEDİN….
Kim diyebilir ki, ben bu dünyada, kimseyi kırmadım ve kırılmadım?
Birilerine kızıp, öfke duyup, darılıp, küstük belki de. İçimizde bunca yoğun duygudan sonra, öfke, kin, intikam alma gibi olumsuz duygular gelişti. İşte bütün bu olumsuz duygular bizi yaşadığımız anın zevkini çıkartmaktan, mutlu bir yaşantı sürmekten, sözün kısası daha kaliteli bir yaşam için ileriye doğru bir adım atmaya engel olurlar.
Affetmek olan biteni geride bırakmak, öfkeyi, yenip kin beslemeğe son vermek demektir.
Haklı olduğunuz konuda hissettiğiniz hıncın, kızgınlığın, cezalandırma arzularının yenilip, bunun üstüne zafer kazanarak, artık o kişiye öfke duymamaktır. Bu bir erdemdir. Öfke bizim hayatı mutlu bir şekilde yaşamaktan alı koyar.
Affetmek, bir hatayı, yapılmış bir hakareti ya da hareketi ortadan kaldırmaz. Geçmişte yaşadığımız deneyimleri unutmamıza neden olmaz, bu deneyimler ilerde bizim aynı hatalara düşmemize engel olan, acı ama güzel derslerdir.
Affederek bizi üzen, öfkemizin dev dalgalar gibi büyümesine sebep olan kişinin, davranışlarını onaylamak değildir. Yapılmış olanların kabul edilebilir ya da önemsiz olduğu anlamını da içermez. Hele bir fedakârlık hiç değildir. Eğer bizi üzen, inciten kişiye, bir maske takarak sanki bir şey yokmuşçasına ya da tepkisiz kalarak davranıyorsak ve ilişkimizi devam ettiriyorsak, bu gerçek anlamda bir af ediş olmadığı gibi, kişinin kendine olan dürüstlüğüne de engel teşkil etmektedir.
Burada gerçek duygularımızı geçici bir süre için örtmüş oluruz. Hayattan artık zevk almıyoruzdur çünkü sahte duygular sergilemekteyizdir. Kızgınlığımız onun en zayıf anında ortaya çıkabilir ve öç alabilmek için acımasız davranışlar sergileyebiliriz.

Birisini affetmek, bizi üzen kişinin borcunu iptal etmektir. Eğer birini af etmeyi ret ediyorsak bu hala o kişiden bir beklentimiz olduğunu, bir şeyler istediğimizi gösterir, bu bir öfkeden sonra almak istediğiniz bir intikam dahi olsa, bizi sonsuza dek ona bağlı kılar. En iyisi, yapacak bir şeyleri olmayan, buna gücü yetmeyen bu kişileri af etmektir.
Bu sizin asla gerçekleşmeyecek olan beklentilerinizi ortadan kaldırarak içinizi yakan, çekmekte olduğunuz acının da sona ermesi anlamına gelmektedir. Gerçek gücümüzü geri kazanmak, hatalarımızdan pay almaktır.

Ancak gerçekten güçlü insanlar af edebilir, bu cesurların işidir. Sahte ya da suni bir af ediş ise korkakların, çıkarcıların işidir. Sakladığımız kızgınlık duygusunun bir süre sonra engellenemeyerek ortaya çıkmasına ve bunun sonucunda da bizim mutsuz, saldırgan biri olmamıza sonuçta yalnızlığımıza neden olur.
Sizi üzen bu insanları bırakın gitsin. Sonsuza kadar aklınızdan çıkartın, unutun. Bağışlayın ve onunla olan tüm bağlarınızı koparın, onu serbest bırakarak, ne kadar özgür ve mutlu olduğunuzu görün. Şimdi o pencereden yeniden bakın dışarısı ne kadar temiz ve berrak görünüyor, işte artık tam manası ile özgürsünüz. Şimdi bu anın keyfini çıkarın ve zamanı doya, doya yaşamaya başlayın.

www.adilmavis.com




Kitabımı edinerek kendinize ve bana katkıda 

bulunmak ister misiniz?












KONTROL SENDE

Çekim Yasası Ve Bilinçaltı Dönüşüm Teknikleri Kitabı