Mutlu Yaşamın Sırları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Yaşam Koçluğu

Son zamanlarda çok konuşulan, yaşam koçluğunun ne olduğu üzerine sorulan sorular doğrultusunda bu sayımızda, bu konuya hem daha net bir açıklama hem de yeni bir bakış açısı eklemek istedim.

Yaşam koçluğu nedir, ne değildir?

Geçenlerde bir film izledim, ismi “Limitsiz”. Başrol oyuncusu derin depresyon günlerinden birinde bir hapla tanışır. Bu hapı içtiğinde zihni tam kapasite çalışmaya başlar; yaratıcılığı, fiziksel gücü, öğrenme gücü maksimumdadır. Çok önce bir yerlerde okuduğu bir yazıdaki bilgiyi dahi hatırlar, istediği dili konuşmaya başlar, üç gün içinde milyon dolarlar kazanır. Arzu ettiği ilişkiyi yaşamaya, müthiş iş teklifleri almaya başlar. Tabii hapı bıraktığında bulunduğu noktadan daha aşağıdadır, tüm hayatını hapı elde etmeye ve onun getirdiği tüm olanaklara adar.

Senin hayatında kendini adadığın konu nedir? Çocuğun? İşin? Güzelliğin? Evin? Banka Hesabın? Sağlığın? Arzu ettiklerinizin hepsi bir arada mümkün olabilseydi, bunun için ne yapardın? Ya da artık mümkün değil, sadece elimdekileri tutmanın peşindeyim diyenlerden misin?

Hayat amacımın ne olduğu üzerine düşünmeyi, sağlığımı düşünmeyi, para kazanmanın alternatif yollarını düşünmeyi uzun zaman önce bıraktım mı diyorsun?

Her birimiz muazzam bir kapasite ve potansiyelin odalarına sahibiz, ne var ki bazen o odaların kapılarını aralamayı unuturuz. Bir gün birisi gelir der ki; “Sen daha önce neleri başardın, tekrar yapmaya ne dersin? Kendini hatırlamaya ne dersin? Geçmişin yükünü bir tarafa bırakmaya ne dersin? Hayalini kurduğun her ne ise bunun için adım atmaya var mısın? Kendine yatırım yapmaya, daha çok kazanmaya, zamanını, sağlığını kazanmaya var mısın?”

Koç; kapıyı fark etme yolculuğunda yanındadır, kapıyı sen fark edersin, sen açarsın, içeri sen girersin. Daha önce hiç fark etmediğin hazineni keşfedersin, onu kullanmaya, yaratmaya, üretmeye, pozitife odaklanmaya başlarsın. Arzu ettiğin her ne ise birer birer oluşturmaya başlarsın. Kapıyı nasıl açacağını öğrendiğin için ihtiyacın oldukça yine sen açarsın.

Koç senin için dinleyen bir kulak, geleceğini ve vizyonunu açan bir göz, seni hisseden bir kalp olur. Yolculuğunda yanında olmakla birlikte seçimlerine her zaman saygılıdır, yargısızdır, sırdaştır.

Koçluk çalışmasıyla; filmlerdeki gibi sana müthiş güçler verecek bir hapa, sihirli nir değneğe ihtiyacın olmadığını, tüm kaynaklara sahip olduğunu fark edersin.

Koç, senin adına, senin hayatın için karar veremez, her ne kadar bunun için ona gitmiş olsan da… Değişimin sorumluluğu senindir ve sorumluluk özgürleştiricidir.

Kendine yapacağın haftada bir saatlik yatırımın tüm hayatını olumlu yönde etkileyeceğini bilsen bunu yapar mıydın?

Koçluğun arkadaş sohbetinden farkı sürecin tümüyle senin gelişimine ve mutluluğuna odaklı olması ve sonuç aldırmasıdır, verdiğin sözleri tutmandır, ayağa kalkman ve kendin için yaşamaya başlamandır.

Hayatının herhangi bir döneminde koçluk almazsan ne olur? Neler değişmez? Her şeyin aynı kalacağını hissettiğini hissediyorum, doğru mu anladım?

Peki, o kapıları aralarsan hayatında neler olur? Potansiyelini, yaratıcılığını, aklını tüm kapasitesiyle kullanmaya başladığında sence neler olur?

Bugün birkaç dakikanı hayalindeki seni düşünmeye ve o olmaya ayır, o nasıl biridir? Neler konuşur, neler yapar, nasıl düşünür? Daha mı rahattır, daha mı mutludur? Sen o olsaydın ve hayatını öyle yaşasaydın, sence nasıl olurdu?

O’nu yaşamaya niyetliysen ve kararlıysan yanında olduğumu bil, sevgilerimle…

Mutluluğun olmak için atılacak 3 adım

Mutlu olmak istiyorsan 
Şu üç şeyi yap:

Birincisi: kendini olabildiğince mutlu olarak hayal et. Bir kaç hafta içinde nedensiz yere çok mutlu olmaya başladığını göreceksin. Bu uykudaki kapasitenin kanıtı olacak. Demek ki sabah ilk iş olarak kendini müthiş derecede mutlu olarak hayal etmelisin. Yataktan çok mutlu bir ruh halinde çık- ışık saçar, için içine sığmaz bir halde, sanki o gün kusursuz, inanılmaz derecede değerli bir şey olacakmış gibi bir beklenti içinde ol. Son derece olumlu ve umutlu bir ruh halinde, o gün sıradan bir gün olmayacakmış, sıradışı, olağanüstü bir şeyler seni bekliyormuş, çok yakınındaymış hissiyle çık yataktan. Gün boyunca bu hissi tekrar, tekrar hatırlamaya çalış. Yedi gün içinde göreceksin ki tüm davranış biçimin, tüm alışkanlıkların, tüm titreşimin bambaşka bir hale gelmiş.

İkincisi: gece yatarken kendini Tanrı'nın ellerine bıraktığını hayal et sadece...varoluş sana arka çıkıyormuş, sanki onun kucağında uykuya dalıyormuşsun gibi hisset. Sadece bunu hayal et ve uykuya dal. Bu hayali sürdürerek uykunun gelmesini bekle ki hayal gücü uykunun içine işlesin ve bu ikisi iç içe geçsin. İkincisi de bu.

Üçüncüsü: olumsuz hiçbir şey hayal etme çünkü hayal gücü kapasitesine sahip olan kişiler, olumsuz şeyler hayal ettiklerinde bunlar gerçek olmaya başlar. Hastalanacağını düşünürsen, hastalanırsın. Birinin gelip sana kabaca davranacağını düşünürsen öyle davranır. Bu durumu senin kendi hayal gücün yaratacaktır.

Önce sabah ve akşam canlandırmalarına başla ve gün boyunca olumsuz hiçbir şey hayal etmemeyi unutma. Öyle bir düşünce geldiğinde onu hemen olumlu bir şeye çevir. Ona hayır de. Ondan hemen vazgeç ve fırlatıp at onu.

Mevlude Kukuş

Yarın Kimseye Vaat Edilmemştir

Unutmayin "YARIN KIMSEYE VAAD EDILMEMISTIR Önce evlendigimizde hayatin daha iyi olacagina inandiririz kendimizi. Evlendikten sonra, bir cocugumuz dogduktan hatta ardindan bir tane daha olduktan sonra hayatin daha iyi olacagina inandiririz kendimizi.

Sonra cocuklar yeterince büyük olmadiklari icin kizar, onlar büyüyünce ...daha mutlu olacagimiza inaniriz. Bundan sonra, ergenlik donemlerinde cocuklarla ugrasmamiz gerektigi icin ofkeleniriz. Kendimize, cocuklarimiz bu donemden cikinca daha mutlu olacagimizi, yeni bir araba alinca, guzel bir tatile cikinca, emekli olunca, yasantimizin dort dortluk olacagini soyleriz.

Gercek ise su andan daha iyi bir zaman olmadigidir. Eger simdi degil ise ne zaman?...
Hayatiniz her zaman mucadelelerle dolu olacaktir. En iyisi bunu kabul edip her ne olursa olsun mutlu olmaya karar vermektir.

En sevdigim sozlerden biri Alfred D. Souza' ya aittir. Der ki; "Uzun zamandan beridir hayatin -gercek hayatin- baslamak uzere oldugu izlenimine kapilmistim. Fakat her zaman yolumun uzerinde bir engel, oncelikle erisilmesi gereken birsey, bitmemis bir is, hizmet edilecek zaman, odenecek bir borc oldu. Sonra hayat baslayacakti. Sonunda anladim ki bu engeller benim hayatimdi.

"Bu gorus acisi, mutluluga giden bir yol olmadigini gosterdi. Mutluluk yoldur, oyleyse sahip oldugunuz her anin kiymetini bilin ve mutlulugu, vaktinizi harcayacak kadar ozel biriyle paylastiginiz icin, ona daha fazla deger verin.

Unutmayin, zaman hic kimse icin beklemez. Oyleyse; Okulu bitirene kadar, 100 milyar kazanana kadar, Cocuklariniz olana kadar, Cocuklariniz evden ayrilana kadar, Ise baslayana kadar, Evlenene kadar, Cuma gecesine kadar, Pazar sabahina kadar, Yeni bir araba, ya da ev alana kadar, Borclari odeyene kadar, Ilkbahara kadar, Yaza kadar, Sonbahara kadar, Kisa kadar, Maas gunune kadar, Sarkiniz soylenene kadar, Emekli olana kadar, Ölene kadar.....

Mutlu olmak için içinde bulunduğunuz 'An' dan daha iyi bir zaman olduğuna karar vermek için beklemekten vazgeçin.  Mutluluk bir varış değil bir yolculuktur. " Pek çokları mutluluğu insandan daha yüksekte ararlar, bazıları ise daha alçakta. Oysa mutluluk insanın boyu hizasındadır."

Unutmayin "YARIN KIMSEYE VAAD EDILMEMISTIR"

____Murathan MUNGAN___
***