Olumlama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Geçmişte Yaşananları Affetme Telkini


Yaşamımızda karşılaştığımız en büyük sorunların kaynağı geçmişimizde yaptığımız olayların etkilerini sürekli olarak yanımızda taşımamızdır. 
Geçmişte bir olay yaşamışızdır. Yaşadığımız o olay sonucunda bir şeyler hissetmişizdir. Özellikle kötü bir sonuç aldıysak -ki bilinçaltımızın asli görevi bizi korumak olduğu için sürekli hep bu durumu ön planda tutar- ömür boyu sürekli o olayın etkileri yapmak istediğimiz şeyler önünde bizi frenleyen tutan bir inanç kalıbına dönüşür.
Farkında olmadan tüm hayatımız boyunca o inanç kalıbını sırtımızda taşımaya devam ederiz. Ve en önemli olan şey yaşanan olayla ilgili sürekli olarak kendimizi suçlar ve aşağılarız. Sonuçta kendimizi sevemeyiz. Kendimizi sevemediğimiz için de sevgi eksikliği hissederiz. Ve bu eksikliğimizi dışarıdan birilerinin doldurmasını bekleriz.
Ve hayatımızın tüm kontrolünü başka insanların davranışlarına bağlı tutarız. Diğer insanların sürekli bize mutluluk vermelerini bekleriz. Tabiî ki onlarda kendi beklentileri istekleri doğrultusunda davrandıkları için hiçbir zaman tam anlamıyla tatmin olmayız. 
Beklentiler içinde dalgalı bir denizde dümensiz bir gemi gibi oradan oraya savruluruz. Yapmamız gereken tek şey gemideki aslında var olan dümeni fark edip hangi istikamete gitmek istiyorsak o tarafa doğru dümeni çevirip hedefimize yolculuğa başlamamız. 
Bunun için öncelikle ne istediğimizi bilmemiz gerekiyor. Devamında o dümeni tutacak güce ihtiyacımız var. Aslında o güç bizim içimizde mevcut. O güç sevgi. Bunun farkına vardığımızda o gücümüzle dümeni istediğimiz yöne çevirebileceğimiz için dışarıdaki dalgalar gemiyi artık istedikleri gibi etkileyemeyecektir. Çünkü geminin burnunu belli açıda tuttuğumuz sürece o dalgalar üzerinden kayıp yolumuza devam edebiliriz. 

Gemiyi istediğimiz yöne çevirebilmemiz ve hedefimize doğru hızlı bir şekilde ilerleyebilmemiz için geminin içindeki bize ait eski duygu, düşünce inanç kalıbı vs. işe yaramaz ne yük varsa hepsini atıp gemiyi hafifletmek ve aynı zamanda geminin dümenini açığa çıkarmamız gerekir. 
Geminin içindeki fazlalıkları boşalttığınız anda hem dümen ortaya çıkacak hem de gemi suyun üzerinde daha rahat yüzecektir. 
Bunun için yapmanız gereken şey geçmişte yaşadığınız ve sizi rahatsız eden tüm bu olaylardan dolayı kendinizi suçlamayı bırakıp içimizdeki gücün farkına varmamız yeterli olacaktır. 

Hayat Olumlamalari-Özdeğer


Kendimi sevgiyle destekleyip olduğum gibi kabul ettikçe kendimi çok daha değerli hissediyorum. Daha değerli hissettikçe daha iyi oluyorum… Daha değerli hissettikçe daha da güvende oluyorum… Daha değerli hissettikçe daha değerli oluyorum…
Ben kendimi daha değerli hissettikçe gücüm ve yeteneklerim ortaya çıkıyor… Gücüm ve yeteneklerim ortaya çıktıkça ben kendimi daha değerli hissediyorum… Bütün bunlar bende eşsiz bir harmoni oluşturuyor. İşte ben bu harmoniyim…
Benim kendimi değerli hissetmem için dünyada belirli şartların oluşmasına gerek yok. Ben sadece nefes aldığım için bile kendimi değerli hissedebilirim. Ben kendimi olduğum gibi kabul edip değerli hissettiğimde bütün dış şartlar bana ayak uydururlar ve bana ne kadar değerli olduğumu kanıtlarlar… Ben kendimi olduğum gibi seviyorum ve kabul ediyorum… hayat benim için değerlidir… ve bende hayat için…
Geçmişte kendimi değerli hissetmemiş olabilirim. Ama buna bağlı yaşadığım tüm durumlarım sorumlusu benim. Tüm bu kararları sevgiyle değiştiriyorum… Bilirim ki özdeğer kişinin kendi iç dünyasında kazanılabilir bir olgudur. Şimdi içime dolan öz değerin ışığını hissediyorum…
Ben öylesine değerliyim ki, hayatın tüm güzel olasılıklarına açık ve layık olduğumu anlıyorum… Ben bunu anladıkça hayat tüm güzel olasılıklarını bana açıyor. Bu ne de güzel bir harmonidir…
Ben kendimi değerli hissedebilirim… Ben her an kendimi daha da değerli hissedebilirim… Ve bu benim için bir alışkanlıktır… kendimi sevmek ve değerli hissetmek benim en güzel alışkanlığımdır… Bu beni daha da değerli ve güvende kılar.
Ben kendimi öyle değerli hissederim ki, her ismimi duyduğumda kendime verdiğim değer iki kat artar. Ve iki kat daha… iki kat daha…
Ben kendimi değerli hissettikçe başkalarındaki değeri görmeyi de bilirim... Onlardaki bu değeri her an onlara hissettiririm. Onlardaki mükemmeli görmeyi seçerim… Çünkü onlardaki mükemmel, benim içimdeki mükemmeldir… Ben onları değerli buldukça, onlar beni fazlasıyla bulur bilirim... Bu harmoni ile bir bütün olurum…

Ben değerliyim, ve bunu deneyimlemeyi seçiyorum… Şimdi hızla değişiyorum....
Akın Berk Sürücü




************************************************

KONTROL SENDE kitabımı satın alarak hayatınıza  katkıda bulunmak ister misiniz?

KENDİ KENDİNİZİN YAŞAM KOÇU OLUN


***********************************************

Şükretmenin Önemi


1- Herhangi bir şey için şükretmek, zaten o şeyin hayatınızda olduğunu kabul etmek demektir. Bir şey hayatınızda varsa onun eksikliğini çekmezsiniz, o konuda bir yoksunluk duygunuz yoktur ve rahatsınızdır. Şükretmek insana rahatlık ve güven duygusu verir. Şükretmek insanın kendisini daha iyi hissetmesini sağlar ve daha olumlu olmasına yardım eder. Bu olumlu ruh hali daha fazla iy işeyi hayatınıza çekmeniz için gereklidir.
2- Hepimizin bilinçaltında yıllardır istediğimiz şeyler olunca şükredildiğine dair bir bilgi vardır. Bir şey için şükreden onu elde etmiştir inacı çoğumuzun bilinçaltında bir şekilde bulunur. Eğer şükrederseniz bilinçaltınız bunu zaten elde ettiğinize inanacaktır ve inandığı şeyi gerçekleştirmek için çalışacaktır.
3- Eğer hastaysanız ve sürekli sağlık istiyorum, sağlığım artıyor gibi olumlama teknikleri kullanırsanız bir süre sonra kişinin tek düşündüğünüz tek şey  sağlık haline gelebilir. Oysa sağlıklı insanlar sağlıklarını düşümezler sadece hasta insanlar sürekli sağlık düşünürler. Sürekli sağlık düşünmek aynı zamanda sürekli kendinize hasta olduğunuzu hatırlatmanın başka bir yoludur. Sağlıklı insanlar ise sağlıkları için şükrederler. Eğer sağlıklı hale gelmek istiyorsanız önce sağlıklı insanlar gibi davranmalı, onlarla rezone hale gelmelisiniz. Bunun için de en güzel yöntem şükretmektir. Fakir insanlar en fazla para düşünür ve konuşur, zengin olanlarsa ancak paraları için şükredebilir. Bu nedenle zengin olmak istiyorsanız zengin bir insan gibi davranmalısınız.
4-Kur’an da Tegabun suresi 17.ayette
“Eğer siz Allah’a güzel bir borç verirseniz Allah onu size, kat kat öder ve sizi bağışlar. Allah şükrün karşılığını verendir, Halîmdir” der.
Allah şükrün karşılığını verendir ifadesi ilk okuduğum zaman çok ilgimi çekmişti. Ayette Allah’a borç vermek olarak geçen bir önceki ayetle bağlantılı olarak infak yani sadaka vermektir. Yani birine sadaka vermek,aslında Allah’a borç vemektir ve kişi bunu kat kat alacaktır. Ayrıca şükretmenin karşılığını da Allah’ın vereceğini söyler. Oysa bizler istediğimiz birşey olunca şükrederiz, zaten aldığımız bir şey için yapılan bir eylemdir şükür. Ama Kur’an da şükrün karşılığını almaktan bahsediyor. Demek ki şükür etmenin de bir karşılığı vardır ve şükür edene bu verilecektir. Bu nokta bence üzerinde düşünülmesi gereken bir nokta.  Acaba bugün Çekim Yasası olarak bilinen evrensel yasada bize istediğiniz şeyler için şükredin ki fazlasıyla size gelsin olarak sunulan bilgi, zaten hep elimizin altındamıydı ama biz fark etmedik mi diye düşünmeden de edemiyorum.
Eğer daha mutlu, daha başarılı, daha refah içinde olmak istiyorsanız hemen şimdi sahip olduğunuz hatta sahip olacağınız herşey için şükretmeye başlayın. Mutluluğun anahtarı şükretmektir….
Sevgiyle kalın
Berna Özcan Demir

Enerjimizi Tüketen Nedenler


Yaşam enerjimizin yüksek olması hayatımızda sağlığı, dengeyi, uyumu ve başarıyı elde etmemiz için çok önemlidir. Yaşam enerjisi ve titreşimi yüksek frekansta olan insanların isteklerini hayatlarına çekmeleri ve amaçlarına ulaşmaları da çok daha kolay olacaktır. Ancak bazı duygular, düşünceler ve durumlar yaşam enerjimizi kendiliklerinden tüketiler. Eğer bilinçli bir şekilde bunları fark edip durdurmazsanız her gün çok fazla ve gereksiz enerji  kaybına uğrarsınız ve doğal olarak olumsuz bir enerji titreşimini de sahip olursunuz. Yaşam enerjimizi düşüren bu faktörler konusunda bir yazı yazmamım  önemli olduğuna karar verdim ve herkesin faydalanmasını seçiyorum.
1-  Negatif duygular ve düşünceler
Negatif duygular çok fazla enerji tüketmemize yol açarlar. Daha doğrusu yaşam enerjimizi emerek olumsuz bir düşünce modeline yönlendirirler ve  tüketirler. Öfke, endişe, kıskançlık, şüphe, üzüntü, nefret, suçluluk duyguları korkular ve insana acı veren her türlü olumsuz duygu yaşam enerjisini hızla  tüketir, kişinin enerji titreşimini düşük bir frekansa getirir.  Olumsuz duygular kolay fark edilebilir olmasına rağmen insanlar genelde enerjileri tükendikten  sonra içinde oldukları ruh halini fark ederler. Bir kere bu duyguların tuzağına düşerseniz yaşayacağınız duygusal yoğunluk o kadar hızlı gelişir ki çoğu  zaman tamamen kendinizi duruma kaptırır ve enerjiniz tükenene kadar bu olumsuz duyguları deneyimlersiniz. Ayrıca var olan enerjinizin zararlı duygu  kalıplarına aktarılması sonucunda bu duygularla bağlantınız her seferinde daha da güçlenir ve bundan sonra aynı duyguları daha kolay bir şekilde  deneyimlersiniz. Bunu şu şekilde ifade edebilirim. Öfkelendiğiniz zamanlarda yaşam enerjiniz öfke enerjisi tarafından emilir ve bu fke enerjisini besler.

Niyet ile Olumlama Arasındaki Fark


Niyet etmek ve olumlama yapmanın farkı nedir?

Olumlama yapmak herkesin artık bildiği bir teknik ve bir çok kişi olumlamalarla bilinçaltını yeniden programlama üzerinde çalışıyor. Ama olumlama kadar hatta doğru yapılırsa ondan daha güçlü sonuçlar verebilecek bir teknikte niyet etmektir. Niyet etmek, bir şeye kesin karar verdiğinizi ve bunu yapmak istediğinizi evrene deklare etmektir. Niyet ederken bazı kurallara dikkat etmelisiniz. Doğru şekilde edilmiş niyet çok güçlü sonuçlar verir.

Olumlama ile niyetin farkı nedir?

Olumlama her hangi bir konuda bilinçaltımızı programlamak için kullandığımız bir yapıdır. Bir olumlamayı defalarca tekrar ederek, bilinçaltımızdaki, üzerinde çalıştığımız inancı değiştirmeye ve bunun yerine yeni bir inanç ekleyemeye çalışırız. Çekim yasası gereği, benzer enerjiler birbirini çekeceğinden,bilinçaltımızdaki mevcut kaydın, yani inancın kendisine uygun şeyleri çekmesini bekleriz. Eğer ben her gün ” Kolay ve hızlı para kazanıyorum” olumlamasını yapıyorsam amacım bilinçaltımdaki, para zor kazanılır inancını değiştirmektir. Yeni inancı bilinçaltıma kabul ettirerek, parayı hayatıma kolay ve hızlı çekmeye çalışmaktayımdır.

Niyet çalışmasında ise, bilinçaltının konu ile direk ilgisi yoktur. Bilinç düzeyinde evrene bir mesaj gönderirim ve ne istediğimi açıkça bildiririm. Niyeti bir kere etmek bile yeterli olabilir ama önemli olan gerçekten hissederek ve kalpten yapılmasıdır.Yani defalarca tekrar koşulu yoktur, anahtar kavram bir kere ama kalpten yapılan niyettir.


Pozitif Düşünce Gücüyle Mutlu yaşamın sırları

Doğduğumuzda tamamen iç dünyamızla iletişim halinde saf, temiz, açık bir zihinle dünyaya geliyoruz. Fakat büyüdükçe etrafımızdaki yetişkinlerden korkmayı ve sınırlarımız olduğunu öğreniyoruz. Ve bizler de birer yetişkin olduğumuz zaman farkında olmadan pek çok negatif düşünce geliştirmiş oluyoruz. Sonunda hayatlarımızı ve deneyimlerimizi bu yanlış düşüncelerin üzerine kurmaya meyilli oluyoruz.  
Bu kitabı okurken kendi fikirlerinizle örtüşmeyen pek çok düşünceye rastlayacaksınız. Bu düşünceler sizin inanç sisteminizle taban tabana zıt olabilir. Bu hiç sorun değil. Ben bu duruma “suyu kaynatmak” diyorum. Benim söylediklerimin hepsine katılmak zorunda değilsiniz. Ama lütfen inandığınız şeyleri ve bunlara neden inandığınızı sorgulayın. Çünkü ancak bu şekilde değişip olgunlaşabilirsiniz.

Kendi düşüncelerimi yeni fikirlerin ışığında sorguladıkça inandığım pek çok şeyin beni mutsuzluğa sürüklediğini fark ettim. Eski, negatif düşüncelerimden kurtuldukça hayatımın yavaş yavaş daha iyiye gittiğini gördüm.
Kitabı okumaya başladığınızda zaten bildiğiniz ve inandığınız şeylerle karşılaşacak olabilirsiniz ya da inançlarınızı sorgulamak zorunda kalabilirsiniz. Her koşulda bu, sizin kişisel gelişim sürecinizin bir parçası olacaktır. Güvende olduğunuzu ve her şeyin yolunda olduğunu asla unutmayın.
Sevgiyle Baktığımda Her Şeyi Açıkça Görebiliyorum
Suçlayıcı düşünceleri affedici düşüncelerle değiştiriyorum;
Üst Benliğim bana acısız bir yaşam sürmek konusunda rehberlik ediyor. Acıyı gördüğüm anda tıpkı içimdeki bilgeliğe uyanmam gerektiğini söyleyen bir çalar saat çalmışçasına uyanırım. Eğer acı hissediyorsam hemen zihinsel olarak kendimi telkin etmeye çalışırım. “Acı” kelimesini “his” kelimesiyle değiştiririm. Bedenim pek çok şey “hisseder”. Bu ufacık sözcük değişimiyle bilincim üzerine ve iyileşmeye odaklanırım. Böylece kolaylıkla iyileşebilirim. Eğer zihnimi biraz olsun aşağı çekebilirsem bedenim de aynı şekilde odak noktalarını başka yerlere dağıtacaktır. Bedenimi ve zihnimi seviyorum ve birbirlerine bu kadar bağlı oldukları için minnettarım.

Doğal Görmeyi Geliştirme ve Mükemmel Görüş Olumlaması


Mükemmel görürüm.
Görüşüm sürekli gelişiyor.
Kenardan görüşüm gelişti.
Gözlerim sağlıklı ve mükemmel durumdadır.
Benim gözlerim sık sık enerji ve besin alır.
Benim gözlerim mükemmel kan akışı ve dolaşımına sahiptir.
Görüşüm yenileniyor.
Görüşüm hergün düzeliyor.
Hergün daha açık seçik ve keskinleşmiş görüyorum.
Tüm mesafelere odaklanabilirim.
Gözlerim doğal olarak rahatlamış ve sağlıklı.
Benim gözlerim stres ve gerginlikten kurtuldu.
¹Gözlüğüme daha az bağlıyım.
Karanlıkta da daha iyi görürüm.
Sevgi, neşe ve ahenkle görüyorum.
20’de 20’den daha iyi görürüm.
Harika görüş için tüm tıkanıklıkları salıyorum.
Şimdi bakmayı sevdiğim bir yaşam yarattım.
Şimdi kendi güzelliğimi ve çekiciliğimi görmeye hazırım.
Tamamen görmekten mutlu ve güvenli hissediyorum.
İlahi rehberliği kabul ediyorum ve daima güvendeyim.
Görüşümün gelişimini engelleyen tüm inançlar sonsuza dek gitti.
Benim gözlerim tamamen sağlıklı.


Erdinç Gürsözer