access bars uygulayanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Mutluluk Bir Seçimdir.



Yaşamımızda birçoğumuzun yaptığı şey bizi mutlu edecek şeyler aramak ve onlar peşinde koşmaktır.
Burada yapılan en büyük yanlış mutluluk tanımının ne olduğunu bilmemektir.
Mutluluğa yanlış anlam yüklemektir.

MUTLULUK, DERİN BİR İÇSEL HUZUR VE MEMNUNİYET DUYGUSU HİSSETMEKTİR.

İçsel huzuru size sizden başka hiç kimse veremez. Memnuniyet duygusunu size sizden başka hiç kimse hissettiremez.
O nedenle mutluluk bir seçimdir.
Mutluluk arıyorum diyen kişi mutlu olmak istemeyen kişidir.
Aradığı şey içindeki içsel huzursuzluğu giderecek dış etkenler icat etmeye çalışmaktır.
Huzursuzluğu yaratan şey kendini güvende hissetmemektir.
Gerçek şudur ki her insan bu dünyada tamda olması gerektiği şekildedir. Ve her insan yaradan tarafından ona biçilmiş süre kadar yaşayacaktır.
Bunun bir anlamı da şudur. O süre boyunca yaşamsal ihtiyaçların hepsi onun tarafından güvence altına alınmıştır.

Hayallerin Ötesinde Bir Yaratım



Hayat sizi seviyor!!!! 

Sadece bir an için, eğer işinizde, ilişkilerinizde, ailenizin içinde, aşkta ve bu realitede nasıl olmanız gerektiğini satın almasaydınız, hayatınızın ne denli kolay olabileceğini hayal eder misiniz? 

Bu hayatınızda ne yaratırdı?
 
Ya herkesin realitesine ait kutunun dışına çıkabilseydiniz ve kendinizinkini yaratabilseydiniz nasıl olurdu?
 Kim olurdunuz?
Kulağa daha eğlenceli geliyor mu?

  Bunların ortaya çıkmasını izin vermeyen her şeyi yıkıp yaratımlarını tümüyle iptal edelim mi?
Evet
Pod&Poc 

Bugün ne olabilir ya da neyi farklı yapabiliriz ki mevcut gerçeklik tanımlarının ötesinde istediklerimize sahip olduğumuz, gerçekten istediklerimizi aldığımız farklı bir gerçeklik yaratılsın?
Daha başka neler mümkün?
Halis Şhnr

Not : Pod&Poc;   Access Counsiciousness®' in patentli enerji temizlik cümlesinin kısaltmasıdır.. 
Daha fazla bilgi için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz.
 Access Consciousness® Temizleme Cümlesi


************************************************

KONTROL SENDE kitabımı satın alarak hayatınıza  katkıda bulunmak ister misiniz?

KENDİ KENDİNİZİN YAŞAM KOÇU OLUN



***********************************************

Kendimiz Olmak



Huzurlu, keyifli, eğlenceli güzel bir hayatın yolu kendimiz olmaktan geçer.
Kendini sevmek hayatı kolaylaştırmanın anahtarıdır.

Kendini olduğun gibi kabul etmek diğer insanların eline verdiğin seni yargılama gücünü ellerinden alır.
Kendiniz olmaya gönüllü müsünüz?  
Kendinizle ilgili her şeyi alıp kabul etmeye gönüllü müsünüz?
Neyi asla kaybetmeyeceğimize karar verdik ki eğer onu kaybetmiş olsaydık bize bütünüyle kendimizi verecekti?
Bununla ilgili her şeyi godzilyon kez yıkıp yaratımını iptal edelim mi?
Evet
Pod&Poc

Yaşamınızın Nasıl Olmasını İstersiniz?





Hayat sizi seviyor!!!!

Bu düşünceyi kendi gerçekliğiniz yapsanız bu hayatınızda ne yaratırdı?

Hayatınızda yaratım yapmanın en kolay yolu soru sormaktır. 

Sorduğunuz her soru daha önce farkında olmadığınız birçok seçeneği ortaya çıkartır. 

Her seçim yeni olasılıkları ortaya çıkartır. Ve bu hayatımızın genişlemesine kapı açar. 

Bunu istersiniz değil mi?

Soru sorun. 

Bu realitenin kısıtlamalarını oluşturan hangi bakış açılarım var?

Bunları kendi gerçekliğim yapmaya çalışmamın değeri nedir?

Kendi Hayatımızın İçinde Olmamak



Yaşamımızda yaptığımız şeylerden biriside kabul görmek adına uyum sağlamaya çalışmaktır. 
  
Uyum sağlamak için kendimizi olduğumuz kişiden farklı olmamız gerektiğini sanırız.
İnsanların bakış açılarına kendimizi uydurmaya çalışırız.
Bu durumun yaşamımızda yarattığı şey tatminsiz ve yetersizlik duygusudur.
Kendi hayatımızın içinde olmamanın nesini seviyoruz?
Böyle olan her şeyi yıkıp yaratımlarını iptal edelim mi?
Evet
Pod&Poc
İnsanların bakış açılarına kendimizi kurban yapmanın nesini değerli kılıyoruz?
Böyle olan her şeyi yıkıp yaratımlarını iptal edelim mi?
Evet
Pod&Poc

Güven Hissi ve Rahatlık


Yaşamımızda bizim için önemli olan şeylerden biriside yaşantımızı garanti altına almak için güven hissi ve rahatlık yaratma peşinde olmamızdır. 
Kendimizi güvende hissetmek için bu dünyada önemli birisi,  değerimiz olan birisi olmamız gerektiğini düşünürüz. 
Bunun içinde kendimize bir pozisyon yaratmaya çalışıyoruz. 
Nereye ait, neye ait, kime ait olduğumuzu bulmaya çalışıyoruz. 
Neye sahip olmak uygundur? Ne yapmak uygundur? Konuşulacak, birlikte olunacak doğru insan kimdir? 
Hep bir arayış içerisindeyiz. 
Tüm bunlar bize sağlam ve güvenli bir gerçekliğe sahip olmanın rahatlığı ve güvencesini veren sabit bir bakış açısını belirlemek için yarattığımız potansiyel hiyerarşilerdir. 
Buradaki en büyük referansımızda geçmişimizdeki çocukluğumuzdaki yaşadıklarımızdır. 
Orada hissettiğimiz veya alamadığımız güven ve rahatlık hissini ararız.



Anne ve babamızın bize sağladığı yada sağlaması gerekipte sağlayamadığını düşündüğümüz şeyleri ararız. 

Yaşamımızı İcatlardan Yaratmak


Yaşamımızın ne kadarını icatlardan yaratmaya çalışıyoruz?
İcat, bir şeyin bir durumun nasıl olması gerektiğine karar verdiğimiz öyle olması gerektiğine inandığımız şeylerdir.
Örneğin, TV'de bir aşk filmi seyrediyoruz. Bir erkek ve bir kadın birbirlerine iltifat ederek tutkuyla öpüşürler. Ve ona bakarız ve tutkulu aşkın böyle yaşanması gerektiğini düşünürüz.
Zengin kız, fakir oğlan ve ya zengin oğlan, fakir kız filmi seyrederiz. Veya etrafımızda ki bir çiftin bir anlık mutlu görüntüsünü görür ve o çiftler gibi bir birliktelik yaşarsak mutlu olacağımızı sanırız.
Öyle bir kadın ya da erkekle birlikte olmanın eğlenceli olacağını keyifli olacağını ve bizim mutlu edeceğini sanırız.
Ve yaşamın böyle olduğunu karar verir mutlu olmamız için onları yaşamımızda yaratmaya ve ortaya çıkarmaya çalışırız.
Bu hayatımızda ne yaratır?
Çoğunlukla mutsuzluk ve başarısızlık.

Bunun Bana Hediyesi Ne?


Yaşamdaki her şey bir ilizyondan ibarettir.  Her şey bir bakış açısıdır. Birilerinin onun hakkında doğru olduğunu ispatlamaya çalıştıkları fikirlerdir.
Bir şeyle ilgili bizim için geçerli olan gerçeklik onun ne olduğu ya da nasıl göründüğü değil bizim onun hakkında ki algılarımızdan oluşur.
Burada etkili olan bizim hangi ruhsal durumda olduğumuzdur.
Örneğin, Yağmurun yağması kimine rahmet kimine göre felakettir.
Her iki durumda da bütünün yaratmış olduğu bir yaratım süreci vardır.
Felaket dediğimiz şey belki bir süre sonra orada mevcut gerçeklikten farklı bir gelecek için yaratılmış bir durum olabilir.

Bunun için mevcut durumun komple yıkılması gerektiği için yaşanmış olabilir.
Yaşamamızda böyledir. Başımıza bir şey gelir. Bundan rahatsız oluruz. Kötü olduğunu düşünürüz.
Bir süre sonra bakarız ki bu gerçekte bizim hayrımıza olmuş.

Kendimizi Sevilen Yapmaya Çalışmak


Hayat sizi seviyor!!!!!

Yaşamımızda peşinde olduğumuz en önemli şeylerden biriside kendimizin bu dünyada olmayı hak ettiğine kendimizi inandırmaya çalışmaktır.
Bunun için istenilen ve sevilen olmaya çalışırız.
Bu realitede bunun göstergelerinden bir tanesi de diğer insanlar ve karşı cins tarafından beğenilen, tercih edilen ve sevilen olmaktır.
Bunun temeli çocukluğa anne veya babamızın bizim hakkında sahip olduğu düşüncelere ve bizi kabulüne dayanır.

 Onlara verdiğimiz güce ve onlara yüklediğimiz anlama, onların bizim cinsiyetimizi kabulüne dayanır.
Ve sonrasında bütün bunlara göre kendimizin kendimize olan bakış açımıza dayanır.
En büyük açlığımız sevgi açlığıdır.
Anne ve babamızın bize sen bu dünyaya iyi ki geldin iyi ki bu dünyada varsın demesini bekleriz.
Senin varlığın bu dünya için çok önemli demesini bekleriz.
Bu dünya ile ilgili güven ararız, güvensizlik duygusundan bu şekilde kurtulacağımızı sanırız.
Onların davranış ve düşüncelerine bizi seviyor veya sevmiyor anlamları yükleriz.
Kendimizi onların davranış ve düşüncelerine göre istenilen ya da istenilmeyen yaparız.

Bu Kime Ait


Birçoğumuzun başına gelmiştir. Bir istek yada bir hedefi olmazsa olmazımız yapar elde etmek için peşin de koşarız.

Onları elde ettiğimiz de tatmin olmayıp yeniden arayışlara gireriz yeniden mücadele alanları yaratırız.

Bunun altında yatan şey peşinde koştuğumuz pek çok arzu ve isteğin bize ait olmamasıdır.

Ya annemize aittir, ya babamıza aittir, ya çocukluğumuzda bizim için önemli bize çok yakın kişilere aittir. 


Aslında yaptığımız şey o kişilerin bir şeye karşı ulaşamama özlemlerini kopyalamaktır.

Ve biz onlar olmadığımız içinde hedefe ulaştığımız da bir boşluğa düşeriz ve hiç bir zaman tatmin olamayız.

Yarattığımız şey sürekli arayışta olmak olur.

Kendini Aramak.



 Bir süre önce neden hayatımda daha fazlasını yaratmıyorum neden daha fazlasını olmuyorum, neden daha fazlasına sahip olmuyorum diye kendime sorular soruyordum ve bir gün ilginç bir açılım geldi.
Benim hayatımda daha fazlasını olmamın önündeki engellerin bir tanesini doğduğum ve çocukluğumun geçtiği mahalledeki kişilere “Bende sizdenim diyebilmek” için yaratmıştım.
Onlara ihtiyacım olduğunu düşünüyordum. Birden kendimi bir ağaç gibi hissettim. Ayakta kalabilmek için toprağa ve köklerine ihtiyaç duyan bir ağaç. 

Orası benim güvenli alanım ve oradan besleniyordum. Sanırım oradan ayrılmak benim için travmatik bir durumdu. Belki de diğer yaşamlarımın birisinde kökünden sökülüp ölen bir ağaç olduğum için tutunacak toprak arayan ağaç genleri ya da varlık vardı bedenimde. 

Baba ocağı ve o mahalle benim için beni besleyen kaynağı ifade ediyordu.  Ağaç beslenmezse ayakta kalamaz.