bilinçaltı kodlama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Akışa Bırakmak.

Maddi konularda egoyu ikna çalışmları yapıyordum. Bu konuda yazı yazmak için başlangıç yaptım ama yazıyı bitiremedim. Yazının devamını yazmak içimden gelmiyordu ve bende bunun için kendimi zorlamadım ve akışına bıraktım. Çünkü bu durum bana aslında şunu hatırlattı, eğer yazıyı böyle yazarsam eksik bir şeyler olacak, deneyimlemem gereken bir şeyler daha var, onu ya da onları deneyimledikten sonra yazı tam olarak amacına uygun yazılabilecekti.
Bende olayı akışına bıraktım ve kendimle ilgili çalışmalara devam ettim. Bir olay üzerine arkadaşımla konuşurken çekimser olduğumu fark ettim. İşle ilgili bir konuydu bu ve normalde o konuda yazılı bir kural olmasına ve hak olarak verilmesine rağmen uygulamada amirler tarafından bu konunun gündeme getirilmesi pek hoş karşılanmıyordu. Ya da biz öyle değerlendiriyorduk. Sonuçta hakkımız olduğunu düşündüğümüz şeyi uygulamada istemek zorunda olmaktan rahatsız olduğum bir durumdu. Çok önemli olmamakla birlikte gündeme getirildiğinde üst kademe tarafından hoş karşılanmayacağını düşündüğümüz kalıplaşmış bir durumdu.

Bununla ilgili temizlik çalışması yapmaya karar verdim. Yaptığım çalışmalar sonrasında bu olumsuz duygunun farklı ayaklarını temizledikten sonra kafamda bir şimşek çaktı. Aslında burada ki en büyük problem bizim o duruma yapmış olduğumuz tanımın içindeydi.
Hak Etmek ya da Hak Etmemek. Hayatımızın her alanında etkili olan bir konuydu. Bizim tüm yaşamımızda kendimizi kafese kapatmamıza neden olabilecek güçte olan kelimelerdi.

Bilinçaltının 30 Temel Özelliği



Bilinçaltı ile çalışanlar için bilinçaltının en temel özelliklerini liste olarak hazırlayan berna Özcan Demire ait güzel bir yazıyı paylaşmak istedim.

Bilinçaltının 30 Temel Özelliği 
1- Doğru – yanlış, ahlaklı – ahlaksız, gerçek – hayal gibi ayrımların farkında değildir. Bilinçaltı bir bilgisayar programı gibidir sadece verilerle ilgilenir.  Veri hakkında yorum ya da değerlendirme yapmaz.
2- Bilinçaltı genellemeler yapabilir hatta bunu sıklıkla yapar. Örneğin sizinle kavga eden arkadaşınızın adı Ali ise, tüm Ali’lerin kavgacı olduğuna inanabilir.
3- Bilinçaltı anı yaşar, geçmiş yada gelecekten bir şey anlamaz, onun için sadece an vardır.

************************************************

KONTROL SENDE kitabımı satın alarak hayatınıza  katkıda bulunmak ister misiniz?

KENDİ KENDİNİZİN YAŞAM KOÇU OLUN



***********************************************
4- Bilinçaltının duyduğu kelimeyi cümleden bağımsız olarak kayıt edebilme özelliği vardır. Örneğin sigarayı bırakmak istiyorum diyince sadece sigara kelimesini kayıt edebilir, sigara kelimesine tepki verebilir. Bırakmak ve istiyorum kelimeleri ile sigarayı yan yana getirebileceği gibi, eğer sigara ile ilgili güçlü bir bağlantıları varsa sadece bu kelimeyi de duyabilir.
5- Bilinçaltı değişimden nefret eder, hiç bir şeyin değişmesini istemez. Değiştirmek istediğinizde tepki koyabilir ve sizi değişimden vazgeçirmek için tüm silahlarını kullanabilir.

Affetme Çalışması


     Birisini affetmeye ihtiyacınız varsa ama nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız, aşağıdaki çalışmanın çok işe yarayacağını söyleyebilirim. Bunu 5 sene kadar önce yazmışım ve karşıma tesadüfen dün yazılarımı incelerken çıktı. Hemen bloga koymak istedim, çünkü kalbinizde kin, öfke,kızgınlık gibi duygular varsa, hayatınıza iyi ve güzel şeyleri çekmeniz çok zor olacaktır. Unutmayın benzer enerjiler birbirini çeker.   İçimizde daha fazla sevgi üretmeli ve affetmemiz gereken kim varsa, kendi iyiliğimiz için affetmeliyiz.
Aşağıdaki metni her gün en az 3 kere okuyun, ihtiyacınız varsa daha da fazla okuyabilirsiniz. İlk günlerde sinir,gerginlik yapabilir hatta o kişiye karşı daha olumsuz duygular oluşturabilir. Bu çok normaldir, arınma dediğimiz süreçte, negatif enerjileri atarken bunlar yaşanabilir. Ancak bir süre devam ederseniz ciddi olarak faydasını göreceksiniz. Affetmeniz gereken kişiyi affettiğinize emin olana kadar bunu okumaya devam edin.
    Metin
     Sevgili ….. (buraya affetmek istediğiniz kişinin adı gelecek) seninle aramızda üzücü şeyler oldu. Beni üzdün,kırdın,incittin (başka bir duygu yaşadıysanız onu da ekleyebilirsiniz). Sana karşı kızgınlık, öfke hatta belki nefret hissettim. Bu duygulardan tamamen arınmaya, kendimi ve seni özgürleştirmeye karar verdim. Bu yıpratıcı duyguları artık içimde taşımak istemiyorum ve kendi iyiliğim için seni affediyorum. Seninle birlikte kendimi de affediyorum, çünkü bu duruma aslında ben izin verdim. Bu sorunlardan almam gereken dersleri aldım, büyümeme, olgunlaşmama ve daha bilge bir insan olmama hizmet ettiklerini farkettim. Bunlar için evrene teşekkür ediyorum. Artık ben yeni bir insan olmayı, kalbimde sadece sevgi duyguları taşımayı seçiyorum. Farkında olmasan da senin de içinde acı ve üzüntü olduğunu biliyorum. Seni de şifalanmanı, arınmanı ve huzur bulmanı seçiyorum. Sana tüm kalbimle iyilikler diliyorum. Seninle bir bütünün parçası olduğumuz gerçeğini kabul ediyorum ve içindeki özü onurlandırıyorum. Şimdi lütfen özgürce yoluna git, senden tamamen özgürleşiyorum. Seni bugün burada affediyorum, kendimi bugün burada affediyorum.
…… yı (buraya affetmek istediğiniz kişinin adı gelecek) tamamen affetmem için kalbimdeki tüm iyiliği,merhameti ve sevgiyi uyandırıyorum. ( Bu cümleyi bir kaç kere tekrar edin)
     Daha sonra yeniden başa dönerek yeniden okuyabilirsiniz yada sadece son cümleyi afirmasyon gibi sürekli tekrar edebilirsiniz.
Hadi hemen affetmeye başlayalım, arınmalım ve şifalanalım…..

Sevgiyle kalın.

Berna Ozcan Demir














KONTROL SENDE

Çekim Yasası Ve Bilinçaltı Dönüşüm Teknikleri Kitabı




Çekim Yasasının Sırrı-Elde Etmenin Önündeki Büyük Engel: Bilinçaltı


Çekim yasasını işletirken istediklerimizi elde etmemizin önündeki en büyük engel malumunuz bizim bilinçaltı kayıtlarımız. Olumsuz bilinçaltı kayıtlarımızın temizliği çok önemli bununla ilgili bir çok teknik ve yöntem var. Bugün bilinçaltı kayıt temizliği  ile temelde neyi değiştiriyoruz onun üzerinde paylaşımda bulunmak istiyorum ve bilinçaltı kayıt temizliği konusunda farklı bir bakış açısını göstermek istiyorum.
Ben şimdiye kadar bilinçaltı kayıt temizliğinde bir kaç farklı yöntem kullandım. EFT, İçsel Temizlik (Korku çalışması), Egoyu ikna yöntemi ve Olumlama tekrarları. Ben  yapmış olduğum çalışmalardan beklediğim faydayı görebildiğim ve deneyimde bulunabildiğim için bugün insanlara bu teknikleri çok rahat öneride bulunup, deneyimlerimi paylaşıyorum. 
Geçen gün bir arkadaşın sorusuna cevap yazarken bir şeyi keşfettim. Bilinçaltı kayıt temizlikleri yaptığımızda  çalışma sonrasında bizim bilinçaltımıza olumsuz kayıt oluşmasına neden olan sahnelerdeki algılarımızı değiştirdiğimizi fark ettim. Yani biz o sahnelere gidip yanlış anlaşılmayı gideriyoruz. Olumlamalarla da biz aynı şeyi yapıyoruz. İşin temelinin püf noktasının bu olduğunu anladım.

Bilinçaltı kayıt temizlik çalışmalarında  kullanılan yöntemler arasında öncelikle hissedilen korkunun kaynağı olan sahne bulunarak bu sahne üzerinde çalışmak daha etkili oluyor.  Genelde bu korku kaynakları bizim çocukluğumuzdaki ailemizden, okuldan ve çevremizden aldığımız kodlamalar. Çocukluğumuzda bir olay yaşamışızdır. Bu konuda daha önce bir deneyimimiz yoktur. O olay sonrasında annen, baban, öğretmen, akrabaların ya da arkadaşların sana bir şey söylemişlerdir. Bu senin otomatik olarak bilinçaltı kaydınıza yazılmıştır. Bu konuda daha önce bir deneyimin olsaydı olayı onunla kıyaslamak durumunda kalacaktın olmadığı için direk yazıldı. Ya da aynı konu ile deneyimin var oda olumsuz bu sefer iki kere yazıldı hem de güçlü bir şekilde.

Çekim Yasasının Sırrı - Egomuzu Nasıl İkna Edebiliriz?

Egomuzu nasıl ikna edebiliriz?

Bir önceki yazımda yaşamış olduğum kurban olma konusu ile ilgili bilgi paylaşımı yapmıştım. Ve egonuzu ikna etmeniz gerektiği konusunu söylemiştim.

Bunu nasıl yapacaksınız?

Size şunu söyleyebilirim. Bir çocuğumuzun küçük çocuğu vardır. Ya da çevrenizde çocuğu olan birileri vardır. Onlara bakmanızı tavsiye ederim. Yaramazlık yaptıklarında çocuklara nasıl davranıyorsunuz ya da davranıyorlar.

Çevrenize baktığınızda, çocuk sahibi olan birçok aile kendi çocuklarına yaramazlık yaptıklarında oldukça sabırlı davrandıklarını göreceksiniz. Siz dışarıdan gözlemlerken çıldıracak gibi olduğunuz durumda dahi aileler kendi ocuklarına karşı oldukça sabırlı davrandıklarını hayretle izlerseniz.

Bu konuda Aykut Oğut’un son kitabındaki örneği vermek istiyorum.

Sizin 7-8 yaşlarında bir çocuğunuz olduğunu düşünün. Ve bir aileye oturmaya gittiniz. Onlarında çocukları olmadığını düşünün. Siz büyükler oturmuş sohbet ediyorsunuz çocuk o anda kendine sunulanlarla oynamaya başlıyor bir süre sonra canı sıkılıp konuşmaya ve dikkat çekmeye çalışıyor.  Sohbetin ortasında size soru sormaya ya da farklı şeylerle ilgi çekmeye çalışıyor. Bu durumda neler olabilir şöyle bir bakalım.

Eğer biz çocuğu dikkate almazsak çocuk daha fazla dikkat çekmek için daha fazla hırçınlık yapmaya başlayacaktır.


Bilinçaltı Kayıtlarını Değiştirme- İçsel Temizlik-3

Bugün yine bilinçaltı kayıtları temizliği yazılarına devam edeceğim. Bugünkü yazı bilinçaltı kayıtlarını temizleme çalışması yapan Zülfikar beye ait. Zülfikar bey, yapmış olduğu çalışma detaylarını ve yaşamış olduğu deneyimleri benimle paylaşma inceliğini göstermiş. Bende size çalışmalarınızda referans olabileceğini umarak sizinle paylaşmak istedim
 “Halis merhaba,
Az önce kaç zamandır hazırladığım gerek senin sitenden gerekse seninle sohbetlerden ve Nil Hanım’ın sitesinden derlediğim ve benim daha önce para ile ilgili üstbene sorduğum ve aklıma gelen veya bana hatırlatılan tüm sahneleri yazdığım listemi önüme aldım ve tekrar her şeyi bir daha gözden geçirdikten sonra benim listemde yazdığım ilk maddeyi çocukluğumda ki o anıma giderek çalışmaya başladım. Ne tesadüf ki o korkum bana gönderdiğin senin EFT’den korku çalışmasına çevirdiğin ilk maddede deki korkum olduğunu gördüm, “korkum param olursa elimden alırlar korkusu“ idi.

Korkuyu o halime yani 8 yasındaki Zülfikar’a sordum, o bana korkusunu söyledi ve korku çalışması yapmaya başladım. Başta dilim dolaştı, cümleleri söyleyemedim ve 5- 6 tekrardan sonra garip bir şekilde ağlamaya başladım ama bu değişik bir durumdu benim için, yani gözümün önünde 8 yasındaki halim ve ben o halimi baya iyi anımsıyordum. Neyse korku çalışmasını içimden bir olumlu cümle çıkıncaya kadar çalıştım. Belki 10 defa kadar, bu korku çalışmasından sonra olumlu cümle geldi. O Zülfikar dedi ki: “Bu para benim”, ben de bunu olumlama beşliğine koydum ve o şekilde o Zülfikar’ın yüzü gülünceye kadar ve parayı harcayıncaya kadar ve pembe ışıkları görünceye kadar söyledim belki 5- 6 defa kadar.

Bilinçaltı Kayıtlarını Değiştirme- İçsel Temizlik-2

Bilinçaltı kayıtlarından kurtulmak için bir çok teknik mevcut. Daha önceki yazımda bunlardan bahsetmiştim. Şimdi ise biraz daha detaya girip yapmış olduğum uygulamadan bahsedeceğim.
Kendi içsel temizliğim için EFT Duygusal Özgürleştirme Tekniği, Reiki çalışmaları yapmış olamam rağmen Çekim yasası adımlarını uygulamaya başladığımda isteklerimi sıralamaya tasarlamaya başladığımda içimde bir direncin farkına varmıştım. Çözemediğim bir direncti bu.
Geriye baktığımda istediğim bir çok şeyi elde ettiğimi görüyorum. (Bugün baktığımda bu işe başladığım zamana göre maddi anlamda daha fazla kazanıyorum. Ve buna bağlı olarak daha fazla harcıyorum.) Özellikle son bir senedir isteklerimi daha bilinçli yapmaya başladım. Bunun sonucunda da elde ettiklerime yansıdı. Bakış açımı değiştirdiğimde bunları fark ettim.  Tabi gözlemlediğim konulardan biriside şuydu;  ben bir şey istiyorum onunla ilgili çalışma yapıyorum, bazen kendimce bununla ilgili oluşma koşulları düşünüyorum Ama istediğim farklı bir yerden geliyordu.

Ancak çekim yasası kapsamında istekte bulunduğum, zengin olma, villa sahibi olma, BMW 5.20d arabayı almak istediğimle ilgili imgeleme içimde bir şey bana “sen zenginliği hakketmiyorsun” diyordu. Kendimi hayal ettiğim arabaya binerken düşündüğümde arabaya binmeye utanıyordum. Eğer o arabaya binersem sanki birilerine hava atacakmışım gibi geliyordu. Ve inip binmeye utanıyordum. Garip bir durumdu. Yada yine sahip olmayı istediğim evi hayal ederken o eve girip çıkarken kendimi o dünyaya ait hissedemiyordum. İnsanlarla iletişim kuramıyor, utanıyor dışlandığımı hissediyordum. Yani ben o dünyaya ait değildim. Her ne kadar dilim “ben o eve sahip olmayı seçiyorum” dese de kalbim “sen o dünyaya ait değilsin” diyordu.  Yani bilinçaltımdaki kaydı fark etmiştim  ama onu çözemiyordum.

Bilinçaltı Kayıtlarını Değiştirme- İçsel Temizlik

Bizi hayatımızda yönlendiren en önemli noktamızın bilinçaltı kayıtlarımız olduğunu biliyorsunuzdur. Şimdi artık olumsuz bilinçaltı kayıtlarımızı temizleme ve yerlerine olumlu kayıtları koyma zamanı geldi. Bilinçaltı kayıtlarımız çoğunlukla bizim çocukluğumuzda oluşur. İlköğretim çağlarında yaşadığımız olaylar ve deneyimler çok önemlidir. Özellikle Anneden, babadan ve okulda öğretmenler ve arkadaşlarımızdan aldığımız kayıtlar çok önemli. Orada oluşan tüm kayıtlar bizi hayat boyu yönlendirir. Bu bilinçaltı kayıtları ilerleyen hayatımızda karşımıza ego olarak çıkar. Hayatınıza göz attığınızda nerede bir direnç gösterdiğiniz yer nerede yargıladığınız yer varsa egonuz devrededir.


Bilinçaltını bir bilgisayarın hard diski olarak düşünebiliriz. Ekranda görülenler sizin gerçeğiniz veya yaşantınızdır. Yani bilinçaltınızdaki olumlu, olumsuz inançlarınızın hayatımıza yansımalarıdır. Nasıl bir bilgisayar programında direkt emir şeklinde komutlar veriliyor ise bilinçaltımız da komutlarımızı alır ve gerçekliğimize uyarlar.



Çekim Yasasının Sırrı


     Çekim yasası ile ilgilenmem yaklaşık 4 sene öncesine dayanıyor. Çekim yasası maceram “The Secret” kitabını okumamla başladı. Hedefim aslında bir çok insanla aynıydı. Maddi anlamda kendimi daha iyi duruma getirmekti. Bu nedenle  konu ile ilgili çalışmalara başladım ama hep bir yerlerde bir şeyler eksik kalıyordu. Bunu da okumuş olduğum bir çok kitap ve makale sonrasında keşfettim.
     Gerçekten çekim yasasına inanan kişiler için başaramayacakları bir şey olmadığını biliyorum ve buna kesinlikle inanıyorum. Tabi ki işin sırrı nasıl isteyeceğinizi bilmekten geçiyor.
 Bir şeyi elde etmenin adımlarını kısaca göz atalım;
   1.  Ne istediğinizi bilmek ve tanımlamak
   2.  Tüm olumsuz ve sınırlayıcı inançları temizlemek
   3.  İstediğinize sahip olmanın, onu yapmanın ya da o olmanın nasıl bir şey olacağını hissetmek
  4.  İçgüdülerinize göre hareket ederken akışına bırakmak ve sonuçların kendilerini ifade etmelerine izin vermek.
   Yukarıdaki adımları gerektiği gibi uygulayabilirsen kesinlikle istediğini elde edeceğinize eminim.

Bütünsel Kinesiyoloji PİKİ

KİNESİYOLOJİ NEDİR?
Farkındalık, otomatik düşünce kalıplarının sizi uyuşturmasından uyanmaktır.
Genel bir tanımlama ile söylersek kinesiyoloji, kas aktivitesi bilimidir.

Kasların testi, bilinçaltımızla iletişim kurma yoludur. Kinesiyolojide varlığınızın bütünüyle bir iletişim yolu olarak kullanılan kas testi kendinizi kandırmanızı imkansız kılar. Kaslarımızdaki enerji akışı olumlu ya da olumsuz düşüncelerimize, inançlarımıza, duygularımıza göre değişir. Kinesiyoloji aynı zamanda bir biyobilgisayar olarak da tanımlayabiliriz.

Kaslarda dolaşan yaşam enerjisinin gücü değişik duygu hallerinde, olumlu ve olumsuz inançlarda, hoşlandığımız / hoşlanmadığımız şeyleri hissettiğimizde, doğru ya da yalan söylediğimizde farklı farklıdır. Bu, kendimize söylediğimiz bir yalan olsa da.

Kaslardan aldığımız tepki ile kendimizle, bilinçaltımızdaki inançlarla ilgili test yapabilir, sorunlarımızın kök nedenlerini bulabiliriz. Kinesiyoloji teknikleri ile bizi sabote eden bilinçaltı programlarımızı keşfedip bize destek olacak şekilde değiştirebiliriz.

Kinesiyoloji, Dr.John Goodheart’ın 1964 yılında başlattığı Uygulamalı Kinesiyoloji çalışmalarını temel alarak geliştirilen yöntemlerle o günden bugüne birçok alanda kullanılıyor. Yepyeni alanlara uygulanabilmesi için hala araştırmalar yapılıyor. Birçok uygulamacı zaman içinde kendi tekniğini yarattı ve geliştirdi, böylece kinesiyolojinin bir çok dalı oluştu.

Dünyada alternatif yaklaşımlara açık birçok insan kinesiyolojinin günümüzde en gelişkin ve doğal iyileştirici teknik olduğunu düşünüyor.

Kinesiyoloji bilinçaltı inançlarını test etmenin yanı sıra bedenin değişik maddelerden, çevresel faktörlerden nasıl etkilendiğini, fiziksel sorunları, duygusal dengesizlikleri, öğrenme blokajlarını, bireysel ve ruhsal gelişimi engelleyen tıkanmaları test etmek, dengelemek ve düzeltmek amacıyla kullanılıyor.

PiKi NEDİR?

Pi, Pi sayısının sembolü; Ki, hem kinesiyoloji kelimesinin kısaltılmışı hem de yaşam enerjisi Ki (Chi) anlamında kullanılıyor.

Pi sayısı bir dairenin çevresinin çapına olan oranını ifade eder. Aynı zamanda Yunan alfabesinin on üçüncü harfi olan Pi, MÖ yirminci yüzyılda Babilliler, Mısırlılar, Çinliler tarafından sayısal değeri üç olarak kabul edilmiştir.

Özelliği, hem sabit hem de cebirsel olmayan irrasyonel bir sayı olmasıdır. Günlük kullanımda basitçe 3,14 olarak ifade edilmesine rağmen gerçek değerini ifade etmek için periyodik olarak tekrar etmeyen sonsuz sayıda basamağa ihtiyaç vardır.

Pi, matematiksel sabitler içersinde kültürel açıdan en çok etki yaratanıdır. Bunun basit nedenleri çok eskiden beri bilinmesi, çember gibi çok yaygın bir geometrik cisimle ilgili olması ve görünüşe göre kural izlemeyen ondalık açılımının sınırsızlığına insan aklının henüz ulaşamamasıdır.

Ayrıca Eski Ahit’in bir bölümünde de Pi sayısının değerinin 3 olduğu ima edilir. Bu da Zihin-Beden-Ruh üçgenini temsil eder. Einstein’ın doğum günü olan 14 Mart (ingilizce tarih yazılımıyla 3/14) aynı zamanda ABD’de Ulusal Pi günü olarak kutlanıyor.

İnternette sayısız Pi sitesinde saatlerce sadece merakımı gidermek için dolaştıkça bu büyüleyici rakamın gizemlerini özetlemenin çok güç olduğunun farkına vardım. Şiirde, müzikte, DNA’da, gökkuşağında, yağmur damlasının suda yaydığı halkalarda, gözbebeğinde, nüfusa göre ölüm oranında…Her yerde Pi sayısı var. Doğa matematiği çok iyi biliyor. Doğa ne bilge bir öğretmen.

Büyüleyici bir gizem şu Pi sayısı. Tıpkı insanın bilinçaltının kapasitesi gibi. Tıpkı insan psikolojisinin sınırsız boyutları gibi. Pi sayısı bu nedenle bende sonsuzluk ve sınırsız kapasite anlamına geliyor. Kozmik bilinç ve insan bilinci arasındaki bağlantı sembolü olarak Pi son derece uygun.

KİNESİYOLOJİ İLE “Kİ” ENERJİSİNİN BAĞLANTISI

Değişik kültürlerde Prana, Chi, Ki gibi değişik isimlerle bilinen yaşam enerjisi, bedenin akupunktur çizgileri boyunca akar. Kinesiyolojide kullandığımız Kol Testi gerçekte bir enerji testi‘dir.

PiKi, bilinç ile bilinçaltı inançlarımızın birbirini desteklemesini sağlayarak bize, evrensel enerjinin sevgi, bilgelik ve iyileştirici gücünü kendimiz ve başkalarının yararına kullanmamıza olanak tanıyan bir öğreti sistemidir.

Hayatımızda daha değerli bir şey var mı? Tek bir hayatımız var. Onu, şikayet ederek, başkalarını suçlayarak, mutsuz ve doyumsuz, en iyi ihtimalle ortalama sıradan bir hayat olarak da geçirebiliriz, gerçekten kaliteli, haz aldığımız ve bize maddi manevi doyum veren bir yaşam sürdürmeyi de seçebiliriz. Böyle bir yaşam ise bilinçli olmayı, farkındalıkla yaşamayı gerektiriyor. Bunun için en temel zeka göstergesi olan merak duygusunu asla yitirmememiz çok önemlidir. Öğrenmeye ve geliştirmeye açık olmak, kaliteli bir yaşamın olmazsa olmaz öğesidir.

Birçoğumuz hayatımız boyunca kendimizi “düzeltmek” için mücadele ederiz. Yani kendimizle barışı, savaşarak sağlayacağımıza inanırız. Kendimizle savaşmak için “askerlerimiz”, arttırdığımız bilgimiz ve irademizdir. Ordumuzun güçlü olduğuna inanırız. Savaşın sonunda belki bir zafer kazanırız; diyetimizi sürdürürüz, sigara içmeyiz, içki içmeyi bırakırız. Ama “zafer” duygusu geçicidir, zaaflarımız eninde sonunda bizi tekrar ele geçirir.

Bize zarar veren ilişkileri bir süre için bitirebiliriz; ama sonunda ya o ilişkiye geri döneriz ya da benzer sorunları yeni partnerimizle yaşarız. İşimizi bir takım sorunlar nedeniyle değiştirsek bile yeni işimizde yine benzer sorunlarla karşılaşırız.

Kısaca; aynı sorunları yeni işimizde, yeni eşimizde, yeni taşındığımız şehirde yeniden yaşarız. Gerçek çözüm, bizi desteklemeyen programlarımızdan özgürleşmektir. Hayatın diğer alanlarında çok bilgili ve başarılı olsak bile, bu programlar içimizde var olduğu sürece, gerçek potansiyelimizi ortaya çıkarmayı engelleyecek, yaşam hazzımızı ve doyumumuzu azaltacaktır.

PiKi, bize negatif programlarımızdan özgürleşebilmemiz için hemen kullanabileceğiniz yöntemler sunuyor; bunlar, uzun yıllardır boğuştuğumuz ve üstesinden gelmek için her yolu denediğimiz ama bir türlü alt edemediğimiz sorunlar olsa bile.

Bu negatif problemler, olumsuz inançlar, korkular, fobiler, depresyon, karamsarlık, bağımlılıklar, fiziksel hastalıklar ya da ağrılar olarak kendisini ifade eder. Biz de genellikle bu sorunlarımızı artık kendimizin bir parçası (zaaflarımız) olarak kabul ederiz.

Bireysel gelişim ve ruhsal gelişim bir ve aynı şeydir. Gelişmek denilen şey, insanın bilinçaltındaki çocukluk programlarıyla sürdürdüğü otomatik ve robotik yaşamının farkında olup, bilinçlice kendi özgün programını yaratarak kendi seçtiği hayatı (doyum alarak) yaşamasıdır.

Çekim yasası ile hayatımıza düşüncelerimizin ve inançlarımızın yüzde doksan dokuzunu oluşturan bilinçaltı programlarımıza uygun insanları, olayları, durumları çektiğimizi düşünürsek, inançlarımızın bizi destekleyen inançlar olmasının önemini de daha iyi anlarız.

Bu nedenle PiKi gerçek anlamda Çekim Yasası eğitimidir.

PİKİ’YE BİR İNANÇ DEĞİŞTİRME SİSTEMİ DİYEBİLİRİZ

Hayatımız, inançlarımızın bir yansımasıdır. İnançlarımızın % 99′u bilinçaltındadır. Geçmiş koşullanmaların sonucu olarak bazen hatta sıkça arzularımızı gerçek kılmayı, bazı duygu ve davranışlarımızla sabote ederiz.

Bilinçli düşüncelerimizi ve inançlarımızı yeni bir bilgiyle, okuduğumuz bir kitapla, deneyimlerimizin istenmeyen sonuçlarını gördüğümüzde irademizi kullanarak değiştirebiliriz. Yaşamımız sadece bilinçli düşüncelerle şekillenseydi, hayatımızın her alanında başarılı olmamız kolay olurdu. Bilinçaltı inançlar ilişkilerimizi, özsaygımızı, iş ve sosyal yaşamımızdaki performansımızı, bedensel, duygusal, zihinsel ve ruhsal sağlığımızı büyük ölçüde etkiliyor.

Bilinçaltı inançlarımız bilinçli inançlarımızı desteklemedikçe kendimizi sabote etmeye devam ederiz. Buna da kader, talihsizlik ya da şanssızlık deriz. Amaçlarımızı, rüyalarımızı gerçekleştirmek için bilinçaltının desteği gerekiyor. Ama bilinçaltında ne tür inançlar barındırdığımızı bilmiyoruz. Bilmediğimiz şeyi nasıl değiştiririz?

İşte PiKi, kasları araç olarak kullanarak, bizi sabote eden bilinçaltı programlarımızı keşfederek ve bize destek olacak şekilde değiştirmeyi öğretiyor.

BİLİNÇ, BİLİNÇALTI VE SÜPERBİLİNÇ İLİŞKİSİ

Kasların bütünsel sınanmasında kullanılan Kol Testi, zihnin üç seviyesi olan bilinç, bilinçaltı ve süperbilinç (Yüksek Ben) ile bağlantı kurularak sağlanan bir iletişim yoludur.

Bilinçli zihin amaçlarımızı netçe belirlememizi sağlar. Bilinçaltı ve süperbilinç ile irtibata geçerken amaçlarımızın netliği çok önemlidir. Bilinçaltımız, davranışlarımızın, değerlerimizin, inançlarımızın deposudur. Otomatik tepkilerimiz, alışkanlıklarımız bilinçaltımız tarafından kontrol edilir. Süperbilincimiz (yüksek ben) ise bilinçaltımızın ve bilincimizin sahip olmadığı bilgeliğe ve bakış açısına sahiptir.

Süperbilincin görevi, bilinçli zihin ile bilinçaltı zihnin uyumunu sağlamak, rehberlik etmek, onların niyetlerini netleştirmek ve bu niyetlerin gerçekleşmesi için “anlamlı tesadüfler” yaratmaktır. Kimileri bu anlamlı tesadüflere “şans” der.

Bilincimizin ve bilinçaltımızın çatıştığı konularda amaçlarımızı gerçekleştirmek oldukça zordur ve yorucudur. Böyle durumlarda irade ve farkındalık yetmez. Ama bilinçaltında ne gibi kayıtlara sahip olduğumuzu bilmediğimiz için bu uyumu nasıl yaratacağımızı da bilemiyoruz.

Bilinçli amaç ile bilinçaltı programlaması uyum içinde olmadığında süperbilinç karışık mesajlar alır. Bu da istemediğimiz sonuçlara yol açar. İsteklerimizin bir türlü gerçekleşmemesinden şikayet ederiz. Bu durum arabanın hem gazına hem frenine aynı anda basmaya benzer.

Bilincimiz arabanın gaz pedalı, bilinçaltımız ise fren pedalı gibidir. Bilincimiz gaz pedalına basarak gitmek istediği istikamete doğru yola çıkmak istese de eğer bilinçaltımız buna onay vermiyorsa o da frene basarak kendi seçimini gösterir.

PiKi teknikleri, bilinçli zihnimizle amaçlarımızı belirlemeyi; bilinçaltı programlarını keşfederek amaçlarımıza uygun şekilde değiştirmeyi ve süperbilincin rehberliğiyle bilgeliğinden yararlanmayı sağlar. Bilinç ile bilinçaltı çatışmaları bizi sabote ediyor. Bilinciniz size; bu ilişkiyi yürütmenizi, bu kıdemi almanız gerektiğini, bu hastalığı aşacağınızı söylerken, bilinçaltınız; bu ilişkiye, bu kıdeme layık olmadığınızı, hastalığın sizin ilgi ve şefkat ihtiyacınızı karşıladığını söylüyor.

Sonuç, anlamsız bir kavga ile ayrılma, farkında olmadan yapılan bir hata ile kıdemden mahrum kalma ve tedavi veya ameliyattan sonra bedenin bir başka bölgesinde baş gösteren bir hastalık oluyor.

PiKi ile bilinçaltınızın artık sizi sabote etmeyeceği yöntemleri ve uygulamaları öğrenirsiniz. PiKi teknikleri sizi amaçlarınızı gerçekleştirme yolunda sabote eden bilinçaltı duvarlarınızı yıkmanızı sağlar.

Bilinçaltınız ile bilincinizdeki inançları uyumlu hale getirmek PiKi ile mümkün. Bu uyum, sizin için harika bir potansiyel yaratıyor. Potansiyeli kullanmak ise tümüyle sizin seçiminiz. Amaçlarınızı hayata geçirme adımlarını ancak siz atabilirsiniz. Bunu aldığınız her eğitimde, okuduğunuz her kitapta, gördüğünüz her türlü tedavide hatırlayın.

Yaşam cesurları ve aksiyonu sever.

GÜNLÜK YAŞAMINIZDA BÜTÜNSEL KİNESİYOLOJİYİ NASIL KULLANABİLİRSİNİZ?

PİKİ testini sizi desteklemeyen alışkanlıklarınızı değiştirmek için kullanabilirsiniz.

Hepimizin yaşamında otomatik olarak tekrar ettiğimiz alışkanlıklarımız var. Bunlara rutin davranışlar diyoruz. Bu alışkanlıkların kimi hayatımızı kolaylaştırıyor, kimi de bize zarar veriyor. Örneğin; diş fırçalamak öğretilmiş bir alışkanlıktır. Bazıları günde 3 kere fırçalar, kimi sabah akşam, kimi hafta da bir. Kimi insan her gün birkaç sayfa olsa bile muhakkak kitap okur, bazısı bir türlü kitap okumaya vakit bulamaz. Kimi her gün egzersiz yapar, yapmazsa mutsuz olur, kimi egzersiz yapmaya nedense vakit bulamaz.

Özdisiplin denilen şey, bize yararlı alışkanlıkları kazandıracak uygulamaları rutin davranışlar haline getirmektir. Bize zarar veren alışkanlıklara ise bağımlılıklar diyoruz. Alışkanlıklar da bağımlılıklar da tekrarlarla oluşan bir süreçtir. Bağımlılıklarımızın temelinde ya haz ya da acıdan kaçınma boyutu vardır. Bir şeyden haz aldığımızda ya da acıyı daha az hissetmemize yardımcı olduğunda o maddeyi kullanırız veya o davranışı tekrarlarız.

Bilinçaltında bir zamanlar bizim işimize yaramış ama artık işlevsiz, hatta bizi sabote eden kayıtlar vardır. Bazen de ikincil kazançlarımızdan vazgeçmek istemeyiz ve bu ikincil kazançların ne olduğunu, bilinçli zihnimizle bilmeyiz ya da kabul etmek istemeyiz.

Genellikle olumlu ya da olumsuz her türlü davranışı gerçekten isteyerek 21 gün üst üste tekrarladığımızda o davranış alışkanlığa/bağımlılığa dönüşür.

21 gün boyunca gerçekten isteyerek ve keyif alarak her gün 1 saatimizi kitap okumaya ya da egzersiz yapmaya ayırırsak bu bir alışkanlığa dönüşür. Ama zorla görev icabı yapıyorsak bir süre sonra hatta 21 günü tamamlamadan vazgeçeriz. 21 günü doldursak bile yeni alışkanlığımızı sürdüremeyiz. Eski alışkanlığımıza geri döneriz. Hatta yirmi birinci günde kendimizi sabote ederiz. İrade tek başına alışkanlıkları değiştirmek için yeterli değildir. İradenin yanı sıra bilinçaltı kasetlerinin değiştirilmesi gerekir.

Bir Workshop katılımcımız, her sene gittikleri “açık büfe” tatil yörelerinde aşırı kilo almaktan şikayetçiydi. Tatil ona göre kilo almaktı. Ve tatile gitmeyi isterken, bir taraftan da nefret ediyordu. Tatil hem iyiydi, hem nefret edilesi bir şeydi.

Annesinin sütü erken kesilmiş, mamalarla büyümüştü. Çocukluk dönemi yiyeceğin kıt olduğu bir aile ortamı içinde geçmişti. Şimdi maddi olanakları fazlasıyla yerinde olsa da, “bedava” yiyecek ortamlarında aşırı yiyordu.

Bilinçaltı kasette “tatil/sevgi=yemek” kaydı vardı. Bu katılımcının sorunu 0-3 yaş arası deneyimlerinden kaynaklanıyordu.

PiKi testi ile sorunun kaynağını tespit ettiğimizde ve bilinçaltı inançları balansladığımızda, gittiği üç haftalık tatilden bir kilo vererek döndü. PiKi tekniği ile bilinçaltında bizi sabote eden bilinçaltı kayıtlarını ortadan kaldırıp yerine bizi destekleyen inançları koyabiliriz.

PiKi testini gıdaların size yararlı olup olmadığını anlamak için kullanabilirsiniz.

Bedenimize koyduğumuz benzinin (besinin) kalitesi ve bizim enerjimize uyumlu olup olmadığı sağlığımızda önemli rol oynar. Hangi besinin bedenimize yararlı hangisinin zararlı olduğunu anlamak için PiKi testi idealdir.

Örneğin; beyaz ekmeğin ya da kahvenin bedenimize zararlı olmadığına inanabiliriz. Çilek ya da sütün bedenimize zararlı olmadığına hatta yararlı olduğuna inanabiliriz. Ama bedenimiz aynı fikirde olmayabilir. Bu durumda “çilek benim için yararlı” “kahve benim için yararlı” sözlerini Piki ile test ettiğimizde yararlı olup olmadığını anlayabiliriz.

Hormonlu bir domatese bedeniniz zayıf (sağlıksız) tepkisi verirken organik domates için güçlü (sağlıklı) tepkisi verebilir. Besin maddesini karnınızın üzerine tutup cümlenizi söyleyerek test etmek daha etkilidir.

Ben vitamin hapları satın alırken de PiKi testi yaparım. Bir marka vitamin hapı benim bedenim için uygunken başka bir marka uygun olmayabiliyor. Çünkü her vitamin üreticisi farklı dolgu maddeleri kullanıyor. Sentetik olanlara ise bedenim daima zayıf tepki veriyor. Böylece paramı boşuna harcamamış ve bedenime yararı olmayan maddeyi sokmamış oluyorum.

Sizin bedeniniz size özgü, yaşamın eşsiz ve benzersiz bir ifadesidir. Başkalarına zararlı olmayan bir besin sizin için uygun olmayabilir.
PiKi’nin günlük yaşamda uygulama alanı çok geniş. Kitabın “günlük yaşamda PiKi uygulamaları” başlıklı bölümünde yer alan PiKi egzersizleri sağlığınızı korumanızda size yardımcı olacaktır.
Bedeninizin bilgeliğine güvenin.

PiKi’NİN TEMEL PRENSİPLERİ

1. Sağlık insanın doğal halidir. Tüm hastalıklar fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal boyutta enerji dengesizliğinden kaynaklanır. Her boyutta dengesizlik stres yaratır. Bu stresi ve stresle bağlantılı duygusal enerji akışını dengelemek birinci adımdır. Her hastalığın başlangıcı daima önce ruhsal boyutta olur, tezahürü ise bir süre sonra fiziksel boyuta yansır.

2. Öncelik, hastalıkları (zihinsel, duygusal ya da fiziksel boyutta) oluşmadan önlemektir. PiKi acil durumla amaçlı değildir ama yine de destek amacıyla kullanılabilir.

3. Her insan, kendi iyileşmesinden sorumludur.

4. Tüm problemler enerji seviyesinde başlar. Gerçek iyileşme de sadece bu boyutta olabilir.

5. PiKi bir enerji terapisi yöntemidir.

İnsan bedeniyle, zihniyle, duygularıyla ve ruhuyla bir enerji yumağıdır. Her şey enerjidir. Zihinsel, ruhsal ve fiziksel sorunlarımızın altında yatan esas neden enerjimizin dengesini yitirmiş, zayıflamış ya da tıkanarak hareket edemez hale gelmiş olmasıdır. Bedenimizi oluşturan enerjinin hareketli ve akışkan olması hem sağlığımızı hem mutluluğumuzu belirler. Zayıflayan, dağılmış veya dengesizleşmiş enerjimizi düzelterek ve doğal enerjimizi aktive ederek bedenimizi iyileştirebiliriz.

Nil gün

Bütünsel Kinesiyoloji PİKİ
Bedenin Bilgeliği

Evrenin yasalarını Anlamak ve Refah İçerisinde Yaşamak-9

ETKİLİ BİR TEKNİK – AYNA GÖRÜNTÜSÜ – ÖNEMLİ TAVSİYE

Bilinçaltı, bilincin dikkat etmediği şeylere dikkat eden bir yapıya sahiptir. Bir partiye gittiğiniz zaman bilinciniz odadaki insanlara, konuşmalara, tanıdıklara odaklanırsa, bilinçaltı renklere, kokulara, seslere, halıya, duvarlardaki resimlere dair bilgileri kayıt etmeye başlayacaktır. Tam tersine siz bu ayrıntılara bilinçli olarak odaklanırsanız, bu defa bilinçaltınız, insanlara, tanıdıklara veya konuşmalara odaklanacaktır. İlginç bir şekilde, bilinçaltı, bilincin dikkat etmediği, konularla daha fazla ilgilenil' görünmektedir. Bu nedenle de bilincin fark etmediği şeyleri fark etme eğilimindedir. Bu noktada çok etkili bir teknikle bilinçaltımıza herhangi bir inancı kaydetmemiz mümkündür.

Bu teknikte öncelikle bilinçaltınıza girmek istediğiniz tekniği, bir kağıda doğru şekilde yazın. Örneğin; " Ben kolay bir şekilde para kazanıyorum ve refah içinde yaşıyorum" Daha sonra elinize bir ayna alın ve yazdığınız kağıdı aynaya doğru tutarak, aynada yazınızı okuyun, Yazının aynadaki görüntüsüne bakarak, bu görüntünün aynısını, beyaz bir kağıda yazın. Artık elinizdeki beyaz kağıtta Ben kolay bir şekilde para kazanıyorum ve refah içinde yaşıyorum afirmasyonu, ayna görüntüsü ile yazılmış şekilde var. Daha sonra bu kağıttan birkaç tane fotokopi çekin ve evde değişik yerlere asın. Özelikle sabah uyandığınız anda ilk gördüğünüz yere, banyoda, aynanın üzerine, yemek masanızda oturduğunuz yerden görebileceğiniz şekilde asmanız çok daha iyi olacaktır.

Tersten yazılmış bu yazı bilinç için bir şey ifade etmeyecektir. İşte bu noktada bilinçaltı devreye girecek ve yazıya dikkat edecektir. Bu çok etkili ve başarılı sonuçlar veren bir tekniktir.

PÜF NOKTASI: Bütün olumlamalarınızı cenin durumunda ( anne karnındaki gibi kıvrılarak) yapmanız çok daha etkili olacaktır. Bilinçaltı anne karnındayken gelişti ve anne karnında bilinç durumu yoktu. Bu nedenle cenin durumunda yapılan olumlamalar, bilinçaltı için daha kabul edilirdir. Yine aynı şekilde olumlamalarla çalışırken avuçların kapalı olması da etkilidir. Anne karnında bir çok bebek avuçlarını kapalı tutar ve bu pozisyonda bilinçaltını canlandırır, uyarır.

Evrenin yasalarını Anlamak ve Refah İçerisinde Yaşamak-3

2. Bilinçaltımız inançları onaylamak için çalışır- Onaylama Yasası

Bilinçaltınız inançlarınızın desteklenmesi ve onaylanması için bütün gücüyle çalışacaktır. Eğer zengin olma şansım sadece piyangodan para kazanmak diye düşünüyorsanız, bilinçaltınız bunu onaylamak için, karşınıza bu inancınıza uygun deneyimler çıkartacaktır. Üstüne bir de bilinçaltınızda piyango zor kazanılır inancı varsa, zengin olma olasılığınızı artık rafa kaldırabilirsiniz demektir. Eğer erkeklere yada kadınlara güven olmaz inancına sahipseniz, bilinçaltınız, karşınıza güvenilmeyecek, erkekleri yada kadınları çıkartmak için ne gerekirse yapacaktır. Önemli olan sizin inancınızın onaylanmasıdır ve bunu yaparken bilinçaltı düzeyde sürekli yanlış adamları ve kadınları seçeceksiniz.

Bunun gibi bir çok örnek verilebilir. Ancak temelde süreç hep aynıdır, bilinçaltınız sizin inançlarınızın onaylanması için ne gerekirse yapacaktır.

3. Bilinçaltı bastırılmış duygularınızı açığa çıkartmak için çalışır - Baskılama- Açığa Çıkma Yasası

Bilinçaltınız bastırdığınız duygularınızın açığa çıkması için çalışır. Rüyalarda, simgelerle bu duyguları açığa çıkartır ancak rüyaların dışında başka yöntemleri de vardır. Bastırılmış bir korkunuzla sizi yüzleştirmek ve bu şekilde bunun bilinçaltınızdan çıkmasını sağlamak veya bastırdığınız bir yönünüzü size fark ettirmek için bu yönle ilgili deneyimler yaşamanızı sağlamak da bilinçaltının teknikleridir. Bastırılmış duyguyu ortaya çıkartmak bilinçaltının rahatlama mekanizmasıdır ve bunun için ne gerekirse yapacaktır. Eğer birinden çok hoşlandıysanız ve eşinizi aldatmak istediyseniz, ancak sonra ahlaksal nedenlerle bundan vazgeçerek bu duyguyu bastırdıysanız, bilinçaltınız bu duygunuzu size göstermek ve açığa çıkartmak için sürekli karşınıza, eşinizi aldatmanız konusunda sizi tekrar tekrar motive edecek, insanları ve olayları çıkartabilir. Bu durumda yapılacak şey, duyguları bastırmadan anlamak ve kontrollü bir şekilde dönüştürmektir. Aynı şekilde bastırılmış duygularla da çalışmak gerekir.

Gelelim bilinçaltı ile ilgili önemli bir diğer kavrama;

Suç ve Ceza

İşte size temel bir ilke;

Hiçbir suç cezasız kalmaz, tabi siz suçlamayı kabul ederseniz….

Küçük bir çocukken hepimiz yanlış bir şeyler yapınca cezalandırıldık. Ailelerimiz bizleri korumak için bir şeylerle korkuttular. İşlediğimiz her suçun bir cezası olduğunu ve bunun bedelini ödeyeceğimizi uzun yıllar içinde öğrendik hatta daha da ötesi bu konuda sağlam inançlar geliştirdik. Şimdi ise bilinçaltımız şuna tamamen inanıyor,bir suç işlersen bedelini ödersin ... Ancak hepimiz için suç kabul edilen şeylerin farklı olması bu durumu etkileyen bir önemli bir faktör.

Pratik Bilinçaltı Kodlama Yöntemleri

DÜŞÜNCELERİNİZİ DEĞİŞTİRİRSENİZ, KADERİNİZİ DE DEĞİŞTİRİRSİNİZ…
ETKİ düşünceniz, TEPKİ ise bilinçaltınızın verdiği karşılıktır.
Bütün dilekleriniz gerçekleşecek diye bir kural yoktur. Herkes bunu bilir. Şüpheci kişiler, bunu duaların işe yaramadığına dair bir kanıt olarak yorumlarlar. Ancak göz ardı ettikleri bir nokta vardır:
Dileklerinizin karşılık bulabilmesi için bilimsel temeli net bir biçimde anlaşılarak etkin kullanılması gerekir. Ancak bundan sonra belirli bir isteğin neden etkin olmadığını anlayabilir ve onu daha etkin kılmak için pratik bir yöntem bulabiliriz.
Peki dileklerinizin istediğiniz gibi karşılık bulmadığını fark ederseniz, ne olur o zaman? İlk yapmanız gereken şey, böyle bir başarısızlığın temel nedenlerini anlamak olmalıdır. Bu nedenler güven eksikliği ve çok fazla çabadır. Birçok kişi, bilinçaltının işleyişini tam olarak anlayamaz ve dileklerinin gerçekleşmesine mani olur. Zihninizin nasıl çalıştığını bildiğinizde, büyük ölçüde güven kazanırsınız.
Unutmayın, bilinçaltınız ne zaman bir fikri kabul etse, hemen bunu uygulamaya başlar. Bunun için bütün önemli kaynaklarını ve potansiyellerini  kullanır. Derin zihninizin bütün zihinsel ve spiritüel yasalarını harekete geçirir. Bu yasa iyi fikirler için geçerlidir, ancak kötü fikirler içinde geçerlidir. Sonuç olarak, eğer bilinçaltınızı olumsuz biçimde kullanırsanız, bu soruna, başarısızlığa ve karışıklığa neden olur. Yapıcı biçimde kullanırsanız  kılavuzluk, özgürlük ve zihinsel huzur getirecektir.