dostluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sevgi Emek İster

Arkadaşlık Dostluk Emek İster,Bir varmış bir yokmuş...
İnsanoğlu bir gün arkadaşlık ve dostluk kavramıyla tanışmış, insanoğlu arkadaş ve dost kavramının ne işe yaradığını, insan hayatında gerek olup olmadığını henüz bunun ne anlama geldiğini bilmediklerini fark etmişler.
İnsanoğlu kendini geliştirmek için, daima bazı olguları hayatlarına, yaşamlarına dâhil edip gelişme isteklerini uygulamaya başlamışlar, önce arkadaş nedir?
Düşünmeye başlamışlar.
Kendi aralarında yaşadıklarını incelemeye başlamışlar kimi insanlar bir başka insanla çok zaman geçiyor, onunla konuştuklarını başka insanoğluna anlatmıyor, ne zaman birinin sıkıntısı olsa diğeri onun yardımına koşuyorlarmış...
Bu görüntüyü diğer insanoğlu pek anlayamamış neden böyle yapıyor bunu kavramakta çok zorluk çekiyorlarmış.
Kavramakta zorluk çeken insanoğlu paylaşımı yardımlaşmayı bilmeden sadece gün geçirmek menfaatlerini karşılamak için bir araya gelen insanoğulları hiçbir zaman uzun süren birliktelik yaşılamadıkları için sık sık yalnızlıktan şikâyet eder olmuşlar.
Düşünmeye tekrar başlamışlar nerde yanlış yaptık diye...
O çok iyi anlaşan arkadaşlar, arkadaşlıklarını ilerletme çabasıyla birçok şey paylaşırken, gün gelmiş arkadaş anlamından farklı başka bir kavramı hissetmişler ve merak etmişler bu kadar paylaştıklarından sonra bu yeni kavrama ihtiyaç varmıydı acaba? Düşünmeye başladılar.
Arkadaş olarak paylaşıma, yeni duygular eklenmeye başlanmış, öyle yoğun duygu oluşmuş artık hayatlarının içinde yer almaya başlamışlar...
Daima birbirlerini arar sorar bir halde ve tüm ailenin fertleriyle bile ilgilenmeye başlamışlar karşılıklı, görmedikleri zaman endişe ve korkuya kapılıp bir an evvel arkadaşına nasıl ulaşacağının telaşını tanımaya başlamışlar...
İnsanların hayatlarının içine yeni bir kavram daha girmiş bunun adına da DOST demişler...
İnsanoğlu zamanla çok geliştirmiş kendini arkadaşlık, dostluk kavramlarına ne kadar katkı yaptıklarını, ne kadar geliştirdiklerini bu güne bakıp bir daha üzerinde düşünülmelimi?
Evet,hepimizin aradığı huzur!
Etrafına huzur saçan, gözlerinin içi gülen insanlar, olsun istiyoruz yanı başımızda, hani şu eskilerin tabiriyle, öyle arkadaşlar dostlar arıyoruz ki, ömrümüze ömür katsın!
Onları yalnız bu dünyada değil, öbür dünyada da isteyelim, yani ahretliğimiz olsun…
Bir gün bunalırsan, sıkıntını paylaşmak istersen
BENİ ARA,İki elim kanda olsa gelirim, sıkıntılarını yok ederim
Bir gün ağlayacak gibi olursan da ,BENİ ARA,Seni belki güldüremem ama Söz veriyorum,Seninle birlikte ağlayabilirim, Bir gün uzaklara kaçmak istersen
Beni aramakta çekinme, seni belki durduramam ama
Senle birlikte koşabilirim…Bir gün yüksek bir köprüden, atlamaya kalkarsan da
ARA BENİ,Seninle birlikte atlayamam AMA,Aşağıda bekler, seni tutabilirim bir gün her hangi bir konuda,Kararsız kalırsan,ARA BENİ
Seni Senden fazla düşünür, sana fikirler verebilirim…
Bir gün kimseyi dinlememeye, karar verirsen de,ARA BENİ,Ağzımı açmayacağımı, söyleyemediklerini bile Dinleyeceğim bil…Bir gün Beni üzdüğünü düşünürsen de çekinme yine,ARA BENİ,Göreceksin…
Sana kıyamam kızamam üzmem seni
Bir gün beni ararsan ve benden, karşılık alamazsan
SÖZ VER,O zaman sen ulaşmalısın bana, Çünkü
O zaman bir MELEĞE gereksinim duyduğumu bilmelisin
Seni Seviyorum DOSTUM…
Dostlukları bu güzel dizelerdeki gibi yaşamayı kaç kişi başarabiliyor acaba?
İnsanlar dostluktan ne anlıyor acaba? Bunu bir anlamak lazım ben insanların çoğunun bu dostluk kavramını çok iyi anladıklarını sanmıyorum. Her kes arkadaş olabilir ama DOST olmayı başarmak çok EMEK ister. Sevgi emek ister. Dostluk emek ister...Kalite sadece kıyafet alımında kullanılan bir kelime değildir. Dostluk da kaliteli yaşanırsa uzun ömürlü olur, ama günümüzde her şeyi çabuk tükettiğimiz gibi insan ilişkilerini de hem kalitesiz ve çabuk tüketen bir toplum olarak bunun sıkıntısını çok yaşar olduk, insanlar bir birine güvenemez oldu. Ben arkadaşlık ve dostluk adına çok şanslı buluyorum kendimi ve çok zenginim DOSTLUK adına.
Çok dostum yok ama var olanlarla çok zenginim ben dostlarını yüreğindeki en güzel çiçek bahçesinde taşıyan biriyim. Bu çiçek bahçesinde yanlışlık yapan dost olursa onlar bile kırılmaz, onlar bir zamanlar dost gibi göründükleri için değil insan oldukları için özen gösterilir ben de. Diyorum ya ben dostlarım sayesinde dünyanın en zengin insanıyım. her kes benim dostum olmaz dostum olanda bensiz yaşayamaz çünkü ben her derdi ve zor Gürünlerinde yanlarındayım. İyi günlerinde yanlarında olmak tabii ki mutluluk verici ama zor günlerinde onların acılarıyla yaşamak işte DOST luğun anlamı bu...

Sağlığı yaratmak.

Günümüzde sağlığı yaratmada olumlu düşüncenin önemi üzerinde sıkça durulmaya başlanmıştır. Her geçen gün bu konuda ya yeni bir kitap yada makale yayınlanmaktadır. Düşünce dediğimiz bu güç nasıl oluyor da sağlığımızı bozuyor veya yaratıyor?

Yazdığı kitaplarla ve verdiği konferanslarla dünyada alternatif tıp alanında çığır açan Dr. Deepak Chopra, “Sağlığı Yaratma” adlı kitabında bu konuda şöyle diyor. “Araştırmalara göre mutlu insanlar daha sağlıklıdırlar. Öyle görünüyor ki, olumlu düşünceler taşımak demek olan mutluluk, beyinde biyokimyasal değişiklikler yapmakta ve bu değişiklikler de vücut fizyolojisi üzerinde son derece yararlı etkiler göstermektedir. Öte yandan, üzücü ya da bunaltıcı düşünceler de beyin kimyasında değişiklikler yapmakta ama bu değişikliklerin fizyoloji üzerinde zararlı etkileri olmaktadır."

Düşünceler, mesaj-göndericiler denilen beyin kimyasalları aracılığıyla çalışırlar. Beyin dokusunda bunların en azından otuz türü olduğu saptanmıştır. İnsanın içinde bulunduğu ruh durumuna göre bu mesaj-göndericilerin birbirlerine göre oranları değişir. Düşünceler bilincimizin denetimi altında olduğuna göre, istediğimiz düşünceyi bilinçli olarak seçebiliriz, düşüncelerimizi kontrol edebiliriz. Aynı zamanda düşünmek, beyin kimyasını çalıştırmak demektir. Kimya, beynin farklı yerlerindeki hormonların salgılanmasını etkiler. Örneğin, hipotalamus ve hipofiz. Sonra da bu hormonlar vücuttaki organlara mesaj taşırlar.

Daha belirgin birkaç örnek verelim. Önce olumsuz düşünceleri ele alalım. Kızgınlık, düşmanca düşünceler insanda hemen kalp atışlarını hızlandırır, kan basıncını arttırır ve yüzü kızartır. Kaygılı düşünceler de aynı şeyleri yapar ve bunların yanısıra el titremesi, soğuk ter ve mide düğümlenmeside görülür. Görülüyor ki, değişik düşünceler kendilerini fiziksel olarak ortaya koyabilmek için gerekli olan kimyasal değişiklikleri beyinde yaratırlar. Düşünce bozuklukları ve beyin kimyası bozuklukları arasında bir ilişki vardır.

Aynı şekilde, mutluluk, sevgi, barış, huzur, şefkat, dostluk, iyilik, cömertlik, yakınlık, içtenlik düşünceleri de merkezi sinir sisteminde mesaj taşıyıcılar ve hormonların akması yoluyla fizyolojide kendilerine karşılık olacak bir durum yaratırlar. Olumlu düşüncelerin fizyolojide yarattığı derin değişimler insanı sağlığa götürür, çünkü mesaj-taşıyıcıların aracılık ettiği bu düşüncelerin bedende uyarıcı bir etkisi vardır.

Kızgınlık, sevgisizlik, düşmanlık, gücenme, çelişki ve hüzün gibi duygular vücudun bağışıklık sistemini zayıf düşürür. Bunun tersi olan olumlu duygular ise vücudun direncini arttırır. Kısaca hastalıkların ortaya çıkmasına neden olan yalnızca düşüncelerdir.”

Şimdi konuya bir başka açıdan yaklaşalım. Akupunktur, T’ai Chi, Chi Gong, Yoga gibi alternatif terapiler, insan bedenini tamamen çevreleyen bir elektromanyetik alandan bahsederler. Buna “Aura” veya “enerji beden” denir. Ayrıca bu enerji bedende “Chakra” adı verilen yedi adette enerji merkezi bulunur. Bütün bu terapiler temelde hastalığı şöyle tarif eder. Hastalık, herhangi bir düzeyde bloke edilmiş, akışı engellenmiş bir enerjinin yansımasıdır. Varlığımızdaki bir dengesizliğin dışa vurumudur. Aura ve Chakra’lardaki enerji akışında meydana gelen bu dengesizlikler, fizik bedende hastalıkların oluşmasına sebep olur. Bütün dengesizliklerin nedeni ise, insanın içinde bulunduğu ruhsal durum’dur.

Düşüncelerimiz, duygularımız, birer enerjidir. Olumlu düşünceler auramızı güçlendirir, enerjimizi arttırır ve sağlık içinde olmamızı sağlar. Olumsuz düşünce ve duygular ise, enerjimizi azaltır hastalığa davetiye çıkartır.

Eğer sağlıklı olmak istiyorsak, enerji tüketen duygu ve düşüncelerimizi, enerji üreten duygular haline çevirmeliyiz. Onun için “düşünce ve duygularımızı her zaman kontrol etmeyi” öğrenmeliyiz.


”Dr. Deepak Chopra