ilişkilerde çekim yasası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İstediğim Kişiyi Hayatıma Çekebilirmiyim?

Günümüzde birçok insan ilişkiye beklentilerle girmektedir. Her insanın kendine göre beklentisi vardır. Kimisi sevilmek, kimisi yalnızlığından kurtulmak, kimisi zengin bir eş bulmak, kimisi cinsellik, kimisi kendi kişisel yaşantısındaki bir duygunun tatmini için. Tabiî ki bunların büyük bir kısmı hüsranla bitmekte geri kalanlar ise sürüncemede devam etmektedir.
İnsanlar arasında ilişki kurulması doğal bir olaydır. Yaşamın gelişmesi için gerekli bir olaydır. Ancak biz insanlar ilişkilerde sürekli egolarımızı ön plana çıkartmamız ve beklentilerle davranmamız nedeniyle ne yazık ki bizi mutlu edecek türde bir ilişki yaşayamıyoruz.
Malum hepinizin bildiği ya da bir yerlerden duyduğu evrensel yasalardan biri olan çekim yasası hayatımızın bir parçası durumundadır. Hayatımızda ne yaşıyorsak, şu anda başımıza ne geliyorsa bu bizim geçmişteki ekmiş olduğumuz düşüncelerimizin bir ürünü olarak hayatımızda yaşamaktayız.
Evrende iki farklı çekim vardır. Fiziksel dünyada da zıt kutuplar (mıknatıs) birbirini çekerken ruhsal dünyada aynı frekansta olan düşünceler birbirini çeker. Yani aynı düşünceye sahip insanlar birbirlerini çeker.

Çekim Yasasını İlişkilerde Uygulamak - 2

1.   Zamanda yolculuk.

Bir adamla tanıştınız. Belki arkadaşınız tanıştırdı., belki internette tanıştınız ve buluşma ayarlandı. Belki daha önceden tanıyordunuz ve ilk defa aranızda bir şeyler olma ihtimali başladı.
İlk gece hazırlanmaya başladınız. Ruj sürüldü. Saç yaptırıldı. En güzel elbise giyildi. En iyi huylar yanınıza alındı. En yapmacık gülüşler onlarda hazır. Aaa  dur dur listeyi unutmayın.
Adamla buluştunuz ve güzel ortamda güzel bir yemek yemeğe başladınız. Aklınız nerde zannediyorsunuz.
Belki büyük kısmı yemekte, adamda vs. ama bir o kadar büyük kısmı da bu adamın nasıl koca olacağında. Hiç inkâr etmeyin listeniz varsa, karşılaştırmalar başlamış demektir.


Şuna benzer sahneler olmaya başlayacaktır. Siz istemeseniz bile.
Aaa bak annesinden bahsederken umursamaz davrandı. Dur bakim, benim annemle ilgili bir maddem vardı? Hah “annemle iyi anlaşsın.” maddesi. Aaa yok yok istemem. Adam kendi annesinden bahsederken bile kendi gözleri parlamıyorsa benim annemi hiç iplemez bu. Zaten Aykut’un ilk kitabını okudum, bu adamın çok kötü ego kodları var annesiyle ilgili canım belli.
Adam belki size işinden bahsederken, son derece heyecanlı bir şekilde hayalleri olduğundan falan bahsetti, ama hayalleri işiyle alakalı değil di.
-   Aaa bu şimdi işi gücü bırakır ayol. Birde başıma kalacak. Üstüme iyilik sağlık. Benim listemde bulunan koca, kendine ve bana bakabilmeli. Ay yok yok.

Çekim Yasasını İlişkilerde Uygulamak - 1


Son günlerde ilişikler konusunda ne yapacaklarını soran pek çok mail aldım. Aslında hepsi bir birinin benzeri sorunlar. Sadece bakış açısı olarak kendimizi belirlediğimiz kalıplara uygun şekilsellik üzerine odaklamış durumdayız. Başka bir yöne bakamıyoruz veya başka bir çözümlere ve seçeneklere sahip olabileceğimizin farkında değiliz.
Yarattığımız ilişkiyi kendi seçimlerimizle yarattığımız halde, bakış açımızla ve düşüncelerimizle yarattığımız kısır döngüsü içinde sıkışmış durumdayız.
Bu konuda düşüncelerimi aktarmadan önce bu konuda yazılmış en güzel yazılardan birisi olan Aykut Oğut’un üzerinde ayna olan kitabındaki bir bölümü paylaşmak istiyorum.

  


Dünyanın birçok yerinde bulundum ve uzun süreler yaşadım, size yemin ediyorum daha Türkiye kadar evlenme meraklısı bir ülke görmedim. Lafım kızlarımıza.
Ne zaman birine niye ille evlilik desem, şuna benzer cevaplar alıyorum.
-          Ee yaşım geldi.
-          Ee yaşım geçti.
-          Arkadaşlarımın arasında bir tek ben bekar kaldım.
-          Artık güvende olmak istiyorum.
-          Annemle babamla oturmaktan sıkıldım artık.
-          Bu oğlanı kaçırmak istemiyorum.

Doğru Kişiyi Hayatınıza Çekmek


Bugün internette gezinirken bulduğum ve Berna Özcan Demir 'e  ait olan güzel bir yazıyı paylaşmak istiyorum sizinle.

" Özellikle duygusal ilişkilerimizde hepimiz daha fazla sevilmek, mutlu olmak ve değer görmek isteriz. Özel olduğumuzu bize hissettirecek, yanında kendimizi iyi hissedeceğimiz ve sevgi dolu bir eş bir çok insanın hayalidir. İlişkilerde veya evlilikte mutlu olmak bazı insanlar için şans ya da kısmetle ilgili bir durumdur. Mutlu bir evliliği olanları şanslı insanlar olarak görüp bu kişilere özenirler ve neden kendileri için doğru insanı bulamadıklarını düşünürler. Oysa gerçek bundan oldukça farklıdır aslında herkes kendisi için en doğru insanı bulur. Bilinçaltınız kendinizle ilgili hangi inançlara sahipse bu inançların onaylanmasını isteyecektir ve bu inançlara uygun insanları otomatik olarak hayatınıza çekmenizi sağlayacaktır. Eşinizden sevgi görmek istiyorsanız ama size ihtiyaç duyduğunuz sevgiyi göstermiyorsa büyük olasılıkla bilinçaltınızda “ Ben sevilmeyi hak etmiyorum” inancı vardır. Bilinçaltı sahip olduğu inanca en uygun titreşimdeki insanı yani aslında sizin için doğru insanı seçmiştir ve size sevilmediğinizi hissettirecek bir eşle birliktesinizdir. Aslında birlikte olduğunuz insan sizin için en doğru insandır sadece siz bunun farkında değilsinizdir. Dışımız içimizi gösteren büyük bir ayna gibidir, eğer hayatınıza bakarsanız içinizde nelerin olduğunu kolaylıkla görebilirsiniz. Yalnızsanız ve sizi mutlu edecek doğru insanı bir türlü bulamıyorsanız kendinizi sevmeme, iyi ve güzel şeyleri hak etmeme, kendinize değer vermeme gibi olumsuz inançların yanı sıra ilişkilerle ilgili daha farklı olumsuz inanç kayıtlarına da sahip olabilirsiniz. 

İçsel Temizlik-Başarı Öyküsü

İçsel temizlik çalışması yaptığımız bir hanımın hayatını anlatacağım. İsmi Özlem olan hanımefendi evli ve 2 çocuğu var.
Özlem hanım oldukça sıkıntılı bir çocukluk geçirmiş. Kardeşi olduğunda bir anda ikinci planda atıldığını düşünmüş. Ailesi okuması için okula göndermiş ama aynı zamanda oldukça fazla sıkmışlar. Kimseyle arkadaşlık yapamamış. Hiç erkek arkadaşı olmamış. Babası ve abisi oldukça tutucu oldukları için buna söz hakkı vermemişler. Sonuçta okul biter bitmez de mevcut durumdan kurtulmak için  hemen ilk gelen kişi ile evlenmiş bir hanımefendidir.
 Ve hayatın sürpriz bitmemiş ve evlendiği kişide babasının huylarına fazlasıyla sahip olarak, baskı, şiddet taciz ne dersen Özlem’in üzerinde uygulamış. İş yeri açmışlar Özlem sabah erkenden gidip dükkânı açmış eşi çocukları öğleye kadar yatıp öğleden sonra dükkana gelmişler. Evde baskı şiddet dövme taciz hakaret son sürat devam etmiş. Devamında işler ters gitmeye başlamış. İflas noktasına gelmişler. Özlem intiharın eşiğine gelmiş ilaç kullanmaya başlamış. Adam yerine kimse koymamış herkes hor görmüş. Çocukları ile bağı bile pamuk ipliğine bağlı hale gelmiş.

Sitem aracılığıyla bana ulaştı. İşleri toparlamak için internet üzerinden bir şeyler yapıp para kazanmayı düşünüyordu. Bu şekilde kendini eşine çocuklarına ispat edeceğini düşünüyordu. Özlem kendini ifadede oldukça zorlanıyordu. Ama bir taraftan da düşmüş olduğu durumdan çıkmaya çalışıyordu. Sonrasında yaptığımız sohbetler sonrasında gerçek konunun bu olmadığı aslında olayların oldukça vahim olduğunu keşfettik ve kendisine kişisel gelişim çalışmaları önerdim.


İlişkilerde Çekim Yasası-Bağımlılık

Çekim Yasası istenileni de istenmeyeni de hayatımıza çeker. Evrende her şey enerjidir. Siz kendi enerjine uygun yayın yaparsınız ve karşınıza sizin enerjinize uygun kişiler çıkar.
Siz etrafa ne yayarsanız, karşılığında onu bulursunuz. Korku enerjisi yayarsanız korkularınıza, sevgi enerjisi yayarsanız sevginize uygun kişileri kendinize çekersiniz.



İlişkilerinizde hep hüsran mı yaşıyorsunuz? O zaman evrene yaydığınız enerjinize bakınız.
Dünyada milyarlarca kadın ve erkek bulunmakta herkes için birçok farklı seçenek sunulmaktadır. Ancak birçok insan yaşamalarını yaşadıkları olumsuzluklara ve maruz kaldıkları psikolojik ve fiziksel şiddete rağmen buldukları kişiye takılıp kalıyorlar. Tüm dünyalarını o kişi etrafında kuruyorlar. Kendi yaşamlarında bir kısır döngü oluşturup yaşadıkları olumsuzluklara rağmen o çemberden, o ortamdan vazgeçemiyorlar.
Bunun nedeni olarak ben, korkularının olduğunu düşünüyorum. Bu korkularının sebebiyle de bulundukları ortama ve birlikte olduğu kişilere karşı bağımlılık duygusuna sahipler. Sahip oldukları korkular o kadar güçlü ki bulundukları çemberin dışına çıkamıyorlar.

İlişkilerde Çekim Yasası



Çekim Yasası istenileni de istenmeyeni de hayatımıza çeker. Bunu bilmeseniz bile şu kavramları bilirsiniz: Şans/şanssızlık, kader, tesadüf, karma, denk düşmek, yürekten istedim oldu, her şeyin rast gitmesi...
Hayatınızda tesadüflerin yeri çok mu?
Tekrar tekrar aynı hataları yapıyor musunuz?
İlişkilerinizde hep hüsran mı var?
Sizce bunların sebepleri neler olabilir?
Bugünkü yazımı ilişkilerimizde çekim yasasının çalışmasına ayırmak istedim. Son günlerde gelen iki mailde dikkatimi çeken bir konuya çekim yasasının ilişkilerde kullanımına . İki mailde bitmiş bir ilişki ve ayrılmış olunan sevgilinin geri getirilebilmesi için çekim yasasının nasıl kullanabileceklerini soruyorlar.
Aslında farkına vardım ki bu olaylar birçok insanın yaşadığı olaylar. Şu anda çekim yasasının ismini duyduktan sonra insanlar çekim yasasını en çok iki şey için kullanmak istiyorlar, ya daha çok para kazanmak, ya da diğer insanları etkilemek.


Çekim yasası, bilinçaltındaki korkularınızı hayatınıza getiriyor. Eğer ilişkilerinizde mutlu olmak istiyorsanız, korkularınızı, duygularınızı ve bakış açınızı değiştirin. Kendiniz sınırlamayın. Evet bu hiç kolay değil ama imkânsız da değil.