nefes teknikleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Affetmek ve Özgürleşmek


Birçoğumuz affetmek hakkında çelişkili ve değişken düşüncelere sahibiz. Doğaldır ki belli bir farkındalık seviyesine ulaşmamış kişilerden affetmek konusunda anlayış oluşturmasını beklemek mümkün değildir. Sürüngen beyni henüz sabit olan, değişim ve dönüşüm programına henüz girememiş kişiler genellikle sebep sonuç ya da karma dediğimiz kozmik oyunu sürdürmek eğiliminde olurlar. Benlik arzuları onları affedici olmak yerine intikam alıcı olmaya yönelik tutar. Bu durumda affetmesi için kendince hiçbir neden yoktur. Tam tersine olarak kendisine acı ve zorluk yaratan kişi veya kurumlara karşı negatiftir. Cezalandırarak acı ve zorluk içine sokmak arzusundadır ve ancak bu şekilde deşarj ve tatmin olarak rahatlayacağını düşünmektedir. 
 Oysaki bu davranışının başına yeni oyunlar açacağından, acı ve zorluk yaratacak benzer sonuçları devamlı bir şekilde farklı kişilerle de olsa tekrar üzerine çekeceğinden habersizdir. Bu kozmik oyunu sona erdirmenin karşı enerji yaratmamaktan geçtiği bilinmelidir. Kendisine acı ve zorluk yaratan kişi ve kurumları kendisinden uzaklaştırmanın tek yolunun onlara karşı ve herkese karşı negatif duygu ve düşünce üretmemek, bu yönde seçimler yapmamak olduğunu, ayrıca; bunun tam tersi olarak kişi ve olayları kalbine alarak, beklentisiz bir sevgi içersinde, olanı olduğu gibi kabul etmek zorunda olduğunu bilmemektedir. 
Bizi devamlı oyunda tutan kutupsal düşünce yapımızı ve içimizde yatan intikam alma duygusunu Holoterapi Nefes Çalışmaları ile düzeltebilirsiniz. Holoterapi içinizde yanan intikam ateşini söndürmekte son derece etkin olacaktır. Gerçekten affetmek istediğinizde zorlandığınızın farkına varırsanız düşen enerjinizi tekrar eski seviyeye getirebilirsiniz. Çok kısa zamanda karşı tarafa zarar, acı ve zorluk verme duygunuzun söndüğünü fark edersiniz. 

Gevşeme Egzersizi


Ruhsal ve psişik güçlerinizi geliştirmenize aynı zamanda kendinizi tanımanıza yardımcı olacak ve bilinçaltınızı programlamaya müsait hale getirdiği için(bu yöntemle beyindeki alfa dalgalarını elde edebildiğimiz için) bu amaçla da kullanabileceğiniz; Gevşeme Egzersizlerini aktarmak istedim. Bu egzersizleri düzenli olarak her gün belli bir saatte yaptığınız taktirde iç huzurunuzu, iç dengenizi sağlayacaktır, aynı zamanda hislerinizin ve konsantrasyon yeteneğinizin de arttığına şahit olabilirsiniz.

Gevşeme & Konsantrasyon
Ruhsal Güçleri Geliştirme Teknikleri’nin temeli “Gevşeme” ve “Konsantrasyon” çalışmalarına bağlıdır. Ruhsal Güçleri Geliştirme Teknikleri bu iki temel çalışmanın üzerinde yükselir.
Gevşeme Egzersizleri
Gevşeme egzersizlerinin temeli beyindeki (Alfa) dalgasını arttırmaya dayanır. Uyku ile uyanıklık arasındaki bir şuur halinin yaşanabilmesine olanak sağlayan bu method, ilk anda size büyük bir denge sağlayacak. Modern dünyanın yıpratıcı hayat şartlarını dengeleyecektir. Bu özelliğinden dolayı “Gevşeme Egzersizleri” sadece “Ruhsal Güçler”in geliştirilmesinde deği, enerjilerimizin de dengelenmesinde olumlu bir etkiye sahiptir.
Günümüz insanı enerjisini çoğu zaman boşu boşuna, her hareketinde, hatta uykusunda bile harcamaktadır. Organizmasının haddinden fazla gerilim içinde bulunması, organizmasını vaktinden önce yıpratır ve bir çok düzensizliklere sebep olur. Bunlara örnek olarak : Ülser, sindirim ve dolaşım bozuklukları,psikosomatik rahatsızlıklar, yorgunluklar ve stres söylenebilir. Zihinsel faaliyet de bozulur. Konsantrasyon ve yaratıcılık zorlaşır. Kendine güven eksikliği, olumsuz düşünceler ve sıkıntı halleri genellikle enerjinin bu dengesiz dağılımından kaynaklanır. İleriki yaşamlarda benlik kaybolur, dağılır ve yıpranır. Bunlar karşısında insan içki, teskin edici, uyku verici haplardan yardım umar. Bu gibi şeyler geçici bir rahatlık sağlar ancak çözüm getirmez. Bu kısır döngüden kurtulabilmek tamamen size bağlıdır. Yeter ki zamanınızın bir kısmını bu işe ayırın ….. Her gün ayıracağınız 30 dk. önünüzdeki aylar içinde arzu edilen mükemmelliği sağlayacak ve yaşamınızı isteğinize bağlı olarak değiştirmenize yardımcı olacaktır…. Tabi ki parapsişik yeteneklerinizin gelişmesine de…..
Fırsat buldukça aşağıdaki teknikleri kendi kendinize tekrarlayınız.
( Alfa ) Ritmine Giriş
Gevşeme egzersizlerinin temeli beyindeki ( Alfa ) dalgasını arttırmaya dayanır demiştik….
Peki Alfa nedir?
Şimdi bir an için gözlerinizi kapayın…ve 10 sn sonra gözlerinizi açın….
Evet….Biraz önce kısa bir Alfa dalgası yaydınız.Alfa dalgası beynin düzenli bir elektrik faaliyetidir.Burada sinir hücreleri saniyede 8 ila 12 devirlik bir uyum halindedir.
Alfa dalgası genellikle rüya görürken, vücut salıverilmiş gevşek durumdayken ve bir de zihin sakinken ortaya çıkar. aynı zamanda gözleri yumduktan sonraki saniyelerde de gerçekleşir. Mantıklı düşünme, fiziksel faaliyet Alfa ‘yı durdurur. Şuurunuz kendi içinize dönükse daha kolay bir şekilde Alfa durumuna girersiniz. Ama çevrenizle meşgulseniz hakim olan (Beta) dalgasıdır.

Hedeflenen sonuç : Beta faaliyetini azaltıp, alfayı arttırmaktır.

Kendinizi mükemmel bir hale sokun….Sabır gösterin,…
İlk çalışmalardan sonra alfa durumuna girmeniz göreceksiniz ki, daha kolay olacaktır.

Çalışma Öncesi Hazırlık

Gevşeme egzersizlerine başlamadan önce aşağıdaki hususlara dikkat ediniz :
* Şuurunuzun dış uyaranlarla meşgul olmaması için, gevşeme durumuna geçebileceğiniz sakin, rahat ve sessiz bir yer bulmalısınız. Ve psişik çalışmalarınızı eğer mümkünse hep aynı odada gerçekleştiriniz.Çalışmalar sırasında çevrenize yayacağınız pozitif enerjiler böylece odanızda toplanacak ve başarınıza olumlu yönde etki edecektir.
* Telefonunuzun fişini çekin, kapınıza rahatsız edilmemeniz için bir levha asın ve çevrenizdekileri uyarın.
* Daha kolay konsantre olabilmeniz için odanızdaki ışığı azaltın. Çalışmanızı gece yapıyorsanız, odanızın aydınlanmasında loş, mavi bir ışık kullanabilirsiniz.
* Odanızın ısısı ne çok soğuk ne de çok sıcak olmalıdır. İdeal ısı 20 derece civarında olmalıdır.
* Üzerinizde sizi sıkmayacak bir giysinin bulunmasına dikkat edin.
* Odada hiç bir şeyin sizi rahatsız etmemesini, sakin, hoş bir hava esmesini sağlayınız.
Bu çalışmaları yemek yedikten hemen sonra yapmaktan kaçının.
* Çalışmalardan önce el ve dişlerinizi yıkamanız, ılık bir duş almanız çok yararlı olacaktır. Suyun negatif enerjileri polarize etme özelliği bulunduğunu unutmayın.
* Kaslarınızı iyice gevşetebilmeniz için, bacak ve kollarınızı birbirine kavuşturmadan, sırt üstü uzanmanız en iyi durumdur.
* Alfaya geçme isteği zorlamaya dönüşmemelidir. Çünkü zihniniz bu durumda hemen eleştiriye ve mantık yürütmeye başlayacaktır. Bu durum da alfa ritminizin tıkanmasına yol açacaktır.
*Bu çalışmaların başlangıcında çocuklar kadar saf bir zihin halini yakalamaya çalışın. Çocukluğunuzu hatırlayın, hayal gücünüz ne kadar verimliydi, daha mutluydunuz ve çok daha serbesttiniz.
*Çalışmalardan önce çay, sigara, kahve ve alkol gibi yapay gevşetici ve uyarıcı maddeleri almamaya özen gösterin. Bu gibi maddeler çalışmalardaki kontrolü sağlamanıza engel oluştururlar.
*Çok gerginseniz, büyük bir sıkıntınız varsa, ilk başlarda o gün çalışmayı yapmakta ısrar etmeyin. Ancak unutmayın ki bu çalışmaların düzenli yapılması, daha sonra sizin hayatınızda çeşitli baskılardan uzak durmanıza yardımcı olacaktır.
*Gözlerinizi yumduğunuz anda bir alfa demeti ortaya çıktığı için, çalışmaya başlamadan önce bu özel duruma kendinizi bir çok kez konsantre etmeli ve bu durumu uzatmaya çalışmalısınız.

Alfa Şuurunun Yakalanması:

Rahat bir şekilde uzanın….
Sabit bir noktaya bakışlarınızı odaklayın. Bu noktaya dikkatle bakın…. Bu noktanın bütün ayrıntılarını gözden geçirerek bakın ve sonra gözlerinizi kapatın…
Gözlerinizi kapattığınızda bir anlık gevşeme hissedeceksiniz. Bu gevşeme üzerine konsantre olun ve uzatmaya çalışın. İlk denemede bunu hissedemezseniz, bir daha deneyin… Gevşemeyi bütünüyle hissettiğinizde göz kapaklarınızın çevresindeki minik kasları gevşeterek bunu derinleştirin.
Tekrar gözlerinizi açın….
Çok dikkatli olun….Sanki o nokta kaçıp gidecekmiş gibi davranın.Tüm ayrıntılarına dikkat edin.
Sonra tekrar gözlerinizi kapatın…
Dilinizdeki, çevrenizdeki, yüzünüzdeki bütün kasları gevşetin. Bu gevşek durumun sizi tamamıyla kaplamasına izin verin.
Tekrar gözlerinizi açın….
O anda gözlerinizi kapatmak isteyeceksiniz. Amam kapatmayın….Çok dikkatli olun. Gözlerinizi seçmiş olduğunuz noktaya iyice odaklayın.Zihninizin kayıp gitmesine izin vermeyin.
Tekrar gözlerinizi kapayın.
Alfa dalgasını hissedin ve bunu uzatın.Yavaş yavaş daha önce his hissetmediğiniz kadar bir yumuşama dalgasının sizi iyice sarmaya başladığı duygusuna şahit olacaksınız. Son bir kez gözlerinizi açarak çalışmayı baştan alın noktanıza iyice konsantre olduktan sonra gözlerinizi kapayın ve gevşeme halinin, giderek artarak tüm vücudunuzda ağır ağır dalgalandığını hissedin.
Artık çalışmanız bitene kadar gözlerinizi açmayacaksınız. Ama bu arada doğal olarak esnemek, aksırmak ya da kımıldamak isterseniz bunları da yapabilirsiniz.

Nefes Alma Egzersizleri
Nefes alma egzersizleri gevşeme çalışmalarının en temel uygulamalarından biridir. Gevşemenin sağlanmasında etkin bir rol oynar. Nefes alma tekniklerini uygularken burundan nefes alıp, ağızdan nefes vermek gerekir.

Nefes Alma Teknikleri Üç Safhadan Oluşur:
1. Yavaş nefes alma,
2. Nefes Tutma,
3. Nefes Verme.

Önce ağır ağır ve derin birkaç kez soluk alıp vermeye başlayın… Bunu yaparken sizi çevreleyen havanın kozmik bir enerji sağlayan sıvı olduğunu ve soluk alırken ciğerlerinize aktığını düşünün.
Artık özel bir teknikle nefes alıp vermeye başlayabilirsiniz:
İçinizden yavaşça 7 ‘ ye kadar sayarak soluk alın ve içinizden 3′e kadar sayarak soluğunuzu tutun… Gerilmeyi hissedin ve bu durumu koruyun… Sonra aynı tempoda 5′e kadar sayarak soluğunuzu yavaşça vermeye başlayın…. Soluğunuzu verdikçe sizi kapsayan gevşeme durumuna geçtiğinizi hissedeceksiniz. Bunu 7 kez tekrar edin ve sonra kendi temponuza dönün.
Soluk alıp verme çalışmalarını yaparken ciğerlerinizin üst kısmını da kullanmaya özen gösterin.
Kendinizi içinizden hissedin ve ağır ağır düzenli bir şekilde nefes almaya devam edin….Bu düzenli soluk alış verişi, sizi beşikteymiş gibi ağır ağır sallamaya ve sakinleştirmeye devam edecektir.
Zihninizi tamamen kendi haline bırakın….Şimdiye kadar hiç tatmadığınız büyük bir huzur duygusunun içinizden sizi sarmalamasına izin verin.Bir kaç dakika sonra alfa ritmi ile beyin ritimleriniz tamamen uyum sağlamış olacak. Bugüne kadar hiç tatmadığınız bir huzur ve rahatlık hali içinde olacaksınız.

Bu arada kendinize :

“Gevşiyorum…….gevşiyorum…… ” diye içinizden telkinde bulunun. Gevşemenin şuuruna varın. Bir süre sonra enerji ve düşüncenizin kaynağı ile tam bir uyum içinde olacaksınız.
Artık uyku ile uyanıklık arasındaki şuur halinin içindesiniz. Her “gevşiyorum…” diye düşündüğünüz an, vücudunuz, beyniniz, tüm benliğiniz gevşemeye hızla devam edecek….

Olumlu Sözler
Çalışmalarınızı daha olumlu hale getirmek ve kolaylaştırmak için aşağıdaki telkinsel sözleri kendi kendinize içinizden tekrarlayabilirsiniz.

* Vücudumu hissediyorum.
* Ve onu tamamen serbest bırakıyorum.
* Çalışmalarım ilerledikçe daha rahat gevşiyorum.
* Her gün her yönden daha iyiye gidiyorum.
* Güvenimi geliştiriyorum. Hayata güveniyorum.
* Kendime güveniyorum.
* Gayet rahat, gayet sakinim…

Gevşemenin Derinleştirilmesi:

Çalışmalarınızın bu bölümünde gerçekleştireceğiniz tekniklerle, gevşeme halinizi daha fazla derinleştireceksiniz. Buraya kadarki uygulamalarınız sizi hafif gevşeme dediğimiz bir şuur hali içine sokacaktır….Şimdi bir adım daha öteye geçiyoruz…Hiç bir endişeye kapılmadan kendinizi tamamen çalışmanın akışına teslim edin.
Bedeninizin bir fabrika olduğunu, hücrelerin de orada çalışan birer işçi olduklarını varsayın. Önce sağ ayak baş parmağınıza konsantre olun ve oradaki işçilerin yavaş yavaş yürüyerek ayağınızın bileğine kadar geldiklerini düşleyin. Daha sonra diğer parmaklarınızdaki işçilerin ayak bileğinize gelip toplanmasına izin verin. Onların ağırlıklarını hissedin. Ayak bileğinizde toplanan işçileri şimdi de yavaşça kaval kemiğinizin üzerinden dizinize, kalçanıza, göğsünüzü takip ederek boynunuza, yanaklarınızdan geçerek tam alnınızın ortasına kadar çıkartın. Hepsi orada toplansınlar….
Daha sonra aynı işlemi sol ayağınız için de uygulayın.
Şimdi de sıra ellerinize geldi….
Aynı metotla sağ baş armağınızdan başlayarak önce tüm parmaklarınızdaki işçilerin bileğinizde toplanmasını daha sonra da kolunuzun üst bölümlerine doğru hareket ederek, omuz ve boynunuzdan geçerek; alnınızın ortasındaki diğer işçilerle buluşmasını sağlayın. Bunun aynısını sol eliniz için de yaptıktan sonra, alnınızda toplanan, iki kaşınızın arasında toplanan tüm işçilerin havaya doğru yükselerek sizi terk ettiklerini düşleyin. Bırakın havaya doğru yükselerek gitsinler. Onların ağırlıkları, yerini büyük bir hafiflemeye bırakmaya başlayacaktır. Bunu hissedin… Gittikçe hafiflediğinizi, adeta havada yüzercesine dalgalanmaya başladığınızı göreceksiniz.
Bu andan itibaren artık vücudunuzu hissedemeyebilirsiniz. Vücudunuzun sanki tüm odayı kaplamışçasına şiştiği duygusuna da kapılabilirsiniz.
Hedeflenen alfa şuuru ve derin gevşeme haline girmiş bulunuyorsunuz…. Tamamen gevşemiş durumdasınız…. Kendinizi tam anlamıyla bu şuur içine terk edin….Neler oluyor diye mantık yürüterek olayın akışını engellememeye özen gösterin. Bırakın her şey kendi doğallığı içinde gelişsin. Alfa ritminin getirdiği o olağanüstü gevşeme halini bir müddet daha yaşayın.
Kontrolün Tekrar Ele Alınması
Kendinizi gevşemiş durumdan çıkarmaya, bu alfa şuuru durumunu yavaş yavaş terk etmeye hazırlayın. bu gevşeme durumundan çıkarken, bütün vücudunuz en iyi durumda olacak. Görüş keskinliğiniz artacak, çevrenizi daha canlı göreceksiniz. Büyük bir huzur haliyle beraber aktif bir canlılık hissedeceksiniz.
Kendinizi gevşeme durumundan çıkarmaya en az 1.5 dk kala hazırlayınız….Yavaş yavaş gevşeme halinizin sona erdiğini kendinize telki edin…..
Gözlerinizi açtığınızda bu çalışmanın sonuna gelmiş olacaksınız. Artık gözlerinizi açabilirsiniz.
Bu çalışmanın süresi 25-30 dk ile sınırlıdır. Bu süreleri aşmamaya dikkat ediniz.
20 dk’lık bir gevşeme çalışmasıyla 8 saatlik uykuya eşdeğer bir enerji toplayabilmeniz mümkündür.

Kaynak :Alıntıdır

Beynin Performansını Artırmak için Nefes Çalışmaları

Burun Kanallarını Değiştirerek Nefes Alışverişi
Nefesin burun delikleri arasında yer değiştirilerek alınması, sempatik ve parasempatik sinir sistemlerini, beyinin sağ ve sol loblarını etkileyerek çok derinlerde hayat ritminize de tesir eder. Farklı burun deliklerini kullanarak beyine değişik tesirler yüklenebilir ve amaca uygun istenilen fayda temin edilebilir. Genelde beynimizin sol yarımküresi vücudumuzun sağ yanını, sağ yarımküresi de sol yanını kontrol eder. Sözel, duyusal ve duygusal yanlarımız sol yarımküre, mantık, yaratıcılık ve bilimsel yanlarımız ise sağ yarımkürece yönlendirilir. Örneğin konuşma sorunlarınız varsa burnunuzun sol kısmını kapatarak sağ kısmından derin nefes almak, ya da yaratıcılık konusunda sorun yaşıyorsanız ise o zaman sağ tarafı kapatıp sol burun deliğinden derin nefes alınız. Bu tür çalışmalarla her iki alanda ilerleme kaydederek, istediğiniz yönde kuvvetlenebilirsiniz.
    Birkaç kez derin diyafram nefesleri aldıktan sonra, burun deliklerinizi parmaklarınızla açıp kapatmak üzere hazır hale gelin.  Sağ burun deliğini kapatarak sol kanaldan yavaş ve derin bir nefes alınız. Arkasından sol burun deliğinizi kapatıp, sağ burun deliğinizden havayı dışarı veriniz. Daha sonra bu defa tersinden sağ burun deliğini kapatarak sol kanaldan nefes alın ve sol burun deliğinizi kapatıp, sağ burun deliğinizden havayı dışarı vererek turu tamamlayın. Bu işlemi on kez tekrarlayınız. Sonra gözlerinizi kapatın. Her iki burun deliğini beraber kullanarak on kez derin alınan ve uzunca verilen nefes alışverişleri gerçekleştirin. Bir süre daha sayı saymadan derin diyafram nefesleri alıp uzun bir şekilde vermeye devam edeceğiniz bu süre içinde düşünce yapınızı takibe alın. Tüm vücudunuzu dinleyin. Tüm kaslarınızın gerginlik nedenleri üzerinde düşünerek size anlatmak isteyecekleri hikâyelerine sezgisel olarak açık hale gelin. Bir süre sonra gözlerinizi açtığınızda kendinizi dünyaya yeni gelmiş gibi enerjik ve tamamlanmış hissedeceksiniz.

Nefesi derinleştirerek, yavaşlatmak
   Yere sırtüstü uzanıp, gözlerinizi kapatıp, relaks bir müzik eşliğinde bir süre nefes alışverişlerinizi takip ederek izleyin. Şimdi düzenli nefes çalışmaya başlayarak öncelikle dört eşit zamanlı nefes alışverişi gerçekleştirin. Nefesinizi iki saniyede alıp, iki saniye bekleyin, iki saniyede verin ve tekrar iki saniye bekleyin. Bu turu en az on kere tekrarlayın.
   İkinci on sayılı turda iki saniye nefes alıp dört saniye tutarak ve iki saniyede verip dört saniye tutarak nefes alışverişlerinizi yavaşlatmaya başlayın.
   Üçüncü onlu turda yine dört zamanlı nefes çalışmasını bu defa dörtlü sayılar üzerinden gerçekleştirin. Nefesi dört sayıda alın, dört sayıda tutun, dört sayıda verin ve dört sayıda tutun.
    Dördüncü turda nefesi iyice yavaşlatmak için dört sayıda alın, sekiz sayıda tutun, dört sayıda verip tekrar sekiz sayıda tutarak çalışmayı sonlandırın.
   Bu egzersizi bir hafta süreyle günde en az bir kere tekrarlayınız. İkinci hafta çalışmaya beşinci ve altıncı turları dâhil edebilirsiniz. Beşinci turda nefesi altı saniyede alıp, altı saniye tutup, altı saniyede verip, altı saniyede tutarak gerçekleştirin. Altıncı turu ise altı saniyede alıp, on iki saniyede tutup, altı saniyede verip tekrar on iki saniye nefesi tutarak gerçekleştirmelisiniz.

Nefes Tutma
   Nefesinizi bir süre tuttuğunuz zaman, kandaki karbon dioksit miktarı yükselir. Bu da karotis arteri denen ve beyne oksijen taşıyan atardamarın genişlemesine yol açar. Kendinizi aşırı zorlamadan düzenli olarak nefes tutma egzersizleri yaparsanız, karotis arterlerinin devamlı olarak genişlemesini sağlarsınız. Bu durumda beyninize giden kan miktarında artış olduğunda dokulara daha fazla oksijen taşınır. Toksinler hızla toplanarak dokular daha fazla temizlenirler. Daha sağlıklı bir beden ve daha yüksek potansiyellerde çalışan bir beyin kullanımına sahip olunur. Beynin tüm fonksiyonlarında hissedilir gelişmeler gözlenir. Nefes tutma çalışmaları birçok farklı şekilde yapılabilir.

Egzersiz
    Oldukça derin bir nefes aldıktan sonra kendinizi aşırı zorlamadan dayanabileceğiniz kadar tutun. Daha sonra nefesinizi yavaşça boşalttıktan sonra bir dakika boyunca normal nefesler alıp verin.
    Sonra derin bir nefes alıp ciğerlerinizdeki havayı tamamen boşalttıktan sonra, kendinizi fazla zorlamadan nefesinizi dayanabildiğiniz kadar tutmaya çalışın. Sonrasında nefesiniz normale dönünceye kadar bekleyin.
Bu çalışmayı bir hafta süresince günde en az bir kere tekrarlayın. İkinci hafta, bilinçli olarak nefesinizi daha fazla tutmak için ısrarcı olmalısınız. Önce derin nefes alıp en az bir dakika kadar nefesinizi tutmaya çalışın. Bir dakika bekledikten sonra derin nefes alıp tamamını boşalttıktan sonra en az otuz saniye nefesinizi tutmaya çalışın. Bir dakika boyunca normal nefes alışverişleri yaparak nefesinizin düzelmesini bekleyin. Bu çalışmayı da bir hafta süresince günde en az iki kere yapabilirsiniz. İlk denemenizde dolu nefesle bir dakika, boş nefesle otuz saniye tutmanızda yarar vardır. Bir ay sonunda dolu nefesle iki dakika, boş nefesle bir dakika süresince nefesinizi tutmalısınız.



Mustafa KARTAL 

Neden Burun? Neden Diyafram?

    Bircok kisi dogru nefes almayi bilmemektedir. Bircok kiside dogru nefes aldigini dusunerek, dogal olmayan yollardan solunum yapmaktadir. Ortaya cikan sonuc, bu konuda yetersiz bilgi kapasitesine sahip oldugumuzdur. Nefesi agizdan almak cok sik karsilasilan, vucut sistemimize uygun olmayan, arkasinda anatomik bir rahatsizligi gizleyen sig bir aliskanliktir. Insanlarin buyuk cogunlugu nefes alirken omuzlarini ve gogsunu yukari kaldirarak ve karni iceri cekerek nefes alir. Bu okul yillarindan beri bize yuklenmis olan ve beden egitimi derslerinde dik dur, karnini iceri cek, gogsunu sisir komutlarinin bizde biraktigi izlerdir.
Oysa dogru nefes almak nerdeyse bu tanimlamanin tam tersidir. Rahat ve kendini kasmadan durarak, karnini disari dogru genisleterek, gogsunu ve omuzlarini kaldirmadan sessiz, dogal ve abartisiz bir nefes almak onerilmelidir. Dogru ve kapasiteli nefes alabilmeniz icin omuzlarinizdan degil diyafram adalesini kullanarak karnin hissedebilecegimiz en alt bolgesinden nefes almaliyiz. Bu cigerlerimizin karnimizda oldugu anlamina gelmez.
    Cigerlerin asil kapasiteli olan alt kisimlarinin genisleyebilmesi icin, bos alana ihtiyaclari vardir. Biz bagirsak, mide, dalak, karaciger gibi organlarimizi asagiya cekerek, cigerlerimizin genislemesi icin yer acmaktayiz. Bu yuzden mumkun oldugunca karnimizin hissedebildigimiz ve becerebildigimiz en alt kisimlarini kontrol altina alarak asagi cekmek, en azindan o bolgede genislemek gerekmektedir. Dogru nefes burundan alinip verilendir.
    Burun ici yapisi, yapiskan bir sivi ve killar icermektedir. Bu ortam, aldigimiz nefesle cigerlerimize gidecek olan havanin filtre edilmesini saglar. Havadaki toz ve benzeri zerrecikler yapiskan siviya ve killara yapisarak cigerlere ulasmadan bir temizlenme isleminden gecerler. Burun icindeki ortam, cigerlerimizdeki isi ve nem orani acisindan aynidir. Burun, icinden gecen havayi cigerlerin ortamina uyumlar. Ancak burundan nefes alindiginda yeterli basinc saglanip cigerlerin butunu solunuma sokulabilir.
    Nefes yolunu bir soba borusu gibi algilarsaniz, o borudaki uflenen havanin basinc kuvvetinin borunun uzunluguyla orantili olacagini bilirsiniz. Siz burun ve diyaframi kullandiginizda, nefes yolunu en uzun mesafeyi olusturacak sekilde kullanmis olursunuz. Bu basinc, az kuvvetle cok is yapmak anlaminda tam kapasiteli bir ciger kullanimi olarak akcigerlerin hava kesecikleri icin yeterli oranda sikisip acilma kuvvetini olusturur.
Burundan nefes aldigimizda, uzerinde ‘prana’ dedigimiz manyetik enerjiyi tasiyan hava, burnun hemen arkasindaki beyne en yakin sinus bosluklarindan gecerken, uzerinde tasidigi ‘suptil’ enerjiyi beyne temas ettirerek manyetik bir etki olustururlar.
    Diyaframi gerdiginizde ya da diyaframa dayandiginizda yumusak damaga yani kubbe dedigimiz burun arkasina da otomatik dayanmis olursunuz. Yani burun ve diyafram birbirleriyle iliskili ve kombine calisirlar. Hangisine yonelirseniz yonelin digerine de tesir yollamis ve aktive etmis olursunuz.
Ister fizik bedeninizi, ister duygu bedeninizi, ister man-telitenizi iyilestirmeye calistirdiginizda burun ve diyaframi beraberce kullanmak zorundasiniz. Diyaframi altta ve kontrol altinda tutmaya gayret ederken, yumusak damaginizi da yukari dogru acarak esnetmek zorundasinizdir. Aradaki bu-tun orta solunum, ust solunum, yutak farenks ve larenks yardimci elemanlardir. Kacinilmaz olan burun ve diyafram birlikteligidir.
Burnun iki delikli olmasinin, bolgelere ve iklimlere gore degisik bicimlerde olusmasinin cok ozel anlamlari vardir. Ornegin sicak ve nemli tropikal iklimin tipik insan burnu kisa ve genis deliklidir. Soguk iklim insanlarinin burnu uzun ve dar deliklidir.
     Butun fizik uygunluklarin diger boyutlarda karsiliklari vardir ve birbirinden ayri ve celisik degildirler. Burnun yaninda agizdan nefes almayi devreye sokmak ancak, burun yollarinin hastalik veya bir travma neticesinde tikanmasi durumunda dusunulmelidir. Uykuda horlama rahatsizliginin sadece agiz yolu ile solunum yapanlarda goruldugunu ve horlamanin tamamen dogru nefes alamama sorunu oldugunu bir kere daha tekrarlayalim.
Bazi ozel durumlar da ornegin kosarken ve sarki soylerken yeterli nefesi yetistirebilmek icin burun nefesinin yaninda agiz nefesini de kullanmak nadiren de olsa gerekebilir. Cigerleri diyafram vasitasiyla asagiya cekmek, kalbin uzerindeki baskinin azalmasini saglar ve bu sayede mide ve bagirsak gazlarinin kalbi sikistirmasi kismen engellenmis olur. Diyafram adalesinin kullanilmasiyla asagi ve yukari hareket etmek zorunda birakilan organlar icin bu hareketlilik masaj anlami tasimaktadir. Rahat nefes almak icin mide ve bagirsaklarin hazimsizlik nedeniyle siskin kalmamalarini temin etmek gerekmektedir. Siskinlik yaratacak besinlere nefesinizi yogun kullanacaginiz zamanlarda ornegin; bir konferans konusmasi, sarki soyleme oncesi veya spor yapma oncesi dikkat etmek gerekebilir.
   Kapasiteli birkac diyafram nefesiyle onemli toplanti veya sinav onceleri, yogun stres hallerinde sinir krizlerinde, yolculuk esnasindaki arac tutmasi nedeniyle olusan mide bulantilarinda suratli bir iyilesme saglayabilirsiniz. Kapasiteli birkac diyafram nefesi ile onemli toplanti veya sinav onceleri, yogun stres hallerinde, sinir krizlerinde, yolculuk esnasindaki mide bulantilarinda suratli bir iyilesme saglayabilirsiniz.

Mustafa Kartal

Nefes Teknikleri İle Öfke Ve Kızgınlık Kontrolü

Kızgınlık çok hafif bir etkiden, şiddete kadar gidebilen bir duygudur. Öfkeyle birlikte beden üzerinde bir takım fizyolojik ve psikolojik değişimler görülür. Vücut biyokimyasında adrenalin ve noradrenalin hormonunun salınımı artar. Nefes alıp verme ve kalp atışı hızlanır. Göz bebekleri büyür ve tansiyon çıkar.

Kızgınlık birçok  nedene bağlı olarak kolayca gelişebilir. Bunlar kişinin dış dünyası ile ilgili olduğu kadar  içselde olabilir. Belli bir dozda kızgınlık normal ve hayatın devamı için gerekli sayılır. Belli bir düzeyi aşan kızgınlık durumlarında ise kendisine veya çevresine zarar verme görülebilir. Kızgınlık kontrol edilebilir bir duygudur ve önemli olan o sınırı koruyabilmektir.
Kızgınlık ve öfke kontrolünde kullanılan savunma sistemleri genellikle kızgınlığını sergileme,  sakinleştirme ve bastırma şeklindedir.
Kızgınlığını sergileyerek ifade etmek kontrolsüz bir şekilde saldırgan davranmak değil, gerektiği kadar hoşnutsuzluğunu bilinçli olarak gösterebilme durumudur.  Önemli olan duygu ve düşünceleri amacına uygun olarak diğerlerine doğru bir şekilde ifade etmektir. Kızgınlık ifade edilmek istendiğinde kontrolsüzlüğü engellemek için nefes kontrolü gerekir. Hızlanmış, kontrolden çıkmış duygu ve düşünce sistemini yavaşlatarak gerçek ihtiyacı belirlemek ve buna uygun davranış sergilemek için hiç ara vermeden on derin nefesi burundan hızla alıp, ağızdan yavaşça ohhh diyerek ya da hohlayarak vermek enerji blokajını çözer.
Sakinleştirme; dışsal tepkilerimizden çok içsel tepkilerimizi kontrol altına almamız anlamına gelir. Gerçekten kızgın ve kontrolsüz olmanın karşılığı olan bir nefes alma şekli vardır. Bu sakin ve gevşemiş durumda olduğunuzun tam tersi bir durumdur. Sakin ve kontrollü olduğunuzda nefes alışınız hızlı ama verişiniz yavaştır. Kızgın ve kontrolsüz olduğunuzda ise genellikle ağızdan yavaşça alınan nefes burundan hızla verilir. Halk arasında “burnundan soluyor” veya “boğalar gibi burnundan alev saçıyor”  sözleri kızgınlığın iyi birer ifadesidir.
Derin, düzenli ve dikkat odaklı nefes alış verişler vücut sistemini yavaşlatır. Daha uzun zamanda düşünerek hareket etmemizi sağlar. Kalp atışlarımızı ve hormonal sistemimizi dengeye sokar. Gereksiz adrenalin üreterek savaş ya da kaç etkisi yaratmamızı engeller. Kızgınlığın makul ve katlanılabilir bir seviyeye çekilmesine imkan sağlar.
Üçüncü yol ise bastırmadır. Burada öfke o an için bastırılıp daha sonra olumlu duygularla yer değiştirilerek kontrol altına alınmaya çalışılır. Bu yol sürekli kullanıldığında her zaman olumlu duygulara çevirmek mümkün olmayabilir. Bu durumda öfke içe yönelerek depresyon, somatizasyon gibi çeşitli rahatsızlıklara dönüşebilir. Duyguların gereği gibi zamanında ve ortamında ifade edilememesi birçok değişik rahatsızlıklara yol açar. Kişinin kızgınlık duyguları bastırıldığında daha sonra değişerek kin ve intikam alma gibi yollarla kendini gösterebilir. Kızgınlığın bastırılması çok özel durumlar dışında önerilmez.
Kızgınlığın kontrol altına alınması nefes teknikleri;
Her zaman nefes farkındalığı içinde olarak davranışları kontrol altında tutmak gerekir.
Gereksiz kızgınlığa yol açacak adrenalin salgısı oluşturmamak için sempatik sinir sistemini aktive edecek üst solunumdan kaçınmak, bunun yerine düzenli yumuşak damak ve diyafram eşleşmesi ile bütünsel nefes almaya ve kanın ph değerini düşük tutacak nefes döngüsü oluşturmaya gayret etmek gerekir.
Kızgınlık belirtileri görüldüğünde veya kızgınlığın farkına varıldığında on adet derin nefes arka arkaya alınması kalp ve karın bölgesinde oluşan blokajın dağılmasına ve elektriğin topraklanmasına yarar. 
Kızgınlık yaşama ihtimali yüksek olan bir durum öncesinde burundan hızla alıp yavaşça ağızdan vereceğiniz nefeslerle fizik, duygu ve düşünce bedenler üzerinde yavaşlama, sakinleşme ve gevşeme sağlanarak potansiyel kızgınlıklara karşı önlem alınabilir.
Her türlü önlem alınmasına rağmen giderilemeyen, obsesif bir görüntü alarak takıntı durumuna geçen kızgınlıklar için değiştirici ve dönüştürücü nefes teknikleri ile beyin sapı ve medulla üzerinde yoğunlaşan elektriği tamamen nötr hale getirmek mümkündür.
  
Nefes teknikleri içinde yer alan üç kısa bir uzun nefes çalışmaları Timus bezini ve bağışıklık sistemini aktive ettiği için kızgınlığa karşı dengeleme oluşturmak için kullanılması uygundur.

Mustafa Kartal


************************************************

KONTROL SENDE kitabımı satın alarak hayatınıza  katkıda bulunmak ister misiniz?

KENDİ KENDİNİZİN YAŞAM KOÇU OLUN


***********************************************

Strese Karşı Senkronize Nefes Teknikleri

Sağlıklı ve uzun ömürlü olmanın sırrı; yaşanılan pek çok rahatsızlıkların stres baskısı ile kişinin kendi kişisel tutumumdan kaynaklandığının bilinmesidir. Bu bilince ulaşan kişi otomatik olarak değişime geçer ve seçimlerini sağlıklı olmak yönünde kullanmaya gayret eder.  Aksi takdirde kaderine teslim olarak, kendi bedeni için özel hiçbir şey yapamadan yalnızca tedavi yöntemlerinin ve ilaçların peşinden koşmaya başlar. Stresin vücudunuzda yarattığı tahribatı strese girdiğinizde gözlerinizi bedeninize çevirip gözlemleyebilirsiniz.
İnsanların ve hayvanların yaşamlarını devam ettirmelerini sağlayan en temel mekanizma otonom sinir sistemidir. Bu sistem sürüngenler, memeli hayvanlar ve insanların bütün organlarının çalışmasından sorumludur. Bu sistem nefes düzeninden ısı düzenlenmesine, tükürük salgısından mide asit salgılanmasına, kalp atımından damar basıncına, bağırsakların çalışmasından yumurtlamaya, hormonal düzenlemeden bağışıklık sistemine kadar geniş bir etki alanına sahiptir. İnsan bütün vücut sistemlerini, organ ve hormonlarını düzenli çalıştırmayı sağladığı surece sağlıklı yaşamayı sürdürebilir.
    Bu sistem yaşam döngüsü içerisinde varlığımız kendini tehdit altında hissetmeye başladığında stres adını verdiğimiz bir alarm durumuna geçerek kendi içerisindeki sakinlik durumunu bozar. Bu alarmda savunma sistemi de dâhil olmak üzere tüm sistemlerin sağlıklı çalışması bozulur. Buna en iyi örneklerden biri sınav öncesi veya iş görüşmesine girmeden hemen önceki halimiz olabilir. Vücudumuzun otonom sinir sistemi stresli durumu sezip adrenalin salgısı yayarak alarm zilini çaldığında kalbimizden barsak hareketlerine varıncaya bütün ritimlerimiz düzensizleşecektir. Bu durumun nedeni aslında otonom sinir sisteminin canlıları korumak için uyguladığı bir koruma bicimidir. Kedi gören fareyi veya karşısına ayı çıkan bir insanın düşünceden daha hızlı koruyarak otomatik hareket etmesini sağlayan bir sistemdir.
Böyle bir durumda, otonom sinir sistemi vücudun sadece iki tercihi olduğunu bilir ve ona göre iç organların çalışmasını tekrar düzenler çünkü 'savaşmak ya da kaçmak' olan bu iki seçenekte de iç organlar açısından yapılacaklar aynıdır. Her iki durumda da hızlı koşmak gerekeceğinden iç organlardaki kan damarları kasılır ve bacaklara daha fazla kan gitmesi sağlanır. Giden kani daha da artırmak için kalp daha hızlı çarpmaya başlar. Nefes hızlanır. Kanla birlikte enerji yani şeker karaciğerden kana salınır. Bu durum için gereken tüm özel hücresel haberciler olan hormon ve sitokinler de kana salınır. Bu sayede bu tehdit durumundan kurtulmak için yasayan canlıya en fazla şans tanınır.
    Bu gibi anlık hallerde hayat kurtarıcı olan otonom sinir sistemi günümüz hayatında süreğen stresle karşı karşıya olduğundan vücudu sürekli hafif bir alarm halinde tutar. Bu alarm derecesi kişinin maruz kaldığı stres'e bağlı olarak daha da artar. Bunun sonucundan, iç organların beslenmesi bozulur, kalp ritim bozuklukları ortaya çıkar ve 'anlık' alarm yanıtında faydalı olan hücresel haberciler başta hafıza ve bağışıklık sistemine zarar vermeye baslar. Kronikleşen otonom sinir sisteminin alarm durumu kolay yakalanan gribal enfeksiyonlardan, çarpıntı ve tansiyon şikâyetlerine, adet düzensizliklerinden mide asit salgılanmasına kadar uzanan bir yelpazede sağlık sorunların kaynağını oluşturmaktadır.
    Kronik stresin beynin hard diski sayılan hafıza merkezindeki hücreleri de erittiği yapılan çalışmalarca gözlenmiştir. Bu hücrelerin arasındaki bağlantıların erimesi beraberinde unutkanlık problemlerini de getirmektedir. Nefes teknikleri uygulamaları düzenli tatbik edildiğinde beyni strese karşı korumuş oluruz. Nefes Tekniklerinin hipokampus'u aktive ederek ve inflamatuar sitokinleri baskılayarak beyni koruduğu bilinmektedir.
    En önemli özelliği adaptasyon olan beyin, yeni durumlara yönelik hücre çalışmasını ya da görev dağılımını devamlı değiştirebilmektedir. Bu özelliğin uyarılabilmesi için de sürekli ve düzenli gelen bir uyarı gereklidir. Bir trafik kazasında kolu kopan bir insanın beyninde koldan duyu alan hücrelerin her gün koldan ben yokum sinyalini alması sonucu bir ayın sonunda yüz bölgesinden duyu almak için görev değişikliğine uğradıkları gösterilmiştir. Yine bir annenin beyninde göğsünü temsil eden hücre sayısı bebek süt emdikçe artmaktadır. İşte Norofeedback uygulamalarının temelini oluşturan beynin adaptasyon yeteneğini kullanmaktır ve bu yeteneği ortaya çıkartmak için de düzenli aralıklarla istenilen düzeyde uyarı yapmak birinci şarttır. Bu durumda da her insanda beynin adaptasyon yeteneği farklı olduğundan aynı hastalıkta dahi norofeedback'in faydası kişiden kişiye farklı olacaktır.
   Nefesin kontrol edilmesi ile sağlanan uyum, vücudu kronik strese bağlı olarak ortaya çıkan devamlı alarm durumundan çıkartır. Canlı doğasının kendisi nefes uygulamalarının temelini oluşturmaktadır. Nefes uygulamaları doğal olan biyolojik ritim egzersizleridir. Doğada Koala gibi metabolizması yavaş olan hayvanlar bu metabolizmaya nefes ve kalp atımlarını da yavaşlatarak uyum sağlamaktadırlar. Yeni doğan bir bebeğinde metabolizması sürekli bir gelişim halinde olduğundan daha hızlıdır. Bu yüzden nefes ve kalp atımı yetişkin bir insana göre çok daha fazladır.
   Doğayı ilk gözlemleyen insanlar, metabolizması yavaş olan hayvanların nefes alma sekilerlini meditasyon uygulamaları haline getirmişler ve yıllar suren nefes meditasyon eğitimleri için tapınaklar inşa etmişlerdir. Otonom sinir sistemini rahatlatmak için düzenli/ senkronize ve yavaş nefes tekniği öğrenilmesi gerekmektedir. Yavaş nefes alıp vermek herkesin kısa surede yapabileceği bir uygulama iken, asıl zor olan bu şekilde nefes alıp vermede senkronizasyonu yakalamaktır. Bu zorluk yıllar süren meditasyon seansları sonucunda yakalanabilen bir seviyedir. Yogiler ve Tibet tapınaklarındaki rahipler üzerinde yapılan çalışmalar stres içeren beyin dalgalarının kalıcı şekilde azalttıklarını göstermenin yanında, bağışıklık sistemlerinin de aşılamaya karşı cok daha fazla antikor oluşturduğunu ortaya çıkarmıştır.
    Şehir hayatına geçiş beraberinde stresi de yani otonom sinir sistemi için alarm durumunu da beraberinde getirmiştir. İş hayatının koşuşturması içerisinde nefes meditasyonu yapabilmek zaten olağan dışıdır. Teknolojik Nefes Teknikleri yaklaşımları ile yıllar boyunca yapılan nefes meditasyonları sağlanmaya çalışılan nefes senkronizasyonu, 5-10 dakika gibi bir surede elde edilebilmektedir. Bu sayede çok az vakit ayırarak otonom sinir sistemimize etkili bir sakinleşme egzersizi yaptırabilirsiniz. Nefes ve nabız düzenleyici biofeedback nefes uygulamalarını haftada 3- 4 kez uygulanabilir. Biofeedback nefes uygulamalarının etkili olması için egzersizlerde senkronizasyon ana şarttır.
   Bu uygulamalar stresin alarm durumunda olan otonom sinir sistemine ve diğer sistemlere yönelik aşırı uyarımlarını azaltmaktadır. Örneğin nefes biofeedback egzersizlerinin, kalp damar sağlığını da pozitif etkileyerek hipertansiyon şikâyetlerinde anlamlı sonuçlar doğurduğu yapılan çalışmalarca kanıtlanmıştır. Bütün bu olumlu etkilerinden dolayı Biofeedback otonom sinir sisteminin ulaştığı tüm organ sorunlarında düzenleyici ve destekleyici amaçla kullanılmaktadır.

Mustafa Kartal

60 Nefes Çalışması

   Nefes çalışmasına başlayanların her gün yapmasını tavsiye ettiğim bu çalışma çok amaçlı olarak birçok farklı konuda fayda sağlamaktadır. Bu çalışma öncelikle; doğru nefes alıp vermeyi kazandıran bir çalışma olarak değil, fizik bedene bilinçli zorluk hazırlayarak direnç kazandıran ve nefeste güçlenmeyi sağlayan bir çalışma olarak düşünülmelidir. 
   Çalışma, bir dakika içerisindeki 60 saniyede 60 nefes alma esasına dayanır. Bir saniyede alıp verilecek güçlü nefeslerin her biri derin ve hızlı olmalıdır. Başlarken ilk yirmi nefeste daha yavaş olmalı, fakat nefes alışverişlerinin bir birine bağlı ve hiç bekleme yapılmadan gerçekleştirilmesi gerekir. İkinci yirmi sayıda 40’lı sayılara yaklaşılırken nefes alışverişleri hızlandırılır. Son 20 nefeste iyice hızlanarak neşe ve coşku içinde çalışma sonlandırılır.
    Nefes alışverişleri ağız iyice açılmış olarak, ağızdan ve burundan beraberce yapılmalı, alt ve üst solunum birlikte gerçekleştirilerek ciğer hacminin tamamı kullanılmalıdır..
   Nefes alışverişlerinin İlk yirmi sayında baş dönmesi başlar, kırklı sayılara doğru avuç içinde terleme, parmaklarda uyuşma görülür. Çalışmanın sonuna doğru iç sıkıntısı, çalışmayı bitirme isteği ve duygu kontrolünde zorlanma görülebilir. Çalışma bittikten sonra ağlama hissi, gülme ve aşırı sinirlilik ortaya çıkabilir. Sağlıklı bir insanda çalışma bittikten 15 saniye sonra tüm geçici rahatsızlıkların sonlanması gerekir. Çalışmayı bir süre yaparak dayanıklılık arttığında da bu geçici rahatsızlıklarda ortadan kalmaya başlar. Geçici rahatsızlıklar kısa zamanda iyileşmiyor ve uzun süre devam ediyorsa öncelikle alyuvar sayısında düşüklük ve böbreklerde yavaş çalışma sorunları akla gelmeli ve iyileştirmek için üzerinde durulmalıdır.
     Çalışma bittikten 15 saniye sonra tüm beden gevşer, düşüncede sessizlik ve sakinlik ortaya çıkar. Saf bilinç/saf tanıklık durumu denilen bu ruh halinde tam bir denge durumu vardır. Her şeye eşit uzaklıkta, ön yargısız, akışa izin verilen bir dinginlik durumu gözlenir. Bu durum farkındalık öğretilerinin hiçlik veya boşluk diye tanımladığı durumdur. Mutluluk ve huzur hissi vardır. 
    60 nefes çalışması, sempatik sinir sisteminin uyarılarak harekete geçirilmesini, sol beynin uyarılmasını sağladığı için uyanıklık, farkındalık artımı ve beta zihin seviyesi sağlar. Dikkat ve konsantrasyon artırır. Çalışmadan hemen sonra parasempatik sistem aktive olarak derin düşünce, yaratıcı zekâ ve tüm potansiyelleri kullanabilme kazancı oluşur.
    Çalışma her yerde ve har zaman yapılabilmesine rağmen sabah uykudan uyanıldığında gerçekleştirilirse çok hızlı uyanmak, kendine gelmek ve güne iyi bir başlangıç yapmak mümkün olabilir.
    Bu çalışma tüm heyecan kontrolsüzlükleri, konsantrasyon eksikliği, duygu bozuklukları, panik atak, anksiyete, depresyon ve polar bozukluklar gibi psikolojik sorunlarda etkindir. Her türlü nefes sorununu gidermek için kullanılır. Özellikle nefes çalışmalarına başlayanların karbondioksit toleransını artırmaları ve kan PH’ı üzerinde dengeleme sağlamaları açısından çok önemli bir çalışmadır. İstenilen performansa ulaşmak için günde üç kere değişik zamanlarda yapılması önerilir.  
     Çalışmanın farklı bir getirisi de tüm hormonları ve beyin kimyasını fabrika ayarlarına geri döndürerek orijinal ayarlarına çekmesidir.
    Bu uygulama her yerde her zaman yapılabilmesine karşın, geçici refleks kaybı yaratabileceği için araba veya iş makinesi kullanırken yapılmamalıdır.
 Mustafa Kartal
mkartalll@yahoo.com


************************************************

KONTROL SENDE kitabımı satın alarak hayatınıza  katkıda bulunmak ister misiniz?

KENDİ KENDİNİZİN YAŞAM KOÇU OLUN



***********************************************

Holotropik Nefes Teknikleri

   Bu özel teknikler bütünlüğü oluşturan veya başka manada dengeleyici nefes teknikleri olarak bilinmektedir Bilinç'in, hızlı solunum, uyarıcı müzik ve belirli kas gerici hareketlerle değiştirilmesidir. Ani ortaya çıkan ruhsal fenomenler ya da holotropik şuur halleri amaçlanır. Bu arada vucut kimyası çok hızlı değişir ve birçok konuda orijinal forma dönüş yaşanır.

   Holotropik nefes çalışmaları hızlı ve derin nefes alışlarla kana, alışık olduğu seviyenin üzerinde yüksek oranda oksijen yüklemeyi esas alır. Bu çalışmaların eğitmen eşliğinde ve kontrol altında yapılması gerektiğinden fazla açılmadan kendi düzenlediğim ve yeni başlayanlara uyguladığım, bir egzersizi bu konuda örnek olması için anlatayım.

   Önce yavaş ve sakin derin diyafram nefes alışverişleri ile kişi çalışmaya motive edilir, ortama alıştırılır ve dengelenmesi sağlanır. Nefes alışlar gittikçe tempo kazandırılarak hızlandırılır. Bu ön bir hazırlık aşamasıdır. Mümkünse çoşku yaratması için sert ritimli bir müzik açılır. Birkaç saniyelik bekleme süresinden sonra dudaklarınızın yirmi santim önünde imajine edilen muma doğum günü pastasının üflenerek söndürülmesi kuvvetinde, her seferinde ciğerlerin enaz üçte birinin boşalması temin edilecek şekilde, saniyede 2 kere ortalamasıyla üflenmeye başlanır. Üfleme sert ve kesik olmalıdır. Nefes alış verişinde konsantrasyon sadece nefes vermeye odaklıdır. Nefes alışlar dikkate alınmaz.

************************************************

KONTROL SENDE kitabımı satın alarak hayatınıza  katkıda bulunmak ister misiniz?

KENDİ KENDİNİZİN YAŞAM KOÇU OLUN


***********************************************
   Çalışmayı daha da kuvvetlendirmek için; üç kısa, bir uzun üfleme peryodu çalışmanın etkisini yükseltir. Bu peryodu önce yedi kere, daha sonra ondört kere seri nefeslerle aralıksız uygulamak gerekir. Dikkat edilmesi gereken ritmde hızlanma eğiliminin önüne geçilmesidir. Bu çalışma son derece normal ilerlerse yirmibirli periyot denenebilir. Muhtemelen ilk çalışmalarda daha yedili periyotlarda iken bile baş dönmesi ve halsizlik görülebilir. Bu oluştuğunda baş dönmesi geçene kadar çalışmaya ara vermek gerekir. Mide bulanması, ağza safra gelişi ve yüzde sararma olursa çalışmayı daha uygun bir zamana tehir etmek gerekir.

   Bu çalışma herşey yolunda gittiğinde yirmibirli periyotların üç tur tekrarıyla tamamlanır. Yaklaşık yarım saati bulan bu çalışmanın günde en az iki kere tekrarlanması uygundur.

   Normalde ağızdan ve burundan beraberce nefes alıp verilir. Çalışma esnasında baş dönmesi ve mide bulanması oluştuğunda fren yapmak anlamında sadece burundan nefes alıp verilmeye geçilir. Çalışma devam edereken kendini iyi hissetmeye başladığında tekrar ağız nefesi de devreye sokularak ağız ve burundan beraberce nefes alışverişlere devam edilir.

    Holotropik nefes çalışmaları mutlaka bir eğitmen eşliğinde kontrol altında yapılmalı mümkün olduğunca kendi başına denenmemelidir. Çalışma belli bir trans yaratabilme ihtimali taşıdığından en azından ilk zamanlarda çalışmayı gözlemliyen veya yöneten birine ihtiyaç vardır.

    Çalışma esnasında, sonrasında veya çalışmaya devam edilen günlerin bir zamanında, muhtemelen uykuda aniden vucutta bacaklardan başlayan ve bütün vucuda geçecek olan bir vibrasyon oluşacaktır. Ve yaklaşık birkaç dakika sürecektir. Bu sağılmanın başladığı anlamını taşır. Bunun arkasından bilinçaltını meşgul eden semptomlar açığa çıkabilir. Örneğin yüz ağlamaklı bir hal alabilir, Yada anlamsız bir kahkahalarla gülme, yada neferetle bakan bir yüz ortaya çıkabilir.

    Kişinin bu ortaya çıkacak oluşumlara karşı eğitimli ve beklenti içinde olması gerekirki, sağılım başladığında endişe ve korku yerini, tam bir teslimiyete ve akışa bırakabilsin.