olumsuz duygulardan kurtulmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Enerjimizi Tüketen Nedenler


Yaşam enerjimizin yüksek olması hayatımızda sağlığı, dengeyi, uyumu ve başarıyı elde etmemiz için çok önemlidir. Yaşam enerjisi ve titreşimi yüksek frekansta olan insanların isteklerini hayatlarına çekmeleri ve amaçlarına ulaşmaları da çok daha kolay olacaktır. Ancak bazı duygular, düşünceler ve durumlar yaşam enerjimizi kendiliklerinden tüketiler. Eğer bilinçli bir şekilde bunları fark edip durdurmazsanız her gün çok fazla ve gereksiz enerji  kaybına uğrarsınız ve doğal olarak olumsuz bir enerji titreşimini de sahip olursunuz. Yaşam enerjimizi düşüren bu faktörler konusunda bir yazı yazmamım  önemli olduğuna karar verdim ve herkesin faydalanmasını seçiyorum.
1-  Negatif duygular ve düşünceler
Negatif duygular çok fazla enerji tüketmemize yol açarlar. Daha doğrusu yaşam enerjimizi emerek olumsuz bir düşünce modeline yönlendirirler ve  tüketirler. Öfke, endişe, kıskançlık, şüphe, üzüntü, nefret, suçluluk duyguları korkular ve insana acı veren her türlü olumsuz duygu yaşam enerjisini hızla  tüketir, kişinin enerji titreşimini düşük bir frekansa getirir.  Olumsuz duygular kolay fark edilebilir olmasına rağmen insanlar genelde enerjileri tükendikten  sonra içinde oldukları ruh halini fark ederler. Bir kere bu duyguların tuzağına düşerseniz yaşayacağınız duygusal yoğunluk o kadar hızlı gelişir ki çoğu  zaman tamamen kendinizi duruma kaptırır ve enerjiniz tükenene kadar bu olumsuz duyguları deneyimlersiniz. Ayrıca var olan enerjinizin zararlı duygu  kalıplarına aktarılması sonucunda bu duygularla bağlantınız her seferinde daha da güçlenir ve bundan sonra aynı duyguları daha kolay bir şekilde  deneyimlersiniz. Bunu şu şekilde ifade edebilirim. Öfkelendiğiniz zamanlarda yaşam enerjiniz öfke enerjisi tarafından emilir ve bu fke enerjisini besler.

Bakış Açısı

New York'un düşük kiraları yüzünden sanatçılarla dolu olan Greenwich Village'ında üç katlı bir binanın en üst katındaydı Sue ve Johnsy'nin stüdyoları. Amerikanın 2 ayrı ucundan gelen kızlar bir lokantada tanışmış ve ortak sanat zevkleri oldugunu anlayınca ortak bir ev tutmaya karar vermişlerdi. Bu olay Mayıs ayındaydı.Kasım ayında ise bölgeye doktorların zatürree adını verdiği soğuk bir yabancı gelip buz gibi parmaklarıyla orayı burayı yoklamaya başlamıştı. California rüzgarlarıyla kanı sulanmış ufak tefek, ince yapılı bir kızcağız olan Johnsy'yi de yatağa sermişti. Zavallı kızcağız demirkaryolasına yatmış, yandaki evin tuğla duvarlarını seyrederek kıpırdamadan yatıyordu doktor geldiğinde. Doktor kır kaşlarını sağa sola oynatarak Sue'yu koridora çağırdı.

"Kurtulması için onda bir olasılık var," dedi. "O da içinde yaşama isteği varsa. Doğrusunu istersen mezarcının tarafını tutan insanlar tibbi komik duruma düşürüyor. Sizin arkadaşınız da kendini iyileşmeyeceğine inandırmış. Aklına takılan birsey mi var acaba?" Napoli körfezinin resmini yapmak isterdi," dedi Sue.

"Ben bir erkeği kastetmiştim."

"Erkek mi? Yo hayır doktor, erkek falan yok."

"O halde zayıf düştü demek. Bilimin bana verebileceği herseyi yapacağım. Ama hastalarım cenazelerine elecek arabaları saymaya başladı mı umudumu yüzde elli keserim. Eğer ona kış modası konusunda bir soru sordurtabilirseniz şansı yüzde yirmiye yükseltiriz."

Sue eve dönünce bir süre doya doya ağladıktan sonra resim tahtasını kolunun altına yerleştirdi ve ıslık çalarak Johnsy'nin odasına girdi. Johnsy yüzünü pencereye çevirmiş hiç kımıldamadan yatıyordu. Sue arkadaşının uyuduğunu sanarak ıslığı kesti. Sonra bir dergide yayınlanacak hikaye için resim yapmaya başladı. Biraz sonra duyduğu bir mırıldanma ile yatağın başına koştu. Johnsy'nin gözleri pencereden dışarı bakıyor ve geriye doğru sayıyordu.

"On iki," dedi, biraz sonra, "On bir," sonra sıra ile "dokuz, sekiz, yedi."

Sue meraklanarak dışarı baktı. Ortada sayılacak ne vardı ki.? Çıplak ve iç kapayıcı bir avlu ve beş metre ilerdeki evin dümdüz tuğla duvarı. Kökleri çürümüş yaşlı bir sarmaşık duvarın yarısına kadar anca tırmanabilmişti. Sonbaharın soğuk soluğu ile yaprakları dökülen bitki yıkılmak üzere olan duvara iskeletiyle tutunuyordu sanki. "Ne var canım?"

"Altı," diye fısıldadı Johnsy. "Şimdi daha hızlı dökülüyorlar artık. Üç gün önce yüz taneydiler. Sayarken başım dönüyordu. Ama şimdi iş kolaylaştı. İşte bir tane daha gitti. Beş tane kaldı."

"Beş tane kalan ne Johnsy?"

"Yaprak. Sarmaşığın yaprakları. Sonuncu da düşünce ben öleceğim. Üç gündür biliyorum bunu. Doktor sana söylemedi mi?"

"Hayatımda böyle saçma sey duymadım. Sarmaşık yapraklarıyla iyileşmenin ne ilgisi var? Aptallaşma lütfen. Sen eskiden o sarmaşığı ne çok severdin unuttun mu? Doktor bu sabah iyileşmen için tam onda bir olasılık olduğunu söyledi. New York'ta yürürken bile bu kadar şansımız yoktur. Şimdi sen çorbanı iç. Ben de resmimi bitireyim. Resmi satınca sana şarap, kendime ise pirzola alacağım."

Johnsy gözlerini pencereden ayırmadan, "Şarap almana gerek yok. İşte bak bir tane daha düştü. Hayır çorba da istemem. Dört tane kaldı şimdi.Karanlık basmadan sonuncusunun da düşüşünü görmek istiyorum. O zaman ölebilirim artık. "

Sue hastanın üzerine eğildi. "Johnsy, ben su işimi bitirinceye kadar gözünü kapatıp, dışarı bakmayacağına söz verirmisin? Yarın bu resimleri teslim etmek zorundayım. Işığa ihtiyacım olmasaydı perdeyi çoktan indirirdim."

"Öteki odada çizemez misin?" diye soğukça sordu Johnsy."Senin yanında oturmak istiyorum. Ayrıca o yapraklara da bakmanı istemiyorum"

Johnsy gözlerini kapatarak yıkılmş bir heykel gibi bembeyaz ve kıpırtısız yattı. "Bitirir bitirmez haber ver ama. Sonuncu yaprağın düştüğünü görmek istiyorum. Beklemekten bıktım artık. Düşünmekten de. Herşeyden kurtulup o zavallı yapraklar gibi döne döne boşluğa uçmak istiyorum."

"Uyumaya çalış. Ben yaşlı Behrman'ı modellik yapması için çağırmaya gidiyorum. Hemen gelirim. Ben dönene kadar sakın kıpırdama yerinden."

En alt katta oturan Behrman altmışını aşmış, kırk yıldır resim yapmasına rağmen başarının eteğine dahi ulaşamamıştı. Her zaman bir başyapıta başlayacağını söylese de, henüz ortalarda böyle birşey yoktu.Reklam ve afişlerle geçinmekteydi.Profesyonel model tutmaya paraları yetmeyen genç ressamlar için modellik yapardı.

Sue adamı loş stüdyosunda buldu. Adama Johnsy'yi, gerçekten bir yaprak kadar zayıf ve güçsüz olan kızı dünyaya bağlayan bağların gittikçe inceldiğini anlatırken, yaşlı adam gözünden yaşlar boşanarak, "Hala böyle budalalar varmış bu dünyada," diye söylenmeye başladı.

Yukarı çıktıklarında Johnsy uyuyordu. Sue perdeyi indirip Behrman'a yan odaya geçmesini işaret etti. Oradan korku ile sarmaşığa baktılar. Karla karışık soğuğa bir de yağmur eklenmişti.

Sue ertesi sabah bir saatlik bir uykudan uyanınca Johnsy'nin kapalı yeşil perdeye bakmakta oldugunu gördü. "Aç görmek istiyorum." dedi Johnsy. Sue bitkin bir halde arkadaşının emrine uydu. Hayret bütün gece yağan yağmura rağmen sarmaşığın üzerinde bir tek yaprak kalmıştı. Kenarları çürümüş, sararmış yaprak hala yeşil olan sapıyla yerden beş altı metre yüksekte bir dalın ucunda sallanıyordu. "Sonuncu," dedi Johnsy.

"Dün gece nasıl olsa düşer demiştim. Rüzgar çok şiddetli esiyordu. Ama bugün düşecek, ben de aynı anda öleceğim."

Sue kızın yanağını kendininkine yapıştırarak, "Kendini düşünmüyorsan beni düşün, ben sensiz ne yaparım?" dedi.

Johnsy cevap vermedi. Dünyanın en kimsesiz şeyi esrarlı yolculuğa hazırlık yapan ruhtur. Kendisini dünyaya ve arkadaşlığa bağlayan bağlar birer birer gevşeyip koptukça kızın hayal gücü daha da kuvvetleniyordu. Gün sonu yaklaşmıştı. Alacakaranlıkta bile o tek sarmaşık yaprağının dalına sımsıkı yapışık olduğunu görüyorlardı. Geceyle birlikte Kuzey rüzgarı ve yağmur yeniden başladı. Sabahın ilk ısıklarıyla Johnsy acımasızca perdenin açılmasını istedi yine. Sarmaşık yaprağı hala oradaydı. Johnsy uzun uzun baktı yaprağa. Sonra gaz ocağının üzerinde çorba kaynatan Sue'ya seslendi.

"Ben çok kötü bir kızım Sue. Benim ne kadar kötü olduğumu göstermek için bir güç o son yaprağı orada bıraktı. Ölümü istemek günahtır.Bana biraz çorba ile süt ve şarap getirebilirsin şimdi. Ama hayır, hayır...önce bir ayna getir, arkama da birkaç yastık yerleştir de senin yemek hazırlamanı seyredeyim." Bir saat sonra "Sue birgün gidip Napoli körfezinin resmini yapacağım," dedi.

Doktor öğleden sonraki muaynesini bitirip çıkarken Sue da bir bahane uydurup ardından yürüdü. Doktor Sue'nun titreyen elini sıktı."Yüzde elli olasılık var. İyi bakarsanız siz kazanırsınız. Şimdi aşagıda yenibir hastayı görmeye gidiyorum. Behrman diye biri. Ressam sanırım. O da zatürreeye tutulmuş. Zayıf ve yaşlı bir adam, hastalığı da çok şiddetli. Hiç umut yok ama biraz rahat etmesi için hastaneye kaldıracağız." Doktor ertesi gün, "Artık tehlike kalmadı, siz kazandınız," dedi. "Şimdi beslenme ve dinlenme gerek.... Hepsi o kadar."

Sue öğleden sonra yatakta mavi yünden gereksiz bir şal ören Johnsy'nin yanına oturdu. "Beyaz farem benim, sana birsey söylemek istiyorum.Bay Behrman bugün zatüreeden öldü. Hastalığı yalnızca iki gün sürdü.Kapıcı ilk günün sabahı onu sancıdan kıvranırken bulmuş. Üstü başı ve ayakkabıları sırıl sıklammış. Öylesine korkunç bir fırtınada nereye çıkmış olabileceğine akıl erdirememişler. Sonra henüz yanan bir fener, yerinden çıkarılmış bir merdiven, birkaç fırça ve üzerinde yeşil ve sarı boyalar olan bir palet bulmuşlar. Pencereden bak şekerim, son sarmaşık yaprağını görüyor musun? Rüzgar estiği zaman neden sallanmadığını merak etmedin mi hiç? Bu Behrman'in bahsettiği şaheseri işte! Son yaprağın düştüğü gece yapmış."

Her Şey Mümkün (The Meta Secret)

HER ŞEY MÜMKÜN
SECRET MUCİZESİ DEVAM EDİYOR!

The Secret ta saklı kalanların anahtarını The Meta Secretta bulacaksınız
THE META SECRET tüm sırların ötesindeki bir sırla alakalı bir kitap: Çekim Yasasını da kapsayan Evrensel Yasaları derinlemesine irdeliyor. Gerçek olaylara dayanan bu bilgelik kitabı dünya çapında tanınmış uzmanların kaleminden dökülen öğretilerle dolu. Her zaman hayalini kurduğunuz zenginlik, aşk ve mutluluğa ulaşmanıza yardımcı olacak tüm teknikleri THE META SECRETta bulacaksınız.

Meta Sır öğretmenleri Evrenin gizemli işleyişini tartışmak üzere buradalar. THE META SECRET onlardan size bir ARMAĞAN... Çekim Yasasının ötesinde çok az bilinen eski sırları çözmede bir ANAHTAR...


 The secret kitabında sadece çekim yasasından bahsedilmekte ancak the meta secret çekim yasasının 7 hermetik yasadan (Mentalizm yasasıritim yasasıkutupsallık yasasıbenzeşme yasasıtitreşim yasasıcinsiyet yasasıetki tepki yasası) sadece biri olduğunu belirtmekte.


Her zaman pozitif duygu durumunda pozitif cümlelerle,inançlı,kendinizden emin şekilde kullanın.

Olumlama 1
1. Hayal gücüm neye inanırsam onu yaratıyor.
2. Kolayca, zorlanmadan hedeflerime ulaşıyorum.
3. Her gün daha iyi oluyorum.
4. Her gün zihin kapasitemin yüzde yüzünü kullanıyorum.
5. Etrafımdaki bilgeliğe ve bilgilere açığım.
6. Her gün hedeflerime çok daha fazla yaklaşıyorum.
7. Sadece hedeflerimi destekleyen inançlara sahibim.
8. Hedeflerime çoktan ulaştığımı görüyorum ve bunu hissediyorum.
9. Her gün kendi şansımı yaratıyorum.
10. Hayatıma olumlu deneyimler çekiyorum.


Zengin Olumlamaları
1. Ben bir para mıknatısıyım.
2. Şu anda kendime ve etrafımdakilere fikirlerimle, enerjimle ve tutkumla zenginlik yaratıyorum.
3. Bütün yatırımlarım bana kar getiriyor.
4. İstediğim ve ihtiyacım olan paraya ulaşabiliyorum.
5. Harcadığım bütün para bana 3 katı olarak geri dönüyor.
6. Düşüncelerim finansal bolluğa dönüşüyor.
7. Paramın ne kadarını verirsem, param o kadar çoğalıyor.
8. Çaba harcamadan düşüncelerimle istediğim parayı kendime çekiyorum.
9. Diğerlerinin armağanlarını bunun onların bolluğunu artıracağını bilerek kabul ediyorum.
10. Zarif bir verici alıcıyım.


Sağlık Olumlamaları
1. Sağlığımı, canlılığımı ve enerjimi her gün artırıyorum.
2. Olumlu düşüncelerim istediğim bedeni yaratıyor.
3. Çabucak, kolay olumlu sağlık alışkanlıkları kazanıyorum.
4. Her gün daha çekici oluyorum.
5. Ben ince, güçlü, yağ yakan, kas yapan bir makineyim.
6. Kutsal hayat şu an her hücremi dolaşıyor, beni iyileştiriyor ve bana enerji veriyor.
7. Her gün bedenimi alkalileştiren ve bana enerji veren doğru yiyecekleri yiyorum ve doğru içecekleri içiyorum.
8. Her gün tam potansiyelime doğru iyileşiyorum ve ilerliyorum.
9. Bedenim sürekli yağ yakıyor ve çok fazla enerji, sağlık ve canlılık yaratıyor.
10. Ne kadar enerji yakarsam o kadar enerji üretiyorum.


İlişki Olumlamaları
1. Etrafımdaki iyiliği fark ediyorum.
2. Diğerlerini bana yardım etmeye şevk ediyorum, çünkü ben de onlara yardım etmeye hazırım.
3. Diğerlerinin söylediklerini bölmeden dinliyorum.
4. Adil, dürüst ve sağlıklı, sinerjik, olumlu ilişkiler yaratıyorum.
5. Bütün yüz ifadelerim hoş ve kendimi de diğer insanları da memnun ediyor.
6. Diğerleriyle konuşurken benimkinin yanında onların bakış açısını da anlayabiliyorum.
7. Sevgilim için gerçekten şükrediyorum ve bunu ona anlatmak için çaba gösteriyorum.
8. Sevgilim konuştuğunda ona bütün dikkatimi veriyorum.
9. Sevgilime ve insanlara kendime nasıl davranılmasını istiyorsam öyle davranıyorum.
10. Sevdiğim insanların içindeki iyiyi görüyorum ve olumlu davranışlarını takdir ediyorum.


Mutluluk Olumlamaları
1. Sürekli inanç, kesinlik ve kendime güven duyguları yaratıyorum.
2. Mutluyum çünkü kendime mutlu bir gerçeklik yaratıyorum.
3. Etrafımdaki dünyayı takdir ediyorum ve bana gelen her şeyi ders alabileceğim bir armağan olarak kabul ediyorum.
4. Her şeyde ve herkeste iyi bir yön bulabiliyorum.
5. Gerçekten de sahip olduğum her şey için müteşekkirim.
6. Bütün fırsatları fark ediyorum ve onları cesaretle takip ediyorum.
7. Kendi mutluluğumdan ben sorumluyum. Hayatımda değiştirmeyi seçtiğim her şeyi değiştirme yetisine sahibim.
8. İyiliğim aldığım her nefeste artıyor.
9. Hayal ettiğim her şey mümkün.
10. Kendimi susturup bilinçaltıma açıldığımda en iyi halimden bilgelik alıyorum. İhtiyacım olan her şeyin zaten içimde olduğuna güveniyorum.


************************************************

KONTROL SENDE kitabımı satın alarak hayatınıza  katkıda bulunmak ister misiniz?

KENDİ KENDİNİZİN YAŞAM KOÇU OLUN


***********************************************

Başarının anahtarı "Olumsuz duygulardan Arınmak"

    Gerçekten çekim yasasına inanan kişiler için başaramayacakları bir şey olmadığını biliyorum. Şu anda piyasada oldukça fazla derecede bu konuda yazılmış kaynak kitap ve döküman mevcut. Okuduğunuzda yada konu ile ilgili videoları seyrettiğinizde hep aynı konuları işliyorlar.
   Eğer yakın zamanda oldukça popüler olan "The Secret" (Sır) gibi Evrensel Çekim Yasası'na vurgu yapan filmleri izlediyseniz ya da kitapları okuduysanız kendi duygusal enerji düzeyinizi yükseltmenin sürekli kendinizi iyi hissetmenin sizin hayatınıza iyi şeyleri çekeceğini duymuşsunuzdur.
    İste istediğin şey sana gelecek. Olumlu düşün, pozitif düşün, çekim yasası.  İnsanlara bu konuda sürekli öğüt ve yol göstericilik var.


    Herkes mutlu huzurlu etrafına pozitif enerji yayan insanlarla bir arada olmak ister. Sadece sosyal arkadaşlık anlamında değil aynı zamanda iş hayatında da pozitif bir insan olmak size pek çok kapıyı açabilir pek çok fırsatı size çekebilir. Ancak gerçekten de stressiz dünyadan uzak, gelecek kaygısı olmadan yaşayabilen acaba ne kadar insan var. Günümüz insanları sürekli bir telaş ve koşturmaca içinde içerisinde beynimizi boşaltıp nasıl istediklerimize odaklanabiliriz.