yoga etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Tibetin 5 Hareketi - Tibet Yogası



Zamanında Hindistan'da görev yapmış bir İngiliz albayı (Colonel Bradford), Himalaya dağlarındaki bir grup Tibet Rahiplerin, ilerleyen yaşlarına rağmen, gençliklerini, canlılıklarını ve sağlıklarını koruduğu hakkında çok şey işitmiştir. Bu işin sırrını öğrenmeyi aklına koyan İngiliz, emekliye ayrıldıktan sonra, yeniden Hindistan'a gider. Artık yaşı ilerlemeye başlamış olan emekli albay, Tibet'te sözü geçen manastırı bulur, orada Tibetli keşişlerden temel sağlık ve gençlik sırlarını öğrenerek, bir yıl geçirir.
Tibetli Lamaların gençliklerini korumalarının ardındaki sır, her gün düzenli olarak yaptıkları, temeli yoga'ya dayanan, beş farklı egzersiz hareketinde gizlidir. Yapılması çok basit olan bu hareketleri, bir nefes alma/verme tekniği tamamlar. Emekli albay, bir yılın sonunda, vatanı İngiltere'ye döndüğünde, çevresindekiler onu tanımakta zorlanmış, çünkü 1 yıl önceki halinden çok daha genç görünüyormuş.
Türkiyede "5 Tibet Ayini" olarak da tanınan, "Peter Kelder" isimli yazar tarafından 1939'da yayına sunulan, ingilizce orjinal adı "The Eye of Revelation" olan bu kitaptan sonra, 5 hareketin etkileri ağızdan ağıza dolaşmış, bir efsane gibi dünyaya yayılmıştır. Günümüzde tüm dünyada binlerce insan, bu özel yogayı uygulamaktadır.
Aslında çok basit olan bu hareketleri, yıllardır uygulayan insanların anlatmalarına göre, gençleşen cilt, solan yaşlılık lekeleri, yok olan vücut ağrıları, yenilenen enerji düzeyleri ve tepeden tırnağa fiziksel canlanma vukuu buluyor. Uygulamanın düzenli ve tam konsantre olunarak yapılmasına bağlı olarak, daha üstün verimlilik elde edilebilir. Algınanan enerjileri destekleyen bilimsel araştırmalar olmasa da, hareketleri düzenli yapanlar, ilk bir kaç hafta içersinde faydalarını görmeye başladıklarını vurguluyorlar.
Tibet yogasının temelinde yatan sır, endokrin (hormonal) sistemimizin biz yaşlandıkça giderek daha az hormon salgılamaya başladığı gerçeğine dayanırmış. Tabiat Ana, gençliğin üretken yıllarını tamamladıktan sonra, artık karşı cinse çekici gelecek bir görünüme ya da gençlik enerjisine ve dürtülerine gereksinim duymayacağımıza karar vermiş. Bu nedenle, belli bir yaştan sonra, yavaş yavaş hormon musluğunu kapatmaya başlarmış. Bunun sonucu ise, hepimizin çekindiği yaşlılık işaretleri oluyormuş.

Özgür Olmak

Daima bak; ilk şey varlığındır ve başkalarının senin etkilemesine ve kontrol etmesine izin verme. Bunu yapmak isteyecek çok kişi vardır; Herkes seni kontrol etmeye hazırdır, herkes seni değiştirmeye hazırdır, herkes sana istemediğin bir yön vermeye hazırdır. Herkes sana bir hayat rehberi verir. Ama bu rehber senin içinde vardır; sen onun mavi kopyasını taşıyorsun.


Asla Başkalarının senin ne olduğun hakkında söylediklerine kulak asma, daima nasıl olmak istediğin hakkında kendi iç sesini dinle. Aksi takdirde bütün hayatını boşa harcarsın. Unutma iç sesine karşı doğru ol. Seni tehlikeye atabilir, git tehlikeye atıl, ama iç sesine karşı doğru kal. İşte o zaman içsel doyumla dans edebileceğin gün gelebilir.
Özgür olmak, kendine karşı doğru olmaktır. Özgür olmak çok çok tehlikeli bir fenomendir. Çok az insan bunu yapabilir. Ama insanlar bunu ne zaman yapsalar, başarırlar. Öyle büyük bir güzelliğe, öyle bir lutüf, öyle bir tatmine ulaşırlar ki, hayal bile edemezler.
Daima iç sesini dinle; başka hiç kimseyi dinleme. Etrafında seni baştan çıkartacak binlerce şey vardır, çünkü elindekileri satmak için kapı kapı dolaşan insanlar vardır. Dünya bir süpermarkettir ve herkes sana elindekileri satmak ister. Herkes bir satıcıdır. Çok fazla satıcı dinlersen, çıldırırsın. Hiç kimseye kulak asma, sadece gözlerini kapat ve iç sesini dinle. Meditasyonun özü budur; iç sesini dinlemek. Özgür olmak için ilk yapılması gereken budur.
Sonra ikincisi gelir- ama ikincisi ancak birincisini yaptıysan mümkün olabilir. Asla maske taşımamak. Kızgınsan kızgın ol. Çok risklidir, ama gülümseme, çünkü bu doğru değildir. Sana kızgınken gülümsemeyi öğrettiler; ama o zaman gülümsemen sahte olur, bir maske olur. Hımmm…? sadece bir dudak alıştırması, hepsi bu. Kalbin öfkeyle, zehirle doluyken gülümsemek- sahte bir fenomendir.
İşte o zaman tam tersi de olur; Gülümsemek istediğinde, gülümseyemezsin. Bütün mekanizman alt üst olmuştur, çünkü öfkelenmek istediğinde, öfkelenmedin, nefret etmek istediğinde, nefret etmedin. Şimdi sevmek istiyorsun, ama aniden mekanizmanın çalışmadığını fark ediyorsun. Şimdi gülümsemek istiyorsun ve bunu zorlayarak yapmak zorunda kalıyorsun. Kalbinin içi gerçekten de gülümseme ile dolu ve kahkaha atmak istiyorsun, ama gülemiyorsun; kalbine birşeyler tıkanıyor; boğazına birşeyler tıkanıyor. Gülümsemen ortaya çıkmıyor ya da çıkıyorsa bile, çok sönük ve ölü bir gülümseme olarak geliyor. Seni mutlu etmiyor. Onunla için kaynamaya başlamıyor. Etrafında bir parlaklık yaratmıyor.
Özgürlük hakkında hatırlanması gereken üçüncü şey; Daima şimdiki zamanda kal- Çünkü bütün sahtelikler ya geçmişten ya da gelecekten gelir. Geçmiş geçmiştir- buna kafanı yorma. Ve onu bir yük gibi sırtında taşıma, aksi takdirde şimdiki zamanda özgür olamana izin vermeyecektir. Ve henüz gelmemiş olan gelecek gelmemiştir- gelecek hakkında da gereksiz yere kafanı yorma, aksi takdirde gelecek şimdiki zamana akacak ve şimdiki zamanı yok edecektir. Şimdi zamana karşı doğru ol ki, özgün olasın. Şimdi ve burada olmaktır özgünlük. Geçmiş yok, gelecek yok. Sadece şimdiki an, sonsuzluğundur.
Bu üç şeye dikkat edersen, Patanjali Usta’nın “doğruluk” dediği şeye ulaşırsın. O zaman ne dersen de doğru olacaktır. Genelde doğruyu söylemek için tetikte olman gerektiğini düşünürsün. Ben bunu söylemiyorum. Ben diyorum ki; Özgünlük yaratıyorsun- ne dersen de doğru olacaktır. Özgün bir insan yalan söylemez. Söylediği ne olursa olsun, doğru olacaktır. Doğruluk, özgünlük, doğru olmak, yanlış olmamak- maske kullanmamak anlamına gelir. Gerçek yüzün neyse onu göster…Ne pahasına olursa olsun.

OSHO

Yoga-Bireyin Doğuşu