Çekim Yasası Uygulaması- Özgürlüğe Yolculuğum-1

Çekim yasası ile ilgili olarak yapmış olduğum bir çalışmanın ayrıntısını anlatmak istiyorum.
İstediğimi elde etmedeki en büyük engelin bilinçaltım olduğunu keşfettikten sonra bu konuda çalışmalara başlamıştım. Bu konuda birçok tekniği kullandım. Reiki, EFT Duygusal Özgürleştirme Tekniği, İçsel Temizlik, Egoyu ikna çalışması ve Z.Ponopono kullandığım tekniklerden bazılarıdır.
Çekim yasası ile ilgili çalışırken kendimle ilgili koymuş olduğum hedeflerden bir tanesi zengin olmaktı. Bahçeli havuzlu bir villa, lüks bir araba ve her istediğime yeten sürekli bir gelir ve bolluk ve bereket içerisinde bir yaşam. Aslında bu birçoklarımızın hayali buna benzer şeyler olduğuna eminim.

Bu konuyu çekim yasasında nasıl çalıştırabilirim diye düşündüm. Her gün yukarıda belirttiğim konularda imgeleme yapıyordum ama bir yerlerde bir şey eksikti yaptığım imgeleme yeterli gelmiyordu. Birde aynı zamanda imgeleme yaparken ben o imgeleme yaptığım alana ait hissedemiyordum kendimi. Bunun üzerinde düşünürken aslında benim bu kadar zenginliği kaldıracak zihin yapısına sahip olmadığımı anladım. Bu konuda bir kitapta okuduğum bir söz aklıma geldi.
Kişinin sahip olabileceklerinin limiti bilincinin kabul ettiği kadardır.

Zihin Filtreni Kontrol Et, Algıların değişsin.

Kendi içimde yaptığım çalışmalar sonrasında benim rahatsız olduğum konuların büyük kısmının kaynağının kendime güven sorunumdan kaynaklandığını fark ettim. Olay aslında benim kendime güven konusunda yeterli olmadığımı düşündüğüm konularda hayatımın kontrol etmesi için birilerine izin vermemden kaynaklanıyordu.
Olayın can alıcı noktası buydu izin vermek. Aslında hepimiz hayatımızda sürekli etrafımızdaki kişilere kendi dünyamıza girmesi için izin veriyoruz. İzin vermediğimiz hiç bir şey bizim dünyamıza girme şansı yok. Çünkü herkes düşünceleri ve algıları ile oluşturduğu kendi dünyasında yaşıyor.  Bu bizim özelimiz bu sahip olduğumuz en değerli varlığımız. Ve biz yaşamdaki bazı beklenti ve isteklerimiz nedeniyle birilerine bu özel dünyaya giriş izni verirken bir başkasına bu izni vermiyoruz. Birilerine bizi kontrol etmesi için yetki vermekteyiz. Burada bir diğer temel unsur ise beklenti. Ve bu beklenti duygusu bizim ruhsal halimizi ve duygularımızı temel noktasını oluşturuyor.

Aynı anda etrafımızda olan olaylara ait milyarlarca bilgi varken beynimiz o bilgilerden sadece birkaç baytlık olanı kullanır. Hepimizin bir zihin filtresi var ve biz bu zihin filtresi vasıtasıyla bilinçaltımızı gelen bilgiyi kontrol ederiz. Zihin filtremizin izin verdiği bilgiyi dikkate alırız. Aslında izni bir anlamda zihin filtremiz girişindeki bekçilerimize veriyoruz. Bu zihin filtremizdeki izinleri değiştirerek olaylara karşı algılarımızı ve tepkilerimizi değiştirebiliriz.

Hayalde Canlandırma - İmgeleme

Hayalde canlandırma veya zihinsel görüntüleme uygula­yan kişileri aklın "iç alanlarına doğru bir yolculuğu" yaşat­maya götürür. Genellikle, bir rehber bir konu ileri sürer, ör­neğin "yumuşak kumlu bir plajda yürümek" gibi, ve diğer ki­şiler de bunun üzerinde kendi zihinsel görüntülerini oluştu­rurlar.


Hayalde canlandırma, zihinsel görüntüler, fikirler yarat­ma becerisidir. Herkes, hayalinde bir canlandırma yapar. Kafamızda görüntüler, durmadan hareket ederler. Yaratıcı görüntülemeler bize, yaşamımızda açığa vurmak istediğimiz enerji tipini ortaya çıkarmak için, bu görüntüler, "hakim ol­mayı" öğretecektir. Görüntüleme süreci çok basittir ve onu bir oyun gibi ele almak yeterlidir. Bunu sağlamak için de içi­mizdeki çocuğu harekete geçirmeliyiz.
Başlangıçta tek bir görüntüyle başlamanızı, onu uzun süre hayalde canlandırmayı başarabildiğinizde, yenilerini ek­lemeniz daha iyidir. İşin sırrı, hiçbir zaman zorlamamaktır. Eğer verilen konu üzerine görüntü hemen belirmiyorsa, sa­kince zihninizin dinlenmesini bekleyin ve sonra bu olayı ya­şayın. Görüntüleri görmek için uğraşmak yerine, bırakın on­lar kendiliğinden ortaya çıksınlar. Onların önünüzden bir film gibi, art arda geçişlerini sakin ve kayıtsız seyredin. Ne olursa olsun, dikkat dağıtıcı şeyler ortaya çıkarsa, onlarıkaybolmalarını sakin bir şekilde bekleyin ve sonra tekrar "filnY'inize yoğunlaşın. Tıpkı meditasyon yaparken olduğu gibi, hayalde canlandırma işini çok yaparsanız, bu dikkat da­ğıtıcı olaylar önce azalmaya başlayacak, ardından da tümüy­le kaybolacaklardır. Bu oyalayıcı düşünceler, çoğunlukla sizin kılık değiştirmiş direnmelerinizdir!

Gevşeme Egzersizi

Gün içerisinde enerjinizi yenilemek için yapabileceğiniz basit bir çalışmayı burada paylaşmak istedim.

Dik bir şekilde ve rahatça oturun, önce nefesinizi tamamen verin ve burnunuzdan yavaşça derin bir nefes alın, nefesinizi birkaç saniye tutun ve bu kez ağzınızdan mümkün olduğunca yavaş bir şekilde ve sonuna kadar verin. Bu işlemi 20 kez tekrarlayın ve gevşeyin.
Kademeli olarak kasları gevşetmek için yapılacak şey önce kasların zorlanmadan gerilmesi ve yavaş yavaş serbest bırakılmasıdır.
Ayak kaslarınızı yavaşça sıkın ve birkaç saniye böyle tutun, yavaşça gevşeyin.
Bu sıkma ve gevşetme uygulamasını vücudunuzun yukarısına doğru kademeli olarak yapmaya devam edin.
Baldırlarınız, kalçalarınız, karın, göğüs, sırt, eller, kollar, omuzlar, boyun ve yüz. Sıkma ve gevşetme uygulaması sırasında bir yandan da rahatladığınızı hayal edin ve hissedin.
Son olarak tıpkı sabah uykudan yeni kalkmış gibi tüm vücudunuzla gerinin.
Ön hazırlık bittikten sonra uygulamaya geçebiliriz. Rahat bir şekilde oturun veya uzanın.
Gözlerinizi yavaşça kapatın.


Aile Dizim Çalışması

  Hazır mısınız kendinizi ve ailenizi hücresel olarak herşeyden özgürleştirmeye ve iyileştirmeye Hadi başlayalım o zaman.. Şimdi yazılanları iyi takip ediniz.. Bu çok önemli bir çalışma. Öncelikle bu çalışma sırasında hiçbir şekilde yargılama veya suçlama acıma gibi duygular içinde olmayacaksınız..


Bu yüzden ilk başta
SEVGİDE VE DENGEDE KALMAYI SEÇİYORUM, OKUMUŞ OLDUĞUM BİLGİLERİN VE YAPACAĞIM ARINMA ÇALIŞMALARININ BENDE İÇSELLEŞMESİNE VE TÜM HÜCRELERİMDE VE DNA KAYITLARIMDA, YAŞAMIMDA ŞİFALANMASINA NİYET EDİYORUM, İZİN VERİYORUM.  KABUL EDİYOR VE ONAYLIYORUM..
 Diye söyleyiniz.
     
Biz bu çalışmada ruhun dili olan iyileştirici cümleler kullanacağız.Şimdi sizden bir kağıt almanızı en altına ortaya gelecek şekilde kendi isminizin ilk harfini yazmanızı istiyorum.. burada aile soyağacını çiziceğiz..  Sonra kendi harfinizin üstünden yukarı doğru ki kısa çizgi çizin.. A ve B yaz
(anne ve baba) onlarında anne ve babaları var biliyorsunuz ve onlarında ve diğerlerinde A ve B çıkan çizgilere BA ve BB (büyük anne ve büyük baba) tabiî ki babadan çıkan yere de BA, BB diye soyağacını oluşturmaya başlayalım Şimdi bu sizin aile soyağacınız.. Bunu çizmiş olduğunuz kağıtla saklayacaksınız.. 2 1 gün boyunca her gün enerji  göndereceksiniz
Şunu söyleyeceksiniz.

Aile Dizimi Nedir?

AİLE DİZİMİ NEDİR?
Bert Hellinger bir felsefeci, pedagog ve psikoterapisttir. Hellinger önce Transaksiyonel Analiz ekolünün “Çocukken yazdığımız yaşam senaryosu” teorisini benimsemiştir. Çocukken bir yaşam senaryosu üretiriz ve bilinçaltımıza kaydedilen bu senaryoya bağlı kalarak yaşantımızı hergün yeniden yeniden üretiriz. Ancak bu yaşam senaryosunu çocuğun tek başına yazmadığını görmüştür. Bu sürecin daha da gerisinde yer alan bir süreç vardır. Çocuk sülalesinde daha da gerilere giderek ataları ile birlikte, onlardan etkilenerek ya da kaderlerini onlardan devralarak yaşam senaryosunu yazmaktadır. Jacop Moreno’un psikodramasını uygulamış, psikodramanın geliştirilmiş halini ortaya koyan Virginia Satir’in Aile Heykeli modelini benimsemiştir.
Hellinger Afrika’ya katolik misyoneri olarak gitti. Zuluların insana, onun onuruna verdikleri önem, ana-baba-çocuk ilişkilerinde sergiledikleri doğal otorite, saygı ve sevgi onu derinden etkiledi. Avrupa’ya döndükten sonra Viyana’da psikanaliz eğitimi aldı. Ardından Amerika’da Arthur Janov’dan primer terapi eğitimi aldı. Primer terapinin sağlıklı çözümlere ulaşmadaki sınırları nedeniyle transaksiyonel analize yöneldi. Zuluları etkilemek amacını taşırken Zuluların niyeti galip geldi ve Hellinger Zulu’ların, ateş başında toplanarak sorunlarını çözmek için atalarının ruhlarını çağırdıkları törende artık Aile Dizimi’nin kadim bilgisini keşfetti. Bu sayede Hellinger ailelerde sevginin akmasını sağlayan saklı kalıpları bulup ortaya çıkarma, tanımlama konusunda olağanüstü bir yeteneği olduğunu da keşfetti.
 

 


Bert Hellinger’in ilişki sistemlerindeki normalde saklı işleyen dinamikleri görünür hale getirmede kullandığı araç AİLE DİZİMİdir.

Bilinçaltı Nedir?

Bilinçaltı beynimizin, biz farkında olmadan bilincimiz dışı çalışan, bedenimizin istemsiz kaslarını yöneten, gece uyurken dahi vücut fonksiyonlarımızın çalışmasını sağlayan, beş duyumuzla algıladığımız her şeyi an be an kaydeden ve gerektiğinde kullanılmak üzere bilincin emrine veren bir parçasıdır.
Bilinç ve bilinçaltını daha iyi açıklamak için bir kaç örnek verelim. Mesela bilgisayar örneği; Bilgisayarın donanım dediğimiz kısmı bilinçaltı, bilgisayarda yüklü işletim sistemi, programlar ise bilincin kendisidir. Bu programlar arasında bize hizmet eden iyi programlar olabileceği gibi virüsler ve trojanlar gibi zararlı programlar da olabilir. Bilinçaltı, bilgisayarın hafızası gibi, her türlü bilgiyi kaydeder ama bu bilgilerin nasıl kullanılacağı bilgisayarda yüklü işletim sistemine bağlıdır.

Bilinçaltı Nasıl Temizlenir?

Bilinçaltı nasıl temizlenir?
Öncelikle muğlak olan bir kavramı kesinlik içeren bir kavrama dönüştürelim.
Biz bilinçaltı yerine Tepkisel Zihin demeyi tercih ediyoruz, çünkü bu kelime tam olarak anlatmak istediğimiz şeyi karşılıyor.


Frued insan zihnini Bilinç ve Bilinçaltı olarak ayırt ettiğinden beri, bir çok teori türedi. Fakat ben teoriler yerine her zaman uygulamada işe yarar sonuçlar içeren yöntemleri kullanmayı tercih ediyorum.
Zihninimizi Bilinçli Zihin (Mantıksal Zihin) ve Tepkisel Zihin (Bilinçaltı) olarak ikiye ayırıyoruz.
Farkında olduğumuz her an Bilinçli zihnimizi kullanıyoruz.
Bilinçliliğimizin düşük olduğunda, bilinçsiz olduğumuz anlarda ve bilincin bazı boşluk durumlarında tüm kayıtlar tepkisel zihne gider.
Şimdi hemen bu durumları inceleyelim.
Bilinçliliğin Düşük Olduğu Durumlar
Trans ve Hipnotik Trans Durumları bu kategoriye girmektedir. Kişilerin bu durumlarda kayıtları tepkisel zihnin bankalarına kayıt edilmektedir. (Bu bankaları başka bir yazıda anlatacağım.)
Bilincin Boşlukları
Bilincin boşlukları ve bunlarla ilgili ayrıca bir yazı yazmıştın, o yazıyı buradan okuyabilirsiniz.
Bilinçsiz Olduğumuz Anlar
Yoğun fiziksel acı (araba kazası vb.), yoğun duygusal acı (bir yakınının kaybı vb.) veya organizmanın ‘Hayatta Kal’ dinamiğine ters düşen belirsizlik anlarındaki tüm kayıtlar tepkisel zihne daha sonra çağrılabilecek şekilde kaydolur.
Uyurken de bilinçsiz bir konumda olsak da, burada yapılan kayıtlar yoğun duygular içermediği için zihin tarafından pek önemsenmezler.
Bizi rahatsız eden tüm kayıtlar yoğun duygusal anlar ve belirsizlik, bilinmezlik anlarında kaydedilmiştir.

Hedef Belirleme

Hedefleri Belirleme
Hayatta istediğinizi elde etmenin belki de en ustalık gerektiren bölümü, gerçekten istediğiniz şeyi belirlemenizdir! Bununla birlikte, en önemli bölüm de kesinlikle budur.
Kendi yaşamımda da bunun doğruluğunu daima gödüm: Belirli bir şeyi yaratma konusunda çok net ve güçlü bir amaca sahip olur olmaz, bunun çok küçük bir çabayla, nere­deyse hemen (genellikle^amaç netleştikten sonra birkaç saat ya da birkaç gün içinde) gerçekleştiğini gördüm. Bunu, bilin­cimde berrak bir tınlama olarak algılarım; ne istediğimle il­gili çok güçlü bir hisse ve o istediğim şeyi elde edeceğimle il­gili aynı derecede güçlü bir duyguya kapıldığımda olur bu... Bu berraklık noktasına ulaşana dek genellikle belli ölçüde bir zaman ve enerji harcanmasını gerektiren bir süreçtir bu. Ve bu"berrak tınlama'yı genellikle, karmaşa, üzüntü, umut­suzluk gibi duyguları aştıktan sonra birden işitirim. Bu yüden, kaygılanmayın... en karanlık zaman şafaktan hemen önceki zamandır.
Hedeflerinizi belirleme süreci hayatta ne istediğinizi keşfetmenizi de kolaylaştırır. Ben, size de göstereceğim gibi, genelde yazılı alıştırmalar yapmayı yararlı bulurum. Hedef­leri belirleme konusunda çalışırken birkaç şeyi akılda tut­mak önemlidir.