Farkındalık Nedir?




Zihniniz geçmiş ve gelecek arasında gidip gelirken şu anla meşgul olamazsınız. Oturduğunuz ya da yürüdüğünüz yerde bulunmazsınız. Konuştuğunuz kişiyi dinleyemezsiniz. Şu an yaptığınız her şey geçmişe bağlıdır ya da geleceği, yani bir sonraki hareketinizi planlıyorsunuzdur. Belki zihninizde kendinizi geçmişteki bir deneyiminizin sonuçlarından korumaya, belki de eylemleriniz ve saygınlığınız için bir savunmaya bulmaya çabalıyorsunuz. Belki başkalarının hakkınızda ne düşüneceğinden endişeleniyorsunuz, belki de o an bir hata yaparak başkalarından bir adım öne geçmekten ya da çok gerilerde kalmaktan korkuyorsunuz. Belki geleceğinizi planlayarak zenginliğe, sevgiye, samimiyete ve/veya ait olma hissine duyduğunuz açlığı tatmin etmeye çalışıyorsunuz. Belki de duygularınız sizi anlatacağınız daha fazla hikayenin içine çekiyor. Zihniniz bulunduğunuz yerde değil.
Göğüs gerdiğiniz acıların bir sonucu olarak günlük farkındalığı yakalamak çok zordur. Kendimizi “Görüntü net” derken buluruz. Bu söylediğimiz kötü şeylerin olduğu ya da sıkıntılı olayların içinde kaldığımız zamanlardakine kıyasla görüşümüz daha iyi durumda demektir.
Farkındalık her eylemimizi daha gerçekleştirdiğimiz anda net bir şekilde görmemizi sağlar.
Vietnamlı Zen üstadı Thich Nhat Hanh’ınki gibi farkındalık geleneklerinde farkındalık geliştirmemize yardımcı olan kısa dua dizeleri vardır. Tüm dizeler her gün gerçekleştirdiğimiz sıradan eylemlerle bağlantılıdır. Dünyadaki farkındalıkla gerçekleştirdiğimiz daha önemli eylemlerimiz bu basit yöntemle başlar: Gördüğümüzde görürüz; yürüdüğümüzde yürürüz; dinlediğimizde dinleriz; konuştuğumuzda konuşuruz – bu eylemlerde bulunduğumuz esnada, başka hiçbir şey yapmayız.
Gülümsüyorum bu sabah uyanırken
24 yepyeni saat tamamen benim
Söz veriyorum bu saatleri farkındalıkla yaşayacağıma
Ve bütün canlılara şefkat ve sevgi dolu gözlerle bakacağıma.
Bu dört dizelik dua Thich Nhat Hanh’ın Zen farkındalık geleneğine aittir. Günlük hayatta aşağıda bulunan daha uzun dua dizileri de Zen farkındalık geleneğinde kullanılır.

İsteklerimizle Rezonansa Geçebilmek İçin Etkili Yollar



Sen Hangi Rezonans Alanlarında Bulunuyorsun?
İsteklerimizle rezonansa geçebilmek için önümüzde birçok imkan vardır. Bunların arasından sana en çok mutluluk vereni seçebilirsin. Zira isteklerimizi yaşamımıza çekebilmemiz için gerekli en önemli enerji  taşıyıcıları, mutluluk ve kolaylıktır. Olaya çok ciddi ve gergin girersek eğer, otomatikman negatif anlamda ciddi ve gergin bir rezonans alanı oluştururuz. Bunun sonucunda da yaşamımıza çekeceğimiz şeyin gergin bir ciddiyet olduğunu söylememize gerek yok, sanırım.
Yöntemlerin hepsi bir çırpıda sonuç vermeyecek ya da hemen favorin olmayacaktır. Hatta belki bazı tekniklerde içinden gelen bir direniş, hüzün ya da şüphe hissedeceksin. Veya inanç cümlelerine inanmakta ya da başlangıçta isteklerini gözünde canlandırmakta zorluk çekeceksin. Bütün bunlar çok normal. Hayal kırıklığına uğrayıp üzülme, çünkü Rezonans Kanununa göre bu, zorlukları körüklemekten başka işe yaramaz. Unutma ki;
Düşündüğün, hissettiğin ya da inandığın her şeyi yaşamına çekersin.
Bir teknikten diğerine zıplamanın veya hepsini aynı anda denemenin de lüzumu yok. Güvenle ve gönül rahatlığıyla uygulayabileceğimiz bir teknikle ulaşacağımız sonuç, birden fazla tekniği yarım yamalak kullanarak ulaşacağımızdan çok daha tatmin edici olacaktır.
İsteme tekniklerine başlamadan evvel, mevcut vaziyeti değerlendirmeliyiz. Öncelikle var olan hangi rezonans alanlarının içinde olduğumuzu gözden geçirmeliyiz. Bunu saptamak oldukça kolaydır. Zira dış dünyamızda sadece iç alemimizde mevcut olgular barınabildiği için, yakın çevremizi analiz ederek şu sıralar hangi rezonans alanlarını oluşturduğumuzu görebiliriz? Peki, bu durum değerlendirmesinin amacı nedir?

İniş Sırası ve Sebepleri ile Kur'an- ı Kerim Tercümesi


  İLİM KENDİN BİLMEKTİR

İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır

Okumaktan murat ne
Kişi Hak'kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru ekmektir

Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen
Abes yere gelmektir

Dört kitabın mânâsı
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır

Yiğirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
Mânâsı ne demektir

Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir

                                 YUNUS EMRE

 ************************************************************************

 İniş Sırası ve Sebepleri ile Kur'an- ı Kerim Tercümesi


“İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin!
Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için.”
                                       Mehmet Akif Ersoy

Yüzde 98 si müslüman olduğu iddia edilen bir ülkede yaşıyoruz. Ancak ne hikmetse müslüman olduğunu söyleyen kişilerin büyük çoğunluğu Müslümanlığın temel kitabı olan Kuran'ı okumamış olduğunu görmek çok ilginç bir durum. (Bu kişilere 40 yaşına kadar bende dahildim.)

Çocukluğumda ailem beni de camiye göndererek dini öğrenmemi sağlamaya çalıştılar. Orada ders veren hocanın bilgisince İslam dini hakkında bilgiler verilerek, islamın şartı, imanın şartı gibi bilgiler ve Arapça duaları ezberleterek, Arapça harflerin okumasını öğretilmeye çalışılarak İslam dinini öğrettiler.  Ya da ben öyle sanmışım. Çünkü dinin kaynağının Kuran olduğunu biliyordum ama Arapça olduğu için ve bende Arapça bilmediğim için insanlar bana din adına ne söylüyorsa körü körüne inanıyordum. Din adına birçok kısıtlama ve yargılamalarla aslında sevgi dini olan İslam benim için korku dinine dönmüştü. İşin ilginci özel günlerimizde evimize getirip para karşılığında kuran okuyan hocalar sayesinde sevap kazandığımı bile sanıyordum.

Refleksoloji- Alternatif Tıp Uygulaması


- REFLEKSOLOJİ -
           Refleksoloji; ayakların vücudun aynası olduğu öğretisine dayanan, yaklaşık on iki bin yıllık bir geçmişiyle, insanlığın ortak mirası olarak günümüze kadar gelen, en etkili destekleyici tedavi yöntemlerindendir. Beyindeki sinirlerin vücutta son bulan noktaları olan el ve ayaklara uygulanmaktadır. Bu noktalar vücudumuzun iç organları ve iskelet sistemine denk gelen noktaların olduğu bir el ve ayak haritasını oluşturur. Burada bulunan sinir uçlarına bası müdahalesi yapılarak beyindeki hasar görmüş olan sinirlerin uyarılmasını sağlamaktadır. 

           
     Seanslar küçük çocuklar ya da engelliler için bir minder ya da hastaların anne tarafından kucağa alınmasıyla gerçekleşir. Ayrıca Refleksoloji’ nin etkisi yaşa, hastalığın seviyesine, hastanın bünyesine, psikolojisine ve hasta yakınlarının psikolojisine bağlı olarak değişir. Denemek için gelen kişilerin inanmamasından kaynaklanan negatif düşünceler Refleksoloji’ nin etkisini azaltabiliyor. Daha iyi sonuçlar için pozitif bir bakış açısının da etkisi olduğunu düşünüyoruz.  Refleksoloji.  tamamlayıcı ve destekleyici bir yöntemdir.

40 Günlük Bereket ve Zenginlik Planı



Hayatınızda daha fazla para ve bereket olmasını mı istiyorsunuz? O zaman etkilerin (maddiyat) bilincinden, neden (maneviyat) bilincine geçin. Bir etkiye güç verdiğiniz zaman, ona kendi gücünüzü veriyorsunuz. Gerçek anlamda üzerinizdeki etki gücünü veriyorsunuz. Paranın gücü var mıdır? Eğer evet diyorsanız, ona kendi gücünüzü veriyorsunuz ve onun kölesi haline geliyorsunuz. Rolleri değiştirmişsiniz.
İç varlığınız -Siz'in kendisi- gerçek para getirendir. Düşünceleriniz ya da mantık yürütmeniz değil. Tek kaynağınız kendi içinizdeki Tanrı'nın varlığıdır. Eğer aklınız Kaynak'ta yani neden üzerinde ise, o zaman beslenme özgürce akar. Eğer aklınız etkilerdeyse, bu akışı engellemiş olursunuz. Paranızın nereden geldiği ile ilgili ne kadar kişisel değilseniz (işiniz, maaşınız, primleriniz, yatırımlarınız, eşiniz vb.), paranızın kaynağı ile olan ilişkinizde o kadar çok kişisel olabilirsiniz ve böylece hayatınızdaki gerçek ve daha büyük olan bereketle, yani kendi Tanrı Benliğiniz ile daha yakın bir ilişki kurabilirsiniz.


John Randolph Price ait Bolluk Kitabında geçen 40 günlük bereket ve zenginlik planını aşağıda paylaşmak istedim.

Yeniyi İnşa Etmek - Louise Hay




"İçimden gelen yanıtların kolaylıkla farkında oluyorum."



Şişman olmak istemiyorum.
Parasız kalmak istemiyorum.
Yaşlanmak istemiyorum.
Burada yaşamak istemiyorum.
Bu ilişkiyi sürdürmek istemiyorum.
Annem/babam gibi olmak istemiyorum.
Bu işimde takılıp kalmak istemiyorum.
Saçlarımın/burnumun/bedenimin  böyle olmasını istemiyo­rum.
Yalnız olmak istemiyorum.
Mutsuz olmak istemiyorum.
Hasta olmak istemiyorum.

Dikkatinizi Neye Yöneltiyorsanız, 0 Daha da Fazlalaşır

Yukarıdaki örnekler zihnimizde olumsuzluklarla savaşmaya nasıl kültürel olarak şartlandığımızı gösteriyor. Bu şekilde dü­şünürsek olumlunun kendiliğinden bize geleceğini sanıyoruz. Ama öyle değil.
İstemediğiniz şeyler için ne kadar sık hayıflanıyorsunuz? Böyle yapmak size gerçekten istediğiniz şeyleri hiç getirdi mi? Yaşamınızda değişiklik yapmayı gerçekten istiyorsanız, olumsuz­luklarla savaşmak zamanınızı boşa harcamaktan başka bir şey değil. İstemediğiniz şeyler üzerinde daha çok düşündükçe, daha çok istemediğiniz şeyleri yaratacaksınız. Kendiniz veya yaşamı­nız hakkında hep beğenmediğiniz şeyler, büyük olasılıkla hâlâ hayatınızda.
Dikkatinizi neye yoğunlaştırıyorsanız o daha da artar ve ya­şamınızda kalıcı hale gelir. Olumsuzdan uzaklasın ve dikkatinizi gerçekten olmak, yapmak, sahip olmak istediğiniz şeyler üzerin­de yoğunlaştırın. Yukarıdaki olumsuz ifadeleri hadi gelin olumlu ifadelere çevirelim.
İnceyim.
Maddi rahatlık içindeyim.
Hep genç kalıyorum.
Şimdi daha iyi bir yere taşınıyorum.
Harika yeni bir ilişki içindeyim.
Kendim gibi olmaktan memnunum.
Saçımı/burnumu/bedenimi seviyorum.
Sevgi ve şefkatle doluyum.
Neşeli, mutlu ve özgürüm.
Çok sağlıklıyım.

Olumlu İfadeler

Olumlu ifadeleri düşünmeyi öğrenin.

 Bunlar her konudaki ifade biçimlerinizdir. Genellikle olumsuz ifadelerle düşünürüz. Bunlar istemediğinizi söylediğiniz şeyleri sadece daha da fazla yaratır. "İşimden nefret ediyorum," demek hiçbir çözüm getirmez. "Şimdi harika yeni bir işi kabul ediyorum," demekse, bunu yarat­mak için bilincinizde kanallar açacaktır.
Sürekli hayatınızda neler olmasını istiyorsanız, o cümlelerle kendinizi ifade edin. Yalnız, burada bir nokta çok önemli: Olumlu ifadelerinizde daima ŞİMDİKİ ZAMAN kipi kullanın.  Yapıyorum, oluyorum gibi.
Bilinçaltınız öylesine itaatkâr bir hizmetkâr ki, eğer "olmak istiyorum" veya "olacağım" gibi gelecek zaman kipi kullanırsanız, gerçekleşmesini istediğiniz şeyler de daima gelecek zamana ait olacaklardır, yani elinizin altında olmayan gelecekte!

Uğur Koşar Videoları

 Allah her şeyden haberdardır, sanmayın ki size yapılan haksızlığa kayıtsız kalıyor. O, size bir annenin evladına yaklaştığı merhametten daha fazla merhamet duyandır. Duanın karşılığını takip etmeden "Allah de ötesini bırak". Kul Rabb'ini imtihan etmez. O'na tevekkülle yaklaştığında rahmetini tüm hücrelerinde hissedeceksin.

Karşında o kadar çok maskeli insan var ki onları tanımak için yoruluyorsun. Şayet dikkat edersen güzel olan bir şey var; o senin hakkını aldıkça, sen onun sevaplarından kazanıyorsun. O halde kaybettim diye üzülme, biraz daha derin bakarsan, aslında kazandığını fark edeceksin!..

Aşık olcaksın evet ama kalbini Allah aşkıyla yakacaksın...
Dünyanın geçici olduğunu, biteceğini İDRAK edeceksin; sadece sonsuz kudrete bağlanacaksın.


Trt-1 - İyi Fikir - 6 Haziran 2014 
 
 

Gülben Show - 7 Mart 2014- Dua ve Terapi nedir.
 
 

Gülben Show 1 Nisan 2014
 

Nasıl Değişiriz - Louise Hay





"Köprüleri neşeyle ve kolaylıkla geçiyorum."

"Nasılları çok seviyorum. Dünyadaki tüm teoriler, hayata geçirilip, değişim yaratmadıkça yararsızdır. Hep, nasıl yapılması gerektiğini bilmek isteyen pragmatik ve pratik bir insan oldum.
Şimdi üzerinde çalışacağımız prensipler:
Değişim arzusunu beslemek,
Zihni kontrol etmek,
Kendimizi ve başkalarını affetmenin bizi nasıl özgürleştirdiğini öğrenmek.

İhtiyaçtan Kurtulmak

Bazen, bir modeli değiştirmeye çalışırken, bir süre için koşullar daha da kötüye gidiyormuş gibi görünebilir. Bu kötü bir şey değil. Durumun değişmeye başladığını gösteren bir işarettir. Olumlu ifadeler yerini buluyor ve yolumuzda ilerlemeyi sürdürme­miz gerekiyor.

Örnekler
Ekonomik durumumuzu iyileştirmek üzerinde çalışıyoruz ve cüzdanımızı kaybediyoruz. İlişkilerimizi geliştirmek üzerinde çalışıyoruz ve kavga ediyo­ruz.
Sağlığımız üzerinde çalışıyoruz ve soğuk algınlığına yaka­lanıyoruz.
Yaratıcı yeteneklerimizi ifade etmek üzerinde çalışıyoruz ve işimize son veriliyor.
Bazen sorun başka bir yöne kayar ve bazı şeyleri daha iyi görmeye, anlamaya başlarız.
Örneğin, sigarayı bırakmaya çalışıyorsunuz ve "Sigaraya olan 'ihtiyacımdan kurtulmak istiyorum" diyorsunuz. Bu arada, ilişkilerinizin de rahatsızlık verici bir hal almaya başladığının far­kına varıyorsunuz.
Ümitsizliğe kapılmayın; bu durum değişim sürecinin çalıştı­ğını gösteriyor. Kendinize birçok soru sorabilirsiniz. "Rahatsızlık veren ilişkilerime son vermeyi istiyor muyum? Sigara, bu ilişkileri­min rahatsızlık verici yönlerini görmemem için duman perdesi mi yaratıyordu? Niçin bu tür ilişkiler yaratıyorum?"
Sigara sadece bir belirti, neden değil. Şimdi sizi özgürleştirecek daha derin bir anlayış kazanıyorsunuz.
"Rahatsızlık veren ilişkilere olan ihtiyacımdan kurtulmak istiyorum," demeye başlıyorsunuz.
Ve bu kadar rahatsızlık duyma nedeninizin, başka insanların sizi sürekli eleştiriyor gibi görünmeleri olduğunun farkına varıyor­sunuz.
Tüm deneyimlerimizi kendimizin yarattığının bilincinde olarak şimdi de, "Eleştirilme ihtiyacından kurtulmak istiyorum," demeye başlarsınız.
O zaman da eleştirilmek üzerine düşünür ve çocukken çok fazla eleştiriye hedef olduğunuzun farkına varırsınız, içinizdeki  küçük çocuk ancak eleştirildiğinde kendini "evde" hissediyordur. Sizin bu eleştiriden saklanmak için yarattığınız şey "duman perdesi" olmuş.
Belki bundan sonraki ilk adım, "Affetmeyi istiyorum," ola­caktır.
Olumlu ifadeler kullanmayı sürdürdükçe, sigara artık size ca­zip gelmemeye, hayatınızdaki insanlar sizi eleştirmeyi bırakmaya başlayacaktır. O zaman ihtiyacınızın artık olmadığını BİLİYOR olacaksınız.
Bu tür çalışma genellikle bir süre alır. Sabırla çalışmanızı sürdürür ve her gün değişimleri gözden geçirmek için kendinize sessiz birkaç dakika ayırırsanız, yanıtları da alacaksınız. İçiniz­deki Akıl, tüm evreni yaratan aynı akıl. İç Rehberinize güvenin. Bilmek istediğiniz her şeyi size söyleyecektir.

Değişime Direnmek - Louise Hay



"Sürekli değişen hayatın ritmi ve akışıyım."

Farkında Olmak İyileşmenin ve Değişmenin ilk adımıdır. 

Bir durumu değiştirmek için önce derinliklerde gömülü olan düşünce kalıplarımızın farkında olmalıyız. Belki o durumdan söz etmeye, yakınmaya başlarız ya da onu başka kişilerde de fark ederiz. Herhangi bir şekilde dikkatimizi çeken bu durumla ilgilenmeye başlarız. Bu noktada bir öğretmen, bir arkadaş, bir kurs ya da bir kitap, sorunu çözme yollarını göstererek bizi uyandırmaya başlar, farkında olmamızı sağlar.
Benim uyanışım, bir arkadaşımın öylesine laf arasında bir toplantıdan söz etmesiyle başladı. Arkadaşım o toplantıya gitmedi, ama içimdeki bir şey beni gitmem için dürttü. Bu küçük toplantı gözlerimi açan ilk basamaktı. Önemini, çok zaman geçtikten sonra anladım.
Bu ilk basamağa gösterdiğimiz tepki, genellikle önemsememe ya da aptalca bulmak oluyor. Bize, belki çok kolay ya da düşüncemize uymayan bir yol olarak geliyor. Uygulamak istemiyoruz. Direncimiz çok güçlü oluyor. Hatta önerilenleri ciddiye alıp uygulama düşüncesine bile kızıyoruz.
Bunun iyileşme sürecinde ilk basamak olduğunu fark edebilirsek, bu tür bir tepki çok iyi.
Bana göre kişinin herhangi bir direnç göstermesi iyileşme sürecine girmiş olduğunun bir ispatı. Aslında bu süreç, bir değişiklik yapmamız gerektiğini düşündüğümüz anda başlar. .
Sabırsızlık, öğrenmeye ve değişmeye gösterilen direncin bir başka şeklidir. Bir şeyin hemen, çabucak gerçekleşmesini istediğimizde, yarattığımız sorundan öğrenilecek dersler için kendimize zaman tanımamış oluyoruz.
Evinizde bir başka odaya gitmek istiyorsanız, kalkıp o odaya doğru adım adım yürümek zorundasınız. Oturduğunuz sandalyeden kımıldamadan diğer odada olmayı istemek işe yaramaz. Aynı bunun gibi hepimiz tüm sorunlarımızdan kurtulmak istiyoruz, ama bizi sonuca götürecek küçük adımları atmaya yanaşmıyoruz.
Şimdi, durumları ve koşulları yaratma sorumluluğunun kendimize ait olduğunu kabul etmenin zamanı. Sorumluluğu kabul edin demekle, suçluluk duyun ya da "kötü insan" olduğunuzu hissedin demek istemiyorum elbette. Her düşünceyi deneyime çeviren "içinizdeki gücü" tanıyın diyorum. Geçmişte bu gücü, bilmeden, istemediğimiz deneyimleri yaratmak için kullandık. Ne yaptığımızın farkında değildik. Şimdi, sorumluluğumuzu kabul ederek, FARKINDA OLUYORUZ ve bu gücü bilinçli olarak olumlu yollarla yararımıza kullanmayı öğreniyoruz. .
Sık sık, bir hastama çözüm önerdiğimde konuya bir başka açıdan bakmayı ya da konuyla ilgili kişiyi affetmeyi- çenelerin kasılmaya, kolların sımsıkı göğüs üzerinde kavuşturulmaya başlandığını görüyorum. Hatta yumruklarını bile sıkanlar oluyor. Direnç açığa çıkıyor ve değişmesi gereken noktayla temas kurduğumu anlıyorum.
Hepimizin öğrenmesi gereken dersler var. Bizim için en zor olan şeyler, öğrenmeyi seçtiğimiz dersler oluyor. Kolay olanlar ders değil, zaten bildiğimiz şeylerdir.

İzin Ver Olsun - Mustafa Kartal


İZİN VERME SANATI “Ben ne isem oyum ve bu durumdan mutluyum. Sen kimsen, O sun. Belki benden farklısın. Ama bu da çok güzel.”
Kişi, İzin Verme  Sanatındaki rolünü istemli olarak anlayıp uyguladığında, her şey kendisi için bir araya gelir. Çekim Yasası, kişi öyle olduğunu anlasa da, anlamasa da vardır ve değişmez. Her zaman karşılık verir ve her zaman düşünülen şeyle uyuşan kesin sonuçlar getirir. İzin Verme Sanatının dikkatli bir şekilde uygulanması, hislerin farkında olmayı ve düşüncelerin yönünü seçebilmeyi sağlar. Kişi bu yasayı anladığında ortaya çıkan durumu isteyerek mi, yoksa tesadüfen mi yarattığının farkına varır.
Sırasıyla Çekim Yasasını, sonra İstemli Oluşturma Bilimini ve en son İzin Verme Sanatını öğrenmek gerekir. Çünkü ilk ikisini anlamadan, İzin Verme Sanatı anlaşılamaz.
İzin Verme Sanatının özeti “Ben ne isem oyum ve bununla mutluyum ve keyifliyim. Ve sen kimsen, osun ve belki de benden farklısın ama bu da çok güzel”. Çünkü aramızdaki farklar dramatik ölçülerde bile olsa, ben, istediğim şeye odaklanabiliyorum. Olumsuz duygular yaşamıyorum. Çünkü bana huzursuzluk veren şeylere odaklanmayacak kadar bilinçliyim. İzin Verme Sanatını uygulayan birinin “Bu dünyaya herkesi, benim kendi doğrularımın peşinden sürüklemek için gelmedin” anlayışında olması gerekir. Bu yüzden İzin Verme Sanatı bu evrenin sürekliliği için  esastır. Siz, sizin bakış açınızdan kendi büyümenize izin vermiyor olabilirsiniz. İzin vermediğiniz zaman kendinizi kötü hissedebilirsiniz. Aynı şekilde bir başkasına izin vermediğiniz zaman da kendinizi kötü hissedebilirsiniz.
Sizi rahatsız  eden bir durum görüp, onu durdurmak ya da değiştirmek için hiçbir şey yapmamaya karar verdiğinizde, duruma hoşgörülü yaklaşmış olursunuz. Bu izin vermek disiplininden çok farklıdır. İzin vermek, olaylara bakmak için bir yol bulma sanatıdır. Aynı zamanda sizin bilinçaltınızla ilişkinize de izin verir. İzin vermek, zaman-mekan gerçekliğiniz içindeki verileri gözden geçirip iyi hissettiren şeylere odaklanmakla mümkündür. Duygusallık Rehberlik Sisteminizi, düşüncelerinizin yönünü belirlemenize yardımcı olması için kullanılır.
Başkalarının Düşüncelerinden Korunmalı Mıyım?
Bir şeyin size nasıl ulaştığını anlamazsanız, ondan korkarsınız. Siz düşüncelerinizle davet etmediğiniz sürece, başkalarının sizin deneyiminize gelemeyeceğini anlamazsınız, onların yaptıklarıyla ilgili endişeler duyabilirsiniz. Ancak siz düşüncelerinizle duygusallaşarak büyük beklentilere girmediğiniz sürece, hiçbir şeyin sizin deneyiminize gelemeyeceğini anlarsınız, istemediğiniz deneyimleri üzerinize çekmezsiniz.
Bu fiziksel dünyada, uyum içinde olduğunuz şeylerden, uyumsuzluk içinde olduğunuz başka şeylerden ve bir de ikisinin arasında, her şeyden biraz vardır. Ancak bu sürekli değişen bir şey olduğu için, siz buraya aynı fikirde olmadığınız şeyleri yıkmak ya da yok etmek için gelmediniz. Buraya gelme sebebiniz, ne istediğinizi her an, her gün, her yıl belirtmek ve düşüncenizin gücünü ona odaklamaktır. Özetle “Çekim Yasası” gücünün, onu size çekmesine izin vermektir.

Çekim Yasasını Kullanarak İstediğiniz Seyi Çekmek


Evrensel çekim yasasını kullanarak rüyalarınızı süsleyen şeyi çekebilirsiniz. Belki de uzun zamandır daha pratik şeyleri çekmenin yollarını arıyorsunuz. Aşağıda sizin için derlediğim olumlamaları kendi isteğinize göre değiştirerek kullanabilirsiniz. Günde ikişer defa olmak üzere denemenizi tavsiye ederim. Tabi bunun için en uygun zamanlar, sabah uykudan kalktığınız ve akşam yatmadan önceki dakikalar. Pozitif olumlamalar, istediğiniz şeyi çekmek için ihtiyaç duyduğunuz mükemmel duruma ulaşmanızda size yardımcı olacaktır.
Bu olumlamalar pozitif düşüncenin gücüne, derin inanca ve fiziksel tezahüre bağlanmanıza yardımcı olacak. Yeni bir şey yaratmanızı engelleyen sınırlayıcı düşüncelerin üstesinden gelecek ve istediğiniz şeye zihninizi odaklayarak, sekronize edebileceksiniz. Kısa zamanda sonuçları göreceğinizi umuyorum.

ŞİMDİKİ ZAMAN OLUMLAMALARI
Limon sarısı BMW Coupemi kendime çekiyorum
Rüya arabamı tezahür ettirmek için çekim yasasını kullanıyorum
BMW Coupe çekim gücüne sahip olduğuma derinden inanıyorum
BMW Coupe zaten benim
Zihnim tamamen rüya arabamı çekmeye odaklandı
Ben ve rüya arabam arasında derin bir bağlantı var
BMW Coupe hakkında tam olumlu düşüncelerim var
Yeni bir BMW Coupe arabaya sahip olduğuma bilinçaltı zihnimle hem fikiriz
Kendi rüya arabama sahip olmaya hakkım var
Rüya arabama derin bir bağlantı hissediyorum
Birinci el orjinal rüya arabamı neredeyse kelepir fiyatına aldım
Bir haftada 20000 amerikan doları kazandım
Kendimi, hayalimdeki BMW Coupe’nin sürücü koltuğunda hissedebiliyorum
Aston Martin’imi aldığım gibi yeni bir BMW Coupe alabilirim