Kelebekleri Özgürleştirmek - Para Üzerine Bir Çalışma


Çekim yasası konusuyla ilgilenenlerin peşinden koştukları en önemli şeylerden biriside paradır.


Daha iyi bir yaşamın en önemli şartı olarak parayı görürüz. Hayatta kalabilmenin garantisi olarak parayı görürüz. Ve daha fazla para kazanma peşinde koşarız. Ancak farkında olmadığımız bir şey var ki para bir değiş tokuş aracıdır ve parayla sadece maddi şeyler satın alabiliriz. Parayla mutluluk satın alamayız. Parayla sevgi satın alamayız. Birçok insan bu sözleri duyunca tepki verecektir. Sen bana parayı ver ben onların hepsini yaparım.
İşin gerçeği ne yazık ki öyle değil. Paraya bedenimiz ihtiyaç duyarız. Ruhumuz için paranın hiçbir anlamı yoktur. Ancak insanoğlu olarak fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarımızı yeterince ayırt edemediğimizde para bizim ruhsal sıkıntılarımızın çözüm aracı olarak görülmeye başlar.
Hayattaki her şey bir seçimdir. Ya seçeriz ya seçmeyiz. Seçmek için seçeneklere ihtiyacımız vardır. Seçenekler her zaman oradadır biz görmeyi ya da görmemeyi seçeriz.
Para konusunda yaptığımız şeyde budur. Zengin olmak ya da fakirlik bir seçimdir. Önce parasızlığı seçer sonrada bu konuda kurban rolü oynamaya başlarız.  Çünkü zihnimiz seçimlerimizi haklı çıkarmak ister.
 Bu konuda bir danışanımla telefonla yapmış olduğum çalışmayı paylaşmak istiyorum.
Bu danışanımla kendine olan özgüvenini geliştirmek konusunda daha önce üç dört kez bireysel çalışmalar yapmıştık. Ve her çalışma sonrasında hayatında birçok değişiklik olduğunu söylüyordu. İş konusunda sıkıntı yaşadığını belirterek bu konuda bir çalışma daha yapmak istedi.

Hak etmek ile Layık olmak arasındaki fark.


Hak etmek ile layık olmak arasında büyük fark vardır. Yaşamımızda bunu anlamadığımız için sürekli tökezleriz. Normal yaşamda farkında olmadan iki kelime birbirinin yerine kullanıldığı için hak ettiğimizi alamadığımızı düşünürüz. 

Ama gerçek şudur ki sizi hak ettiğinizi değil kendinizi neye layık görüyorsanız ona sahip olursunuz. 

Çekim yasasının dikkate aldığı şey Layık Olma durumudur. Senin kendini neye layık gördüğündür. 



Layık olmak içsel olarak hissettiğin durumdur. 

İstediğin kadar zenginliği, bol parayı, yatları, katları hak ediyorum de içsel olarak onlara sahip olmaya kendini layık göremiyorsan yerinde saymaya devam edersin. 

Konuyu anlamak için önce iki kelimenin Türk Dil Kurumundaki karşılıklarına bakalım.

  “Hak Etmenin” Türk Dil Kurumundaki karşılığı;
1. bir emek karşılığı hakkı olan şeyi elde etmek, hak kazanmak
"Aslında bu hayat pahalılığında, ona hak ettiği parayı veremediğimizi biliyoruz." - E. Bener
2. layık olduğu kötü karşılığı almak
3. bir başarı dolayısıyla ödüllendirilmek
"Kadın dergileri bizi göklere çıkarıyorlardı, bunu da hak etmemiştik." - A. Ağaoğlu

Para Enerjisi ve Anne-Baba bağımız



Şimdi para enerjisinin dayanıklılık ve bekasının eril ilke ile bağından söz etmek istiyorum. Eril ilkenin ailedeki en önemli …temsilcisi babadır. Baba ve eril ilke yaşamda sağlamlığı ve kalıcılığı temsil eder. Paranın kalabilmesi için babaya “evet” demeniz gerekir. Gökyüzü eril ilkenin en büyük temsilcisi, hava da yaşamanın olmazsa olmazı değil mi zaten? İster yağmur, ister fırtına, ister dolu, ister kar getirsin, havaya “hayır” diyebilir misiniz?
Babamıza “evet” demek, tıpkı hava gibi ona her koşulda rıza göstermektir. Başka bir deyişle ona tüm yaşamı, deneyimleri, suçları, eksik/fazla yanları, hataları, geçmişi, genetik kodlamasında kaydı bulunan bulunmayan tüm ataları, onların yaptıkları/yapmadıkları, evrensel/bütünsel sisteme verdikleri veremedikleri ile hiç ayırımsız total ve koşulsuz bir kabul anlamına gelir. Biz babamızın bazı yanlarını beğenmez ve reddersek…
İşiniz var. Çalışıyorsunuz, geliriniz birçoğunun özeneceği kadar yüksek. Demek dişi ilke, dünya ana ve tabii kendi annenizle ilişkileriniz gereğince iyi. Buna karşın kazancınızda bereket yok. Ne yapsanız en azından bir ev sahibi olamıyor, paranızın birikmesini sağlayamıyorsunuz. Hatta bu kadar gelire rağmen gelirinizi giderinize denkleştiremiyor, ay sonuna borçsuz ulaşamıyorsunuz.
Bir işyeri sahibisiniz. Çalışanlarınız, müşterileriniz memnun, ürününüz kolayca pazarlanıyor, vergilerinizi, SSK, Bağ-Kur ödemelerinizi düzenli gerçekleştirebiliyorsunuz. Para akışınız da iyi, tahsilâtlarda her hangi bir tıkanıklık görmüyorsunuz. Buna karşın kazancınızda bereket yok. Ne yapsanız en azından bir ev sahibi olamıyor, paranızın birikmesini sağlayamıyorsunuz. Herkese yardım eden, varlığıyla destek sunan siz kendiniz için belli bir rakamdan sonrasını ayıramıyorsunuz.

Seçiminiz Realiteyi Değiştirecek – Gary M. Douglas



Eğer çoğu insan gibiyseniz, hayatınızı bu realitenin menülerinden seçim yapmakla harcıyorsunuz. Bu realitenin menüsü şudur: Doğrusun, yanlışsın, iyisin, kötüsün, kısıtlısın, kısıtlı değilsin. Bunların hiçbiri hatta daha göz önüne bile almadığınız gerçekten mümkün olanlarla ilgili değildir.

Hiçbir şeye doğruluk veya yanlışlık ya da iyi veya kötü olarak bakmam. Seçenek her ne ise, ben daima “Bu neyi yaratacak? Bu seçim nasıl farklı bir olasılık yaratacak? Bu seçim mümkün olduğunu henüz göz önüne almadığım farklı bir olasılığı nasıl yaratacak?” ona bakarım.

Ya seçimlerinize bu bakış açısından baksaydınız? Ya yaratmaya mümkün olan, henüz hiçbir zaman göz önünde bulundurmadığınız şeyden başlasaydınız? Ben bir seçeneğe baktığımda asla “Bu seçim bu realitede nasıl işe yarayacak?” diye sormam. Ben “Bu seçim şimdiye kadar bildiğim her şeyin ötesinde, mümkün olduğunu bildiğim her şeyin ötesinde, aslında şimdiye kadar dünya gezegeninde var olandan daha büyük bir şeyi yaratacak her şeyin ötesinde neyi yaratacak?” diye sorarım.

Daha Fazla Paraya ve Zamana Nasıl Sahip Olunur?




İnsanların hiçbir zaman tartışamayacağınız iki bahanelerinin ‘zamanım yok’ veya ‘param yok’ olduğunu hiç fark ettiniz mi?
Bunlardan herhangi birini daha önce kullanmışsanız, neden bahsettiğimi biliyorsunuzdur. İşe yararlar. Zamanım yok ve param yok, hayatınızda istediklerinizi neden yapmadığınızın ve yaratmadığınızın zeki haklı çıkartmalarıdır.  Onlar aynı zamanda üstesinden gelemeyeceğiniz gerçek bariyerlermiş gibi görünürler.
Access Consciousness‘un araçlarına başlayın. Gary’nin dediği gibi “ Access’in araçlarını bu realitenin sizin için çalışması için kullanabilirsiniz. Access ile ilgili olan şudur, bütün bu araçlar işe yararlar, fakat korkunç bir şey değil mi, onları gerçekten “KULLANMANIZ” gerekmektedir.
Aşağıda sizlere, zamana veya paraya sahip olmadığınızı düşündüğünüzde,  bakış açılarınızı değiştirebileceğiniz ve böylece seçmek istediklerinizi seçebileceğiniz 5 soru veriyoruz.

Hayatınızdaki Her Şeyi Değiştirmek için 5 Adımlık Rehber – Dr. Dain Heer


Bir şeyleri değiştirmek için bir yöntem mi arıyorsunuz? Gerçekten işe yarayan bir yöntem?


Dünyanın her tarafında dolaştığımdan, insanların hayatlarında bir şeyleri değiştirmek için paylaştığım pek çok araç oldu. Size değişim için insanların tekrar ve tekrar işe yarar buldukları favori paradigmalarım dan birini vermek istiyorum.

KENDİ hayatınızda yaratmak istediğiniz bir şeyi yaratmaya nasıl başlarsınız?


Her Şeyi Değiştirecek 5 Adım için Okumaya Devam Ediniz!


1.Talepte Bulunun – “Hey, bu değişecek ve başka bir şey ortaya çıkacak!” cümlesinde olduğu gibi

İç Konuşmanın İnanılmaz Gücü

    Başkalarına söylediklerimiz, kendimize söylediklerimizden çok daha az önemliler. Tüm gün, her gün, zihnimiz yaşadığımız hayatı yönlendiren düşüncelerle dolup, taşar. Bu iç konuşma başarılarımızı ve hüsranlarımızı belirler.

   Hayatınızın herhangi bir yönünde gelişim gösterme niyetindeyseniz, ister sağlık konusunda olsun, ister kariyer, ister ilişkiler, harekete iç konuşmanızı değiştirerek başlayın. Neler olduğunu görünce şaşıracaksınız.
 
İç-Konuşma Nedir?

    Kendimizle her gün (dakikada 150 ila 300 kelime olmak üzere) 50000 kelime konuşuyoruz. Bu kelimeleri okurken, aynı zamanda kendinizle de bir diyalog halindesiniz. Bir yandan bu yazının sizde bıraktığı etkileri kendinizle tartışıyorsunuz, bir yandan da bugün yapmanız gereken şeyler veya gelecekle ilgili kaygılar dikkatinizi dağıtıyor. Bu iç düşünme ya da iç konuşma zihnimizin bilinçli bölgesinde meydana gelir.

   Çoğu insanın bilincinde olmadığı şey ise iç konuşmalarımızın bilinçaltımıza verilen komutlar olduğu. Bilinçaltımızın görevi zihnimizin bilinçli bölgesi tarafından verilmiş emirleri taşımak. Bilinçaltımız günde 24 saat haftada 7 gün boyunca bizim kişisel hizmetimize amadedir.

Kelimeleriniz İstediğiniz Şeylere Sahip Olmanızda Sizi Durduruyor mu?


"Konuşmadan önce düşün!" sözünde, anladığımız gerçeklikten fazlası var. Çoğumuz dilin yaşamımızı nasıl oluşturduğunun farkında değiliz. Gerçekte arzu ettikleri şeyleri oluşturmak için dili nasıl kullanmaları gerektiği üzerine, insanlarla dünya çapında çalışan Access Consciousness kurucusu Gary Douglas'a göre, Yeni bir iş ya da ilişki istemek ve bunun ortaya çıkması, pozitif düşünmekten fazlasını gerektirir!

"Kullandığınız kelimelerin bir titreşimi vardır. Dünya üzerindeki ilk dil enerjidir. Eğer yaşamınız olmasını istediğiniz gibi değilse, her gün kullandığınız kelimeleri değiştirerek yaşamınızı değiştirebilirsiniz. Çoğumuz bizi sınırlayan kelimeleri kullanmaya sürüklendiğimizin farkında değiliz. Evren kelimesi kelimesine çalışır (literaldir). Halen şaşırtıcı gücü olan kelimeleri yaratımlarımızı durdurmakta kullanıyoruz. Bu sebepten  Çekim Yasası araçları ve pozitif düşünme sıklıkla işe yaramıyor."  diye ileri sürüyor Douglas.

Bugün Kelime Dağarcığınızdan Çıkarmanız Gereken 5 İfade

1. "İstiyorum..." demeyi bırakın. Bu kelimenin 26 tane "eksiklik" anlamına gelen sözlük tanımlaması var. Onun yerine sorun: Benim için eğlenceli olabilecek yeni bir iş veya yeni bir ilişki neyi gerektirirdi?

2. "Ben bıktım ya da yoruldum artık..." dediğiniz zaman kendinizi yorgun ve hasta yapıyorsunuz. Kendinizi her bunu söylerken yakaladığınızda sorun: "Ne beni yoruyor ya da hasta ediyor? ve ortaya çıkanı değiştirin! 

Kaos'un İçinden Çıkmak



Yaşamınızda "kaos" olarak tanımladığınız alana bir bakın. Önce onunla ilgili düşünceleri, duyguları, enerjisini algılayın... Gözünüzün önüne arapsaçı gibi tuhaf şekiller, üzerinize almak istemediğiniz renkler, alanınızda yükselen duvarlar belirebilir. Bununla ilgili ortaya çıkan her şeyi tümüyle yıkıp yaratımını iptal edelim mi?
 Evet? 
*POC &POD

Kendinize sorun:
Yaşamımda bir "kaos" yaratmakla ilgili neyi seviyorum?
Bununla ilgili ortaya çıkan her şeyi tümüyle yıkıp yaratımını iptal edelim mi?

Evet?

  
*POC &POD

Bir "problem çözücü" olmanın değeri nedir? (Eğer kendinize ben bir "problem çözücü"yüm diyorsanız, her zaman çözecek bir sorun yaratmanız gerekir!)
Bununla ilgili ortaya çıkan her şeyi tümüyle yıkıp yaratımını iptal edelim mi? 
Evet? 
*POC &POD

"kaos" olarak adlandırdığınız şeyin enerjisi size göre hafifleyene kadar bir kaç kez yukarıdaki soru ve temizleme uygulamasını tekrar tekrar yapmak isteyebilirsiniz. 

Yakınlığın Beş Elementi - Dr.Dain Heer


Herkese Merhaba, Ben Dr.Dain Heer. 
Burada benimle olduğunuz için çok teşekkürler.
Geçenlerde bana soruldu, “Yakınlık nedir?” diye. Benim bakış açıma göre, yanınızdaki kişiyle ilgili hiçbir yargınızın olmadığı yerdir. Tam bir özen gösterirsiniz. Tam bir nezaket içinde, bunun da anlamı onların evrenlerinin, onların dünyalarının içine bakmaya istekli olmak ve neye ihtiyaçları olduğunu görmek ve yapabiliyorsanız onu vermeye istekli olmaktır. Eğer sağlayamıyorsanız, kendinize dürüst olarak bunun da farkında olmak. Ve bir şekilde orda olmaya istekli olmak. Onların yapabilecekleri seçimlerin olasılıklarını gören fakat onları seçmeleri için zorlamamak. Ve yine de yargılamadan orda olmak.
Böylece belki beş temel unsura bakabilirsiniz. Onurlandırmak, Güven duymak, İzin vermek, İncinebilirlik ve Şükran duymak.
Hadi, onurlandırmakla başlayalım.
Onurlandırmak nedir/ Ne anlama gelir? 
Birisine saygıyla davranmak anlamına gelir. Peki partnerinize saygıyla davranmak neye benzer? Onların neye gereksinimi olduklarının farkında olursunuz, bunu onlara sağlasanız da sağlayamasanız da. Çok ilginçtir ki bu beş unsur 95 yaşındaki yaşlı bir kadından kaynağını aldı. Bu kadın kocası alzaymır olup ölmeden önce , elli yıl mutlu bir şekilde evliydi. Ve bu kadın Viktorya döneminde yaşamış bir büyükanne tarafından büyütülmüşdü. Benim en iyi arkadaşım (Gary), ona şu soruyu sordu: “Mary senin kocan Bill uzun yıllar bir seyyar satıcı olarak ordan oraya seyahat etti, dolayısıyla seni aldatmış olabilir mi acaba?”. Kadın ona yüzünde çok tuhaf bir ifadeyle baktı ve dedi ki, “Bilmiyorum! Eğer kendini onurlandırmak için bunu yapmaya ihtiyaç duyduysa bile, bununla ilgili gelip de konuşarak bana karşı asla onursuzca davranmazdı!”. Ve biz ikimizde çok şaşırdık. Bu benim onurlandırmaya verdiğim anlamı tamamıyla değiştirdi. 

Geri Dönüşümler

Bundan daha iyi nasıl olur? 

Daha başka Neler mümkün ?

 



Düşünmenin Neşesi için 4 Anahtar



Çoğu insan düşünmeyi zihinsel bir mastürbasyon şeklinde kullanır ve sonuçlandırmaya gelme yolu olarak düşünce üretirler. Gerçek "düşünmenin neşesi", daha büyük olasılıkların ve daha önce olduğundan fazlasının yaşamınızda yaratılabileceğinin size farkındalığını verdiği, söylediğiniz ve düşündüğünüz şeyin olmaya başladığı bir yerde olduğunuzda gerçekleşir.

"Düşünmenin neşesi" için 4 anahtar; soru, seçim, olasılık ve katkıdır. Seçim, olasılıklar, soru ve katkı size her zaman arzu etmiş olduğunuz ve hiçbir zaman seçmediğiniz neşeyi verir. Neden seçmemiştiniz?

1. Bunun bir seçim olduğunu bilmiyordunuz.

2. Diğer herkesin yaşamını düzeltmeye çalışıyordunuz.

3. Kendi yaşamınızı düzeltmeye çalışıyordunuz çünkü bozuk olduğunu zannediyordunuz.

4. Yapmak ve düşünmek alanında diğer başka şeylerle çok fazla meşgul oluyordunuz.

Parayla İlgili Realiteniz Benzersiz mi? - Gary Douglas



  Para insanların sürekli kendi kendilerini çılgına çevirdiklerini gördüğüm o alanlardan biri. İnsanların bunu seçtiklerini görmek gerçekten oldukça komik, çünkü bakın yani bu bir seçimdir. Paraya sahip olmak ya da olmamak bir seçimdir.

Şimdi, bunu söylediğimde belki de benim saçmaladığımı düşünen ilk kişi siz olmayacaksınız. Ama yıllar boyu kendimin parayla ilgili yaşadığı onca dram ve travmadan sonra, paranın çevresinde hangi bakış açısına sahip olduğuma bakmak zorundaydım. Buna dürüstçe bakmaya gönüllü olduğum, para için kendimi yargılamadığım ve bunu değiştirdiğim zaman para hayallerimin çok ötesinde yollardan hayatıma akmaya başladı. Ve harika olan şeyse para durumum şimdi bile değişmeye devam ediyor.

Pek çok insan para kazanmak için formüller olduğunu söyler; doğrusu ben para kazanmak için ‘denenmiş ve gerçek’ bir formül olmadığını gördüm. Kendiniz olmak için denenmiş ve gerçek bir formül var mı? Yoksa siz benzersiz misiniz? Öyleyse ya parayla ilgili gerçeğinizde benzersizse? Sadece ilginç bir bakış açısı.

Suçluluk Duygusundan Kurtulun


 Hepimizin hayatlarımızın bir noktasında derinden hissettiği bir duygu: Suçluluk duygusu. Birşey yapmak istediniz ama bu duygu sizi engelledi, ya da yapmak istemediğiniz birşeyi bu duygu yüzünden yaptınız. Bu söylediklerimiz size uzak değilse, lütfen okumaya devam edin…
Tahmin edebileceğinizden çok daha fazla insan suçluluk duygusu ile hayatlarını sürdürüyor. Esasında bu, öfke, korku ya da hüzün gibi normal bir duygu da sayılmaz. Suçluluk duygusu, öğrenilmiş bir tepkidir. Suçluluk, yaptığımız ya da olduğumuz birşeyle ilgili olarak sahip olduğumuz olumsuz bir duygudur. Bu duygunun kendimizle alakalı olduğunu sanarız ancak temelinde suçluluk duygusu birisini memnun etmemek, birisini hayal kırıklığına uğratmak ya da birisine belli bir şekilde davranmış olmamakla ilişkilidir.