Halis Şahin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Melankoli de Olmanın Nesini Seviyoruz?



“Melankoli, hüzünlü olma mutluluğudur.”
                 Victor Hugo
Birçok insanın yaşamında kendini sabote etmek için kullandığı davranış biçimlerinden biriside melankolik takılmaktır.  Çoğunlukla da bu duruma ben duygusalım diyerek kılıf bulmaktır.
Melankoli, derin bir keder içinde hüzünlü, acı çeken, yalnız, umutsuz bir insanın içinde bulunduğu durumdur.
Melankolik kişi bir yandan yalnızlığı seçmekten hoşnutken bir yandan da insanların içinde olamayışının hüznünü duyar. İnsanlarla ilişkilerinde genellikle sorun vardır. Anlaşılamaması, mizacı gereği farkındalığı, sosyal olmayı, diğerleri gibi olmayı becerememeleri onu insanlardan uzaklaştırır.
Melankolik takılmanın altında çoğunlukla kurban olduğunu, haksızlığa uğramış olduğunu düşünmek yatar.
Çoğunlukla melankolik durumu yaratmayı sağlayan şey yaşanan olay sonrasında geçmişteki bir duygu durumunu çağırıp bugünkü halimiz üzerine enerjitik olarak yüklemektir.

Bu genellikle 0-7 yaş arasında yaşamış olduğumuz duygusal durumlara o zaman verdiğimiz anlam ve tepkilerin yansıması şeklinde olur.

Kaos'un İçinden Çıkmak


Yaşamınızda "kaos" olarak tanımladığınız alana bir bakın. Önce onunla ilgili düşünceleri, duyguları, enerjisini algılayın... Gözünüzün önüne arapsaçı gibi tuhaf şekiller, üzerinize almak istemediğiniz renkler, alanınızda yükselen duvarlar belirebilir. 
Ortaya çıkan her şeyi yıkıp yaratımlarını iptal edelim mi; POC & POD





Kendinize şunu sorun: Yaşamımda "karışıklık ve sıkışıklık" yaratmakla ilgili neyi seviyorum?

Birçok insan bu soru karşısında karışıklık ya da sıkışıklık yaratmayı neden seviyim ki der. Yaşamınızda aynı şeyi sürekli yaratıyorsanız ondan bir kazancınız vardır. Şöyle düşünün; sevmediğiniz bir yemek var; sürekli gidip onu yer misiniz? Sevmediğiniz yemeği tekrar tekrar gidip yemezsiniz. Sevdiğiniz yemeği tercih edersiniz.

O zaman neden sizi rahatsız ettiğini düşündüğünüz karışık ve sıkışık durumu hayatınızda yaratmaya devam ediyorsunuz?

Çünkü onun sizin hayatınıza bir katkısı var. Karışık ve sıkışık ruh halinde olmanız sizi bir şeyleri yapmaktan veya bir şeyleri olmaktan kurtarıyor. Yapmak istemediğiniz bir şeyler için geçerli bir mazeret oluyor. Mevcut durumdan bir kazancınız var. Buna psikolojide ikincil kazanç deniyor.

Kontrol Sende - Çekim Yasası ve Bilinçaltı Dönüşüm Rehberi Kitabı - 2019 - 2 nci Baskı

KENDİ KENDİNİZİN YAŞAM KOÇU OLMAK İSTERMİSİNİZ?

Birilerinin bir şey yaparken başarısız olması, sizin de onu yaparken başarısız olacağınız anlamına gelmez. Ancak birilerinin bir şeyi başarması sizin onu başarabileceğiniz anlamına gelir.
Yapmanız gereken şey doğru şeyleri referans alıp onu yaşamınızda uygulamaktır.
Sürekli aynı şeylerin başınıza gelmesinden rahatsızsanız!
Yaşamınızı değiştirmek istiyor ama nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız!
İşte size fırsat. Kendi kendinizin yaşam koçu olabilirsiniz. Aradığınız soruların cevabını bulabileceğiniz bir uygulama kitabı.


Kitap DÖRT bölümden oluşmaktadır.

BİRİNCİ BÖLÜM: ÇEKİM YASASI 

Çekim yasasını kullanarak isteklerinize nasıl ulaşacağınızın anlatıldığı bölümdür. Hayatınızı kolaylaştıracak, ilişkiler ve para konusunda farklı bir bakış açısına sahip olarak realitenizi nasıl değiştirebileceğiniz detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. 

İKİNCİ BÖLÜM: BİLİNÇALTI DÖNÜŞÜM REHBERİ

Bilinç ve bilinçaltı hakkında bilgilendirme ile başlayıp bilinçaltındaki dönüşüm için ihtiyacınız olan çalışmaları içerir. 
Sizi özgürleştirecek ve öz güveninizi yükseltecek,
- Enerjisel Bağ kesme
- İçimizdeki çocuğa ulaşma
- Öfke boşaltma ve Affetme
- Duyguları ifade etme
- Geçmiş inançları bırakmak
- Enerjilerimizin farkına varma ( Dişi ve Eril)
- Olumlama 
- Oto hipnoz çalışmalarını içerir. 

Para Daha Büyük Şeyleri Yaratmak İçin Bir Araçtır.



“Eşim yeterince para kazanmıyor, para kazanması gerekiyor” gibi paraya dair bir bakış açısına sahipseniz, bu fenomence çalışıyor mu? Yoksa bu gerçeklikle mi çalışıyor? Bu bir gerçeklik! Ve soru ne; "O yeterince para kazanmıyor?" Bu bir soru değil! Bir soru “Kendisinin mümkün olduğunu düşündüğünden çok daha fazla para yaratmada ona nasıl yardımcı olabilirim?” ya da “Onu para yaratmada ilham kaynağı olarak nasıl daha çok yaratabilirim?” Olurdu. İnsanları onun dışına çıkartırsan, ilham alırlar. İnsanların bir şeyler yapmasını sağlamaya çalışma. Yaptıklarının dışına çıkartın ve "Daha fazlasına sahip olmalıyım" diyecekler.
“O yeterince yapmıyor”, “Onlar yeterince yapmıyorlar”, “Onlar katkıda bulunmuyorlar”, “Onlar değil, değiller, onlar.. " Bu fenomenlik değil. Bu realitenin deliliği budur. Bu realitenin çıldırmış olduğunu fark ettin mi? Eğer bir fenomenseniz, kolaylıkla bu gerçekliğin ötesine geçebilirsiniz. Sizi götüreceğim yer burası. Bu benim hedefim. Eğer yaparsan, iyi ve yapmazsan, o zaman gider McDonald's'ta çalışırsın. 

Yaşamımızda direnç yaratan hangi yanlış referanslara sahipsiniz


Geçen bir kırtasiyede para çalışması ile ilgili fotokopi çektirirken kâğıt üzerindeki sorular kırtasiyedeki kadının dikkatini çekti. Para ile üç duygu sorusuna takıldı ve bana dönüp para ile ilgili aklıma gelen ilk şey “Ondan nefret ettiğim. Ondan nefret ediyorum ama onun için çalışmak zorundayım. Çocuklarımın ihtiyacı var. “ dedi.

Şöyle bir durdum ve ona şunu sordum, “Nefret ettiğin bir şey hayatında olur mu? Sen senden nefret eden birinin hayatında kendine yer bulabilir misin?” diye sordum. 

“Eğer parayı hayatında istiyorsan onunla arkadaş olmalısın dost olmalısın ki seni hiçbir zaman terk etmesin.”

Şunu fark ettim ki yaşamda birçok kişi aynen o kırtasiyeci kadın gibi düşünüyordu. “Para için çalıştıklarını.” Kimse aslında olan şeyin nihayetinde istediğimiz hayatı gerçekleştirmeye hizmet ettiğinin farkında değildi. 

Gerçek şu ki yaşamımızda ne yapıyorsak hepsi gerçekleştirmek istediğimiz hayata hizmet için yapıyoruzdur. Para bize istediğimiz yaşamı gerçekleştirmeyi kolaylaştıran araçlardan birisidir.  Biz yaşamımızda para yaratma peşinde koşarken aslında gerçekleştirmek istediğimiz yaşam peşinde koşmaktayız. Para için çalıştığımızı düşünürken aslında yaptığımız şey kendimiz için çalışmak. 

Hayatımızı Kendimize Adamak.



   Temel atıf hatası, insanların davranışlarını dışsaldan çok içsel sebeplere bağlama, durumsal ve çevresel faktörlerin rolünü dikkate almayı ihmal etme eğilimidir.


    Yaşamımızın birçok alanında bunu bol bol yaparız. Bizim dışımızda olanı ayırt etmek yerine oradan kendimizi sorumlu tutacak yargılayacak bir şeyler buluruz ve iyi insan olmak için bunlara ihtiyacımız olduğumuzu düşünürüz.







   Olanı Sevmek kitabında Byron Kate’in iş için tanımı şöyledir. Dünyada 3 çeşit iş vardır. Bize ait olan, başkalarına ait olan ve Yaratana ait olan. Bizim üzerinde kontrol sahibi olduğumuz şeyse bize ait olandır.

    Bizim burada yaptığımız hata ise başkalarına ait durumlara ya da yaratana ait işleri yapmaya ve düzeltmeye çalışmaktır. Bunu yaparken kendi hayatımızı ıskalarız.

    Kendi hayatımızı yaşayamayız. Ama aynı zamanda bu durumdan yakınırız.

  Bu durumun ötesine geçmek için ilk yapılacak şey günlük hayatımızdaki önceliklerimizin farkında olmaktır. Günlük hayatımızda önceliği kendimize ayırmaktır. 

  Günlük yaşamınızda ne kadar kendinize ait olmayan sizin sorumluluğunda olmayan işi takip ediyor, kendi sorumluluğunuza alıyorsunuz?

Geçmiş Travmaların Anlamlarını Değiştirmek



Yaşamımızda bir şey olmaktan, bir şeye sahip olmaktan engelleyen en büyük şey geçmişte yaşadığımız travmalara verdiğimiz anlamdır.

Oradaki yaşananları algılama şeklimizdir.

Çocukluğumuzda olayları sağlıklı bir biçimde anlamlandıramadığımız için anne karnından itibaren anne ve babamızın bizim hakkımızdaki düşüncelerini referans alırız. Bir şeye anlam verirken onların bakış açılarından işlevsel oluruz.




Bu durumun yarattığı şeyse oradaki gerçeği görmek yerine varsayımda bulunmaktır.  Annemizin karnında iken annemizin davranışlarının kısıtlanması, annenin babayla ilgili yaşadıklarının duygusal etkileri aslında bizimle ilgili olmamasına rağmen bize ait sanır oradaki rahatsızlığın sorumlusunun kendimiz olduğunu düşünür ve bu durumu içselleştiririz.

Sonrasında ise anne ve babamızın duygu durumlarını düzeltme görevini üzerimize alırız. Onlar kendilerini her kötü hissettiğinde bir şeyler yapmak zorunda hissederiz. Veya diğer insanlarla bulunduğumuz ortamlarda kişilerin kendilerini kötü hissetmelerinden kendimiz sorumlu tutarız.

Buda bizi yorar.

Mevcut durumdan kurtulmak için referanslardaki yanlışımızı görmek durumdayız. Orada olan şeyi görmek durumundayız.

İstediklerimize Sahip Olmak konusunda Kendimize İzin Vermek

   Yaşamımızda çoğu zaman bir şeyler istediğimizi konuşuruz ve bol bol ona sahip olamama hikayeleri anlatırız.

    Sanırız ki ne kadar çok ona nasıl sahip olamadığımızı konuşursak yada nasıl sahip olamadığımız hikayesini anlatırsak istediklerimize sahip oluruz.


     Bir şeyi istediğimizi konuşup nasıl sahip olamayacağımız konusunda mazeretler uyduruyorsak aslında o şeyi gerçekten isteyen birisi değilizdir. Sadece hiç bir şey yapmayan olmak yerine zihnimizi rahatlatıcı bir durum yaratıyoruz demektir.

   Çünkü bir şey istemezseniz yada zihnimize egomuzu besleyecek bir şey vermezseniz kendimi değersiz ve yetersiz hissederiz.
Buda kendimizi kötü hissettirir.

   Kendimizi kötü hissetmemek adına kendimize hangi yalanları söylüyoruz?
Gerçekte sahip olmak istemediğimiz hangi şeyleri isteğimiz diye sahiplenip kendimizi kandırıyoruz?

Bütün bununla ilgili her şeyi iptal edelim mi?
Pod&Poc


Acil Çkış Kapısı

YARGI VE KISITLAMALAR İÇİN ACİL ÇIKIŞ KAPISI. 

Hepimizin hayatında varlığımızın farkına varabilmek icin kullandığımız birçok yargısal kısıtlama vardır.
Yalnızlık, başarısızlık, parasızlık, yaşlılık, çaresizlik, evlilik, bekarlık, çocuklar, yeterli eğitim alamama, vb. gibi
Kendimize görünürde olmak istediğimizi söylediğimiz gerçekte olmak istemediğimiz şeyler için harika bahanelerdir bunlar.
Bütün bunların hepsi bize olamadığımız, yapamadığımız ya da sahip olamadığımız her şey için mazeret verir.
Bunlara sahip olduğunuzda başarısız olursanız bu sizin hatanız olamaz.. Yalnızsınızdır, yaşlısınızdır, fakirsinizdir, çaresizsinizdir. Bunlar bizim için kaçış kapılarıdır. Ve bunun içinde sürekli bunları hayatımızda taşıyoruz. Bunlar için sürekli bir bedel öderiz.
İstediğimiz şeyi olabilen, yapabilen yada sahip olabilen kişi olmayı seçmek yerine kendimizle ilgili bu aptalca yargılara sahip olmanın değeri nedir?

Ait Olmaya Çalışmak


Yaşamımız boyunca kendimizi güvende hissetmek için bir aileye, bir gruba bir yere veya bir şeye ait hissetmeye çalışırız. Bir aileye, bir gruba bir partnere veya yere ait hissetmek bizi rahatlatırken eğer dengeyi kaçırırsak bağımlılık ortaya çıkıyor. 

Dolayısıyla ait olma karşılığında ödün verme durumunda kalabilir istemediğimiz şeyleri yapmaya mecbur hissedebiliriz. Çocukluk döneminde sınırlar yeterince bilinip korunamadığı için bu durum daha yıkıcı olabilmektedir. 

Bundan kurtulmak veya ötesine geçmek için farkında olmamız gereken şey hepimiz yaratıcı tarafından yaratılan muhteşem varlıklarız olduğumuz gerçeğidir. 

Bir yere ait olsak ta olmasak ta yaratıcının bize verdiği yaşam güvencesine sahibiz. 

Özgürlük


Özgürlük senin için ne anlam ifade ediyor?

Bir çoklarımız için özgürlük yapmak zorunda olduğumuz şeyleri yapmamak veya yapamadığımız şeyleri yapmaktır. 

 Gerçek özgürlük ise yapmak zorunda olmadığımız şeylerin farkında olmaktır. 

Özgürlük, yapıp yapmama farkındalığına ve seçeneğine sahip olmaktır. 

Bu sınırların ve sınırlamaların kaldırılması demektir. 
Rahatlık hayır deme seçeneğine sahip olmak demektir. 

Mutluluk Bir Seçimdir





Mutluluk bir seçimdir. 

Bir çoğumuz bunu seçmek yerine mutsuz durumda kalmayı seçiyoruz. 

Mutsuz olmak bu realitede mutlu olmaktan daha fazla müşteri buluyor. 

Kendimizi ifade etmek için mutsuzluğu kullanmanın değeri nedir?

Bununla ilgili herşeyi yıkıp yaratımını iptal ediyorum. 

POD & POC 

Bizi diğer seçeneklerden alıkoyan mutsuzluğa sahip olmakla ilgili neyi bu kadar hayati kıldık?

Bununla ilgili herşeyi yıkıp yaratımını iptal ediyorum. 

POD & POC

İşlevsel Olan Yaşamı Seçmek



Bizim için işlemediği ve işlevsel olmadığı halde etrafımızda gördüğümüz ve filmlerde seyrettiğimiz hayatların ne kadarını hayatımızda oluşturmaya çalışıyoruz?

Yaratamadığımız içinde kendimizi başarısız yetersiz ilan ediyoruz. 

Böyle olan her şeyi yıkıp yaratımlarını iptal edelim mi?
Evet 
Pod&Poc

   Her şeyin yapılmasının binlerce yolu vardır. 

   Bizim için işlevsel olan hayat bizim kolaylıkla yapabildiğimiz şeylerle oluşturduğumuz bir hayattır. 


   Kolaylıkla yapabildiğimiz hangi yetenek ve özelliklere sahibiz?

   Bunları kendimizi hizmet edecek şekilde nasıl kullanabiliriz?

Düşündüğün Şeyi Göreceksin


"Eski bir Hintli hikâyesi var:

 Hindu cennetinde kalpataru denen bir ağaç vardır. "Dilek ağacı" demektir. Tesadüfen bir gezginin yolu oraya düşer. Adam yorgundur, ağacın altına oturur. Ve aç olduğu için, "Burada biri olsaydı, yiyecek isterdim. Fakat kimse görünmüyor" diye düşünür.

Yiyecek fikri zihninde göründüğü anda, yiyecek aniden belirir. Adam çok aç olduğu için bu konuyu düşünmez bile; hemen yer. Sonra uykusunun geldiğini hisseder ve "Keşke şurada bir yatak olsaydı..." diye düşünür ve yatak belirir.




Fakat yatakta yatarken adamın içinde bir düşünce yükselir: "Neler oluyor?

 Burada kimseyi görmüyorum. Yiyecek geldi, yatak geldi belki hayaletler bana bir şeyler yapıyor!" Birden hayaletler belirir.

 O zaman korkar ve "Şimdi beni öldürecekler!" diye düşünür.

İzin Vermek


Olmak veya sahip olmak istediğimiz şeyle bizim aramızdaki en büyük engel o şeyle ve şeyin elde edilmesi ile ilgili tanımlarımız nasıl olacağı ile ilgili şablonlarımızdır. 
 Bir şeyi zor elde etmenin onu değerli yapacağını düşünürüz onun zor olmasından gizli bir mutluluk duyarız. 

 Bir diğer konuda kendimizle ilgili tanımlarımızla olmak istediğimiz şeyin tanımlarının örtüşmemesidir. 


Aradaki fark ne kadar büyükse istediğimiz şey bizden o kadar uzaktır. 

Burada farkında olunması gereken şey bütün bunların hepsinin bir düşünce ve fikir olduğu ve biz ona inanıp katı hale getirene kadarda öyle kalacağıdır. 

Bakış Açını Değiştir Yaşamın Değişsin.



Yaşamdaki her şey bir illüzyondan ibarettir.

Her şey bir bakış açısıdır. 

Bir şeyle ilgili bizim için geçerli olan gerçeklik onun ne olduğu ya da nasıl göründüğü değil bizim onun hakkında ki algılarımızdan oluşur. 


Yaşamınızdaki değiştirmek isteyipte değiştiremediğiniz şeylere bir bakın onunla ilgili hangi bakış açılarınız var? 

Bunların ne kadarını değişmez kılmışsınız?

Burada farklı bir sonuç almak için hangi bakış açılarını bırakıp yerine yeni hangi bakış açılarını kullanabilirsiniz?

Yaratım Soruları


Güne Gary Douglas’ın sorusu ile başlamaya ne dersiniz?

“Yaşamımda daha fazlasını yaratmak, kendimi daha iyi satmak, daha fazla para oluşturmak, hayatta daha fazla olasılığa sahip olmak için hayatımda neyi hareket ettirebilirim?

Benim sunduklarımı satın almak ve dinlemek isteyecek farklı kişilere farklı görünmek için kendimi ve hayatımı nasıl düzenleyebilirim?” 

Her gün gün de on kez, yüz kez bu soruları kendimize sorsak bu hayatımız da ne yaratırdı?

Bu soruların yaratacağı potansiyele sahip olmaya ve hedefinize ulaşmak için ne gerekirse yapmaya gönüllü olsaydık bu yaşamımızda ne yaratırdı?

Hayalindeki kişi olmak



Yeni bir gün, yeni bir başlangıç fırsatı. 

Bugün ilginç bir yazı gördüm.

Bu yaşamımızın her alanında farkında olmamız gereken bir durum. Dışarıda hiç bir şey yok. Her şey içeride. Sen değiştiğinde dünyanda değişir. 

Hayallerindeki kişi olabilmek için hayatınızda neyi hareket ettirebilirsiniz?

Hayallerindeki kişi olabilmek için kendini ve hayatını nasıl düzenleyebilirsin?

Hayallerindeki kişi olmamak için hangi mazeretler uyduruyorsun?


Bununla ilgili her şeyi yıkıp yaratımlarını iptal edelim mi? Pod&Poc

Düşüncelerini değiştir yaşamın değişsin

Yaşamamızda ki olduğumuz, sahip olduğumuz şeylerin hepsi kendimizle ilgili sahip olduğumuz kim olduğumuz, kim olabileceğimiz, kim olamayacağımız, neyi yapıp neleri yapamayacağımız, nelere sahip olup nelere sahip olmayacağımız hakkındaki tanım ve bakış açılarının bir yansımasıdır.
Bütün bunların hepsi kimliğimizi oluşturur. Bir kimliğe sahip olmak bir çok alanda işimizi kolaylaştırırken bir çok alanda da bizim olmak yapmak sahip olmak istediklerimiz için engel olabilmektedir. 

Yaşamımızda olduğumuz ve sahip olduğumuz şeylerden farklı bir şey yaratmak istediğimiz de kimliğimizin sınırlamaları dışına çıkmamız gerekiyor.

Sınırlamaların Dışına Çıkmak



Topluma ve etrafa uyum sağlamayla ilgili neyi bu kadar hayati, değerli ve gerçek kıldık ki kendimizi geçersiz kılıyoruz?
Pod&Poc

Hayatımızda daha fazlası olmaktan, daha fazlasını yaratmaktan, daha fazlasına sahip olmaktan bizi alıkoyan kendimizle ilgili alıp kabul etmeye gönüllü olmadığınız şey nedir?
Pod&Poc

Ön plana çıkmamak ve başarılı olmamak için sahip olduğumuz sonsuz ve sınırsız yetenek ve kapasitemizi bastırabilmek adına hangi icatları kullanıyoruz?
Pod&poc