bilinçaltı kayıt temizliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Hedeflerimizin Peşinde Dolap Beygiri Gibi Gitmek



Yaşam anne karnına düştükten ve bu dünyadan ayrılana kadar yaptığımız kendimizi anlamlandırma yolculuğudur.
Bu dünyada yaşam yolculuğumuzun en önemli bölümü kim olduğumuzu, ne olduğumuzu ve bu dünyaya gönderiliş amacımızı anlamak üzerine kuruludur. Birçok insan bunu mevcut olanla şeylerle fiziksel ve zihinsel bağlantılama yaparak oluşturuyor. Bu bir anlamda fiziksel dünyada kendimizi konumlandırma işlemidir.
Kendimizi konumlandırmaya çalışırken çocukluğumuzda yaşadığımız durumları referans olarak alırız. Onlara göre kendimize bir anlam yükleriz. Aslında orada kendimize yüklediğimiz anlam ebeveynlerimizin yaşamın nasıl olduğu ve nasıl olması gerektiği ile ilgili yaşama dair bakış açılarında veya kendi yaşamlarında bizi konumlandırdıkları yerdir. Ve o konum yaşamımız boyunca bizim kimliğimizin bir parçası olarak her şeyde önümüze çıkar.



Birçok insan yaşamını boyunca çocukluğunda belirlenen o konumla mücadele içindedir. Çocukluğumuzdaki olduğumuz kişi ile şimdiki olduğumuz kişinin imkan ve yetenek yönünden çok farklı olduğunu görmek yerine orada üzerine yapışmış konumun yanlışlıklarını düzeltme peşindedirler. Bunun içinde duygusal boşluğun oluştuğu zamandaki çözüm olarak buldukları icatları kullanırlar.   

Kontrol Sende - Çekim Yasası ve Bilinçaltı Dönüşüm Rehberi Kitabı - 2019 - 2 nci Baskı

KENDİ KENDİNİZİN YAŞAM KOÇU OLMAK İSTERMİSİNİZ?

Birilerinin bir şey yaparken başarısız olması, sizin de onu yaparken başarısız olacağınız anlamına gelmez. Ancak birilerinin bir şeyi başarması sizin onu başarabileceğiniz anlamına gelir.
Yapmanız gereken şey doğru şeyleri referans alıp onu yaşamınızda uygulamaktır.
Sürekli aynı şeylerin başınıza gelmesinden rahatsızsanız!
Yaşamınızı değiştirmek istiyor ama nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız!
İşte size fırsat. Kendi kendinizin yaşam koçu olabilirsiniz. Aradığınız soruların cevabını bulabileceğiniz bir uygulama kitabı.


Kitap DÖRT bölümden oluşmaktadır.

BİRİNCİ BÖLÜM: ÇEKİM YASASI 

Çekim yasasını kullanarak isteklerinize nasıl ulaşacağınızın anlatıldığı bölümdür. Hayatınızı kolaylaştıracak, ilişkiler ve para konusunda farklı bir bakış açısına sahip olarak realitenizi nasıl değiştirebileceğiniz detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. 

İKİNCİ BÖLÜM: BİLİNÇALTI DÖNÜŞÜM REHBERİ

Bilinç ve bilinçaltı hakkında bilgilendirme ile başlayıp bilinçaltındaki dönüşüm için ihtiyacınız olan çalışmaları içerir. 
Sizi özgürleştirecek ve öz güveninizi yükseltecek,
- Enerjisel Bağ kesme
- İçimizdeki çocuğa ulaşma
- Öfke boşaltma ve Affetme
- Duyguları ifade etme
- Geçmiş inançları bırakmak
- Enerjilerimizin farkına varma ( Dişi ve Eril)
- Olumlama 
- Oto hipnoz çalışmalarını içerir. 

Acil Çkış Kapısı

YARGI VE KISITLAMALAR İÇİN ACİL ÇIKIŞ KAPISI. 

Hepimizin hayatında varlığımızın farkına varabilmek icin kullandığımız birçok yargısal kısıtlama vardır.
Yalnızlık, başarısızlık, parasızlık, yaşlılık, çaresizlik, evlilik, bekarlık, çocuklar, yeterli eğitim alamama, vb. gibi
Kendimize görünürde olmak istediğimizi söylediğimiz gerçekte olmak istemediğimiz şeyler için harika bahanelerdir bunlar.
Bütün bunların hepsi bize olamadığımız, yapamadığımız ya da sahip olamadığımız her şey için mazeret verir.
Bunlara sahip olduğunuzda başarısız olursanız bu sizin hatanız olamaz.. Yalnızsınızdır, yaşlısınızdır, fakirsinizdir, çaresizsinizdir. Bunlar bizim için kaçış kapılarıdır. Ve bunun içinde sürekli bunları hayatımızda taşıyoruz. Bunlar için sürekli bir bedel öderiz.
İstediğimiz şeyi olabilen, yapabilen yada sahip olabilen kişi olmayı seçmek yerine kendimizle ilgili bu aptalca yargılara sahip olmanın değeri nedir?

Kendinizle İlgili Hangi Üç Düşünceye Sahip Olmak Seni Mutlu Eder?



Eskiden ıssız adaya düşersen yanına alacağın üç şey ne diye bir muhabbet vardı.
Bu soruyu güncelleyip şöyle sorsaydık nasıl olurdu?
Bugün yeni bir hayata başlamaya karar verseydin kendinle ilgili hangi üç düşünceye sahip olmak isterdin?
Bunları şimdi hayatının bir parçası yapsaydın ve her gün onlar olduğunu kendine söyleseydin üç yıl içinde hayatın neye benzerdi? Kim olurdun?
Şimdi gözlerinizi kapatın ve bu üç şey olduğunuzu imgeleyin. Teker teker bunlar olduğunuzu hissedin.

Onlar olmanın enerjisini hissedin.
Kendinizi nasıl hissettiğinize bakın. Sonra üç yıl sonrasına gidin oraya bakın. Oradaki enerjiyi hissedin. Kendinizi nasıl hissettiğinize bakın.
Keyifli bir şey mi?

Mevcut Realitenin Ötesine Geçmek



MEVCUT REALİTENİN ÖTESİNE GEÇMEK
Yaşamımızda yaptığımız şeylerden biriside gerçekten değişimi ve özgürlüğü seçerek ve o olan, ona sahip olan kişi olmak yerine özgür olmak istediğimizi ve değişim istediğimizi söyleyen ve bununla kendimizi oyalayıp bununla kendimizi meşgul eden kişi olmayı seçmektir.
Mevcut konfor alanından çıkıp yeniye kucak açmak yerine o konfor alanında kalabilmemize yardımcı olacak engeller icat ediyoruz. Ve sonrasında da olmuyor deyip kendimize yalan söylüyoruz.
Burada yaptığımız şey mevcut realitemizin ötesinde bir şey oluşturmayı seçmek yerine mevcut realitedeki engellere takılmak.
Doğru yapma, doğru ilişki ve doğru para kazanma yöntemini arama bunlardan bazıları.
Mevcut realitenin ötesine geçip her şeyi yapman her şeyi olan özgürlüğüne sahip olmak yerine, neyi doğru yaptığımızı söylemeye çalışıyoruz. Neyi doğru yaptığımızı göstermeye çalışıyoruz. Özgürlükten korkuyoruz.
Böyle davranmamızın altındaki engellerden birisi istediğimiz şeyi gerçekten istememektir. Olacağımız şeyle, sahip olacağımız şeyle ilgili kabulsüzlüklerimizdir.

Alıp Kabul Etmeye Gönüllü Olmak



Yaşamımızı kolaylaştıran ve zenginleştiren şey alıp kabul etmeye gönüllü olmaktır.
Alıp kabul etmek, sahip olmakla ilgili değildir. Zihinsel izin vermekle ilgilidir.
Bir şeyin hayatınızda olup olmamasına karar vermektir. Bu tamamen enerjinin yönetimidir. Her şey bir enerjidir. Her şey bir biri ile bağlantılıdır. Bir şeyin hayatımız da olmamasına karar verdiğimizde aynı enerjide olan şeylerin gelmesini engelleriz. Ancak bunun niye olduğunu anlamayız. İsteğimiz pesinde koşturup dururuz.
Örneğin, herhangi bir kişiden veya herhangi bir şeyin karşılığı olan yada hiç karşılıksız bize verilen parayı almaya direnirsek bu hayatımızın her alanındaki para akışını engeller.

Alıp kabul etmeyi reddetmemizin en büyük sebebi kendimizle ilgili yargılarımız ve kabulsüzlüklerimizdir. Kendimizi istediğimiz şey olmamıza izin vermememiz, kendimize istediğimiz şeye layık görmememiz veya hak eden görmememizdir.
Bunun ötesine geçmediğimiz sürece yaşamımızda bolluk bereket ve kolaylık oluşmayacaktır. Kendimizle ilgili kabulsüzlük ve reddetmelerin büyük çoğunluğu çocukluğumuzda oluşur.
Anne ve babamızın kendilerine ait reddetme kabulsüzlüklerini ait olmak ve onlar tarafından kabul görmek adına satın alıp kendimizin ve hayatımızın bir parçası yaparız.

Yaşamımızı Gölgemizle Savaşarak Yaratmak



Bir çoğumuzun yaptığı şeylerden biriside yaşamımızı gölgemizle kavga ederek yaşamaktır. Bu ne anlama geliyor?
Ne yaparsak yapalım ondan keyif almak yerine onu yapmaya direnmek yapmaktan mutlu olmamayı seçmek. Yaptığımız şeyi bir zorunlulukmuş gibi yapmak. Bunu yaparken de asık suratlı olup kendimize ve etrafımıza surat asmak.
Bu durumda olmak ne yaratır?  İnsanların bize sundukları sevgiyi, verdikleri katkıyı ve oldukları hediyeyi reddeden olmak. Ve insanlarla aramızda sürekli mesafe olan etrafımızda büyük duvar ve bariyerlerle dolaştığımız yalnız ve mutsuz bir yaşam.
Bu benimde uzun dönem sahip olduğum bir yaşam biçimiydi.
Bunun ötesine geçmediğimiz sürece hayatımız da kolaylık ve neşeyi oluşturamayız. Yaşamdan zevk alan olmayız.
Yaşadığımız hayat bize ait. Yaptığımız her şeyi kendi yaşamımız için yapıyoruz.  Yaşamız daki insanların hepsi bizim sahip olmayı arzu ettiğimiz yaşamı oluşturmak için bize hizmet eden kişilerdir.
Buradaki en büyük sıkıntılardan biri de kendimiz le ilgili kabulsüzlüklerimiz ve onları yansıtmamızdır. Kendimizle ve yaşamımızla ilgili sahip olduğumuz ne olmamız, ne yapmamız, neye sahip olmamız, nasıl davranmamız gibi bakış açımız ve tanımlamalarımızdır. Kendimiz hakkında sahip olduğumuz iyi şeyi hak etmeyen ve layık olmayan olduğumuz düşüncesidir.

Kontrol Sende Kitabı - (2019 2. Baskı) Çekim Yasası ve Bilinçaltı Dönüşüm Rehberi

KENDİ KENDİNİZİN YAŞAM KOÇU OLMAK İSTERMİSİNİZ?

Birilerinin bir şey yaparken başarısız olması, sizin de onu yaparken başarısız olacağınız anlamına gelmez. Ancak birilerinin bir şeyi başarması sizin onu başarabileceğiniz anlamına gelir.
Yapmanız gereken şey doğru şeyleri referans alıp onu yaşamınızda uygulamaktır.
Sürekli aynı şeylerin başınıza gelmesinden rahatsızsanız!
Yaşamınızı değiştirmek istiyor ama nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız!
İşte size fırsat. Kendi kendinizin yaşam koçu olabilirsiniz. Aradığınız soruların cevabını bulabileceğiniz bir uygulama kitabı.


Kitap DÖRT bölümden oluşmaktadır.

BİRİNCİ BÖLÜM: ÇEKİM YASASI 

Çekim yasasını kullanarak isteklerinize nasıl ulaşacağınızın anlatıldığı bölümdür. Hayatınızı kolaylaştıracak, ilişkiler ve para konusunda farklı bir bakış açısına sahip olarak realitenizi nasıl değiştirebileceğiniz detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. 

İKİNCİ BÖLÜM: BİLİNÇALTI DÖNÜŞÜM REHBERİ

Bilinç ve bilinçaltı hakkında bilgilendirme ile başlayıp bilinçaltındaki dönüşüm için ihtiyacınız olan çalışmaları içerir. 
Sizi özgürleştirecek ve öz güveninizi yükseltecek,
- Enerjisel Bağ kesme
- İçimizdeki çocuğa ulaşma
- Öfke boşaltma ve Affetme
- Duyguları ifade etme
- Geçmiş inançları bırakmak
- Enerjilerimizin farkına varma ( Dişi ve Eril)
- Olumlama 
- Oto hipnoz çalışmalarını içerir. 

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM:  FARKINDALIK BÖLÜMÜ

Farkındalık çalışmalarının bulunduğu bölümdür. Bu bölümde Access tarzı 50 adet proses mevcuttur. Yaşamımızda karşılaştığımız durumlar ilgili farklı bir bakış açısı tespiti yapıp devamında ise ortaya çıkan enerjileri akmasına yönelik çalışmalar içeren yazılar bulunmaktadır. Access’in sihirli gücü ile tanışıp hayatınızdaki etkisini hissedeceksiniz. 
Günlük olarak bu çalışmaları yapmanız hayatınızda büyük bir genişleme sağlayacaktır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: TEKNİKLER

Bireysel değişim ve dönüşüm çalışmalarınızda düşünce yapınızı değiştirmede, içinde bulunduğunuz sizi rahatsız eden sıkıntılı, travmatik vb. durumlardan kolaylıkla çıkmanıza yardımcı olacak kendi kendinize uygulayabileceğiniz Ho’oponopono tekniği, Access Counsiciousness® sistemi ve İçsel Temizlik çalışmaları hakkında kısa bilgi bulabilirsiniz.
Unutmayın kendiniz olmanızın denenmiş bir formülü yoktur. Kendiniz olmak için aslında formüle ya da denemeye de ihtiyaç yoktur. Sadece olmanız yeterlidir.
Hayatınıza katkı olması diliyorum.
Halis Şahiner
Tel/Whatsapp : 0 553 06 00 464



*********************************************

Kitabın İsmi : KONTROL SENDE
İzin Ver GELSİN, İzin Ver OLSUN
Çekim yasası ve Bilinçaltı Kayıt Dönüşüm Rehberi

Düzenlemiş İkinci Baskı
Sayfa : 312
Fiyatı : Güncel Fiyat Bilgisi için İletişime geçiniz

Temin İçin : cekimyasasi@hotmail.com

 Ödeme Şekli : 
*************************************
Banka  Havalesi 
Hatice Şahiner
İş bankası
İBAN : TR07 0006 4000 0012 2070 7568 04

***********************************
PTT Havalesi 
Hatice Şahiner
Hesap No : 10873150
*********************************
                              Adınıza imzalı kitap için yukarıdaki ödeme şekillerinden birisi ile ödeme yaptıktan sonra aşağıdaki numaraya açık adresinizi ve iletişim bilgilerinizi bildirirseniz kitabınız en kısa sürede PTT kargo ile gönderilecektir. 
                               İletişim : Tel/WhatsApp: 0 553 06 00 464

*********************************************************
                                        Alternatif Temin Kanalları

KİTAP YURDU


ANKARA
ORİON KİTABEVİ 
Selanik-2 Cad. No : 72
Kızılay 











Kelebekleri Özgürleştirmek - Para Üzerine Bir Çalışma


Çekim yasası konusuyla ilgilenenlerin peşinden koştukları en önemli şeylerden biriside paradır.


Daha iyi bir yaşamın en önemli şartı olarak parayı görürüz. Hayatta kalabilmenin garantisi olarak parayı görürüz. Ve daha fazla para kazanma peşinde koşarız. Ancak farkında olmadığımız bir şey var ki para bir değiş tokuş aracıdır ve parayla sadece maddi şeyler satın alabiliriz. Parayla mutluluk satın alamayız. Parayla sevgi satın alamayız. Birçok insan bu sözleri duyunca tepki verecektir. Sen bana parayı ver ben onların hepsini yaparım.
İşin gerçeği ne yazık ki öyle değil. Paraya bedenimiz ihtiyaç duyarız. Ruhumuz için paranın hiçbir anlamı yoktur. Ancak insanoğlu olarak fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarımızı yeterince ayırt edemediğimizde para bizim ruhsal sıkıntılarımızın çözüm aracı olarak görülmeye başlar.
Hayattaki her şey bir seçimdir. Ya seçeriz ya seçmeyiz. Seçmek için seçeneklere ihtiyacımız vardır. Seçenekler her zaman oradadır biz görmeyi ya da görmemeyi seçeriz.
Para konusunda yaptığımız şeyde budur. Zengin olmak ya da fakirlik bir seçimdir. Önce parasızlığı seçer sonrada bu konuda kurban rolü oynamaya başlarız.  Çünkü zihnimiz seçimlerimizi haklı çıkarmak ister.
 Bu konuda bir danışanımla telefonla yapmış olduğum çalışmayı paylaşmak istiyorum.
Bu danışanımla kendine olan özgüvenini geliştirmek konusunda daha önce üç dört kez bireysel çalışmalar yapmıştık. Ve her çalışma sonrasında hayatında birçok değişiklik olduğunu söylüyordu. İş konusunda sıkıntı yaşadığını belirterek bu konuda bir çalışma daha yapmak istedi.

Yaşamımın nasıl olması hoşuma gider?



Kısa bir süre için yaşamın her alanıyla ilgili algınıza gelenleri yazın... Yazarak çalışmanızı öneririm. Düzenli ve ayrıntılı olması gerekmiyor. Mükemmel anlatımlı olması da(!)... Size bir fikir vermesi yeterli...
Yaşamımın nasıl olması hoşuma gider?
Sorunun algınıza sunduğu enerjideki hafifliği izleyerek ilerleyin. Enerjide ağırlık hissettiğinizde muhtemelen başka insanların bakış açılarına göre bir gelecek yaratmaya çalışıyor olabilirsiniz. Sizin varlığınızla ilgisi olmadığı için, sizin gerçekliğinizde bir katkısı olmadığı için ağırlık oluşmuş olabilir. Dolayısıyla yazmakta olduğunuz cümleler daha sınırlandırılmış, makul bir çerçeveye hapsedilmeye çalışılmış olabilir. 
Herkesin bakış açısına uyan, makul bir gelecek yaratmak mı istiyorsunuz?
Yoksa sonsuz versiyonunuzdan seçimler yapmak mı istersiniz? 
Hangisi daha genişleten? 
Hangisi gerçek?

Kelebekleri özgürleştirmek- Cinsiyetini Kabul Etmek



Bir danışanımla yapmış olduğum bireysel danışmanlık çalışmasının devamını paylaşmak istiyorum. İki seans yoğun bir şekilde sevgi açlığı üzerinde çalışma yaptığım danışmanımla üçüncü seansta diğer iki seans gibi etkiliydi.
Konuşmaya geçen haftanın kritiğini yaparak başladık. Geçen hafta çok iyi geçmişti. Çalışmalar onu rahatlatmıştı. Birkaç kez zihni onu test etmeye çalışsada zihnini susturma tekniğini kullanarak rutini değiştirmişti. Ancak yinde içinde bir sıkıntı vardı. Eşi pişman olmuş ve af dilemişti. Oda onu affetmişti. Ama daha sonra yeniden bu işi yaparsa ne olacaktı. Yeniden bunalıma düşermiydi.
Aslında bahsettiği konu ilk haftaki konuydu sevgi açlığına öncelik verdiğimiz için sıra yeni ona gelmişti. Bu beklentide, bu durumda bir zayıflık güçsüzlük hissi vardı. Başka bir kadının eşinin yeniden aklına çelebileceğini düşünüyordu. Bu durum kendisini diğer kadınlara karşı eksik ve yetersiz bulmasından kaynaklanan özgüven sorunuydu. Bu durumu kendisinin fark etmesi gerekiyorduki bu düşünceyi değiştirebilsin.
Yeniden düşünceleri sorgulamaya başladık. Kendisine şunu sordum; “Sence eşin neden başka kadınlara bakma ihtiyacı hisseder?”
“Ben yeterince güzel değilim” dedi.
“Sana kendinin güzel olmadığını düşündüren şey ne?” dedim.
Cevap kilosunun olduğunu söyledi. 1.60 boylarında 75 kilo bir bayandı. Bence sence hangi kiloda olursan kendini güzel hissedersin dedim. Oda 65 dedi. O kiloda olursa eşinin onu beğeneceğini ve güzel olduğunu söyleyeceğini düşündüğünü belirtti. Eşi ona hiç güzelsin demiyordu. Hızlı bir yönlendirme yaptım. Şu anda 65 kilo olduğunu bir giyim mağazasına gitmesini ve istediği kıyafetleri giyip eşinin karşısına çıkmasını istedim. Dediklerimi uyguladıktan sonra eşi tarafından ona söylenmesini beklediği cümleyi eşinin ona söylediğini imgelemesini istedim.Eşi ona güzelsin diyordu. Devamında ne hissettiğini sordum. Cevap hiçbir şeydi. Eşinin söylediği sözün bir anlamı yoktu. Ona şunu sordum 75 kilodaki senle 65 kilodaki sen arasında ne fark var dedim. Fiziken bir zayıflama olmasına rağmen içinde herhangi bir fark yoktu. İçindeki mevcut rahatsızlık devam ediyordu. Yıllarca beklediği onay eşinden gelmişti ancak o onay ona kendini güzel hissetmesini sağlayamamıştı.

21 Günde Düşünce Detoksu




 “Biz birçok diyete gireriz vücudumuz için, detoks yaparız. Yağlarımızı eritmek için, ter atmak için, gençleşmek için. Şimdi yaptığımızın adı da düşünce detoksu. Düşüncelerimizi detokslayacağız ve kafamızın içinde bizi rahatsız eden her şeyi bırakacağız.”
“Evet sevgili kaptan, 21 gün boyunca …
yolculuğa çıkıyorsun. Düşüncelerini detoksluyorsun ve yoluna bütün olayları sevgiyle kabullenerek, alttan alarak değil, sevgiyle kabullenerek ve özellikle içinden kabulleniyorsun ve sevgiyle gönderiyorsun.”
Birçok kaynakta 21 gün diye bir laf duyarız. Nedir bu 21 gün? Ben de ilk başta birçok kişiye sordum. ‘Nedir bu 21 gün? Nedir amacı 21 günün?’
Bana ortalama olarak gelen yüzlerce cevabın özetini size vereyim.
Bilinçaltımızın herhangi bir düşünceye dayanabildiği süredir 21 gün. Aynı kelimeleri ya da aynı enerjiyi defa ve defa söylediğin sürece bilinçaltın 21’inci günün sonunda bunu yapıyor. Yani ona inanıyor.
Şimdi size bununla ilgili bir atasözü söyleyeyim; Bir insana kırk gün ‘delidir’ derseniz. O insan 40’ıncı günün sonunda deli olduğuna inanmaya başlar.’
Biz de kendi kendimizi 21 gün boyunca bir arınma sürecine sokuyoruz. Bu cümleleri okuduğunuz günden ve andan itibaren 21 gün boyunca kendimde uyguladığım ve insanlarda yüzlerce kişide uyguladığımız tekniği yapıyoruz.
21 GÜNDE NE YAPACAĞIZ?
Bu 21 günde ne yapacağız?
Dengede kalma ve arınma süreci. Dengede kalma ve arınma süreci şu demek; 21 gün boyunca insanlar ne söylerse söylesin, ne yaparlarsa yapsınlar, onları oldukları gibi kabullenip dengede kalacağız. Yani biri geldi bana bir laf mı söyledi. ‘Tamam, bu böyle bir insan. Kabulleniyorum ve dengedeyim.’

Kelebekleri Özgürleştirmek - Kendimizi Affetmek



Bilinçaltımız varoluşumuzdan bu yana hatıralarla doludur bizleri üzüp acıtanda hatıralarımıza yüklediğimiz -öfke, suçluluk, yargı-duygularımızdır.  Hatıralarımız her tetiklendiğinde bize acı veren bu duyguları tekrar tekrar deneyimleriz.

Çocukluğumuzda yaşadığımız travmaların tüm hayatımız üzerinde nasıl etkili olduğuna örnek yapmış olduğum bir bireysel danışmanlık çalışma özetini danışanın iznini alarak paylaşmak istiyorum.
Danışan 26 yaşlarında bekar meslek sahibi bir hanımdı. Hayatında birçok insanın elde edemediği başarıları elde etse de içinde onu rahatsız eden bir şey vardı. Kendini bulunduğu yere ait hissedemiyordu. Hep bırakıp gidecekmiş hissi vardı. İçindeki bir his ona gitmesi gerektiğini söylüyordu. Bu ruh halinde olduğu içinde şu anki mevcut durumdan yaşamdan zevk alamıyordu.
Üniversitedeyken erasmus kapsamında yurtdışına çıkmış orada kaldığı sürece kendini rahat hissetmişti. Oraya takılı kalmış sürekli yurtdışına çıkıp gezmek istiyordu ama sonunda ne olabileceği konusunda bir fikri yoktu.
Bu bırakıp gitme duygusunu hayatının bir çok alanında yaşıyordu. Yaptığı şeylerden zevk almıyor. Nasıl olsan ben buradan ayrılacağım diyerek insanlarla samimi ve sıcak ilişkiler kurmuyor, insanlardan kaçıyordu.  Konuşurken onların konuşmasını basit görüp içten içe onları aşağılıyordu. İçerisinde bir şeyler vardı. Kendisi ile ilgili bir eksiklik duyduğu bir şey vardı onu rahatsız eden ama ne olduğundan emin değildi.

Hayattaki her şey yüzeyseldi. Aslında bu durum onun duyguları kapattığının göstergesiydi.
Sorgulama sırasında annesinin bazı davranışlarını fark etti. Annesi ona sürekli telkinlerde bulunuyordu. Daima kontrollü olmasını ve dikkatli olmasını söylüyordu. Bir şeylerini paylaşsa da kardeşiyle de mesafeliydi.
Ona şunu sordum birisi ile konuşurken odağın nerede? Kendinde mi, karşındaki kişide mi? Kardeşi ile konuşurken hep kendisinden bahsettiği fark etti. Hep kendisini ve erkek arkadaşını anlatığı için bir süre sonra karşısındaki insanın sıkılması doğaldı.
Bütün bu anlattıkları kendi yaşantımdan bana tanıdık geliyordu. Uzun zaman kendi geçmişimi olduğum gibi kabullenemediğim ve kendime olan bakış açım nedeniyle insanlarla ilişkim duygudan yoksun mekaniksel ve yüzeyseldi.

Bilinçaltı Yüklerini Bırakma - Bağ Kesme Çalışması


Bu çalışmayı yaparken çözülmeler yaşayabilirsin. Sarıldığında bazen birden bir duygu boşalması yaşayabilir, ağlayabilirsin. Bırak hislerin olduğu gibi aksın sen süreci yönetmeye çalışma bırak kontrolü. Varlığının çatışmaları çözülsün.


Geçmişinden, çevrendeki insanlardan, annenden, babandan, sevdiklerinden, çatışma yaşadığın kişilerden yaşadığın alandaki herkesten ve her olay ve durumdan aldığın bilinçaltı kalıpların varlığında ve dış dünyanda çatışmaya sebep oluyor. Varlığının sonsuzluğu bu sınırlı kalıplarınla çatışıyor doğal olarak. Bu çatışma dış dünyanda da çatışma ile problemlerle karşılaşmana neden oluyor. Bu uygulamada bu yüklerin her birini tek tek bırakacak özgürleşeceğiz.
Rahat olacağın bir yerde rahat bir pozisyonda otur. Gözlerini yavaşça kapat. Ağır ağır ve derin nefesler al. Üç derin nefes alışverişinden sonra hayatında en fazla çatışma yaşadığın kişiyi gözünün önüne getir. Bu kişi bir arkadaşın olabilir, tanıdığın olabilir, bir akraban olabilir. Şu an hayatında olabilir, ya da geçmişte hayatında olmuş bir kişi olabilir. Hatta şu anda hayatta olmayan biri de olabilir. En fazla çatışma yaşadığın kişiden başla. Her seferinde bir kişi ile çalışacaksın.
Gözlerin kapalı, derin ve ağır nefesler alıyorsun. İlk önce çalışma yapacağın kişinin karşında olduğunu gör. Şu anda o kişi karşında. İmgesel olarak göremesen de yalnızca karşında olduğunu hisset. Şu anda o karşında duruyor. Ne hissediyorsun. Daha önce yaşadığınız o çatışmadan dolayı ona kızgın olabilirsin, ya da sen bir şey yaptın, bunun suçluluğunu taşıyor da olabilirsin. O kişiden korkuyor olabilirsin hatta nefret ediyor olabilirsin. Ama bil ki bunu sen hissediyorsun. O sadece içindeki kızgınlığın, korkunun açığa çıkması, dışarıdaki yansıması. O sensin. Kendi içindeki, bilincindeki çatışan yönlerini görüyorsun. O sana onu gösterdi. Seni sana gösteren bir aynan, yüzün o. Senin iç dünyanın ayna görüntüsü. İçindeki bu çatışmayı durdurmazsan, hayatında farklı farklı görünüşlerle ayni sorunu yaşayacaksın. İsimler değişecek belki, sahneler değişecek. Ama aynı şeyleri tekrar tekrar yaşayacaksın eğer içinde o çatışan yönünü bırakmazsan.
Şimdi, ona hissettiğin şeyler ne olursa olsun onun gözlerinin içine bak. Ama yalnızca sevgiyle. Çünkü o sensin, senin yüzün. Sevgiyle gözlerinin içine baktıktan sonra ona söyleyeceğin iki cümle çok önemli. Bu seni onun varlığıyla ve evrenle birleştiren iki cümle. Evrenden, her şeyden kendini ayırdığın, büyük resmi göremediğin için yaşadın bunları. İki cümle.
TEŞEKKÜR EDİYORUM.
SENİ SEVİYORUM.


Bedeni Arındırma


Farkındalık seviyelerinin daha farkındalıklı bir boyuta geçebilmesi için önce kişinin kendisini arındırmasını gerektiğine inanıyoruz.
Bizler ne duyarsak duyalım ne öğrenirsek öğrenelim yada okuyalım, eğitimini almış olalım fark etmez, bunları hayatımıza adapte etmediğimiz ve uygulamada yapmadığımız zaman hiçbir şekilde verim alınamayacağını biliyoruz..
Hayatımızda bir takım değişikliklerin olmayışının nedeninin ilk önce kişinin kendi kendini arındıramamasından olduğunu biliyoruz. Şu dakika itibariyle bir STOP deyin kendinize.. Kaç yaşında olduğunuzun bir önemi yok, o yaş dilimine kadar yaşamış olduğunuz geriye dönük zaman sürecinde yediğiniz içtiğiniz, ruhsal olarak düşündüğünüz her neyse arındırmak için başlayın. Nasıl ki kullandığımız her aracın bir bakımı var, arabaların bile 5.000-10.000 bakımları gelir ve düzenli yaptırır ve yolda kalma riskimizi azaltırız, bedenimiz de bizim aracımız onunda gerekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutmuyoruz..
Siz arındıkça bedeninizde ruhunuzda arınacak ve farklı şeylerin sizde zuhur ettiğini fark edecek ve farkındalık dereceniz artacaktır. Bu arınmaları hayatınıza dahil ettiğinizden itibaren gün ve haftalar içerisinde kendinizdeki farklılıkları hissedeceksiniz.
Arınmalarımızı Günlük arınmaHaftalık arınmaAylık arınma Olarak 3 şekilde uyguluyoruz.
Günlük Arınma
* Güne başlarken kendimizi hazırlıyoruz…
* Günün sonunda, gün içinde yaşadıklarımızdan kendimizi reset’liyoruz..
Biz buna Günlük Arınma diyoruz.
Sabah kalktığınızda özellikle farkındalıkla ilgili bireyler olmak istiyorsanız mutlaka ve mutlaka 07:00-08:00 saatleri arasında işiniz olsun olmasın uyanık olmanız gerekiyor. Aslında eğer yapabiliyorsanız 05:00-07:00 saatleri arasında uyanmak daha etkili.
 

05:00-07:00 saatleri arasında uyanık olmanın önemi; kalın bağırsağın çalışma saatin bu saat dilimi arasında olmasıdır, kalın bağırsağın maximum enerjiyle çalıştığı zamandır. Sindirim sıkıntısı çeken bir kimsenin bu saatlerde kalkması onun bu saatlerde mutlaka boşaltım yapmasını gerçekleştirir. Onun için bu saatlerde uyanmak ve güne başlamak önemli ve bedenimiz için faydalı.
Bu sebepten 10:00 ve daha sonraki saatlerde uyanan güne başlayan insanlarda sindirim problemleri yaşamaları çok normaldir.
08:00 de güne başladığınızı varsayalım..
Uyandınız, yataktan kalkar kalkmaz ‘Haydi hemen güne başlıyorum giyiniyorum ve çıkıyorum.’ Yapmadan önce mutlaka bir yatağınızda doğrulun, bir dakika kadar yerinizden kalkmayın. Kendinizi bir dinleyip uzuvlarınız kontrol ediyorsunuz. Kafam yerinde mi? Kollarım bacaklarım? Ruhum ve aklım yerinde mi? Bu kontrolü yapıyorsunuz.