Çekim Yasası Uygulaması- Özgürlüğe Yolculuğum-1

Çekim yasası ile ilgili olarak yapmış olduğum bir çalışmanın ayrıntısını anlatmak istiyorum.
İstediğimi elde etmedeki en büyük engelin bilinçaltım olduğunu keşfettikten sonra bu konuda çalışmalara başlamıştım. Bu konuda birçok tekniği kullandım. Reiki, EFT Duygusal Özgürleştirme Tekniği, İçsel Temizlik, Egoyu ikna çalışması ve Z.Ponopono kullandığım tekniklerden bazılarıdır.
Çekim yasası ile ilgili çalışırken kendimle ilgili koymuş olduğum hedeflerden bir tanesi zengin olmaktı. Bahçeli havuzlu bir villa, lüks bir araba ve her istediğime yeten sürekli bir gelir ve bolluk ve bereket içerisinde bir yaşam. Aslında bu birçoklarımızın hayali buna benzer şeyler olduğuna eminim.

Bu konuyu çekim yasasında nasıl çalıştırabilirim diye düşündüm. Her gün yukarıda belirttiğim konularda imgeleme yapıyordum ama bir yerlerde bir şey eksikti yaptığım imgeleme yeterli gelmiyordu. Birde aynı zamanda imgeleme yaparken ben o imgeleme yaptığım alana ait hissedemiyordum kendimi. Bunun üzerinde düşünürken aslında benim bu kadar zenginliği kaldıracak zihin yapısına sahip olmadığımı anladım. Bu konuda bir kitapta okuduğum bir söz aklıma geldi.
Kişinin sahip olabileceklerinin limiti bilincinin kabul ettiği kadardır.


Benim zihnim yukarıda belirttiğim yaşamı sağlayacak parayı kontrol edebilecek bir frekansta değildi. Aslında etrafımıza baktığımızda para ile oynayan insanların yaşamları ile benimkisi oldukça farklıydı. Milli piyangodan 1.000.000 TL cıksa bile ben kendimi güvende hissetmediğimi fark ettim.  Çünkü 1.000.000 TL benim hedeflediğim yaşam için tam olarak yeterli değildi ayrıca devamındaki harcamalar için ne yapacaktım, villanın giderleri, arabanın giderleri vb. konular beni rahatsız ediyordu. Yani 1.000.000 TL sahibi olsam parayı nasıl yöneteceğimi bilmiyordum. Çünkü ben yıllarca standart garanti paraya alışmış maaş karşılığı çalışan bir kişiydim. Bir anda 1.000.000 TL ye sahip olmak, oldukça büyük paraya sahip olmak anlamına gelse de zihnim bu para ile istediğim gibi yaşayacağım konusunda emin değildi. Para ile aklıma birçok olumsuzluklar geliyordu. Bu kadar çok paraya sahip olursam güvende olamam gibi birçok kalıp alttan alta rahatsız ediyordu.
Ben hayatımda aynı anda cebimde 1.000 TL para taşısam rahatsız oluyordum. Hayatımdaki paralar hep sanaldı. Yani maaş bankaya yatıyor bende o maaşı internet üzerinden borçlara aktarıyordum. Normalde üzerimde fazla nakit bulundurmuyordum. Sebep kaybolacağı yada çalınacağından korkmamdı. Hatta geçen sene arabamı sattığımda arabayı satın alan kişi bana nakit 16.000 TL getirmiş ve noterde vermişti. Ben para üstümde kalmasın diye hemen koşa kaşa bankaya gidip parayı hesaba aktarmıştım.
Bugün bu yaptığım davranışa gülüyorum. Ben paradan korkuyordum. Paradan korkarken paranın bana gelmesi mümkün mü? Tabiî ki değildi.
Benim bir hedefim vardı. Ona ulaşmak için o zaman ne yapmalıydım. Çekim yasası ile ilgili o kadar kitap okumuştum. Fikre sahiptim. Kolayca adımları izleyerek bir şeyler yapmam gerektiğini bir şeyleri çekmem gerektiğini düşüyordum. Ama bir yerde bir sorun vardı.


Bilincim düşüncemle aynı seviyede değildi. Benim öncelikle para ile barışmam lazımdı. Ama nasıl derken birden aklıma bir esnaf arkadaş geldi. Bir gün dükkânında iken esnaf arkadaş birsine para vermek için eline cebine attı ve cebinden birçok para çıkarttı, 20 lik, 50 lik, 100 lük birçok para gelişi güzel cebindeydi. Ve içlerinden bir kaçını seçip verdi ve sonra tekrar cebine soktu paraları. O kişi sürekli para ile oynadığı için cebinde binlerce lira gelişigüzel dururken ben cebimde onun sadece 10 da biri parayı sıkı sıkı sarılıp cüzdanımda saklıyordum. O kişi ile aramdaki fark buydu. Aslında o kişi için para kolayca ulaşabilecek herhangi bir şey gibiydi ekmek ya da su gibi doğal ve o kişinin bir parçasıydı, benim için ise çok değerli ulaşılmaz zor bulunan bir nimet.
Çekim yasasından istediğin bir şeyi elde edebilmen için o istediğin şeyle aynı frekansta olman gerekir diye bir kural vardı. İstediğin şeyle aynı frekansta olmak o şeyi taşıyabilecek zihin yapısına sahip olmayı gerektiriyordu. Olay aslında şöyle bir şey, siz 100 kiloluk halteri kaldırmak istiyorsunuz. Hiç antrenman yapmadan 50 kiloluk halteri kaldırabiliyorsunuz. 100 kiloluk halterin altına girdiğinizde tabiî ki 100 kiloluk halteri kaldıramayacak belkide halteri üstünüze düşüreceksiniz. O zaman 100 kiloluk halteri kaldırmak için ne yapmalısınız, kaldırabildiğiniz ağırlığı kademe kademe yükseltip antrenman yaparak kaslarınızın kuvvetlenmesini sağlayacaksınız ve bir gün gelecek kaslarınız 100 kiloluk halteri kaldırabilecek güze eriştiğinde, sizde o 100 kiloluk halteri kolayca kaldırabileceksiniz.
Bende istediğim şeyi elde etmem için zihnimi eğitmeye karar verdim. Ve zihin eksersizleri yapmaya karar verdim. Adım adım oynadığım para miktarını artırarak hedeflediğim paraya sahip olmayı amaçladım.
Şu anda aylık yaklaşık 5000 TL civarında bir para gelirim vardı. O zaman benim yapmam bunu bir adım ileriye götürüp ondan başlamak olduğuna karar verdim. Ve 10.000 TL paraya sahip olduğum durumu imgelemeye karar verdim. Devamında yavaş yavaş bu limiti artırma niyetindeydim.
Para ile sıcak ilişki kurmak için cebimde 10.000 TL ile şehir merkezinde dolaşmanın iyi bir başlangıç olacağını düşündüm ve olayı imgelemeye başladım. İmgelememin genel hatları şu idi bankadan 10.000 TL çekeceğim, parayı cebime koyacağım, ana cadde üzerinde cebimde para ile gezeceğim devamında birkaç alışveriş yapacağım, eşim ve çocuklarımla güzel lüks bir lokantada yemek yiyeceğim, devamında onlara belli miktarda para vererek istedikleri almaları için özgür bırakacağım ve günün sonunda eve gülerek dönecektim.
Senaryo hazırdı ve imgelemeye başladım. Bir banka şubesine gidiyordum ve bankadaki kıza hesabımdan 10.000 TL çekmek istediğimi bildiriyordum. Bankacı bayan  kasasından 25 tane 200 lük, 50 tane 100 lük çıkartıp para makinesinde sayıyor ve bana veriyordu. Bende paraları alıp yeniden sayıyor ve cebime koyuyordum. Ancak birden rahatsız oldum. Ben paraları bankacı bayanın gözleri önünde sayıyordum ve bayanın bu durumdan rahatsız olacağını düşünerek utanç hissediyordum.  Daha işin başında su koy vermeye başlamıştım. Enteresan bir durumdu. Bu benim olumsuz bilinçaltı kayıtlarımdan bir tanesiydi. Karışık bir durumdu paraya sahip olduğum için bankacı bayandan utanıyordum. Sanki o bayana hava atıyordum. Onun gözü benim paramda kalabilirdi.  Kendimi görgüsüz hissettim.
Utana utana parayı saydım ve bankadan çıktım.  Para hayatım boyunca bana sadece maaş kanalı ile almıştım. Çok fazla para ile oynamak istiyorsam para bana farklı yerlerden akmalıydı.  Bunun için ilk aklıma gelen sokakta 100 TL bulmak oldu. Yolda 100 TL bulduğumu düşündüm ve aldım. Ama içimi bir rahatsızlık kapladı. Yerde bulunan başkasına ait bir parayı almıştım haram paraydı bu ve kendi paralarımın içine koyamazdım. Hemen birilerine vermem lazımdı.
Bir bilinçaltı kaydı daha çıkmıştı ortaya.  Ben bana gelen para yollarını kapatmıştım. Yolda bulduğum parayı etiketliyordum. O parayı çekim yasasını çalıştırdığım için orada olduğunu kabul edemiyordum bir garibanın kaybettiği bu nedenle de haram olduğunu düşünüyordum. 
Yolda bulduğum parayı faza elimde tutamadım yoldaki bir dilenciye verdim. Ama parayı verirken beni rahatsız eden bir şey vardı. İnsanların suratına bakmak istemiyordum. Verirken bir tiksinme ve rahatsız olma vardı. Bir bilinçaltı kaydı daha ortaya çıkmıştı. Sahip olduğum maddiyatı muhtaç olana vermek istiyordum ama vermekte beni rahatsız ediyordu.
Devam ettim yoluma ailemi ve çocuklarımı alıp lüks bir lokantaya gittim. Ama kapıdan girerken bir rahatsızlık hissediyordum. Lüks lokantadaki yemek fiyatları beni rahatsız ediyordu. Ucuz yemek istersem garsonlar beni ayıplar korkum vardı. Garsonlardan utanıyordum. Bir rahatsızlık bir bilinçaltı kaydı daha.
Devam ettim hesabı isteyip ellerim titreyerek parayı verdim ama yine bir rahatsızlık. Hesap çok fazla geldi. Garsonlara bahşiş vermek beni rahatsız ediyor.
Lokantadan çıktık eşim ve çocuklarla birlikte bir alışveriş merkezine geçtim. Kızım ve eşim bir şeyler beğendi ve almak istediler. İçimde yine bir yerlerden bir şeyler koptu. Küçük miktarda meblağlar bile beni sinirli hale getirdi. Gerildim.
Sonuçta işlemi bitirdik ve arabaya binip eve döndük. Enteresan bir deneyimdi ben bunu imgelerken yaşamıştım. Gerçek hayatta nasıl olabileceğini tahmin edemiyordum.
Ben daha 10.000 TL para ile çarşıda zor geziyordum. Birde milyonları yönetecektim. Bu tabiî ki mümkün değildi. Çünkü ben milyonları yönetecek zihin yapısına sahip değildim. Yapmış olduğum imgeleme bana bunu göstermişti benim parasal anlamda kendimi kısıtlamalarım vardı. Evet iyi miktarda bir gelirim vardı, ama ben garantici bir yapı içerisinde kontrolü elden bırakmaktan korkan bir yapı içerisindeydim.
Kendimle ilgili gerçekleri görmüştüm. Sıra bu gerçeklerde beni rahatsız edenleri değiştirmeye gelmişti. Bunları nasıl yapacaktım. Bilinçaltı kayıtlarımın çözümü için birçok teknik kullanmıştım ama hala bir sürü beni engelleyen kayıt vardı.
Bu olayları nasıl çözümleyebileceğim konusu ile zihnimi meşgul ederken yoğun olarak kullandığım nefes tekniği ile bu konuyu çözebileceğimi fark ettim.
Diyaframdan derin nefes al bir süre tut ve devamında yavaş yavaş gülümseyerek ver bir süre daha sırıtarak nefesini tut. Bu dörtlü nefes döngüsü ile ben bu işi çözebilirdim. Nefes vücudumuzdaki hem oto kontrol sistemimiz tarafından kontrol edilen hem de bilinçli zihin tarafından kontrol edilen tek mekanizmaydı. Nefes alış verişlerimizi kontrol edilerek ruhsal durumumuzu değiştirme imkânına sahip olabiliyorduk. Bende bunu yaptım. Nefesimi kontrol edip zihnime hükmetmeyi denedim.
Bankadaki parayı aldığım andaki duruma döndüm derin bir nefes aldım, bekledim ve bankacı bayana karşı parayı sayarken kendimi imgelerken gülümseyerek verdim ve sırıtarak bir süre bekledim.  Yeniden aynı döngüyü tekrarladım. Ruhsal durumum değişti ve para saymak bana rahatsızlık vermemeye başladı. O para benimdi, oradaki bayanın görevi parayı vermekti onun işi buydu belki benim gibi yüzlerce kişi her gün ondan para alıyordu. Onun için bu durum normaldi aslında normal olmayan benim düşüncemdi onu farklı değerlendirmiştim. Konu benim için çözülmüştü. Bir süre sonra para saymayı da bıraktım.

************************************************


 Daha fazla yaratım aracı ve bilgi için kitaplarımı satın alarak hayatınıza  katkıda bulunmak ister misiniz?



Kontrol Sende - Çekim Yasası ve Bilinçaltı Dönüşüm Rehberi Kitabı - 2019 - 2 nci Baskı


 KONTROL SENDE
İzin Ver GELSİN, İzin Ver OLSUN
Çekim yasası ve Bilinçaltı Kayıt Dönüşüm Rehberi

Düzenlemiş İkinci Baskı


************************************************


Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabı


Daha İyi Bir yaşam için

BİLİNÇLİ YARATMA SANATI


******************************

Kitapları Temin İçin : cekimyasasi@hotmail.com

Tel/Whatsapp : 0 553 06 00 464

www.halissahiner.com





***********************************************
Birinci konuyu çözmüştüm. Şimdi sıra gelmişti ikinci konuya ben havadan gelen bir parayı kabul edemiyordum. Bu benim inanç sistemime aykırı bir olaydı. Emeksiz para havadan gelen paranın bereketi yoktu. Burada da aynı çalışmayı yaptım. Olayı imgelerken nefes döngüsünü çalıştırıp olaya gülümseyerek baktım. Birkaç döngü sonrasında olaya farklı birçok yönden bakabildiğimi fark ettim. O para gariban birinin olabileceği gibi Yüce yaratıcı benim isteğim içinde orada bulunduruyor olabilirdi. Ya da bu kapsamda birileri bilinçaltı kayıpları nedeniyle para kaybı yaşaması gerekiyordu. O para kaybını yaşamıştı. Benim dışımda birçok seçenek mevcuttu. Olayda bir tek şey vardı bu para yüce yaratıcı tarafından bana verilen bir hediyeydi. Bunu sorguladım ve parayı nasıl rahatlıkla kabul edebileceğime baktım ve parayı bulduğum yerde bir süre beklemenin uygun olacağını gelen giden olmazsa alabileceğimi kabullendim. Ve onu uygulayıp gelen giden olmayınca yoluma devam ettim. Sonraki günlerde paranın miktarını artırıp bu çalışmayı devam ettirdim. Buradaki temel amacım paranın başka yollardan da bana gelebileceğinin kabulüydü. Ve bu aşamayı da geçtim.
Bir sonraki konuya geçtim. Para verirken rahatsız olma konusuna, Derin bir nefes aldım ve parayı verirken nefes çalışmasını yaptım. Birkaç çalışma sonrasında yine farklı bir senaryolar gözüme ilişmişti. Benim parayı vermedeki rahatsızlığım çok farklı bir boyuttan geliyordu. Aileme yeterince yardım etmediğim boyutundan. Ailem beni yedirip içirip büyütüp bir iş sahibi yapmıştı. Ama ben iş sahibi olduktan sonra kendi hayatımı kurma üzerine odaklanmış ailemden ayrı yaşamaya başlamıştım. Aileme yardım etmiştim ama nedense bu konuda yoğun bir suçluluk duyuyordum ailemin emeklerinin karşılığını vermediğim için vicdanım beni sıkıştırıyordu. Suçluluk duyuyordum. Aslında bu konuda yaşadığım olay ailemin istediği bir olaydı. Bunu daha sonraki çalışmalarımda tespit ettim. Ama o anda yeterince yardım etmemek benim vicdanımı sıkıştırıyordu.
Ben aileme vermem gereken parayı şimdi dilencilere veriyordum. Beni esas rahatsız eden konu buydu ailemin borcunu ödemem gerekirken ben parayı başkalarına veriyordum. Kendimi aileme ihanet etmiş hissediyordum. Bu çok rahatsız edici bir durumdu.
Bunun içinde nefes çalışması yaptım. Birilerine parayı verirken daha rahat vermeye başladım ama arka plandaki vicdan konusu uzun süre rahatsız etmeye devam etti. Bu durumu oldukça uzun bir süre sonra çözdüm. Bu durumu nasıl çözdüğümü ayrı bir yazı olarak yazımın devamında anlatacağım.

Devamında üçüncü konuya geçtim, lüks bir lokantada yemek yemenin vermiş olduğu rahatsızlık duygusuna, burada da nefes çalışması yaptım ve olaylara yeniden bakmaya çalıştım. Gördüğüm şeyler oldukça enteresandı konu aslında kendime güvensizliğimden kaynaklanıyordu. Ben lokantaya girerken lokantada bulunan garson komi vb. insanlardan utanıyordum. Beni yargılayacaklarını, arkamdan benimle dalga geçeceklerini sanıyordum. Ama diğer taraftan baktığımda oradaki insanların benden üstün olmadıklarını fark ettim. Onların o lokantanın içinde olmaları o lükse sahip olmaları anlamına gelmiyordu, onlar orada insanlara hizmet eden ve bunun karşılığında ücret alan sıradan insanlardı. Ben ise onlardan maddi ve manevi anlamda aslında üstündüm. Onlar bana hizmet edeceklerdi ki karşılığında para kazanabilsinler, onlara bana muhtaçlardı. Ben onlara değil.
Bir diğer konu ise ben tanımadığım benden hiçbir üstünlüğü olmayan insanlara kendimi yargılama izni veriyordum ve bu durum zihnimi yemek boyunca meşgul ettiği için yediğim yemekten zevk alamıyordum. Mutlu olamıyordum. Yemeğin tadını çıkartmak yerine kendi kendimi zihnimde yiyordum. Aynı zamanda benim için çok önemli olmayan yemek ücreti de beni rahatsız ediyordu. Bu konunun da aslında yukarıda belirttiğim ailemle ilgili duruma dayandığını fark ettim. Aileye borcunu ödemek yerine parayı lükse harcamak.
Devamında diğer konuya geçtim eşime ve çocuklarıma harcamaları için para vermeye ve onların bir şeyler almasının beni rahatsız etmesine.  Bu durum içinde nefes çalışması yaptım. Yine parasal konulardaki sıkıntımın kaynağı olan kendimi suçladığım aileme yeterince yardım etmediğim konusu çıktı ortaya. Anneme babama yeterince yardım etmediğim için kendimi suçlarken birilerine harcama için para vermek beni rahatsız ediyordu. Tabi birde burada geçmişte ailede yaşanan para sıkıntısının yaratmış olduğu kıtık bilinci de vardı ikisi birlikte beni kıskaca alıyordu.
Yaptığım çalışmalar sonrasında imgeleme konusunda beni rahatsız eden konuların bir kısmını çözmüştüm ve daha rahat imgelemeye başlamıştım. Aynı zamanda kendi içimde müthiş keşifler yapmıştım. Kendimle ilgili birçok konunun kaynağının çocukluğumla ve ailemle ilgili olduğunun farkına varmıştım.
Bu imgelem çalışması sonrasında yavaş yavaş imgelediğim olayları yaşamaya başlamıştım. Artık her hafta sonu ailemle bir lokantada akşam yemeği yiyordum ve bu durum beni rahatsız etmiyordu. Cebimde bazen taşıdığımdan fazla para taşıyıp kafede ya da lokantada nakit para ödemeyi seçiyordum. Arada zaman zaman param azalıyor hissi olsa da bankada devamı olduğunu bilmek olayı rahatlatıyordu. Adım adım ilerliyordum. Bende bir değişim başlamıştı.
Çalışmalar beni asıl çözmem gereken noktaya getirmişti. İki nokta fark etmiştim birisi yargılanma korkum diğeri ailemle ilgili konulardı.
Yargılanma korkumu fark edince zihnimde bir şimşek çaktı aslında ben bu durumu her yerde ve her durumda yapıyordum. Sokak ta çarşıda, bakkalda, markette, işte evde aklımın aldığı her yerde ve bu durumda kendime güvenle alakalı bir konuydu. Yaptığım çalışmalarla ben kendi içimdeki sorunun kaynağına doğru bir seyahate başlamıştım. Soğanın kabukları soyuldukça merkeze doğru temel etkenler ortaya çıkıyordu
Kendime güvenle ilgili konunda aslında çocukluğumdaki düşünce yapımdan ve aileme bakışımdan kaynaklandığı bu çalışmaların devamında yapmış olduğum diğer çalışmalarda anladım. Ortada birbiriyle bağlantılı iç içe girmiş bir konu vardı. Ve şimdi bir sonraki adım bunların çözülmesiydi.
Bu çalışmaları bir sonraki yazımda anlatmaya devam edeceğim.

Sevgiyle

Halis Şhnr.

13 yorum :

  1. harika çalısmalar ve yol göstericiliğinizi bizlerle paylaştıgınız için tesekkur ederim..gercekten cok faydalanıyorum.devamını beliyorum..sevgiler..yolunuz acık olsun..

    YanıtlaSil
  2. Bu konuya olumsuz eleştiride bulunmak için devasa bir bilgi birikimi ve deneyime sahibim,ama Halis Bey'in deneyiminin başarıya ulaşması ve böylece benim de bu deneyimden faydalanabilmem ve arzuladığım hayatı yaşayabilmem için iyi dileklerimi gönderiyorum.Umarım bu deneyiminizin tartışılmaz olumlu sonuçlarını okuma mutluluğunu yaşarız.

    YanıtlaSil
  3. Bilgi birikimlerini paylaşmak istersen sitemde yayımlamak isterim.
    Ben burada kendi bakış açımla yaptığım çalışmaları paylaşıyorum.
    Bazı çalışmalar tam tekniğine uygun olmayabilir. Aile dizimi konusunda aldığım bilgilerden kendime uyguladım. Hedefim ailemle barışı sağlamaktı. İzin verme ile yukarıda yaptığım çalışmayı birleştirerek bunu başardığımı düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  4. Merhaba Halis Bey,

    Sırasıyla yazılarınızı okuyarak bu sayfaya kadar geldim. Ara ara mesaj gönderdim , yorum bıraktım. Bugüne kadar hissettiğim utanma duygusu, kendine güvenmeme ve bunun sebepleri, , başkalarına kendimi eleştirme yargılama, kötü davranmalarına izin verme ve daha ne varsa bunlar bu kadar mı benzer olur. Ben de bu duyguların kadın versiyonuyum. Zaman zaman bu duygularla başedemiyorum, hayatı yaşamayı beceremiyorum, bunlar kendi kendine çözülecek sorunlar değil, ruhsal sorunlarım mı var diye düşünmedim de değil. Çok şükür görüyorum ki bunlar kendi kendime yaptığım eziyetlermiş. Lütfen böyle detaylı anlatımlara devam edin. Çok teşekkürler

    YanıtlaSil
  5. Bana bu konuda yardımcı olabilecek varmi

    YanıtlaSil
  6. Hakkımda sayfasındak, iletişim bilgilerinden yada yan taraftaki iletişim formundan ulaşabilirsiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Halis bey iletişim formunu göremedim numaranızı verseniz olur mu ihtiyacim var lütfen yardımcı olun

      Sil
  7. Paylasımınız icin tebrikler

    YanıtlaSil
  8. s.a abi bana yazarsan sevinirim nefes tektigini anlatırmısınız acil

    YanıtlaSil
  9. Sayı Kontrollü Nefes Tekniği
    Eğer yakınınızda tik taklarını duyabileceğiniz bir saat veya metronom yoksa düşüncenizde saniye ayarı yapmaya çalışınız. İçinizden her “bin bir” deyişiniz yaklaşık bir saniyeye karşılık gelir. Dört saniye süreyle nefes alın. Bin bir, bin iki, bin üç ve bin dört şeklinde saymaya devam ederek nefes alıp vermeye devam ediniz. 2 saniye süreyle nefesinizi tutunuz. Dört saniye süreyle nefesinizi boşaltınız. İki saniye nefes almadan durunuz. (4-2-4-2) ölçüsüne uygun olarak bu kontrollü nefes çalışmasını üç kez tekrarlayınız.
    Sayı Kontrollü nefes tekniğini günde 3 - 4 kez ve bir hafta süreyle tekrarlayınız. Vücudunuzun gevşediğini, dikkatinizin arttığını, tüm ağrılarınızda azalma olduğunu, stresten giderek uzaklaştığınızı hissetmeye başlayacaksınız. Ayrıca nefes alışverişlerinizin derinleşme ve solunum süresinin uzaması yönünde daha düzenlilik görülecektir

    YanıtlaSil
  10. s.a abi tesekurler bana bilgi verdiniz icin bunun acikla videoları varsa solermisiniz

    YanıtlaSil