Doğru Zamanda, Doğru yerde, Doğru Soruyu sor hayatın değişsin!!

  

Doğru kullanıldığında sorular, iletişimin en önemli silahıdır. Neden soru sorduğumuzu ve ne kadar bilgi almak istediğimizi bilmeli, sorularımızı buna göre şekillendirmeliyiz. Hiç diğer insanlara sorularınızı nasıl yönelttiğiniz üzerine düşündünüz mü? Sorular iletişiminizin ve kendinizi diğer insanlardan ayırma biçiminizin çok önemli bir bölümünü oluşturur. Sorular yoluyla bilgi alır, ilgi duyduğumuzu belirtiriz. Sorular aynı zamanda konuşmayı sevmeyen insanlarla iletişime geçmenin de başlıca yoludur. Ancak unutmamak gerekir ki soruların tek işlevi bilgi transferi değildir; aynı zamanda duygu transferini de sağlarlar. Bu yüzden iletişimde soruları etkin bir şekilde kullanabilmek çok önemlidir.

Soru sorarken bu 5 hataya düşmeyin!
  
Soru sorarken aşağıdaki beş hataya asla düşmemeye özen göstermelisiniz.

  1. Eğer alabileceğiniz yanıta hazırlıklı değilseniz veya başa çıkabileceğinizden emin değilseniz asla soru sormayın. Karşınızdaki insan haklı olarak “O zaman niye sordu ki?” diye düşünecektir.
  2. Bir soru sorduktan sonra aldığınız yanıtı asla eleştirmeyin veya onunla alay etmeyin. Başka insanlarla alay etmek hiçbir zaman akıllıca bir davranış değildir ama birisi sorunuzu yanıtlama inceliğini gösterdikten sonra onunla alay etmek özelikle aptalca olacaktır. Çünkü o kişi bir daha sorunuza yanıt vermez.
  3. Ciddiye almayacaksanız, kimseden tavsiye istemeyin Eğer kararınızı zaten verdiyseniz, yorum istemeyin.
  4. Eğer yanıtı zaten biliyorsanız veya duymak istediğiniz yanıt çok açıksa soru sormayın. Duygularınızı incitmemek adına kimseyi yalan söylemek zorunda bırakmayın.
  5. Sizi ilgilendirmeyen konularda soru sormayın. Soru sorma nedeninizi düşünün ve eğer iyi bir nedeniniz yoksa, sormayın. Alacağınız bilginin ne işinize yarayacağını değerlendirin. Birisi size uygunsuz bir şey sorduğunda da ona, bilmesini istediğinizden ya da gerçekte bilmek istediğinden daha fazlasını söylemeyin.
      
    Daha fazla bilgi almak için: açık uçlu sorular
      
    Açık uçlu sorular, “evet” ya da “hayır” sözcüklerinde daha uzun bir açıklama gerektiren sorulardır. Diğer insanlarla, özellikle de fazla konuşmayan sessiz insanlara iletişim kurarken açık uçlu sorular sormak önemlidir.

Örneğin;

Bu komitede çalışmak hoşuna gidiyor mu?
yerine

Bu komitede çalışmanın en çok hangi yanı hoşuna gidiyor?
ya da

İşin seni zorluyor mu?
yerine

İşinin seni en çok zorlayan yanı ne?
   
Bazı insanlar kapalı uçlu bir soruya bile “Evet” ya da “Hayır”dan daha uzun yanıtlar vermeyi tercih eder ancak bu çoğu insan için geçerli değildir. Bu yüzden özellikle sessiz insanlarla konuşurken sorularınızın açık uçlu olmasına dikkat edin. Sorunun ucu ne kadar açık olursa alacağınız yanıt o kadar fazla bilgi içerecektir.

İnteraktif dinleme için sorular
  
Yukarıda listelenen soru sorma hatalarından ilk üçü, bizi yanıtı gerçekten de dinlememiz gerektiği konusunda uyarmaktadır. Dinlemek, iletişim sürecinin en çok ihmal edilen kısmıdır. Hepimiz çevre koşulları, konuşmacı, konuşmanın konusu, kendi ruh halimiz gibi dinlememizi engelleyici birçok faktörü zaten biliriz. Bunları değiştiremediğimiz durumlarda yapabileceğimiz tek şey, daha iyi dinleyebilmek için daha fazla çaba göstermektir.
   
Aktif dinleme terimini büyük olasılıkla hepimiz duymuşuzdur. Bu terim, konuşmacının mesajını doğru şekilde anlamamızı sağlayacak eylemleri gerçekleştirmeyi tarif eder. Anahtar sözcüklere odaklanmak ve hatta edindiğiniz bilgileri kafanızda sıraya koymak bu eylemler içinde sayılabilir. Tabi iki bazı durumlarda ana noktaları hatırlamanıza yardımcı olacak notlar alabilirsiniz. Eğer konuşma sırasında böyle bir olanağınız yoksa, mutlaka konuşmanın hemen ardından, unutmaya başlamadan önce not alın.
   
Aktif dinlemenin bir adım ötesi, interaktif dinlemektir. Bu, doğru mesajı aldığımızdan emin olmak adına konuşmacıyla etkileşim içine girmek anlamına gelir. Mesaj belirsizse ya da yeterince açık değilse sorular sorabiliriz. Bu sorularla mesajı doğru anlayıp anlamadığımızın sağlamasını da yapabiliriz.
   
İnteraktif dinleme sırasında, sözlü olsun ya da olmasın, küçük tepkiler veririz ve böylece dinlediğimizi göstererek karşımızdaki konuşmacıyı daha fazla konuşmaya teşvik ederiz. Bu süreç içinde duyduğumuzu doğrulatmak için konuşmacıya kısa özetler sunmak da gerekir. Bu özetler şu işlevleri gerçekleştirir:

  1. Bilgilerin gerçekliğini kontrol etmek

Örnek:
· Raporu zamanında teslim edebildiniz demek.
· Sanırım bir sorun olduğunu bilmiyordunuz.

  1. Bilgiyi genişletmek ya da genellemek

Örnek:
· Onun üzülmesini engellemek için gerçekten de çok uğraşmışsınız.
· Durumu iyileştirmek için çaba göstermişsiniz.

  1. Sözcüklerin ardındaki duyguları ortaya çıkarmak

Örnek:
· Kendinizle gurur duyuyor olmalısınız.
· Bu sizin için çok üzücü olmalı.
  
Tüm bu interaktif dinleme tekniklerini kullanırken, konuşmacının sözünü kesmemeniz çok önemlidir. Eğer sizin özet açıklamanızla ilgilenmezse, anlamanıza yardım edecek başka bir soru deneyin.
   
Aktif ve interaktif dinleme, kesinlikle çaba gerektirir ama sizi amacınıza ulaştırır. İyi dinleme yetenekleri hem profesyonel hem de kişisel yaşantımızda bize çok fayda getirir. Dinleme öğrenmemizi, diğerlerini anlamamızı ve diğerlerine, onları önemsediğimizi göstermemizi sağlar.

Yanıtlar değerlidir
   
Bir gün bir adam yolda yürürken bir tabela görür. Tabelada “100 milyon liraya üç sorunuzu yanıtlıyoruz” yazmaktadır. Adam merak eder ve tabeladaki okları takip ederek bir dükkandan içeri girer. İçeride genç bir adam oturmaktadır. Merakı iyice artan adam, ” Yüz milyon üç soru için biraz fazla değil mi?” diye sorar. “Evet, öyle” diye yanıtlar genç adam. “Sıradaki iki soruyu alayım…”

Similar Posts