Gevşeme

“Dinlenme, hareketin efendisidir.”
Lao Tseu

Gevşeme, yaşamsal enerjimizi kısa bir zaman için de ol­sa, vücudumuzda ve aklımızda yer alan doğa kurallarını “tü­müyle bırakarak”, geri alma sanatıdır. Kendimizi gevşetmek, içimizde dolaşan enerjiyi özgür bırakmak demektir. Dinlen­me, temel olarak bir yapmama, bir çalışmamadır. Bu “koy-verme”, bu “bırakıverme”, ileride damarlarımızı daha iyi doldurmak için, boşluk yaratmaktır. Bu kavramı benimse­mek bizim için, Batılılar için, çok zordur, çünkü bir ara, bir duraklama isteyen bu düşüncenin tersine, biz harekete çok değer veririz.

Gevşeme, genel düşünüşün tersine, çok fazla zaman kazandırır. Aslında, küçük bir gevşeme, iyi bir gece uykusu kadar etkilidir. Zihniniz açık olacak ve gün içinde yepyeni bir yaprak açmaya hazır olacaksınız. Özellikle, kendinizin efendisi ve açık bilinçli olacaksınız.

“Söz konusu olan sadece, sıkıntılı ve bencil egonuza, çok daha büyük bir benliği keşfetmesi için biraz dinlenme sağlamaktır…”

Yoga ve meditasyon gibi, çok sayıda gevşeme yöntemi vardır, ama anahtar soluktadır-, solunum. Gevşeme teknikle­ri gittikçe artıyor. Onlara okullarda, üniversitelerde, hatta hapishanelerde ve toplum yararı için her alanda gittikçe da­ha çok rastlıyoruz. Max Cade’ın çalışmalarına göre, insan­lar, stresin psikolojik belirtilerine hakim olduklarında, çok sayıda hastalık da önlenebilecektir. Stresin azaltılması, aynı şekilde bazı fiziksel belirtileri de yok edebilir.

ALFA DALGALARI

Sağa sola koşmakla meşgul olduğumuz sırada, titreşim ritmimiz “normal” bir hareket seviyesinde, beta seviyesinde, bulunur. Gevşediğimiz zaman, titreşim ritmimiz çok daha yavaş ve derindir; böylece alfa seviyesine gireriz.

Alfa seviyesinin, sağlıklı olmak için gerekli olduğu bili­nir. Günlük yaşamımızı sürdürmemiz için çok etkilidir. Aslın­da, zihnimiz ve vücudumuz dinlenmiş olduğunda, çok daha algılayıcı ve açık oluruz, bu durumda zihnimiz çok açıktır. İyi kararlar alırız; eksiksiz planlama yaparız ve çok daha üret­ken bir şekilde çalışırız. Alfa dalgalarına sürüklenme, bize sadece dinlenme ve zihinsel derinlik sağlamayacak, eğer şu anki sonuçlarla ele alınırsa, zihinsel kapasitemizi de güçlen­direcektir.

Geçmişte, dönüşü olmayan bir yol olarak algılanan “içe doğru yolculuk”, izleyenleri toplum dışına itmez. Tersine meditasyon, kişileri dünyaya ve yakınları arasındaki yerine, çok daha güçlenmiş olarak taşır. Elektrosefalogram dört tip dalga ölçer: alfa, beta, delta ve teta. Marilyn Ferguson’a göre, alfa ritmi saniyede 8 ve 12 veya 13 daire arasındadır ve uyanık ama dinlenmiş bir zihin durumuyla ilgilidir. İnsan­ların çoğu, alfa dalgalarını sadece gözlerini kapayarak üre­tirler. Ama uyanık durumda, yani gözler açıkken, alfa dalga­ları, başka dalga boylarıyla karışık bir şekilde bulunurlar. Dü­zenli alfa dalgalan, gözleri açık bir kişide alışılmamıştır; an­cak kişi uykuya geçerken görülebilir. Alfa genellikle, ani bir uyarıcı kuvvetle kesilir.

Beta dalgaları, hızlı ve sıkı, saniyede 14 ve 30 daire arasında döner. Düşünme veya zihinsel hareket sırasında gözlenir.

Saniyede yaklaşık 0.5 – 3.5 daire üreten delta dalgaları, hastalığın, kötüleşme ve ölümün yaklaşmasıyla bağlantılı gö­rülür. Geniş ve yavaş olan bu dalgalar, uyku sırasında belirir. Ayrıca, eğer uyanık bir kişide devamlı olarak ölçülürse, has­talıkla ilgili bir duruma, özellikle beyin tümörüne, işaret eder.

Saniyede 4-7 daire yapan teta dalgaları, duygusal du­rumlar, yaratıcı düşünceler ve önemli teoriler üretilirken ya­yılır. Uyanık bir kişide çok ender bulunur.

Gevşeme ve meditasyon seansları sırasında alfa dalga­ları sabit halde bulunurlar. Aynı şekilde teta dalgaları da bü­tün bireylerde rahat ve sakin bir duruma işaret eder.

PASİF VE AKTİF GEVŞEME

Çok sayıda gevşeme şekli vardır. Bunları ben iki katego­riye böldüm-, pasif gevşeme ve aktif gevşeme.

Pasif gevşeme, vücudu yatırma, her bir kası ve siniri gevşetme ve bu dinlenme pozisyonunu belli bir süre, tam bir gevşeklik hissedene kadar koruma olarak açıklanabilir.

Aktif gevşeme, tai-chi, yoga, yürüyüş, bahçe ile uğraş­ma, bisiklete binme, dans, kano, golf vs. gibi çok çeşitli şe­kilde olabilir. Bütün bunlar ve çok daha fazlası, eğer onlara birer aktif gevşeme şekli olarak yaklaşılırsa, aktif gevşemeye dönebilirler. Bu yüzden, bir spora aktif gevşeme amacıyla başlamadan önce, aşağıdaki gibi hazırlanılması tercih edil­melidir:

Solunum: Zihninizi açacak bir ikili solunum alıştırma­sından sonra, vücudunuzda enerji dolaşımını kolaylaştırmak için karından solunum alıştırması yapın.

Yoğunlaşma: Yapmaya hazırlandığınız aktivite üzerine yoğunlaşın. Zihninizde kendinizi, gerçek hareketlerini ürete­rek bu aktiviteyi yaparken görün. Dikkatinizin dağıldığını fark ettiğiniz zaman, onu tekrar konu olan aktiviteye döndü­rün. Bu alıştırma çok pratik ister ama, sonuçları harcanan çabaya değer.

Aktivite: Şimdi, aktivitenizi “bilinçli” bir şekilde yap­maya hazırsınız. Örneğin aktiviteniz yürüyüş ise, bunun üze­rine yoğunlaşın. Yolunuz üzerinde karşılaşacağınız her şeyi,
her çiçeği, her taşı, vs., sanki onu hayatınızda ilk defa görü-yormuşsunuz gibi hayranlıkla seyredin. Bütün aktivite bo­yunca, solunum alıştırmanıza devam etmeyi unutmayın.

Meditasyon: Aktivite sonrası, hareketsiz, oturur du­rumda, az önce yaşadığınız aktivite üzerinde derinlemesine düşünmek için kendinize birkaç dakika ayırın.

Acele etmeden, iç görünüzün önünden bu görüntülerin akışını yargılamadan, analiz de yapmadan, tıpkı televizyon­da bir film seyrediyor gibi ilgiyle izleyin.

Solunum: Aktif gevşemeyi, on kadar ikili solunum­la bitirin. Şimdi, tümüyle yenilenmiş durumdasınız.

Bu aktif gevşeme tekniğinin çok sayıdaki avantajının ya­nı sıra, günden güne solunum üzerindeki hâkimiyetinizin artması ve geliştireceğiniz yoğunlaşma sayesinde, üretkenli­ğinizin arttığını göreceksiniz. İşte yine “geminizin” olmakta­sınız.

DOĞA MERKEZLİ GEVŞEME

Pasif gevşemenin bu şekli, doğada gerçekten var olma­mızı, içinde yerimizi almamızı sağlar. Yağmur, bu gevşeme şekli için mükemmel bir yardımcıdır.

Yağmurlu bir günde, yağmurun sesini duyabileceğiniz, korunaklı bir yere oturun. Daha önce anlatıldığı gibi, sırt üs­tü yatıp gevşeyin ve düşen yağmuru hissedin.

Onun iyileştirici, temizleyici etkisinin size geçtiğini his­sedin. Her bir damlanın, tıpkı tüm doğada olduğu gibi, sizi de temizlemeye geldiğini hissedin. Doğanın bütünleyici par­çası oldunuz… Şimdi, Bütün’ün parçasınız… Ve yağmur sizi saflaştırmaya ve sizi beslemeye geliyor… Bu mükemmel olayı tümüyle yaşayın.

Aynı yöntemle diğer doğa olaylarını da, kuvvetli rüzgârları, kar fırtınalarını, kasırgaları vb. “yaşayabilirsiniz”. Bun­dan dolayı, bu olaylara “katlanmak” yerine, kendiniz bunlar­la beslemeyi ve içlerinde yer alan bütün enerji gücünü ve ye­tisini toplamayı öğreniyorsunuz.

YOĞUNLAŞMA

Hiçbir şey, kendimiz gevşetmek veya meditasyona baş­larken, “vahşi bir at gibi” koşan zihnimizi durdurmak kadar zor olamaz. Öyle görünüyor ki, vücudumuzu durdurduğu­muz an, aklımız bundan istifade, son hız çalışmaya başlıyor. Bu çok normal bir şeydir. Söz konusu olan, “kısrağımızı” uysallaştırarak evcilleştirmeyi, dizginlerini onu yönetmek için ele almayı öğrenmektir. Bize zihnimizin yönetimini tek­rar ele almamızda yardımcı olacak bir teknik de, yoğunlaş­madır. Bu tekniğin öğrenilmesi, yaşamımızın her yönü için yararlı olacaktır. İşte yine, her şeyin birbirine yakından bağlı olduğunun bir kanıtı.

Kendinde yoğunlaşma, ahlaki veya manevi hiçbir anlam taşımaz. Belirlenmiş ne bir duruş, ne yer, ne de uygulama saati vardır. Bir dansçının yaptığı alıştırmalara benzetilebilir. Yalnızca, kullanmadan önce çalgının, yoğunlaşma durumun­da ise düşüncenin temizlenmesidir söz konusu olan.

Yoğunlaşma aklı, bir fikre veya belli bir cisme yöneltme­yi sağlar. Bu çalışmada, kişi bilinçli bir şekilde, zihnini istila eden düşüncelerden korunmada ustalaşmayı dener.

Özetle yoğunlaşma, bir ilgi odağında belirli bir süre, dik­kati yoğun bir şekilde sabitleştirmektir. Gerçek bir yoğunlaşma, dikkati maddesel bir cisim yerine, bir fikir ya da belli bir dü­şünce üzerinde yoğun bir şekilde sabitlemeyi içerir. Yoğun­laşma, günlük bir sürüklenmenin aracılığıyla ve bunun sonu­cunda, verilen bir jestin tekrarıyla elde edilir.

Yoğunlaşma alıştırmaları, kesinlikle meditasyon alıştır­malarından önce gelir. Bir uygulayıcı, meditasyona geçme­den önce, yoğunlaşmayı elde etmelidir, aksi takdirde, medi­tasyon yapacak uygulayıcı ve iradesi ne olursa olsun, üçün­cü vazgeçilmez öğe olan teknik eksik kalacaktır.

Bütün günlerinizi bir yoğunlaşma alıştırmasına dönüştü­rün, öyle ki her işi, gerçekten önemli olan tek şey gibi ya­pın. Bir işe başlamadan önce kendinize şunu söyleyin: “Bundan sonra, bir saat (örneğin) bu konu üzerine yoğun­laşmaya çalışacağım. Bu bir saat içinde, diğer tüm uğraşlara karşı ilgisiz kalacağım. Bu işi, ilgi dağıtan konulara dikkat et­meden bitireceğim, çünkü böyle davranmam gerekiyor.” Ar­dından kendinizi yoğunlaştırmanız gerektiğini unutun ve işi­nize (bu bir sınav, bir belgenin hazırlanması veya temizlik yapma bile olabilir) başlayın.

Yoğunlaşma alıştırmalarının sabah uygulanması daha iyidir, çünkü yerden gelen akımların gücü, öğlene kadar ar­tar, ardından gece yarısına doğru azalır. Diğer taraftan, be­yin iyi bir gece uykusundan sonra daha kıvraktır, çünkü gün­lük rutin işler sayısız titreşimle “henüz düşünce aynasını ka­rartmamıştır”. Eğer güne, dikkat “önemli şeylere” yoğunlaş­tırılarak başlanırsa, bu hareketin tüm gün boyunca günlük yaşamı iyi yönde etkilediği görülecektir.


“VAHŞİ ATA” HAKİM OLMAK

Zihinsel karışıklık

“Her zihinsel harekete boyun eğdiğimizde, ne hareket, ne de devamlı karışıklığı fark edilebilir, ama onu sabitleştirmek mümkün olduğunda, bir başka deyişle hareketsizken, bu, kabullendiğimiz duraksız hareketi seçmeye başlarız”.
Annie Besant – Le Pouvoir de la Pansee


Böylece, çok eski zamanlardan beri herhangi bir disipli­ne sahip olmayan düşünce makinesi, ona hakim olmak için yapılan ilk girişimlere karşı öfkelenir. Tıpkı vahşi bir at gibi, akıl “evcilleştirilmelidir”. Baş ağrıları, uykusuzluk, kızgınlık vb. gibi, hoş olmayan sorunlar çok fazla uyarılmanın belirti­leridir. Bunlar, alıştırmaların süresi azaltıldığı anda, hemen ortadan kalkacaklardır. Yine, kendi öğrenme süremize gü­venmeyi bilmeliyiz.

PARAZİT DÜŞÜNCELER

İstilacı düşünceler, uygulayıcı kişiyi, seçilen konudan uzaklaştıran bir grup benzerliklerden ileri gelir veya bunlar tümüyle kişiye yabancıdırlar. Örneğin, “evrensel sevgi” üze­rine derinlemesine düşünmeyi istiyorsunuz ve düşünceleri­niz, alışveriş listenize veya arabanızda yapılması gereken onarımlara doğru kayıyor. Parazit düşünceler, sizin meditas-yonunuzu “sabote” etmeye gelirler. “Eğer daha küçük bir enerji ile aynı sonuç alınabilecekse, hiçbir zaman bu gücü bir başkasına tercih etmeyin” diyen Doğu prensibini kulla­nın. Değerli bir enerji kaybına yol açacak bu istilacı düşün­celere direnin. Onları sadece sakin ve tarafsız bir şekilde, zi­hinde belirdiği şekilde izleyin. Onların, ne enerji, ne de za­man kaybına yol açmadan silindiğini gözleyeceksiniz.

Çin atasözü: “Düşüncelerin sizi alıp götürmesini engel­leyerek, aklınızı istila etmesine, onları bastırmadan izin ve­rin. Kaçak bir düşüncenin, siz izlemeden akmasına izin ver­meyin. Çünkü, o daha etkili bir şekilde yeniden ortaya çık­mak için kaybolacaktır” der. Yol göstericiniz kızgınlık değil sabır olmalıdır.


Alıştırmalar

Yoğunlaşma

Enerjinizin iyi dolaşması için sırtınız dik, kollar bacaklar serbest bir şekilde rahatça oturun. Önünüze, gözleriniz için yeterli bir uzaklıkta, bir cisim (başlangıç için mum gibi çok basit bir cisim, seçmenizi öneririm) yerleştirin. Bu teknikte ustalaşmaya başladığınızda, daha karmaşık cisimlerle (örne­ğin bir kristal, bir buket çiçek veya heykel) çalışabileceksiniz. (Seçtiğiniz cisimle aranızda herhangi bir duygusal bağın ol­mamasına dikkat edin. Aile fotoğrafları, sevdiğiniz bir kişiye ait eşya vs. seçilmemelidir).

Solunum

Şimdi zihninizi temizlemek için, ikili solunum tekniğini uygulayın. Sonra, enerjinizin akmasını ve bunun bütün alış­tırma boyunca devam etmesini sağlayacak olan karından solunum alıştırmasını yapın.

Yoğunlaşma

Şimdi, bakışınızı seçtiğiniz cisme (burada mumu ele alalım) yöneltin. Alevin kaynağına ait noktayı bulun ve sade­ce bu noktaya yoğunlaşın. Gevşek kalmak için, karından so­lunuma, bakışınız sürekli alevin üzerinde yoğunlaşmış şekil­de devam edin. Aklınız sizi başka yöne çektiğinde (“vahşi at”ı hatırladınız mı?), dikkatinizi tekrar aleve doğru yönlendi­rin ve yeniden solunumunuza yoğunlaşın. Bu alıştırmayı yaptıkça, zihninizi yönetmeyi ve soğukkanlı tarafsızlık yete­neğinizi geliştirmeyi öğreneceksiniz. Bu alıştırmaya, kendi­nizi yorgun hissedene kadar devam edin. Önemli olan, hiç­bir şeyi, hiçbir zaman zorlamamaktır. Yoğunlaşma sürenizin zamanla artacağını göreceksiniz.

Meditasyon

Şimdi dinlendirmek için gözlerinizi kapatın ve karından solunuma devam ederek bir süre az önce yaptığınız alıştır­mayı düşünün. Görüntülerin, onları yakalamayı denemeden, akmalarına izin verin. Onların gökteki bulutlar gibi süzülme­sini izleyin… Düşünmeden düşünün… Bırakın, çok yavaşça aksınlar. Hazır olduğunuz zaman, ellerinizi hızlı bir şekilde bu güzel enerjiyi harekete geçirmek için birbirine sürtün ve ardından hafifçe yüzünüze vurun.

Klasik gevşeme

Şimdiki alıştırma, her gün yararlanabileceğiniz çok kla­sik bir gevşeme alıştırmasıdır. Bunu, daha büyük bir etki için kendi sesinizle teybe kaydetmenizi tavsiye ederim.

Ayaklarınız ve kollarınız hafifçe ayrık vaziyette, yere uzanın. Derin bir şekilde karından solunum yapın. On tane yaptıktan sonra, dikkatinizi ayaklarınıza, her bir ayak parmağınıza verin. Onların gevşediğini, ağırlaştığını hisse­din… Şimdi ayağınıza doğru çıkın… Yere batıyor… Topukla­rınız gevşiyor… Şimdi, sıra bacaklarınızda… dizlerinizde… baldırlarınızda… kalçanızda… Vücudunuzun belden aşağısı hareketsiz, yere gömülen bir kütleden başka bir şey değil. Şimdi, karnınızın gevşediğini hissedin. Şimdi, göğsünüzün, omuzlarınızın yere gömülmesinde sıra. Boynunuz, çeneniz gevşiyor. Yüz kaslarınız gevşiyor, bütün başınız ağır bir kütle oluyor ve yere gömülüyor. Kollarınız… dirsekler… önkollar, elleriniz hatta herbir parmağınız ağırlaşıyor ve yere batıyor.

Bütün vücudunuz, ağır ve hareketsiz, yere gömülen bir kütleden başka bir şey değil. Öyleyse kendinizi koyuverebi­lirsiniz, vücudunuza bir hediye olarak gevşemeyi sunabilirsi­niz.

Zihninizin dinlenmesine yardım etmek için, karından solunuma yoğunlaşın ve her soluk verişte şu cümleyi tekrar­layın: “Kendimi tümüyle bırakıyorum.” Nefes alın… Nefes verin… “Kendimi tümüyle bırakıyorum.” Karanlığı düşleyin. Sessiz bir boşlukta kayma hissini tadın. “Bitmeyen bir gece­de, sonsuzluk uykusu” içinde olduğunuzu düşünün. Bu du­rumda istediğiniz kadar kalın. Başka işler yapmak için hazır olduğunuzda ellerinizi ve ayaklarınızı oynatın. Az önce birik­tirdiğiniz bu güzel enerjiyi harekete geçirmek için ellerinizi birbirine hızla sürtün ve hafifçe yüzünüze vurun… Harika bir “lifting” (yenilenme).

Şimdi, yavaşça kalkın ve tümüyle gevşeme olayını yaşa­dığınız sıradaki hislerinizi gözden geçirin. Bu alfa seviyesini yaşayın. Zihninizin hangi noktada açık olduğunu hissedin.

İçinizde, özgürce dolaşan enerjiyi tekrar hissedin. Gevşeme­nin yararlarının ne kadar farkına varırsanız, buna geri dön­mek için “zaman” ayırmak o kadar kolaylaşacaktır. Bir kez bu alıştırmaya alışınca, beş dakika bu tür bir gevşeme, zihni­mizi temizleyip canlandıracak olağanüstü bir enerji miktarı üretmeye yetecektir.

Chislaine D. Martel
Ben Enerjiyim

Bireysel Danışmanlık

Kontrol Sende Kitabım için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız

Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabım İçin lütfen aşağıdaki linke tıklayınız

Similar Posts