Görüntülemenin Dönüşüm Enerjisi

Görüntüleme nedir?

Görüntüleme, bir şekil değiştirme enerjisini harekete geçirir. Nasıl korku bizi donduruyorsa, görüntüleme de bizi harekete geçirir. Korkunun etkisiyle ne kadar donup kalınır­sa, o kadar paralize olunur ve fiziksel, zihinsel yetenekler kaybedilir. Buna karşılık, ne kadar çok hareket edilirse, o kadar yaşama dönülür. Zihnin bir yapısı olan korkunun, ha­rekette yeri yoktur.


“Beyin,hafızasında veya hayal gücünde bir görüntü ürettiği zaman, vücudumuzda çok belirgin değişikliklere yol açar.Bu telkinler ancak vücut ve zihin yeterince dinlenmiş olduğunda, bilinçaltında kök salacaklardır.”
Ronald Shone

Görüntüleme bir eylemdir ve bir rüya değildir. Bu an­lamlı bir eylemdir, çünkü oluşturduğumuz düşünce, somutla­şana kadar kendini geliştirir. Maddedeki biçimin kendini göstermesi, fikri izlediğine göre, bu enerjiyi kendimiz için, hayatta ne yapmak istiyorsak onu, tam olarak gerçekleştir­mede kullanacağız.
Hayalde canlandırma her durumda ve her yerde, örne­ğin spor yaparken, iş hayatında, ikili ilişkilerde, sağlık-bakım merkezlerinde uygulanabilir.

Görüntülemenin Değişik Tipleri

Hareket sırasında görüntüleme.

Uyanık durumday­ken, tam hareket anında uygulanır. Aslında, hareket halin­deyken, gözler tam açıkken alışkanlıktan da öte bir kendini bırakmıştık içinde kendini gösterir. Örneğin yavaşlatılmış bir filmdeki gibi, koştuğunu düşünerek bir yarış yapmak. Bu gö­rüntü, zihinsel gevşemeye fiziksel başarıyı ekleyerek vücut üzerinde ani bir etki yapar.


Programlanmış görüntüleme.

Bu metodu uygula­madan önce, 6.Bölümde sayfa 113’de anlatılan solunum tekniğini uygulayarak kısa bir süre (5-10 dakikalık) gevşeme alıştırması yapmayı tercih etmelisiniz.

Bu tekniğin kuralı şudur: Kişi yoğunlaşmak istediği bir görüntüden hareket eder. Örneğin, bir doğa manzarası. Sonra, kişi istediği kadar uzun bir süre için bu görüntüyü ve ona bağlı tüm hisleri yudumlayarak yaşar.


Alınabilir görüntüleme.

Programlanmış gevşeme ile ( aynı gevşeme tekniğidir, yalnız, kişi bunda çok daha derin bir gevşeme durumuna girer. Kişi bir görüntüyü, çok derinden etkili bir hissi ortaya çıkararak, iç dünyasıyla iletişime girer, çünkü bunlar iç dünyasını yansıtır ve belirtirler. Buradan ha­reketle, büyük bir görüntü ve his grubu, alıcılık durumunun yaratılmasıyla belirir. Görüntüler “alınır”

Görüntülemenin Evreleri

İşte, görüntüleme deneyiminden en iyi şekilde faydalan­mak için üç etap:
· İlk etap: kendine bir amaç belirlemek;
· İkinci etap: kendine net bir görüntü oluşturmak;
· Üçüncü etap: görüntüyü sık sık enerjilendirmek.

Eğer hayattan istediğimizi elde edemiyorsak bunun se­bebi, amaç belirlemeyi öğrenmenin önemli olduğu bir du­rumda, ne istediğimizi bilememektir. Örneğin, bir yolculuğa çıkıyorsak, gidilecek yolu belirlemek için, gidilecek son nok­tayı bilmek zorundayız. Aynı şekilde, düş “yolculuğu”na çıkı­yorsak, izleyeceğimiz yolu belirlemek için de bir amaç belir­lemeliyiz. Bir amaç belirledikten sonra, olayların ne kadar hızlı geliştiğini görmek her zaman çok şaşırtıcıdır. Bir fikir üretilir üretilmez, hemen evrende bir biçim almaya başlar.
Bir amaç belirlemek, hangi yolun kullanılacağını belirle­mektir. Yaşamımızda, kendimize “Hangi yolu izlemeliyim?”, “Ne yapmalıyım?”, “Kariyerimi değiştirmeli miyim?”, “Oku­la geri mi döneyim?”, vb. gibi sorular sormakla çok zaman kaybederiz. Çoğu zaman cevapsız kalan bütün bu sorular, bize inanılmaz zaman kaybettirir. Bizi strese sokar ve gerginleştirirler.


Kendimize bir ya da birkaç amaç belirlediğimizde, bize en uygun olanına yönelmemiz mümkün olur. Daha sonra, her hangi bir direnmeyle karşılaşmadan olayların akışını sağlayabiliriz. Belirleyeceğimiz amaç, “beton dökülmüş” gibi çok katı olmak zorunda değildir.


Gerekli düzeltmeleri yapmak için, belli dönemlerde amaçlarımızı gözden geçirebilmek gibi, çok özel ve tavsiye edilebilecek, bir olanağımız var. Bir kaptan da, aynı şekilde devamlı araçlarını kontrol edecek ve gerekli gördüğünde ro­tayı değiştirecek düzenlemeler yapacaktır. Eğer gemisi bir engele yaklaşırsa, durumu gözden geçirecek ve gerekli ka­rarlan alacaktır. Böylece, yükünün ve tayfasının güvenliğini sağlamış olacaktır. Aynı şey, hepimiz için geçerlidir. Hepi­miz kendi gemimizin kaptanıyız ve onun yürütülmesi konu­sunda sorumluluklarımız ve tercihlerimiz var. Amaçlarımızı belirlediğimiz zaman, genellikle büyük bir rahatlık ve huzur hissederiz. Bizde çok büyük bir gerginlik yaratan belirsizlik, yerini bir kararlılık ve kaderimizden sorumlu olma duygusu­na bırakır.


Bir amaç belirlemek için uygulayacağınız hareket, oyun gibi, çok özgür bir tarzda oluşturulmalıdır. Bu alıştırma, sa­dece sizin içindir. Sizin belirlediğiniz amaçları, siz istemedik­çe kimsenin bilmesi gerekmez. Alıştırmadan sonra, çalıştığı­nız kağıdı yok etmeniz yeterlidir. Öyleyse kendinizi her türlü baskıdan ve özellikle başarı hırsından kurtarın. Bu alıştırma­ya tıpkı bir çocuğun yeni bir oyunu keşfetmesi gibi, oyuncu kişiliğinizle başlayın.


Kendimize amaçlar belirlemeye karar verdiğimizde, ço­ğu zaman ilgimizin çeşitli şeylerle (yemek yemek, temizlik yapmak, uyumaya gitmek vb. gibi) dağıldığı olur.


Bu tepkiler çok normaldir ve içten gelen direnmelerimi­zi yansıtırlar. Hatta bazen kendimizi güçsüz veya yapmamız gereken işi yapamamış gibi hissettiğimiz de olur. Bu hisleri tam olarak “yaşamak”, onları reddetmemek önemlidir, çün­kü onlar içimizdeki duyguları yansıtırlar. Aynı zamanda, bu oyalamaların bizi yolumuzdan döndürmesine engel olmak çok daha önemlidir. Öyleyse, duygularımızı yaşayalım ve ba­şımız dik, maceraya atılalım!

Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabım İçin lütfen aşağıdaki linke tıklayınız


Kendinize amaçlar belirlerken, alıştırma tersini söylemezse, gerçekçi olun. Başlangıç olarak, şu an içinde bulun­duğunuz durumu ele alın ve kendinize kolayca üstesinden gelebileceğiniz amaçlar belirleyin. Daha sonra, rahatça ge­nelleştirme yapabilirsiniz. Örneğin, 1.60 m boyundaysanız ve dünya basketbol şampiyonu olmayı amaçlarsanız, hayal kırıklığına uğramanız çok büyük bir olasılıktır!


Diğer yandan başlangıçta, aynı anda çok fazla amaç belirlememek, enerjinizi dağıtmamak için önemlidir. Size, ger­çekleşme sürecini ve sonuçlarını iyice izleyebilmeniz için, tek bir amaç üzerinde yoğunlaşarak başlamanızı öneririm. Amaçlarınız basit ve kesin olmalıdır. Bunları, her zaman ge­liştirebileceğinizi unutmayın. Uzun vadeli amaçlarınızda çok kesin olmak için kendinizi zorlamayın. Beş yıl sonrası için belirlenen bir amaç, gerçekleşirken birçok defa gözden geçi­rilme riski taşıyacaktır. Buna karşın, sonuçlanması yaklaştık­ça, tıpkı kısa vadelilerde olduğu gibi, bu amaç da, en ince ayrıntısına kadar belirlenerek, daha kesinleşmiş olacaktır.


Eğer bazı amaçlarınıza ulaşamadığınızı görürseniz ki bu çok olağandır cesaretinizi yitirmeyin. Bazı hedeflerin somut bir şekilde belirmediği, çünkü seçiminiz sırasında, onlarla uyuşmanın önemini kavrayamadığınız gerçeğini kabul edin. Bu ayrıntılara dikkat etmek, amaçlar karşısında başarısızlık duygusuna kapılmamak için, çok önemlidir. Diğer taraftan bir amacı gerçekleştirdiğiniz zaman, kendinizi kutlamanız da önemlidir, çünkü “yüreklendirme, sizin daha hızlı ilerlemeni­ze yardım eden özdür.”
O halde, bir amaç belirlediğinizde, kendinize açık, ger­çekçi ve yeniden gözden geçirilebilir bir hareket planı hazır­layın, sonra da bu amaca yavaş yavaş ilerleyin.


İlk etap: kendine bir amaç belirlemek

Bu etabı iyi anlamak için, çok basit bir alıştırma yapaca­ğız. Bir kalem ve birkaç kağıt alın. Alıştırmaya başlamadan önce, birkaç dakika zihninizi açmak için ikili solunum yapın ve ardından da enerjinin dolanımını sağlamak için, birkaç karından solunum yapın. Şimdi, başlamaya hazırsınız. Bir kağıda aşağıdaki başlıkların listesini yazın:

• Para • iş • kariyer • sağlık • yolculuk • öğrenim
(Bunlara, istediğiniz başka konuları eklemekte veya bunları yenileriyle değiştirmekte özgürsünüz.)

İlk olarak, bu temalardan birini seçin ve bu konuyla ilgili aklınıza gelen tüm fikirleri yazın. Örneğin “kariyer” başlığı altında, ilginizi çeken değişik kariyerleri, yapmak isteyeceği­niz kariyer değişikliklerini vs. not edebilirsiniz. Önemli olan bu listeyi bir çırpıda, sansür veya analiz yapmadan (ikincisi daha zordur!) oluşturmaktır. Kafanızdan geçen ne varsa hepsini yaklaşık on on iki tane olacak şekilde yazın. Eğer tı­kanırsanız, bu konuyu bir kenara bırakın ve diğerleriyle de­vam edin. Buna daha sonra tekrar dönersiniz. Bu bir oyun, bunu unutmayın! Bir başka kategoriye geçin ve böylece tüm başlıkları bitirene kadar devam edin.

İstediklerinizi netleştirmek


İkinci olarak, bir başka kağıt alın ve sayfanın en üstüne şunu yazın: “Eğer tüm istediklerimi yapabilseydim, tam iste­diğim gibi olabilseydim ve tüm istediklerimi elde etmiş olsay­dım, ideal yaşamım şöyle olurdu…


Hayal gücünüzü serbest bırakın ve yukardaki başlıkları ele alarak, aklınıza ne geliyorsa, sansür ve analiz yapmadan yazın. Bitirdiğinizde, yazdıklarınızı tekrar okuyun ve bunların üzerinde derin bir şekilde düşünün. Üçüncü olarak, yine bir kağıt alın ve şu an için, size gerçekleşebilecek gibi görünen, bir veya daha çok amaç sıralayın. İsterseniz bunu daha da geliştirerek, bir yıl, beş yıl vb. gibi daha uzun bir süre içinde gerçekleştirmek istediğiniz hedeflerinizin listesini hazırlayabi­lirsiniz. Daha sonra, amaçlarınızı doğrulamalarla kısa bir sü­rede tanımlayın. Örneğin, “Ben, şimdi hemşirelik diploma­sına sahibim.” gibi. Aynı şeyi, altı ay, bir yıl, beş yıl gibi, da­ha uzun vadeli amaçlarınız için de yapın.

Kontrol Sende Kitabım için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız


İkinci etap: kendine net bir görüntü oluşturmak


Bir cismin veya arzuladığınız bir durumun zihinsel gö­rüntüsü, nasıl istiyorsanız tam olarak ona bağlı olmalıdır. Onu şu an gerçekleşmiş “görmek” zorundasınız. Buna iste­diğiniz kadar ayrıntı ekleyebilirsiniz. Hayalinizde canlandır­mayı, fiziksel düzlemden bir görüntü ekleyerek güçlendirebi­lirsiniz. Örneğin, Havvai’ye bir geziyi hayal ediyorsanız, çok sık gördüğünüz bir yere (buzdolabının kapısına veya çalışma masanızın tam karşısındaki duvara) Hawai plajlarını göste­ren bir resim asın. Gözünüz bu resme her takıldığında, dü­şünüz daha da güçlenmiş olacaktır. Görüntü veya durumun açık ve kesin olması önemlidir. Örneğin bir araba satın almayı hayal ediyorsanız, o arabayı renk, marka, yapım yılı vb. gibi tüm ayrıntılarıyla düşleyin. Kaportayı açın ve tüm mekanik bölümünün (motorunun, radyatörünün, aküsünün vb.) çok iyi durumda olduğunu hayalinizde canlandırın.


Şimdi, karosere bakın, şöyle bir göz atın, tekerlekleri vs. bütün ayrıntıları inceleyin. Ardından arabanın kapısını açın ve içine girin, koltuk kılıflarına elinizi sürün, deri mi, yoksa kumaş mı, inceleyin. Şoför koltuğuna oturun, ellerini­zi direksiyona koyun, ön tabloya dikkatle bakın. Kilometre sayacını kontrol edin (istediğiniz bir sayıyı görün). Kaloriferi çalıştırın ve sıcaklığı hissedin. Radyoyu açın ve hoparlörden gelen müziği dinleyin. Vites kolunu deneyin.


Arabanın kokusunu içinize çekin. Bu araba sigara içen birine mi ait, yoksa içmeyen birine mi? (Seçimi size kalmış). Yeni mi, hâlâ yeni bir araba gibi kokuyor mu? Bu olayı en ince ayrıntısına kadar yazın. Bütün bu düşleme süresi bo­yunca kesin olmaya çalışın. Ayrıntılar eklemekten daha çok zevk aldıkça, “düşünce”nizi dile getirmek için daha çok ça­balayacaksınız.


Aynı şekilde, eğer patronunuzla zam istemek konusun­da bir görüşme yaptığınızı hayal ediyorsanız, bu olayın nasıl gerçekleşmesini istiyorsanız o şekilde, A’dan Z’ye tüm sah­neyi düşünün. Patronunuzun giydiği takımın renginden, sür­düğü parfüme kadar tüm ayrıntıları düşleyin. Düşlerinizle eğlenin, bunlar gerçekleşirken de eğlenmeyi öğreneceksiniz. Bunların gerçekleşmesinin ne kadar kolaylaştığını görünce çok şaşıracaksınız… Her şey içinizden geliyormuş gibi ola­cak.


Üçüncü evre: görüntüyü sık sık enerjilendirmek


Fikrinizi, günlük yaşamınıza yoğunlaşın. Örneğin, ban­ka kuyruğunda, taksi veya otobüs beklerken, araba kullanır­ken, kuaförde, meditasyon yaparken, vs. Onu ne kadar sık düşünürseniz, o da o kadar yaşamınızın bütünleşmiş bir par­çası olacak, hızlı bir şekilde gerçekleştiğini görme şansınız da çok artacaktır. Diğer tüm projelerde olduğu gibi, ne ka­dar çok enerji harcarsanız, elde ettiğiniz sonuçlar da o kadar başarılı olacaktır. Bu enerji, her zaman kesinlikle pozitif ol­malıdır. Amacınızla ilgili, doğrulama kullanın. Amacınızı şim­diki zamanda olmuş bitmiş gibi görün. Kuşkuların düşünce­lerinize sızdığını hissederseniz doğrulamalarınıza başvurun ve onları tüm ayrıntılarıyla hayalinizde canlandırın. Gevşeyin ve kasetinizi dinleyin. Duyduğunuz kendi sesiniz olduğu için, yani sizin öz titreşim seviyeniz olduğundan, enerji sizi hemen saracaktır.


Dinleme devresini bitirdikten sonra, kendinizi yeniden tümüyle “pozitif” ve amacınızla uyum içinde hissedeceksi­niz. Kasede kaydetme tekniği çok yararlıdır, çünkü sabah uyandığınız andan itibaren, zihniniz daha henüz tümüyle dinlenirken, yani alıcı durumdayken, bunu dinleme olanağı­na sahipsiniz. Böylece güne başlamadan önce, amacınızı içinize iyice sindirmiş olursunuz. Kasedinizi aynı şekilde, araba kullanırken vb. de dinleyebilirsiniz. Bu, size şiddetle önereceğim bir şeydir.


Amacınıza karşı ilginizin azaldığını hissederseniz, artık onu çok fazla düşünmediğinizi, genelde hiç düşlemediğinizi fark ederseniz, onu tekrar gözden geçirin; belki de yaşamınızdaki önemini yitirmiştir. Belki de ne istediğiniz konusunda kendinizi sorguya çekme zamanı gelmiştir. İstediğiniz şeyin sizin için en iyi olduğuna emin olmak için, doğrulamalarınızı her zaman, şu cümle ile bitirin: “… eğer bu benim ve ko­nuyla ilgili herkes için en iyi şey olacaksa.” Eğer dilediğiniz, bu çalışmayı yaptıktan bir süre sonra hâlâ gerçekleşmemiş olursa, ana planınızı gözden geçirin ve bu durumun gerçek­ten sizin gelişmeniz için istenebilecek şeyler arasında en iyisi olup olmadığını kendinize sorun.


Sık sık, yaptığımızın bilincine varmadan durumları “his­sederiz”; arzumuzun ve enerjimizin, tümüyle kaybolana ka­dar bir azalma eğilimi vardır. Öyleyse, konu olan amacı bir başka amaca geçmek için sonuçlandırmak, kendimizle daha barışık olmak; ve karşılığında büyük bir enerji ve neşe his­setmek için, bu durumu kabul etmek çok önemlidir.


Sevinç. İşte, benim tam sağlıklı olup olmadığımı bir çırpıda belli eden yanılmaz gösterge!
Yaptıklarınız karşısında sevinç hissedin, böylece doğru yolda olacaksınız. Şu an sizin için neyin iyi, neyin kötü olduğunu belirlemek yalnızca “sizin” elinizdedir. Neşeniz kaybolduğunda, hiçbir şeyi zorlamayın, bu sizin için bir göstergedir. Amacınızı tekrar gözden geçirme zamanıdır, hepsi bu. Bu hiçbir şeyin sonu değildir. Başarısızlık yoktur, sadece yol değiştirmek vardır.
Bu bir oyundur ve en ufak ayrıntısına kadar yaşamımızı yönetmeyi öğrenene kadar, neşe içinde değişiklikler yap­mayı bilmemiz gerekir.


Alıştırmalar


Yolculuk


Rahatsız edilmeyeceğiniz bir yere yerleşin. Eğer bu alıştırmayı kasede kaydediyorsanız, aralar sırasında (…) başka şekilde belirtilmemişse on saniye kadar boşluk bırak­mayı unutmayın. İyi yolculuklar!
Gevşeme tekniğini, kendinizi tümüyle rahatlamış hissedene kadar uygulayın. Derin derin nefes alıp verin (… 5 dakikalık bir ara verin.)


Üç kez derin soluk alıp verin. Işığı ve aşkı içinize çekin. Olumsuzluğu ve günün tüm kötü etkilerini dışa atın… Derin derin nefes alıp verin… Şimdi, başınızın üstünde beyaz bir ışık düşleyin, bırakın o, başınıza doğru aksın ve yolu üstün­deki her hücreye enerji vererek ve saflaştırarak vücudunuz boyunca süzülsün…
Şimdi de, solunumunuz üzerine yoğunlaşın… Nefes alın… Nefes verin… Vücudunuzda serbestçe dolaşan ve çev­renize ışın saçan bir ışığı hissedin… Siz şimdi, yolculuğunuz boyunca sizi koruyacak, beyaz bir ışık kütlesiyle çevrilmiş durumdasınız…


Şu anda, tümüyle gevşemiş ve size sunulacak tüm görüntülere karşı alıcı durumdasınız… Zihniniz sakin ve hu­zur içinde… Şimdi göz kamaştırıcı bir parlaklığa sahip mü­kemmel bir bahçede bulunuyorsunuz… Çevrenizdeki, her-şey, sizi hayran bırakıyor. Bin bir çeşit çiçekle çevrilmiş du­rumdasınız… Onlara bakıyorsunuz… Aralarından tanıdık ba­zılarını seçebiliyorsunuz. Bazıları da, sizin daha önce hiç görmediğiniz güzellikteler…


Bahçenin ortasında muhteşem bir çeşme yer alıyor… Çeşmenin suyu bir çağlayan şeklinde havuza dökülüyor… Çeşmenin kenarında oturuyorsunuz ve güneşin altında pırıl pırıl parlayan suya bakıyorsunuz… Sırtınızda güneşin sıcaklı­ğını duyuyorsunuz ve kendinizi mükemmel hissediyorsunuz… Havuzun dibindeki en ufak şeyi bile seçebilirsiniz… Belki de içinde küçük taşlar veya çok renkli küçük balıklar vardır?.. Bahçenizin sakinliği gittikçe daha çok sizi içine çekiyor ve git­tikçe artan bir bilinç seviyesine yükseliyorsunuz…


Kendinizi neşeli hissediyorsunuz ve şu an, görüntüler çoğalıyor… Tüm çevrenize bakıyorsunuz ve çok çeşitli tür­den, sayısız ağacı fark ediyorsunuz… İşte bu sizin bahçeniz, üstün zekanızın bahçesi…
Bakışlarınız gezdirirken, ağaçlar arasında küçük bir pati­ka keşfediyorsunuz… Bu patikadan yürüyorsunuz ve bir merdivenle karşılaşıyorsunuz… Bu merdivenin on basamaklı olduğunu fark ediyorsunuz… Ayağınızı ilk basamağa koyu­yorsunuz. Merdiveninizin yapım malzemesi size kalmış, taş, kristal veya ağaçtan olabilir. Bu önemsiz. Bu sizin merdive­niniz, yapısı sizin zevkinize bağlı. Ayağınızı ikinci basamağa koyarken, kendinizi daha hafif hissetmeye başlıyorsunuz…, ve üçüncü basamakta biraz daha hafiflemiş hissediyorsu­nuz… Dördüncü basamakta, basamakların üzerinde süzüldüğünüzü hissediyorsunuz… Sonra beşinci basamakta, kendinizi çok daha yükselmiş bir bilinç seviyesinde hissedi­yorsunuz; çok sakin ve huzurlusunuz… Altıncı basamakta, çok çok daha yüksektesiniz…


Yedinci basamağa vardığınızda, her iki tarafınızda birer ışık perisi fark ediyorsunuz. Bu periler sizin elinizi tutuyor ve siz bu şekilde yükselmeye devam ediyorsunuz… Sekizinci basamak… Dokuzuncu basamak… Onuncu basamakta, ha­rika bir ışıkla çevrildiğinizi hissediyorsunuz. Mükemmelliğin ışığı… Bu istediğiniz herhangi bir renkte olabilir. Bu rengin titreşimlerini içinize çekin… Rengin ta içinize kadar, vücudu­nuzun her yerine işlediğini görün… Bu renk, şu an için sizin ihtiyaç duyduğunuz ışıktır…


Önünüzde kristal bir patika bulunuyor… Bu yoldan ilerli­yorsunuz ve göz kamaştıran bir ışık tapınağı ile karşılaşıyor­sunuz… Oymalı iki heybetli kapı, iki ışık perisi yardımıyla açılıyor… Işık tapınağınıza giriyorsunuz… Kendinizi beyaz, pembe ve altın renkli mermerlerle süslü çok büyük bir sa­londa buluyorsunuz. Sütunların üzerinde ve içinde, yazıtlar görüyorsunuz… Tavandaki kubbe, tatlı bir ışığın içeri süzül­mesini sağlıyor… Salonun ortasında, yedi kolon fark ediyor­sunuz… Her birinin üzerinde birer peri yer alıyor.


İlk periye yaklaşıyorsunuz ve onu baştan aşağıya kırmı­zılar içinde olduğunu fark ediyorsunuz…, uzun kırmızı bir el­bise giymiş. Periniz size gülümsüyor ve size elini uzatıyor… Siz de elinizi uzatıyorsunuz ve elleriniz birleştiğinde, kırmızı rengi içinize çekiyorsunuz. Bu kırmızı enerjiyi içinize çe­kin… Soluk verin… şimdi, ikinci periye doğru yöneliyorsunuz… Turunculu bir peri… Turunculu perinize dokunuyor­sunuz ve turuncu rengi içinize çekiyorsunuz… Soluk verin…
Üçüncü meleğiniz, sarı ışık perisidir… Güneş enerjisi saçıyor… Ona dokunuyorsunuz ve sarı rengi içinize çekiyor­sunuz. Soluk verin… Dördüncü periniz, zümrüt yeşili ışınlar saçıyor… Bu periye dokunduğunuzda, zümrüt yeşili rengin içinize girdiğini hissedin… Derin bir soluk alın… Soluk ve­rin….


Şimdi ellerini uzatma sırası mavi ışık perisinde… Soluk aldığınız zaman tümüyle içinize akan, aşkın ışığıdır… Soluk verin… Sonra lacivert ışık perinize doğru yolunuza devam edin… Bu koyu mavi ışığı soluyun ve vücudunuzun yıldızlı bir gecede gökyüzünde, yıldızlar arasında özgür ve neşeli gezinerek yükseldiğinizi hissedin… Kendinizi bırakın ve morlu periye doğru yönelin… Sizin ruhsal durumunuzu yan­sıtan bu rengi içinize çekin… Kendinizi bu yüksek titreşime bırakın… şimdi, tapınağınızın kubbesinden geliyor gibi olan, çok saf, çok tatlı ve parlak beyaz bir ışıkla çevrilmiş olduğu­nuzu hissedin.


Şimdi, kendinizi ışıktan bir varlık olarak hissediyorsunuz ve ışık perileriniz arasından sıkıntısızca geziniyorsunuz… Onların her zaman sizle birlikte olduğunu ve hep olacağını biliyorsunuz… Onlara seslenmeniz yeterli ve onlar her za­man, her yerde, size yardım etmek için ortaya çıkacaklar…
Şimdi, merdiveninize ve bahçenize geri dönme zamanı­nın geldiğini hissediyorsunuz… Işık perilerinize teşekkür edi­yor ve onuncu basamağa yaklaşıyorsunuz… Bu basamağın üzerinde, sizi bekleyen bir paketi fark ediyorsunuz… Orada, çok çarpıcı bir şekilde süslenmiş olarak duruyor… Onu elini­ze alıyor ve çok yavaşça açıyorsunuz… Bu sizin için hazır­lanmış çok özel bir hediye… Şu an sizin tam ihtiyacınız olan şey… Onu iyice incelemek için zaman geçirin…


İki periniz size doğru yaklaşıyor ve birlikte, aşağıya in­meye başlıyorsunuz… Hediyenizin sizin için anlamının tam bilincindesiniz… Merdivenden iniyorsunuz… Yedinci basa­makta, periler kayboluyor ve siz inmeye devam ediyorsu­nuz… Altıncı basamak… Beşinci, dördüncü, üçüncü, ikinci.
Şimdi, bahçenize tekrar geri döndünüz… Renklerin ön­cekinden çok daha parlak olduğunu fark ediyorsunuz. Çeş­me, çok daha fazla parıldıyor… Çok daha kuvvetlenmiş bir hassaslığınız var… Çok yavaşça tekrar fiziksel vücudunuza dönmenin zamanı geldi… Derin bir soluk alın… Vücudunu­zu algılamaya başlayın, önce ayaklarınızdan başlayın, … to­puklarınız, … dizleriniz, … kalçanız, … omuzlarınız, … kalbi­niz, … başınız… Derin bir şekilde soluk alıp verin… Hızlı bir şekilde ellerinizi birbirine sürtün ve yüzünüzü ovun… Şimdi siz, tümüyle uyanık, bilinçli ve enerji dolusunuz. Gevşemiş, neşeli, sakin ve huzurlusunuz… şimdi, çok yavaşça gözleri­nizi, ışığın gözlerini, açın…


Affetme


Affetme süreci ardından elde edilen sonuçlar olağa­nüstüdür. Bağışlarken, çoğu insan, fiziksel sorunlarından kurtulmayı başarır. Bildiğiniz gibi, birçok hastalık bastırılmış üzüntü veya kızgınlığın birikmesinden olur.


İlk olarak, bir kağıda, yaşamınız boyunca size kötü dav­ranmış, haksızlık etmiş veya üzmüş herkesi; kızgın ve sert olduğunuz veya nefret ettiğiniz kişilerin isimlerini yazın. Her ismin yanına, size ne yaptığını yazın. Sonra, gözlerinizi ka­patın ve bu insanları düşünün. Kendinizi bu kişilerle konu­şurken görün. Geçmişte size yaptıklarından dolaylı onlara karşı neler hissettiğinizi söyleyin. Aynı zamanda onlara, şim­di içinizdeki enerji akışını tekrar sağlamak için, onları bağış­lamaya ve kendinizi serbest bırakmaya karar verdiğinizi be­lirtin. Onlarla konuşmayı şunu söyleyerek bitirin: “Seni ba­ğışlıyorum ve seni özgür bırakıyorum. Yolun açık olsun.”


Bu kısmı bitirdikten sonra, bir kağıdın üzerine: “Sizi ba­ğışlıyorum ve hepinizi özgür bırakıyorum” yazın ve kağıdını­zı atın; bu hareket, sizin geçmişle ilgili tüm bu olaylardan tam olarak kurtulduğunuzu sembolize eder.


İkinci olarak, bir başka kağıda, bu sefer sizin kırdığınız veya kötü davrandığınız kişilerin isimlerini sıralayın. Ardın­dan, yazdığınız isimlerin yanına yaptıklarınızı yazın. Aynı hayalde canlandırma işlemini, tüm bu kişiler için de uygula­yın ve onlara yaptıklarını anlatmak içini bir konuşma yapın. Sonra, onların sizi bağışladığını düşleyin. Bu kısmı tamamla­dığınız zaman, sayfanın altına şu cümleyi yazın: “Kendimi bağışlattım ve tüm suçluluk hislerinden kendimi kurtardım, artık özgürüm!” Ardından, sizin özgürlüğünüzün son sembo­lü olan kağıdı yok edin. Ve işte! Kendinize mükemmel bir hediye verdiniz!

Chislaine D. Martel
Ben Enerjiyi
m

Kontrol Sende Kitabım için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız

Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabım İçin lütfen aşağıdaki linke tıklayınız

Similar Posts

3 Comments

  1. Merhabalar.Blog yazan kişi ile iletişime geçmek istiyorum size ulaşabileceğim bir mail adresi alabilir miyim acaba ?

Comments are closed.