Çekim Yasası Nasıl Çalışır -5- Şükretmek

Şükretmek

İsteklerimizin bize daha hızlı gelmesini sağlayan bir şeyde şükretmektir. Şükretmek sahip olduklarımız için onları bize verene minnet duymak saygımızı göstermektir.

Şükretmek, verilen her türlü nimetten ötürü, dille ve kalple Allah’a olan minnet ve teşekkürünü ifade etmektir.
Yaradan kitabında bu konuya birçok ayette yer vermiştir.

Öyleyse Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden helal (ve) temiz olanlarını yiyin; eğer O’na kulluk ediyorsanız Allah’ın nimetine şükredin. (Nahl Suresi, 114)

Yaratan bizi bu dünyaya gönderdikten sonra rızkımı o vermektedir.

Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın. Her birinin (dünyada) duracakları yeri de, (öldükten sonra) emaneten konulacakları yeri de O bilir. Bunların hepsi açık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da yazılı)dır. (Hud Suresi, 114)

“De ki: Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkını biz veriyoruz. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere Allah’ın haram kıldığı cana kıymayın. Düşünesiniz diye Allah size bunları emretti.” (Enam Suresi, 151)

Birisi bize bir şey verdiğinde ona teşekkür ediyoruz. Birisinden bir şey almak istediğimizde ona önce iltifat ederek onun gönlünü almak hoş etmek isteriz. Bütün bunları daha fazlasını almak için yaparız ya da devamını almak için yaparız.

Kontrol Sende Kitabımın için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız


İşin ilginci ise esas sahibini hiç dikkate almıyoruz. Bu dünyadaki her şeyin sahibi bizi yaratandır. Biz ne kullanıyorsak ne yiyip içiyorsak gerçek sahibi yaratandır. Bize verilmesine izin veren yine yaratandır.
Biz hiçbir şeyimiz olmadan bu dünyaya geliyoruz. Ve yaratanın bize biçtiği vakite kadar yaşıyoruz. Yaşamak için ise yiyeceğe ihtiyacımız var ve yaratan bize bunu biçtiği vadeye kadar karşılıksız sağlıyor. Beklediği şey ise sadece ona şükretmek.

Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (Nahl Suresi, 18)

… Şüphesiz Allah, insanlara karşı büyük ihsan (Fazl) sahibidir, ancak onların çoğu şükretmezler. (Yunus Suresi, 60)

Birçoğumuz bizi dünyaya gönderen barındırıp besleyen, bir çok sıkıntı içerisinden çıkartan bizi yaratana dünyevi bir beşere yaptığımız saygıyı göstermiyoruz.
İsteklerimizin olması için yapmamız gereken en kolay şey onun sahibine verdiklerinden mutlu olduğumuzu göstermek ve şükretmektir.

Minnettar olmak

Düşünün siz birisine içinizden gelen bir şeyi veriyorsunuz. O kişi sizin verdiğiniz karşısında hoşnutsuzluk gösterse ya da sizi önemsemese bir daha ona bir şey verir misiniz? Tabiî ki vermezsiniz. Bir daha vermek için sizi teşvik eden bir şey olması gerekir. Verdiğiniz şeyden ötürü en azından bir teşekkür yada mutluluk göstermesini beklersiniz.
O zaman siz neden hiçbir şeyiniz yokken sizi bu dünyada barındıran besleyen ve sayısız nimetler veren sizi yaratana şükretmiyorsunuz.


İnsanlar sürekli olarak sahip olduklarını başkalarının sahip oldukları ile kıyaslıyorlar. Ve sahip olmadıkları için öfke kızgınlık ve haset duyuyorlar. Bütün bunların hepsi aslında birer kendini sabote etme yöntemi. Hiçbir şeyin yokken seni bu dünyaya getiren ve sayısız nimet veren yaratana, verdiklerini göz ardı edip vermedikleri için küsmek ne kadar mantıklı olabilir ki. Küsmek uzaklaşmak demektir. Uzaklaşırsanız istediğiniz şeyi nasıl elde edeceksiniz.


İsteğine yakın olacaksın ki onu verene yakın olacaksın ki istediğini kolayca isteyip alabilesiniz.
Hayatta yaptığımız en büyük yanlışta budur. Küsmek. Düşünün bir aile reisisiniz çocuklarınız var. İçlerinden birileri size çok sıcak yakın davranıyor birileri ise sürekli sorunlu ve mutsuz davranıyor. Çocuklarınıza nasıl davranırsınız. Sahip olduğunuz imkanları nasıl paylaşırsınız. Çocuklarıma eşit davranırım diye kendinizi kandırmayın çünkü ne kadar isteseniz de hepsine karşı hissettikleriniz farklı olacaktır ve sizi yoranla çok fazla uğraşmazsınız. Verdiğinizin kıymetini bilmeyene bir daha vermek istemezsiniz.


Ya siz sizin sahibinize nasıl davranıyorsunuz? Ki o tüm insanlardan daha merhametli ve rahmeti sınırsız. O rahmetten daha fazla faydalanmak için ne yapıyorsunuz?
Yada ne yapmanız lazım?
Aslında yaratan Kuran’da bunu açıklamış sadece şükredin diyor. Verdiklerim için şükredin ki bende daha fazlasını vereyim.
Kızarak, öfkelenerek, küserek daha fazlasını alamazsınız. Yapmanız gereken şey şükretmek.

Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabım İçin lütfen aşağıdaki linke tıklayınız

İnsanlar kendinden daha zengin olanlara bakarak neden onlar kadar zengin olmadıkları için isyan eder, öfke kusarlar. Veya mevcut durumlarına şükretmeleri söylendiğinde açlıktan nefesim kokuyor neden şükredeyim ki derler. Borç içindeyim neden şükredeyim derler. Bahaneleri çoktur. Ama gerçeğin farkında değillerdir.
Gerçek şudur ki yaratanın rahmeti sonsuz ve sınırsızdır. Eğer siz onun rahmetinden faydalanmayı bilmiyorsanız bu yaratanın suçu değil. O size bunu açıklamış verdiklerime şükredin ve isteyin vereyim diyor.


Nasıl ki siz sizin istediklerinize uymayan sizin kriterlerinize uymayan kişiye bir şey vermezseniz vermek istemezseniz yaratanın istediklerini yapmadan nasıl istediğiniz alacaksınız?
Gerçi yaratan rahmeti geniş merhametli olduğu için yinede bize vermektedir.


Bir düşünün, dünyaya geldiğinizde neyiniz vardı. Hiçbir şeye sahip olmadan çıplak geldiniz. Şu anda kaç yaşındasınız ve nelere sahipsiniz. Bu yaşınıza kadar hayatta kalmışsınız. Belki bir işe sahipsiniz. Belki bir aileye sahipsiniz. Arkadaşlarınız var. Üniversitede okuyorsunuz. Yaşadığınız yerde güvendesiniz.
Bütün bunların hepsi başlı başına çok büyük lütuftur. Çok büyük imkândır. Bunlara sahip olmayan birçok insan olduğunu düşündüğünüzde, sadece bunlar bile şükretmek ve teşekkür etmek için yeterlidir. Verilenleri görmeyip verilmediğini düşündüklerimiz için isyan etmek mantıklı gelmiyor.

şükredecek bir şeyim yok mu diyorsunuz?


Bir kısa hikaye paylaşmak istiyorum;


“ Efsane Wimbledon tenis oyuncusu Arthur Ashe AIDS’ten ölmekteydi. Dünyanın her köşesindeki hayranlarından mektuplar yağmaktaydı.
Bunlardan bir tanesi şöyle soruyordu: “Neden Tanrı böylesine kötü bir hastalık için seni seçti?”
Arthur Ashe buna şu cevabı verdi:
“Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya baslar, 5 milyon tenis oynamayı öğrenir, 500.000 profesyonel tenisi öğrenir, 50.000 yarışmalara girer, 5.000 büyük turnuvalara erişir, 50’si Wimbledon’a kadar gelir, 4’ü yarı finale, 2’si finale kalır. Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Tanrı’ya “Neden ben?” diye hiç sormadım. Ve bugün sancı çekerken, Tanrı’ya “Niye ben?” mi demeliyim?


Mutluluk insani tatlı yapar. Zorluklar güçlü yapar. Hüzün ise insan yapar. Yenilgi mütevazı yapar. Başarı insanı ışıldatır. Ama yalnız Tanrı yolumuza devam etmemizi sağlar.

Evet, hala şükredecek bir şeyim yok mu diyorsunuz?
200 milyon spermin içinde sana ait olan sperm döllenmeyi sağlayarak bu dünyaya gelmeni sağlamış.
Gerçekten şansızım mı diyorsun?
Her gün yaklaşık 200.000 den daha fazla kişi ölürken sabah dünyaya gözlerini açan 7 milyardan birisisin.
Gerçekten şansızım mı diyorsun?
Tüm uzuvlarınız yerinde, sağlıklısınız.
Gözeriniz görüyor, Kulaklarınız duyuyor.
Gerçekten şanssızım mı diyorsun?

Evet gerçekten de şanslısınız. Milyonların olmayabilir ama hiçbir şeyin yokken şu anda bulunduğun ortamı sana sunan yaratıcı sana milyonları vermeye kadir değil midir?
Bakıma muhtaçken seni sarıp sarmalayan, ruhuna uygun bir kişiye hayatına getirmeye seni yaratan kadir değil midir?
O zaman ne arıyorsunuz ya da ne yapıyorsunuz? Ya da ne istiyorsunuz? Gerçekten de hiçbir şeyiniz yokken size bir çok şey veren yaratan şükrü ve teşekkürü hak etmiyor mu?


Şükürde pozitif enerji vardır.

Ruhumuz güvenecek bir şey arar. Güvenecek bir şey bulduğunda sakinleşir. Şükür bize dayanıp güvenebileceğimiz bir yer olduğunu gösterir.
Dayanacak güvenecek yer olduğunu bilmek bize kendimizi iyi hissettirir. Ve buda kalbimizi sakinleştirir. Kendimizi iyi hissettiğimizde daha rahat oluruz ve daha objektif kararlar alırız. Ve frekansımız kâinatla aynı seviyede olduğu için istediğimiz şeyle kolayca iletişim kurup onu kendi hayatımıza çekebiliriz.
Bu nedenle şükür size isteklerimizi elde etmedeki en büyük destekçinizdir. Yaptığımız her şeyi kendimizi iyi hissetmek için yaparız. Mutlu olduğumuzda kendimiz iyi hissederiz. Şükretmek sahip olduklarımızla mutlu olduğumuzu göstermektir. Sahip olduklarımıza şükretmek bize verilecek yeni nimetler içinde şükredecek olmamızın göstergesidir.


Ve bu nedenle mutluluk içinde yapmış olduğumuz istekler bize kolayca gelir.
Birçok insan istediklerini elde ettiklerinde ile mutlu olacağını sanır. Yapılan en büyük yanlış da budur.
Düşünün sizin çok kıymetli bir malzemeniz var ve onu birine vermek istiyorsunuz? Kime verirsiniz? Onun kıymetini bilecek kişiye değil mi? Onu riske atıp acemi birisine verir misiniz?


Kimse en değerli şeyini acemi birisine teslim etmez. O zaman yaratan neden acemi birine değerli bir şeyi versin. Mutluluğun ne olacağını bilmeyen mutlu olup olmayacağını bilmeyen birine neden istediğini versin ki? Gelecekte elde edecekleri şeylerle mutlu olacağını söyleyen kişi belirsizlik barındırır, güven vermez.
Şu anda şükretmeyen gelecekte de şükretmeyecektir. Çünkü ne aradığını bilmiyordur. Neyle karşılaşacağını ya da ne hissedeceğini bilmiyordur.


Bir önceki yazımda yaratan insana kaldıramayacağı yükü vermez demiştim. Yaratan insana kaldıramayacağı şeyi vermez derken bunu kastettiğim şeylerden biriside budur. Yaratan mutlu olmayı öğrenene kadar bekler. Öğrenmeniz için sayısız kez sizi test eder, zorlar. Ve öğrendiğinizde isteğinizi size verir.
Mutlu olmak aslında bir seçimdir. Doğduğumuzda sıfırdan hiçbir şeyimiz yokken şu anda sahip olduklarımızın arasındaki farka bakmak bizim mutlu olmak için yeterlidir aslında. Ve çok daha iyilerinin bize geleceğiniz göstergesidir.


İmgeleme yaparken önce sahip olduklarımıza odaklanıp onlara şükrederek bu işleme başlarsak istediklerimizin olacağı konusunda kalbimiz daha kolay ikna olacaktır. Çünkü hiçbir şeyimiz yokken şu anda sahip olduklarımıza bize verenin daha fazlasını vereceğine inanmak daha kolaydır.
Şükür mutlu huzurlu bir hayat için harika bir anahtardır.


Şükür içerisinde oldukça daha huzurlu daha rahat oluruz. Ve rahat ve huzurlu oldukça birçok şeyin hiç önemi olmadığını fark eder. Ve enerjisi kainatla aynı frekansta olur. Ve bu durum ona ödül olarak döner. Daha fazla mutluluk daha fazla huzur.
Bunu istersiniz değil mi?
Öyleyse aklınızı kullanın ve sizin için iyi olanı seçin.

Sevgiyle
Halis Şahiner
Sosyolog
Yazar

Tüm Yazı Serisi:

Çekim Yasası Nasıl Çalışır? -1
Çekim Yasası Nasıl Çalışır-2- Bilinçli Olarak Çekim Yasasını Çalıştırmak
Çekim Yasası Nasıl Çalışır-3- Arınmak ve İmgelemek
Çekim Yasası Nasıl Çalışır-4- Serbest Bırakın ve Yaratıcı Adımlar Atın
Çekim Yasası Nasıl Çalışır -5

Kontrol Sende Kitabım için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız

Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabım İçin lütfen aşağıdaki linke tıklayınız

Similar Posts

One Comment

Comments are closed.