Yaşamımız
boyunca kendimizi güvende hissetmek için bir aileye, bir gruba, bir yere veya
bir şeye ait hissetmeye çalışırız. Ait
olmak, toplumsal yaşamın bir gereğidir.
Bir
aileye, bir gruba, bir arkadaşa veya yere ait hissetmek bizi rahatlatırken,
eğer dengeyi kaçırırsak bağımlılık ortaya çıkar.
Dolayısıyla
ait olma karşılığında ödün vermek zorunda kalabilir ve istemediğimiz şeyleri
yapmaya mecbur hissedebiliriz.
Çocukluk
döneminde, sınırlar yeterince bilinip korunamadığı için bu durum daha yıkıcı
olabilmektedir.
Bundan
kurtulmak veya ötesine geçmek için farkında olmamız gereken şey; hepimizin
yaratıcı tarafından yaratılan muhteşem varlıklar olduğumuz gerçeğidir.
Bir
yere ait olsak da olmasak da yaratıcının bize verdiği yaşam güvencesine
sahibiz.
İhtiyacımız
olan araç ise kendimize doğru soruları sormaktır.