Dünyadaki
yaşanılan her şey düşüncelerinizin eseri sonucu oluşmuştur. Başınıza
gelen olayları farkında olarak ya da olmayarak siz yaratıyorsunuz.
Düşüncelerinizi kontrol ettiğinizde istediğiniz biçimde yaratım gücüne
sahipken, düşüncelerinizi etrafınızda olan bitene kaydırdığınızda ise
olan bitenden etkilenerek istenmeyen bir yaratım oluşturuyorsunuz. İki
türlüde başımıza gelen her şeyin sorumlusu ne yazık ki bizleriz.
O zaman neden istediğimiz gibi bir yaratım yapmayı seçmiyoruz?
Neden
sahip olduğumuz gücün farkına vararak hayatımızın sorumluluğunu elimize
alıp yaşamımızı istediğimiz gibi yeniden dizayn etmiyoruz?
Yüce
Allah insanları yaratırken en değerli şeyi insanlara vermiş akıl ve
sevgi. Biz bu iki öğeyi kullanarak yapmak istediğimizi yapabilecek olmak
istediğimi olabilme imkânına sahibiz. Ancak sorun şu ki bir kısmımız bu
gücün farkında değil diğer bir kısmımız ise kullanmak istemiyor.
Kullanmak
istemeyenlerin en büyük sorunu yaşamlarının sorumluluğunu almak
istememek. Burada en büyük sorun kişilerin kendilerine olan özgüven
eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Özgüven eksikliği insanların tek başına ayakta durmalarının ve birine dayanmadan yaşamalarının önündeki en büyük engeldir.