Kuantum Olumlama – 2

BAĞIŞLAMA

“Kimse bana kötülük yapamaz ve beni üzemez, çünkü her şeyi ben seçiyorum“

Bağışlıyor ve bırakıyorum. Anlıyor ve biliyorum. Kendi hayatımın yaratıcısıyım. Seçerek, planlayarak bu yaşamımı ve birlikte olacağım yol arkadaşlarımı seçtim. Annemi, babamı ve diğerlerini.

Benim için en faydalı sonuçları almak üzere ince planlar yaptım. Yüksek Benlik düzeyinde en uygun araçları yarattım. Benim hayat amacıma en uygun kişileri. Daha çok anlayış daha çok bilgelik daha çok sevgi, ifade ve özgürlük için. Bu amaç, bilinçaltımın derinliklerinde benim onu keşfetmemi bekliyor.

Her an, her deneyim bu planı açığa çıkaran bir kurgu aslında. Zafiyetimi güce, acıyı sevince, yenilgiyi yengiye dönüştürmek için.

Anlıyor, bağışlıyor ve teşekkür ediyorum. Bu hayatımı bu şekilde planladığım için kendimi kutluyorum ve sonra meleklere teşekkür ediyorum ve bütün bu olanakları bana koşulsuz sunduğu için Tanrı’ya.

Bana sevgisini sunmayanlar içimdeki sevgiyi, beni onaylamayanlar kendimi keşfetmeyi, beni anlamayanlar ifade gücümü arttırmak için benimleydiler. Onlara teşekkür ediyorum.

Bu rolü onlara ben vermiştim. Onlar da benle oynamayı istediler. Beni üzen, beni yoran, bana haksızlık eden, beni aldatan insanlar yapabileceklerinin en iyisini yaptılar. Daha fazlasını ve daha başkasını yapamazlardı. Zaten ben onları bunun için seçtim. Ben de yapabileceğimin en iyisini yapıyorum. Bağışlıyor ve teşekkür ediyorum.

Aynı sahneyi paylaşan oyuncular gibiyiz onlarla. Şimdi bu anlayışımdan doğan ışığı onların varlığına gönderiyorum. İhtiyacım olan bütün kaynakların kendi içimde olduğunu kabul ediyorum.

Evrenden Torpilin Var

Nasıl bir gün geçirmeye başladığın hiç önemli değil 

Gününe nasıl devam etmeyi SEÇTİĞİN ÖNEMLİ!
 
Şu an dur ve hayatında var olan muhteşem şeyleri hatırla
- Bu emaili okuyabilmek için gereken internetin var.
- Gözlerin görüyor, kulakların duyuyor
- Senin için durmadan çalışan bir Evren var.
- Her türlü gerçeklikten önemlisi, hayatta elde edebileceğin en büyük torpil,
Evrenden Torpilin Var;)))
Daha ne istersin ? 

Hadi listeye sen devam et;))
Gülümse... Odaklan... Değiştir.

Aykut Ogut 

Kuantum Olumlama – 1

Olmadığınız kişi olmaya çalışmakla boşuna uğraşmayın. Çünkü siz artık büyüdünüz. Evrende hiçbir varlık, olduğunun dışına çıkamaz. Aslında buna gerek de yoktur. Zaten olduğunuz şey olduğunuzda, olmadığınız şey olmaya çalışarak elde edemediğiniz şeyleri kendiliğinden elde edersiniz. Ne kolay ve ne rahat değil mi?

Bir de bunu deneyin ve zaten olduğunuz kişi olun!…R.Şanal


UYGULAMA NASIL YAPILIR?

Olumlama uygulamaları; söylediklerinizi duyacağınız bir tonda, sözcükleri belli bir tempoda ağır ağır okuyarak gerçekleştirilir.

Olumlamaları sabah ve akşam hafif bir sesle, kulağınızın duyacağı bir biçimde okumakta yarar vardır. Sabah ilk kalktığınızda ve akşam yatarken okumak daha etkileyicidir. Bu okumaları en az bir ay boyunca aksatılmaksızın sürdürülmesi, yeni bilginin hücresel ve sinirsel düzeyde kodlanması için yeterli olacaktır. Zaten bunu, alacağınız sonuçlardan da açıkça göreceksiniz.

İşin sırrı nedir gerçekten?

Hedeflere ulaşmak için öncelikle hedefleri iyi belirlemek gerekir. Detaylarıyla tanımlanmış, ölçülebilir, ulaşılabilir ve gerçekçi hedefler belirlemek öğretilir bize.   Doğru zamanlama, yeterli kaynak sağlama, ekip ve süreçlerin tanımı da çok önemlidir tabii. Bunların hepsinin belirlenmesine rağmen, yine ulaşamayabilirsiniz hedeflerinize.

“Ahh!” Dersiniz, “Hayal kurmayı, canlandırmayı, resimlerle düşünmeyi, olmuş gibi kabul etmeyi unuttum!”  Bunları da yapın, bu imgeleri pozitif duygularla besleyin, olumlu dil kalıplarıyla anlatın. Yine de hedefleriniz gerçekleşmeyi bekleyebilir.
Eğer içinizdeki ses, sizi sürekli olarak geçmişin başarısızlıklarında, olanaksızlıklarında tutuyorsa, başarıyı hak etmediğinize dair inançlarınız varsa, korkularınız, kıskançlıklarınız olduğunuz yerde saymanıza neden oluyorsa, hedefleriniz hep hedef olarak kalacak demektir.
Öncelikle duygusal ve zihinsel prangalarınızdan, kötü anılarınızdan temizlenmelisiniz. İçsel sesinizin, zihninizin sizin hedefleriniz doğrultusunda yeniden programlanması ve motive olması buna bağlıdır. Peki bunu da yaptınız diyelim. Hedeflerinize ulaşmaya bir adım vardır hala: Eylem!
Hiçbir eyleme geçmeden, yalnızca pozitif düşünerek, çekim yasasının manyetik alanına girip bekleyerek, günlerinizi “umarak” geçiriyorsanız, yaşamınızda pek bir şey değişmeyecektir. İşin sırrı, olumlu ve resimli düşünmenin yanı sıra, doğru eyleme geçmektir!
Tabii, daha önceki düşüncelerinizin, sözlerinizin, eylemlerinizin de sonuçlarına katlanmanız gerekir. Evrende “çekim yasası” olduğu kadar, “karma” da vardır. Yani ne ekmişsek onu biçeriz.  Biz hemen, bir anda, geçmişteki eylemlerimiz ile tüm yarattığımız  etkinin “iptal” olmasını istiyoruz, bunların sorumluluğunu hiç üstlenmeden! Eh, o zaman da hayal kırıklığına uğruyoruz doğal olarak.

Eyleme geçin, eyleme geçin, eyleme geçin... Olumsuz karmik birikimlerimizi temizleyecek olan şey, olumlu eylemlerdir. Yardım etmek, aç doyurmak, hayvan kurtarmak, barışmak, affetmek, hizmet etmek... Olumlu düşünceler, sözler ve imgeler, ancak olumlu ve hedefe odaklı eylemlerle desteklendiğinde gerçeğe dönüşür. Hedeflerinize ulaşmak için, başkalarının hedeflerine yardım etmeli, yardım almaya açık olmalısınız.

Biliyor musunuz, insanı en derinden mutlu eden şey, yardım etmektir. Eyleme dönüşmüş şefkat, arınmanızın, yüce bir amaca hizmet ederek ruhunuzun yükselmesinin temelini oluşturur.  En başta hedeflediğiniz şey yalnızca maddi bir gelir ya da mal mülk ise,  çok kısa sürede bunların gerçekleşmesinin mutluluğunuza  pek de katkıda bulunmadığını görürsünüz.
Harekete geçin, şikayeti bırakın, anınızın farkında olun: Şu andaki eyleminiz hedefinize giden yolu izliyor mu? Sizi oraya bir adım daha yaklaştırıyorsa, devam edin. Sizi hedefinizden şaşırtan tüm eylemlerden vazgeçin.

Şefkat dolu yüreğiniz, eylem dolu günleriniz size sevgi ve şifa getirsin!

Gülcan Arpacıoğlu

Nefesi İzlemek

   Sadece nefesi izlemek, nefes almak son derece basit ve doğal bir olay ve günde yirmi dört saat hep var.

     Hiçbir gayret göstermene gerek yok. Bir mantrayı tekrar edecek olsan o zaman bir çaba sarf etmen gerekecek, kendini zorlaman gerekecek. “Ram, ram, ram,” diyecek olursan kendini sürekli germek zorunda kalacaksın. Ve pek çok kereler unutman kaçınılmaz. Üstüne üstlük Ram sözcüğü yine zihne ait bir şeydir ve seni asla zihin ötesine götüremez.
    Sadece nefesini izle, nefes içeri giriyor, nefes dışarı çıkıyor. İzlenecek dört nokta var. 
     Nefesi görerek, nefesi hissederek sessizce otur. İçeri giren nefes ilk nokta. 

Başarının 12 Sırrı

1-Güçlü bir niyet Taşı
2-Temel Kuralları Bilmek
3-Farklılık yap
4-Prensipli olmak
5-Takip etmek
6-Kendi Kendini Motive Etmek
7-Kendini Sorgula
8-İsabetli ve Hızlı Karar vermek
9-Başkalarından Faydalan
10-Paylaşmayı Bil
11-İşini Sev
12-Yedek Plana Sahip Ol!

Bilirsinizki İş Dünyası karmaşık bir yapıya sahip. Farkı Değişik Değişik ibret veren olaylar gerçekleşiyor. Sağlam yenilikçi olan ayakta kalıyor. Çünkü İş dünyası artık her geçen gün Teknoloji ile özdeşleşiyor. Teknelojiyi yakalamaksa herkez için hatta işte bu marka teknolojinin ismi dediğiniz kişiler dahi teknolojiden uzak kalabiliyor. Bunun için sizlere 12 ayrı başlık altında toparladığımız verileri sunacağız.

1- Güçlü bir niyet

İnsan başarı için ne yapaması gerektiğini kendi zihin dünyasında çözmüş olmalı. Güçlü niyete sahipseniz başarıya ulaşmamanız geredeyse imkansız! Zira güçlü niyet tutkulu ideale döndüğünde bütün enerjinizi iş üzerinde odaklayabiliriz.

2-Temel Kuralları Bilmek

İşin temel Kurallarını öğrenme konusunda kararlılık şart. Bilgisiz girilen işler ya büyük kayıplarla ya da başarısızlıklarla sonuçlanır. Başarılı insanlar " işin inceliklerini bilme " konusu çoktan aşmışlardır.

3- Farklılık Yap ( Günde 2 saatini işi geliştirmeye , yenilik yapmaya ayır )

Herkezin yaptığını yapmak yada 55 vagonlu bir trenin 56. vagonu olmak bir süre sonra bıktırır ve dükkanı kapattırır.Sen en iyisi Lokomotif ( Lider , Önder ) olmaya bak. Bunun için ne iş yapıyorsan yap, o işe hayranlık uyandıran bir fark kat.

4-Prensipli Olmak

başarıda kişisel bütünlük olmassa olmaz. Girişimcilik başka insanlarla işbirliği demek. İster yanında çalışanlar olsun , ister tedarikçiler olsun ya da müşteriler , insanlarda güven oluşturmak en temel özellik. " Güvenilir " olmak da " prensipli " davranmaya bağlı. Prensipler herzaman açık , anlaşılır, yazılı belgele halinde olmasa da insanların zihin dünyalarında yer etmeli ki ; Güven sıkıntısı yaşanmasın. Prensipli insan, aynı zamanda " tanımlanabilir " insan demek. İnsanlar hangi durumda , ne gibi tepki vereceğinizi bilirse sizinle ilişkilerinde daha rahat olur; işlerini yaparken inisiyatif kallanmanın sınırlarını belirleyebilirler. Özetle başarılı insanlar aynı zamanda özü, sözü , davranışı birbirini bütünleyen " iç bütünlüğe " sahipler. Bu da prensiplerinizin ve onlara tavizsiz bağlılığınız sonucudur.

5-Takip Etmek

Bütün başarı hikayelerinin odağında işleri takip alışkanlığının bulunması yer alır. Yoksa olumlu gelişmeleri daha ileriye taşımak, olumsuz gelişmelere direnmek imkansızlaşır. Çünkü Kazanmak eşittir TAKİP.

6-Kendi Kendini Motive Et

Yapmaktan doğan sevinç kendi kendini motive etmek yolunu açar ve bu zamanla alışkanlığa dönüşür. Sınır tanımaz bir fedakarlıkla çalışmayı başka türlü sağlamak imkansızé İş, başarı üretmekten ; Başkalarına faydalı olmaktan duyulan gurur motivasyon için kafidir. İnsan başkaları için yaşadığı zaman insandır. Bu söz adeta başarılı insanların zihinden perçinlenmiş gibidir. Durmadan kendini yeniden üreten yatırımlar yapmaya iten duygu budur.

7-Kendini Sorgula

Kendine ayna tutmasını bilmek, kendini sorgulamak özgüven gelişmişliğini gösterir. İnsan mükemmel değildir. Kendine aşırı inanmış insanların sırrı , Kendilerini SORGULAYABİLMELERİDİR. İç dünyalarında yakaladıkları boşlukları doldurmaya dönük kendilerine yatırım yapma alışkanlıkları gelişenler böyle yapıyorlar.

8-İsabetli ve Hızlı Karar Vermek

Başarının olmazsa olmazı kararlılık. Çabuk usanıyorsanız , Maymun iştahlıysanızüzerine eğildiğiniz kanuların dibine kadar inen bir sabır gösteremiyorsanız ; kararsızsınız demektir. Karar problemi yaşamayanların herşeye hoşgörüleri vardır ama işte ciddiyetsizlik konusunda hoşgörüleri yoktur. Her başarı hikaye aynı zamanda iş üzerinde durmak , dinmek bilmeyen sabırla yoğunlaşmak anlamına geliyor.

9-Başkalarından Faydalan

Kendi Bilgi birikimi ve tecrübelerinden faydalanmak önemli, ancak ondan da önemlisi başkaların tecrübelerinden faydalanma becerisi. Bütün başarılı insanlar " Size doğruyu söyleyecek arkadaşınız olmalı! " cümlesinin altını çiziyorlar. Başarılı insanlar kendilerine muhtaç olmayan , o sebele yaptıkları hatayı değişik açıdan değerlendirenlere önem veriyorlar. İlk bakışta aykırı düşünce üreten insanlara tahammülsüz gibi gözüküyorlar ama gizli bir hayranlıkla kendilerini eleştiren dostlarını yakın çevrelerinde tutuyorlar.

10-Paylaşmayı Bil

Başardığı işlerde başkalarının payını vurgulamak her kişinin karı değil. Gerçi başarılı insanların çoğu kendilerine aşırı derecede inanıyorlar ama o inancın yanında kimi eşine, kimi ortağına, kimi yakın dostlarına başarılarındaki katkıları sebeiyle sık sık dönderme yapıyorlar. Bilginin zenginlik üretimindeli önemi atrtıkça paylaşmanın da önemi artıyor. çünkü bilgi paylaşarak büyür. Paylaşmayı bilmek başarıda temel belirleyicidir. Cama can katan Yusuf Usta diyor ki : " Bir insana usta denmesi için şu özelliğe sahip olmalı : Bütün bildiğini sabah çıraklarına , kalfalarına öğretmeli ; akşam evde yine yeni birşeyler öğrenerek ertesi gün onlara yine yeni birşeyler değerlere sahip olmalı. "

11- İşini Sev

İşi sevmeyen ona saygıyla bağlanmaz. İşi para kazanma aracı olmaktan çıkararak insan hayatını kolaylaştırıcı zenginlik üretimi şeklinde algılayan kişi daha üretken olur. Başarı hikayeleri yazılan girişimcilerin hepsi " işi sevmenin önemi " üzerinde duruyor. Sevgi olmaksızın doğru , tutarlı, başarılı ve sürekli iş yapılmaz.

12-Yedek Plana Sahip Ol

Hayatın ne gibi süprizler getireceği belli değil. İşinde başarının doruklarında olsan bile herhangi bir ihtimale karşı " yedek plan " sahibi ol. Çok zorlanırsan , kaybedersen teslim olmak yerine onunla mücadeleyi göze alanlar kafalarının bir yerinde yedek plan bulundururlar; Gerektiğinde o planı devreye sokarak işlerini yeniden toparlarlar.



Her şey halkalar gibi birbirine bağlı

Her şey halkalar gibi birbirine bağlı olduğu için, bir şey başka bir şeye yol açar. 
Her türlü yargılama yanlıştır. Çünkü tüm dünya derin bir bağ, iletişim içerisindedir. Bütünü bilmeden parçayı bilemezsiniz.  Şu an hem geçmişe hem de geleceğe bağ oluşturur. Tüm yargılamalar sadece bir parçayı içerdiği için yanlıştır.

"Köyün birinde yaşlı ve fakir bir adam yaşarmış. Fakat bu adamın öyle güzel beyaz bir atı varmış ki krallar bile kıskanırmış. Atı almak için muazzam fiyatlar teklif ettikleri zaman yaşlı adam şöyle demiş "Atım benim için bir dost gibidir, bir dostumu nasıl satarım? " Çok fakir olmasına ve çok fazla para teklif edilmiş olmasına rağmen atı satmamış. Bir sabah uyandığında atını yerinde bulamamış. Tüm köy "Bak işte gördün mü atın çalındı. Aptallık yaptın ve satmadın. Böyle değerli bir şeyi sen nasıl koruyabilirsin? Onu istediğin fiyata satabilirdin ama şimdi at gitti. Çok büyük şanssızlık." demişler. Yaşlı adam "Çok uzağa gitmiş olamaz. At zaten sabit bir hayvan değildir. Nasıl hemen böyle yargılara varabiliyorsunuz? Bunun şanssızlık olup olmadığını nasıl bilebilirsiniz? Nasıl böyle yargılara varabilirsiniz?" demiş. Köylüler "Bizi aptal yerine koyup felsefe yapmayı bırak. Felsefeye gerek yok. Hazineyi kaybettin. Bu bir şansızlıktır." demişler. Yaşlı adam "Tek bildiğim atın gitmiş olduğu. Hikayenin tümünü bilmiyoruz. Kim bilebilir ki bunun şansızlık olup olmadığını, bunu neyin takip edeceğini?" demiş. Köylüler, yaşlı adama gülerek onun delirdiğini düşünmüşler. On beş gün sonra at, yanında bir düzine atla geri dönmüş. Bu sefer tüm köy tekrar toplanmış ve "Evet sen haklıymışsın biz yanıldık. Bu şanssızlık değil bir kutsanmışlık, bir şansmış demişler." Yaşlı adam "Bunun şans olup olmadığını bilemeyiz. Tek söyleyebileceğimiz atın döndüğü ve yanında on iki at olduğu. Bir sayfayı okuyarak tüm kitap hakkında nasıl yorum yapabilir, yargıda bulunabiliriz?" demiş. Bu sefer köylüler sessiz kalmayı tercih etmişler. Yaşlı adamın bir tane de genç bir oğlu varmış. Vahşi atlardan birini terbiye ederken bacağını kırmış. Köylüler yine toplanmış "Haklıymışsın, bu bir talihsizlikmiş. Tek oğlun vardı o da şimdi sakatlandı. Sana şimdi kim yardım edecek?" demişler. Yaşlı adam "O kadar uzağa gidip yargıda bulunmayın. Bunun şansızlık olup olmadığını bilemeyiz. Bu da sadece hikayenin bir parçası. Hayat parça parça gelir Yargı ise bütünü kapsar" diye yanıt vermiş. Birkaç hafta sonra ülke, komşu ülke ile savaşa girmiş. Köydeki tüm gençler zorla askere alınmış. Sadece sakat olan yaşlı adamın oğlu kalmış. Bunun üzerine tüm köy büyük bir üzüntü ve ağlayışa gömülmüş. Köylüler yaşlı adama "Sen haklıydın bu bir şansmış. Oğlun sakat ama seninle, bizimkiler ise gitti." demişler. Yaşlı adam "Sizinle konuşmak imkansız. Devamlı yargılarda bulunuyorsunuz. Sadece oğullarınız zorla askere alındı. Bunun şans mı şansızlık mı olduğunu kimse bilemez.Sadece Tanrı bilir." diyerek yanıtlamış."
  Tanrı bilir dediğiniz zaman bu; sadece bütün bilir manasına gelir. Hemen yargıda bulunmak, parçalar ile hemen sonuca varmaktır. Sizi aşan şeyler vardır. Fakat buna rağmen yargıda bulunursunuz. Yargılama bir engeldir. Yargılama yapmak, zamanla size yardımı olmayan bir alışkanlık halini alır.
   Yaratılışta her an yeni bir durumdur. Bunun tadına varır veya kaçırırsınız. Herakles şöyle demiştir "Aynı nehirden iki kere geçemezsiniz." Her şey yeni ve özgündür fakat sizin zihniniz yaşlıdır. Eğer anı yaşarsanız tüm her şey farklı görünür. Yargılarda bulunup kendinizi bilgi hapishanesine kapatmayın. Özgür, köksüz ve evsiz kalın. Bunlar semboldür. Evsiz bir sanyasin; geçmişle bağı kalmamış, geçmişle olan köklerini koparmış manasına gelir.  İçinizde köksüz ve geçmişle bağlarınızı koparmış olun. 
Tanrı ile beraber yürümek istiyorsanız aralıksız bir şekilde, hareket halinde olmalı ve yolculuğa devam etmelisiniz. Bu yüzden yolculuk hiç bitmez. Bir yol biter, başkası başlar. Bir kapı kapanır diğeri açılır.

Rehber Rüyalar – Rüyaları Hatırlama Olumlaması

İyi bir rüya ustası olmanın ilk adımı, rüyaları hatırlamaktır. Neden bazılarımız her gece en az 5-6 rüya gördüğümüz halde, uyandığımızda hiç birini hatırlamayız?

Seminerlerimde en çok üzerinde durulan konudur;

“Ben hiç rüya görmüyorum”

“Hayır, görüyorsunuz ama hatırlamamayı seçiyorsunuz” dediğimde şaşırıyorlar. Bunun kendi seçimleri olmadığı düşünüyorlar. Biraz konuştuğumda çoğunluğun (rüyayı hatırlamayanların) daha önce yaşadığı bir deneyim çıkıyor karşıma. Kimisi yıllar önce gördüğü bir rüyadan sonra uyanık yaşamında olan olumsuz olaylar nedeniyle artık rüya hatırlamayı istemiyor. Böylece sorumluluk almak zorunda da kalmıyor. Kimisi de, gördüğü rüyanın yanlış yorumlanması nedeni ile bilinçaltına ekilen o olumsuz yorumları hayatına çekiyor ve bu durum rüyalara olan güvenini sarsıyor. Rüyaların sadece bilinçaltı kaynaklı olduğunun söylenmesi insanların rüyalarını hatırlamasına, paylaşmasına ve üzerinde düşünmesine engel oluyor. Bunların dışında, çok yorgun yatağa uzandıysak, rüyalarımızı hatırlamak konusunda gereken kararlılığa sahip değilsek, zihnimiz her gün ya da o gün geçenlerin peşinde ise sabah uyandığımızda rüyamızı hatırlamayı bırakın, dinlenmiş bir bedende bile uyanmak mucize olur.

Farkındalık Çalışması

Gün içinde nerede olursanız olun, bir an durun. Beş on dakika neler hissettiğinizin, neler düşündüğünüzün neler duyduğunuzun farkında olun. Bedeninizin, zihninizin, ruhunuzun sesini duymaya çalışın. Etrafınıza bakın, çevrenizdeki nesnelerin ayrıntılarına, insanlara, onların tepkilerine, yüzlerindeki değişimlere. Her şeyin farkında olun.

Sonra gözlerinizi kapatıp bu sahneleri zihninizden tekrar geçirin. Renkleri, kokuları, hisleri, yüzleri, tatları, sesleri…tam olarak ne kadarını hatırlayabiliyorsunuz gözden geçirin. Sonra çalışmayı bitirin.

“Rüyalarımın Bilgeliğine Güveniyorum…”

İYİ BİR RÜYA HATIRLAYICISI OLMAK İÇİN;
Rüyalarla ilgili inançlarınızı değiştirin.
Rüyalarınıza güvenin.
Rüyaların içinizdeki kaynaktan, bilen tarafınızdan geldiğini bilin.
Her rüyanıza değer verin. Teşekkür edin.
Rüyalarla ilgili olumsuz cümleler kullanmayın. “rüyalarımı hatırlamıyorum” “çok kötü bir rüyaydı” gibi.
Rüya günlüğünüzü başucunuzdan ayırmayın.
Gün içinde en az 20-25 kere aklınıza geldikçe “rüyalarımı hatırlıyorum” deyin.
Uyku öncesi dinlenmiş bir beden, zihin ve ruh ile yatağa uzanın. Bunun için uyku öncesi motivasyon çalışmalarını yapın.
Dua edin, meditasyon yapın, ılık bir duş alın ve nefes tekniğini uygulayın.
Rüya çemberi ve Farkındalık çalışmasını yapın.
Uyanır uyanmaz yataktan kalkmadan önce rüyanızı zihninizde canlandırın.
Yatağınıza uzandığınızda sadece 3.gözünüze (iki kaşın arası) odaklanarak güzel ve olumlu şeyler düşünün.
Hayatınızda neşeye ve sevince yer açın. Mutlaka işin dışında kendinize vakit ayırın.
Rüyalarınıza inanın.
Hatırlama olumlamasını yatmadan hemen önce okuyun.
Hatırlama olumlaması her sabah kalktığınızda ve her akşam yatmadan önce okumanızı öneriyorum. Bilinçaltındaki eski rüya hatırlamayla ilgili arşivlerin değişmesi için bu çok önemli.

Rüya Hatırlama Olumlaması

   Her gece yatağıma uzandığımda, tüm bedenim ayaklarımdan başlayarak gevşediğini hissederim. Hatırlarım, açık ve berrak bir biçimde. Huzur içinde yatağıma uzanır, uykudaki yaşamın bana sunacağı armağanları almak için hazırlanırım. Bilinçaltımın ve ruhumun iş birliğinde tüm gücün benim elimde olduğunun bilincinde olarak gözlerimi kapatır, kendimi berrak, akıcı, net rüyalarıma bırakırım. Hatırlıyorum, açık ve berrak bir biçimde. Rüyanın içinde, gördüğüm rüyanın farkında olduğumu bilir ve sabah uyandığımda aldığım armağanları hatırlar, uyanık yaşamıma aydınlık adımlarla ilerlerim. Uyanık bir sakinlik içindeyim. Hatırlıyorum, gördüğüm sembollerin anlamlarını ve o sıradaki duygularımı. Tüm sesleri, kokuları,renkleri, sayıları ve anlamlarını hatırlıyorum. Hayatımı açık bir zihinle planlayabiliyorum. Sezgilerim ve ilhamlarım bana yol gösteriyor. Her sabah uyandığımda, başucunda duran defterime rüyalarımı yazarım. Uykunun ve uyanık yaşamın işbirliği içinde keyifle yol alırım. Bütün bir gece uykunun keyfini çıkarırım. Rüyalarım içsel dünyamın bir tiyatrosudur. Sabah uyandığımda kendimi dinlenmiş ve zinde hissederim.

Rehber Rüyalar – Işık Elçi

Geliştirici: Sevinç Gürsözer

Ummakla, dilemekle olmuyor, ayağa kalkacaksın!

Başkalarına değil, kendi gücüne inanacaksın. Birinin boynuna asılarak durursan, karşındakini yormakla kalmazsın, bir gün kendi kolların bile çekemez ağırlığını düşersin; kimseye dayanmayacaksın! Dünya da sensin, evren de! Kendini geliştireceksin. Büyüyeceksin, olgunlaşacaksın. Ruhunu da, aklını da bedenin gibi besleyeceksin. Önce sen büyük olacaksın, farkında olacaksın, sonra dünyanın zevklerinin, aşkın, hayatın tadını çıkaracaksın. Emanet hayatlara tutunup, ömrünü harcamayacaksın. Ne olmasını bekliyorsan, sen öyle oturdukça, olmayacak. Boşuna hayal kurmayacaksın!


Yattığın yerden, kurduğun hayale uygun bir beyaz atlı prens beklemeyeceksin. Aklın çalışacak, elin ekmek tutacak, kimseye boyun eğmeden yaşamanın lezzetini bileceksin. İster kocan olsun, ister oğlun, ister anan, ister baban, kimsenin sevgisiyle hükmünü birbirine karıştırmayacaksın. Ezilen, zavallı, akılsız olmak kazandırır gibi dursa da, sonunda mutlak kaybettirir; bunu unutmayacaksın!


İnsanız hepimiz, elbette zayıflıklarımız, düşkünlüklerimiz, saflıklarımız var ancak kendi huylarını, eksiklerini iyi tahlil edeceksin. Ardından gözyaşı döktüğünün adını doğru koyacaksın! Yıllar süren yaslar yaşayıp, unutamadığını iddia edeceğine, neden hayatına başlayamadığını çözeceksin. Korkularınla yüzleşeceksin.


Hiç kimsenin ve hiçbir şeyin senden daha önemli olduğunu düşünmeyeceksin. Bedenine, ruhuna, aklına sahip çıkacaksın. Hak etmeyenin ardından yas tutup, bunu da aşka bağlayıp, aşkın şanını kirletmeyeceksin. Kendini tanıyacaksın, hem de çok iyi tanıyacaksın! Kimleri, neden ve niçin seçtiğini bileceksin.


Hayatını, gereksiz şeyler uğruna harcamayacaksın. Kalbinde yaşadığın her duyguyu aşk sanıp, peşinden çöllere düşmeyeceksin. Aşkın adını ağzına almadan önce, uzun uzun düşüneceksin. Yüreğinle yüzleşeceksin. Sevgiyi, tutkuyu, şehveti, alışkanlığı, çekimi, aşkı birbirinden ayırt edeceksin.


Gerçekleri anlayacak, sonu her ne olursa olsun kabul edeceksin. Bazen bildiklerin, öğrendiklerin acı verir. Onu da yaşayacaksın. Önce kendinin, ne olduğunun, nelere sahip olduğunun, gücünün, yeteneklerinin, bu hayata neden geldiğinin farkına varacaksın.


Ummakla, dilemekle olmuyor, ayağa kalkacaksın! Her şeyden önce farkına varacaksın! Hangi öğretiye inanırsan inan, üstün körü anlamayacaksın. Bir bilgiyi gerçekten hayatında uygulayamıyorsan, o bilgiye sahip olduğun yanılgısına kapılmışsın demektir. Kendini kandırmayacaksın!


Yanlış Hayatın Peşinde Koşmayacaksın! Sistem böyle çalışmıyor! Düşünce gücü, metafizik, parapsikoloji, yoga, meditasyon, aklına her ne geliyorsa, neye inanıyor ve peşinden gidiyorsan, hepsi bir yerde tıkanıp kalacaktır!


Ne olmasını bekliyorsun? Hayatın sana ne sunmasını bekliyorsun? Dün akşam hayalini kurduğun şeylerin, sabah olunca gerçekleşeceğini mi umuyorsun?

Can Yücel