Duygusal Boşluklarımızı Neyle Dolduruyoruz?



Yaşamınızda ortaya çıkan duygusal boşlukları doldurmak veya onlarla baş edebilmek için kendimizi neyle meşgul ediyoruz?
Geçenlerde birisi ile konuşuyorduk. Eşiyle ilgili sorunları vardı. Eşine onun annesi gibi davranıyordu. Onun yanlışlarını ve hatalarını telafi etme ve düzeltme peşinde geziyordu.  Bu durum onu kişisel gelişim konusuna yönelmesine neden olmuştu. Aynı zamanda etrafındaki herkese bu konuda yardımcı olmaya çalışıyordu.
Ona şunu sordum, “Geçmişinde ailede annenin ve babanın size davranışı nasıldı?”  Cevap olarak: “Ebeveynlerle ilişkiler çok soğuk ve mesafeliydi. Arada görünmez bir duvar vardı ve kimse duygularını ifade edemezdi. Annem çocukları arasında bir tek beni sevmezdi.”

Kişinin yaptığı; geçmişte ebeveynlerle yaşadığı duygusal destek eksikliğinin oluşturduğu yalnızlık hissinin duygusal boşluğunu dolduracak bir şeyler icat etmeye çalışmaktı. Önce eşiyle bu konuyu doldurmaya çalışmış sonrasında o duygu hala devam ettiği içinde kişisel gelişim konularına kayıp duygusal destek arayan yeni kişilerle doldurmaya çalışıyordu. 

Hedeflerimizin Peşinde Dolap Beygiri Gibi Gitmek



Yaşam anne karnına düştükten ve bu dünyadan ayrılana kadar yaptığımız kendimizi anlamlandırma yolculuğudur.
Bu dünyada yaşam yolculuğumuzun en önemli bölümü kim olduğumuzu, ne olduğumuzu ve bu dünyaya gönderiliş amacımızı anlamak üzerine kuruludur. Birçok insan bunu mevcut olanla şeylerle fiziksel ve zihinsel bağlantılama yaparak oluşturuyor. Bu bir anlamda fiziksel dünyada kendimizi konumlandırma işlemidir.
Kendimizi konumlandırmaya çalışırken çocukluğumuzda yaşadığımız durumları referans olarak alırız. Onlara göre kendimize bir anlam yükleriz. Aslında orada kendimize yüklediğimiz anlam ebeveynlerimizin yaşamın nasıl olduğu ve nasıl olması gerektiği ile ilgili yaşama dair bakış açılarında veya kendi yaşamlarında bizi konumlandırdıkları yerdir. Ve o konum yaşamımız boyunca bizim kimliğimizin bir parçası olarak her şeyde önümüze çıkar.



Birçok insan yaşamını boyunca çocukluğunda belirlenen o konumla mücadele içindedir. Çocukluğumuzdaki olduğumuz kişi ile şimdiki olduğumuz kişinin imkan ve yetenek yönünden çok farklı olduğunu görmek yerine orada üzerine yapışmış konumun yanlışlıklarını düzeltme peşindedirler. Bunun içinde duygusal boşluğun oluştuğu zamandaki çözüm olarak buldukları icatları kullanırlar.   

Yaratımlarımızda Önceliklerimizin Etkisi



Yaşamımızı sahip olduğumuz önem ve önceliklere göre dizayn ederiz. Bunun anlamı şudur; “yaşamımız için yeni bir şey isterken bu şeyin sahip olduğumuz önem ve önceliklerimize uygun olması gerekliliğidir.” 
Yani biz yaşamımızda bir şeyler yaratmak isterken önce onun önem ve önceliğimize uygun olduğunu kontrol eder ve ona göre onun olup olamayacağının kararını veririz. Bunu bazen bilinçli bazen de bilinçsiz olarak yaparız.



Eğer yaratmak istediğimiz şey önem ve önceliklerimizle uyumlu değilse baştan ölü doğmuş olur. Çoğunlukla da kişiler yaratımlarında en çok bunun mücadelesini verdiklerinin farkında olmazlar.
Geçenlerde bilinçli yaratım atölye çalışmasında kişilere yaşamdaki önem ve önceliklerini sordum. Gelen cevaplar içerisinde en çok aile ve sağlık vardı.
Çalışmada ki kişilere şunu söyledim; “bir şeyi yaşamınızdaki en önemli önceliğiniz olarak belirlediğinizde yaratmak istediğiniz her şey için o şeyin onayını almak zorunda hissedeceksiniz.

Kendimizi Kurtarıcı Yapmaya Çalışmak



Bakış Açılarınız Realitenizi Yaratır.

Geçenlerde birileri ile ilgili konuşuyordum. Para yaratmakla ilgili sıkışıklığı vardı. Para ortaya çıkmadıkça da kendini sıkışmış hissediyordu.
Ona şunu sordum;
“İstediğin miktarda parayı yarattın peki bir sonraki adımın ne olacak?”
O da, “Borçlarım var onları ödeyip almak istediğim kişisel gelişim eğitimi var onu alacağım. “ dedi.
Yeniden sordum; “O eğitimi alınca ne olacak?”
“Kendimi daha yetkin ve donanımlı yaparak bu alanda kişiler üzerinde daha rahat çalışma yapacağım. Onların sorunlarını daha kolaylıkla çözeceğim. Ama aynı zamanda korkuyorum ya çok sorunlu kişiler gelirse bendeki durumları tetiklerse? ” dedi.
Kişi para yaratmak için kendince bir plan yapmış ve onu uygulama peşindeydi. Ama aynı zamanda planını uygularken kendisindeki sorunların daha fazla kendini sıkıştırması sonucunda kendi dengesinin bozulmasından korkmaktadır. Bu ihtimalden dolayı bilinçaltı kendini korumaya alıp para yaratımını sabote ediyordu.