Bize Engel Oluşturan Yedi Endişe -5

 

5. Sevdiklerini ya da sevdiklerinin saygısını kaybetme endişesi

Belki de pek çok kişi gibi, kendi değerlerinizi gerçekleştirmenin peşine düşüp ilham dolu bir lider haline gelirseniz, eşinizin sizi terk edeceğinden, çocuklarınızın onları hayal kırıklığına uğrattığını düşüneceklerinden ya da anne babanızın size sahip çıkmayacağından endişe ediyorsunuzdur. Eğer endişeleriniz bunlarsa, sizi değerlerinizin gerçekte neler olduğunu düşünmeye davet ediyorum.



Bazı durumlarda kişilerin değerleri, sevdiklerinin etrafında şekillenir. Bir keresinde Florida'da bir hanımefendiyle çalışmıştım. Kendi işini kurmayı uzun zamandır istediğini ancak evlenip hamile kaldıktan sonra kendini kapana kısılmış hissettiğini söylemişti. İşle ilgili hayal kurmaya devam ediyor ve bu işe girişmediği için kendini hırpalayıp duruyordu. Çocukları büyüdüğünde belki de hayal ettiği işi yapabileceğini düşünüyordu.

Yirmi yıl geçmiş ve çocukları büyümüş, üniversiteye başlamışlardı. Hanımefendi bana ”Şimdide çocuklarımın hayatları ile ilgili endişelenip duruyorum, sanırım işimi hiç kuramayacağım. Bu işi kurmak için çok yaşlanmış olduğumu düşünüyorum” dedi.

Bir şeyi yapmak isteyip de yapamamasının ona kendini nasıl hissettirdiğini sordum.

"Başarısız olmuş gibi hissediyorum” diye cevap verdi.

Başımı sallayarak, "Bunun anlamı, sizin değerlerinizin çocuklarınız olduğudur” dedim, “Kurmak istediğiniz iş sizin için gerçekten de en önemli şey değilmiş. Öyle olsaydı, bu işe çok uzun zaman önce başlamış olurdunuz. Gerçekdışı beklentilerle kendinizi harap etmek yerine, neden hayatınızdaki en önemli değerin çocuklarınız olduğunu ve bunun gayet normal olduğunu kabul etmiyorsunuz? Sizin hatanız yok. Değerleriniz, son yirmi yıldır kaderinizi belirlemiş ve belirlemeye devam ediyor. Sizin ne algıladığınızı, verdiğiniz kararları ve nasıl davrandığınızı değerleriniz belirliyor. Hayatınızın tamamı, değerlerinizin ifade ediliş şeklidir. Dolayısıyla hayatınız tatmin edici değilse, bunun nedeni sizin başarısız olmanız değildir. Kendinizin ve hayatınızın değerini bilmiyorsunuz çünkü kendinizden gerçekte değerleriniz arasında üst sıralarda olmayan bir şeyi yapmasını bekliyorsunuz.”

Tıpkı bu hanımefendinin kendi kendini sorgulaması gibi ben de sizi hayatınızın gerçekte neyi sergilediğini düşünerek kendinizi sorgulamaya davet ediyorum. En sevdiğiniz kişiler,  sizin gerçek değerleriniz mi? Kendinize birtakım otoritelerin ya da sevdiklerinizin değerlerini ya da bazı sosyal idealleri mi aşıladınız? Bu değerleri ve sosyal idealleri yerine getirmek zorunda olduğunuzu düşünüyor ancak çocuklarınız ya da farklı bir değer gibi sizin için gerçekte daha önemli olan başka bir şey olduğu için aslında bunları yerine getirmiyor olabilir misiniz?

Kendinize şu soruları sorduğunuzda bu konuları aydınlığa kavuşturabilir ve endişelerinizin üstesinden gelebilirsiniz: "Benim en önemli değerlerim neler? İlham dolu misyonum ne? Kendi değerlerimle ve misyonumla uyumlu bir yaşam sürüyor muyum yoksa kendi değerlerimi başka birinin değerleri için ikinci plana atıp olmadığım biri gibi mi davranmaya çalışıyorum?” Bu soruları cevaplamanız, endişelerinizi gözden geçirmenizi sağlar.

Birine hayranlık ve tutku duyduğumuzda ya da sevdiklerimize bağımlı olduğumuzda, onların değerlerine göre yaşamazsak ne derler ya da ne yaparlar diye hep bir endişe duyarız. Kendimizi bu bağımlılıktan kurtarana dek, ahlaki ikilemler ve iç çatışmalar yaşar, diğer otoritelerin ya da sevdiklerimizin değerleriyle kendimizi yargılarız. Ama her zaman bilinçsizce kendi gerçek değerlerimize göre bir yaşam süreriz.

Bu değerleri belirleyerek hayatımızı ona göre şekillendirmemiz daha tatmin edici olmaz mıydı? Ya da alternatif olarak, kendi değerlerimizi hedeflerimize uyacak şekilde değiştirsek daha tatmin edici olmaz mı? Aksi halde, bizi ilham dolu ve tatmin edici bir yaşamdan alıkoyan bir tür parçalanmış hayat yaşarız.

Değerler Prensibi Kitabından

 John DEMARTİNİ

 

*****

 

Halis ŞAHİNER

 

Daha fazla bilgi ve yaratım araçları için online atölye

çalışmalarıma katılabilir veya kitaplarımı satın alabilirsiniz.

 

İletişim: 0 553 06 00 464




Kontrol Sende - Çekim Yasası ve Bilinçaltı Dönüşüm Rehberi Kitabı - 2019 - 2 nci Baskı


 KONTROL SENDE
İzin Ver GELSİN, İzin Ver OLSUN
Çekim yasası ve Bilinçaltı Kayıt Dönüşüm Rehberi

Düzenlemiş İkinci Baskı
Sayfa : 312

************************************************


Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabı


Daha İyi Bir yaşam için

BİLİNÇLİ YARATMA SANATI


Sayfa : 256


******************************

Kitapları Temin İçin : cekimyasasi@hotmail.com

Tel/Whatsapp : 0 553 06 00 464

Bize Engel Oluşturan Yedi Endişe -4

 4. Para kaybetme ya da para kazanamama endişesi

Bu gezegende para kıtlığı yok. Ancak para kazanmak için dışarı çıkıp, diğer insanların ihtiyaç duyduğu hizmetleri sunmak için yeterince motive olmamış insanlar var ve bu hizmetleri sunmak için ilham verici yöntemler bulmak konusunda yaratıcılık eksildiği var. Başkalarını çok önemseyen insanlar, onlara hizmet sunmanın bir yolunu bulurlar ve bunun karşılığında da neredeyse sınırsız para rezervine erişim sağlarlar.





Bol para kaynaklarını sizden uzak tutan hiçbir şey yok. Gerçek ve güçlü benliğinize bürünmeniz, parayı sizden uzakta tutmaz. Parayı sizden uzak tutan şey, bir hizmet sunmamanız,  paranın değerini ve amacını kavramamanız ve kendinize değer vermemenizdir. Ne kadar büyük hizmet sunarsanız, o kadar çok para kazanırsınız. Paraya ne kadar çok değer verirseniz, o kadar çok parayı idare eder ve biriktirirsiniz. Eğer tasarruf ve yatırım yapmıyorsanız, servet edinme hedefinizi değerlerinizle ilişkilendirmeniz gerekebilir. Para kazanmıyorsanız, kime hizmet sunmadığınızı öğrenmek isteyebilirsiniz.

Bize Engel Oluşturan Yedi Endişe -3

 

3. Başarısız olma endişesi

Başarısız olma fikrine inanmıyorum. Pek çok kişinin başarısız olmak olarak adlandırdığı şeyin aslında geribildirim olduğuna inanıyorum. Eğer bir şey size gerçekten ilham veriyorsa ve değerlerinizle bağlantılıysa, başarısız olamazsınız çünkü pes etmezsiniz. Hedefinizin peşinde koşmaya devam edersiniz. Belki defalarca başarısızlığa uğrayabilirsiniz ancak toparlanıp yeniden yola devam edersiniz.





Başarısızlığa uğrayıp da tekrar ayağa kalkmazsanız ne olur? Bu size verilen bir armağandır, çünkü tekrar ayağa kalkmak konusundaki isteksizliğiniz, peşinde olduğunuz şeyin aslında sizin için gerçekten de önemli olmadığını anlamanızı sağlar. Sizin için gerçekten önemli olan şeyler söz konusu olduğundaysa pes etmezsiniz. Sizin için önemli olmayan şeyler söz konusuysa pes edersiniz.

Bize Engel Oluşturan Yedi Endişe -2

 

2. Yeterince zeki olmama endişesi

Belki de yeterince zeki olmamaktan endişe ettiğiniz için özgün liderliğinizi sergilemekten çekiniyorsunuz. Belki de doğru diplomaya, yeterliliğe veya eğitime sahip olmamaktan korkuyorsunuz. Diploma sahibi olmamak sizi engellememeli ancak diploma sahibi olmama endişesi, sizin kendinizi geri planda tutmanıza neden olabilir.



Hemen hemen her zaman diploması olmamasına rağmen tarihi değiştiren biri vardır. Bir başkasının hayatının sadece küçük bir bölümünü inceleyen insanların doktora derecesi alabileceğini ve bu ortalama doktoranın lisans derecesini almasının ardından yaklaşık dört yıl daha sürdüğünü biliyor muydunuz?  Dolayısıyla 30 ila 70 yaşlarındaysanız, 7 ila 17 doktora derecesi değerinde deneyime sahipsiniz demektir. Bir gün birisi, sizin hayatınızı inceleyerek doktora yapabilir — tabii eğer kendinizi onurlandırır ve sıra dışı bir şey yapmak için imkân tanırsanız. Sizden gidip aynaya bakmanızı ve kendi kendinize şöyle demenizi istiyorum: "Ben şaşırtıcı derecede zekiyim ve hayatım bana pek çok doktora derecesi kazandırdı!”

Size ileri bir eğitim almayın demiyorum. Ben de yaklaşık on yıllık üniversite eğitimi ve mesleki eğitim aldım. Sonra yoğunlaştırılmış bir programla çeşitli şekillerde ileri eğitime devam ettim.

 

Bize Engel Oluşturan Yedi Endişe -1

 

Dünyadaki herkes gibi sizin de özgün bir hizmet misyonunuz var. Misyonunuzu bilmediğinizi ya da en azından misyonunuzun net olmadığını sanıp bunu iddia etseniz bile, misyonunuz kendini açığa vurmak için can atarak, içinizde sessizce bekliyor. Misyonunuzdan emin değilseniz ya da kendinizi içinizdeki gizli misyondan ilham alan bir lider olarak görmüyorsanız, aşağıdaki endişelerin muazzam potansiyelinizi engellemesine izin veriyor olabilirsiniz.

1. Manevi bir otoritenin ahlak kurallarını yıkma endişesi

Çok anlamlı bulduğunuz için yapmak istediğiniz ancak birtakım manevi otoritelerin hakkınızda ne düşüneceği endişesiyle vazgeçtiğiniz bir şey oldu mu hiç? Belki de birinin ya da bir grup insanın, yeterince "manevi” ya da ahlaklı olmadığınızı düşünmenize sebep olacak şekilde hareket etmekten korktunuz? Ya da belki birtakım manevi otoriteler tarafından reddedilmekten, bazı dini ve manevi liderler veya akımlar tarafından dışlanmaktan çekindiniz? Kendi değerlerinizin gerçekliğini inkâr etmiş ve sözde bir manevi otorite için onları ikinci plana atmış olabilirsiniz. Ya da belki değerlerinizin gerektirdiği eylemlerde bulunmaktan kaçınmış olabilirsiniz. Hatta kınanma, reddedilme veya dışlanma endişesiyle hiç harekete geçmemiş bile olabilirsiniz.





Muhtemelen anne babalarınızın size öğrettiği manevi kural göre -bu kurallar size ya da ailenize uygun olsa da olmasa da- yaşıyorsunuz. Annesi, büyükannesi ve büyük büyükannesi öyle yaptığı için hindinin bacağını kesen kadının hikâyesi aklıma geldi. Aile, sonunda büyük büyükanneye neden hindiyi hep bu şekilde hazırladığını sorduğunda, onlara fırını küçük olduğu için hindiyi bütün olarak fırına sığdıramadığını söylemiş.

Bir İşe Yaramak

 

Her birimiz, kendi değerler hiyerarşimize sahibiz ancak hepimiz ortak bir değeri paylaşıyoruz. Bir ise yaramak bizim doğamızda var. Eğer bir işe yarıyorsanız, kendinizi daha mutlu hissetmeye meyilli olursunuz; bir işe yaramıyorsanız, mutsuz olursunuz. Bir iş için iyi derecede ödüllendirilseniz bile -yüksek maaş alsanız, itibar sahibi olsanız ve başka faydalar sağlasanız dahi- başkaları için sürekli ve gerçekten değerli bir fayda sağlamanın tatminini yasamıyorsanız, aldığınız ödüller o kadar da anlamlı ve tatmin edici olmaz.

 



Mükemmel bir şekilde tasarlanmadığınız ve yapmak için heyecan duymadığınız işleri başkalarına devrettiğinizde ve tüm çabanızı sizin için en anlamlı ve en önemli olan işi yapmaya yoğunlaştırdığınızda, en önemli enerji kaynağınızı, başkalarına fayda sağlamak için kullanmış olursunuz.

 

Sizi Özel Kılan Şey Nedir?

 

X: İs arkadaşım var. ODTÜ mezunu. Okulda 4 yıl boyunca hocalar bu işte onlardan iyi kimsenin olmayacağını söylemiş. O da bu inançla mezun olmuş en yüksek maaş veren firmalara başvuru yapmış ve kendini oralardan başka bir yere ait olamayacağına inandırmış. Fakat dönüş olmamış bunun sonucunda şimdi diyor ki beni büyük bir inançla doldurdular, fakat is hayatına girince balon gibi söndü diyor. Ben de böyle bir hayal kırıklığı yaşamamak için ne yapmalıyım?

 


H.S.: Bu durumla ilgili üç şey var.

Birincisi, hedefinin gereklerine uygun kişi olma gerekliliğidir. Hedefe doğru yapılan yolculuk bizi o hedefe uygun kişi haline getirir. Zihinsel ve fiziksel olarak ona uygun olmaya kendimizi uyumlamamıza yardımcı olur.

 

İkincisi, hedefin bize olan uzaklığıdır. Hedef çok uzakta ve yüksekteyse ona ulaşmak için çok fazla adım atmaya ve araca ihtiyacımız vardır. Bazı hedefler 10 adım atarak ulaşılabilirken, bazı hedeflere 100, bazıları için 1 milyon adım gerekebilir. Ancak bazen yardımcı araçlar bu yolculuğu hızlandırabilir.

 

Tanrı Ayrıntılarda Gizlidir


 Amerika'nın en iyi mimarlarından biri, New York'un birçok gökdelenini tasarlayan dahi bir adam, şaheserlerine geniş temellerle başlar ve sonra onu geliştirmeye devam eder. Tek bir proje bile yıllar alabilir ama bitirdiğinde her cıvatayı, her bir halıyı, her duvarın boyutunu ve ne kadar boyaya ihtiyacı olacağını bilir. Her ayrıntıyı son derece net bir şekilde gördüğü ve işi daha sorunsuz aktığı için alanının zirvesindedir.

Hayaliniz ne olursa olsun, onu ayrıntılı bir şekilde gerçekleştirmek için zaman ayırın. Göremediğiniz ve görüş alanınızdan çıkardığınız herhangi bir ayrıntı, çekeceğiniz veya karşılaşacağınız bir engel veya meydan okuma haline gelir ve engeller, görüşünüzü netleştirmenize yardımcı olmak için tasarlanmıştır. Harika bir soru, hayatınız detayları ustalıkla planlamaya değer mi? Büyük Tasarımcı sizi neredeyse sonsuz ayrıntıyla tasarladı, yoksa hayatta kalamazdınız. Aynı kaynaktan gelen maksatlı hayalinizin değeri daha mı az?



Mevcudiyet, detayın sonsuzluğuna yaklaşmaktan başka bir şey değildir.

Ayrıntılarınız ne kadar büyükse, varlığınız o kadar büyük olur ve fırsatları ve kaynakları manyetik olarak çekmek için o kadar fazla gücünüz olur. Plan yapmamak, başarısız olmayı planlamaktır, ancak hayatınızda tam olarak ne olmak, yapmak ve sahip olmak istediğinizi tanımlamak ve geliştirmek için zaman ayırırsanız, ortaya çıkmaya başlayan şey budur.