Yaşamımızda yaptığımız şeylerden biriside olan
olayları olduğu gibi görmek yerine onlara farklı anlamlar yükleyerek görmektir.
Psikolojide bir terim vardır.
İnsanlar dünyayı olduğu gibi değil kendi
oldukları gibi görürler.
Yaptığımız şey olayı kendi zihinsel
referanslarımıza göre anlamlandırmaya çalışmaktır. Algılama dediğimiz durum böyle oluşur.
Çok basit bir şey çok önemli hale gelebilirler
önemli olan şey de kişi için öncelikli olmadığı için önemli olmayabiliyor.
Bizim için önemli olan şey neyin olduğu değil
bizim onu nasıl algıladığımızdır.
Buradaki en büyük hatamız başka kişilerle
yaşadığımız olaylardaki canımızı yakan durumları kişiselleştirip kendimizi
suçlamak ve yargılamak eğiliminde olmaktır. Temel atıf hatası.
Örneğin, bir kişinin bizden ayrılmasını
kişiselleştirip kendimizden kaynaklanan bir durum olarak değerlendirip
kendimizi suçlamak ve devamında birde genelleme yaparak kendimizin sevilmeyen
ve beğenilmeyen olduğuna karar vermek ki bunun yarattığı şey başarısız
ilişkilerin devamıdır.
Buradaki en büyük ve yanlış referanslar
çocukluktaki anne ve babanın davranışlarına yüklediğimiz anlamlardır.
Ancak bilmeniz gereken şey şudur ki anne babanızın
davranışları onların kendilerine özeldir, size özel değildir.