İstek Ve Arzularımıza Sahip Olma Yolundaki Engelleyicileri Temizlemek

 


İstek ve arzularımıza sahip olma yolundaki en büyük engelleyicilerden biri, o isteğe sahip olma sürecinde karşılaşacaklarımız ve yapmamız gerekenlerle ilgili olumsuz fikirlerimizdir. O süreçte yapmaktan kaçındığımız şeyler, çoğunlukla da bizim sandığımız kadar kötü değildir.







Burada yapılacak en güzel şey; soru sormaktır.

Arzu ettiğim her şeyi bana verecek neyi olmuyorum?

Eğer gerçekten arzu ettiğim şeye sahip olmayı seçseydim, şimdiye kadar yapmadığım neyi yapardım? Olmadığım neyi olurdum? Seçmediğim neyi seçerdim?

Beni, bütün bunları yapmaktan, olmaktan veya seçmekten alıkoyan şey nedir?

Alan Açıcı Yaratım Soruları

 

Sadece aşağıdaki soruları günlük olarak kendimize sorduğumuzda ve yarattığı enerjiyi takip ettiğimizde, yaşamımızda çok kısa sürede birçok değişiklik yaratabiliriz.

Bugün kendimize hangi soruları sorsaydık, yaşamımızda farklı olasılıkların kapısını açardık?

Bugün kim olsaydık, hangi enerji olsaydık, yaşamımızdaki her şey kolaylaşırdı?


                                      

Bugün kendimizle ilgili hangi düşünceleri besleseydik, harika açılımlar yaşardık?

Kendimizle ilgili neyi duymak, hoşumuza giderdi?

Neyi yapabilen olarak etiketlenmek hoşumuza giderdi?

Bunların gerçekleşmesi için kendimle ilgili hangi düşünceleri yapabilirim, ne olabilirim, neye layığım, neyi hak ediyorum formatında yeniden çerçeveleyip değiştirebilirim?

Mücadele Ederek Elde Etmek

Yaşamımızda yaptığımız şeylerden biri, bir şeyi olmak, yapmak veya sahip olmak ve bunların nasıl olması gerektiğiyle ilgili şablon ve tanımlara sahip olmak ve onlardan işlevsel olmaktır.

Olmak veya sahip olmak istediğimiz şeyle aramızdaki en büyük engel, çoğunlukla o şeyle ve onun elde edilmesiyle ilgili tanımlarımız ve nasıl elde edileceğiyle ilgili şablonlarımızdır.









Değersizlik inancına sahip olan insanlar, fiziksel olarak kendilerini değerli yapacak şeyleri elde etme peşinde koşarlar. Çoğunlukla o şeyi zor elde etmenin, onu değerli yapacağını düşünürler.

İnsanlar, değerleri önce nesneler üreterek, sonra bu nesnelerle aralarına mesafe koyarak, sonra da bu mesafeyi aşmak için çaba göstererek yaratırlar. Maddi dünyada değerler, insanların nesnelerle aralarındaki mesafeye göre belirlenir.

Yapabilen Olmayı Seçmek

Geçenlerde, bir grupla yaratım hakkında konuşurken, katılımcılardan biri bana, “Hayatın gerçekleri var. Benim gelirim belli ve bu nedenle de ömür boyu, istediğim milyon liralık villaya ve lüks arabaya sahip olamam.” dedi. Bu düşünceyi, o kadar güzel sahiplenmiş ve o kadar güzel savunuyordu ki, ona farklı alternatifler gösterip her “yapabilirsin, olabilirsin” dediğimde, o, benim sunduğum şeylerin yanlış olduğunu ve onları nasıl yapamayacağını bana ispat etmek için yeni mazeretler öne sürüyordu.




En sonunda ona şunu söyledim; “Bir dakika, ben sana yapabilme ve olabilme yollarını göstermeye çalıştıkça sen onları çürütmeye çalışıyorsun. İstediğin şey nedir? Sahip olmak mı? Yoksa nasıl sahip olamadığının hikâyesi mi? Bu düşüncelere sahip olmak, hayatında ne yaratır? Bu, bir şey yapamadığın ve yaratamadığın durumu yaratır. Yaratmak istediğin şey, bu mu? Neden enerjini bu düşünceyi, kendine inandırmak için harcıyorsun ki? Enerjini, nasıl yaratabileceğin üzerine yoğunlaştırsan ne yaratırsın? Kendine, nasıl yaratabileceğini anlatsan kim olurdun?”

Anahtar da Biziz, Kilit de Biziz

 

 Herkesin bilinçaltındaki kendine özeldir. Yüzeyde görünen şeyler, çoğunlukla doğru değildir.

Bilinçli yanımız, bizi rahatsız eden durumla ilgili bize mantıklı bir cevap verse de bilinçaltımızdaki gerçek düşüncemizin farkında olmadıkça sorun yaşadığımız konular çözümlenemez.







Bir çalışma esnasında, paranın hangi duyguyu hatırlattığını sorduğumda; katılımcı “güç” cevabını verdi.

Bunun üzerine ben de; “Güç senin için ne anlam ifade ediyor?  Geçmişindeki hangi olayla bağlantısı var?” diye sorup ona geçmişine doğru küçük bir yolculuk yaptırdım.

Bedel Biçmek

 Yaşamımızda yaptığımız şeylerden biri de bir şeyler yaratmayı ya da bir şeylere sahip olmayı bir bedele veya paraya bağlı kılmaktır. Böylelikle ona sahip olan olarak aslında, kendimizi değerli kılmaya çalışırız.

Bedelini ödeyerek aldığınız bir şey üzerinde, çok rahat bir şekilde hak sahibi olduğunuzu iddia edebilirsiniz. Ve bu size, bu dünyada farklı bir konum sahibi olma şansı yaratabilir.



Bu durumun, hayatımıza olumlu yönde katkısı olduğu gibi aynı zamanda negatif yönde de etkisi olmaktadır. Olayı aşırı kontrol etme haline getirdiğimizde ise kolaylıkla elde edebileceğimiz şeyi, elde edemez hale geliriz. Bedelini ödemediğimiz şeyi, kabul etmekte zorlanırız. Onu sahiplenemeyiz.

Kolay şekilde elde ettiğimiz şeyi, sanki elimizi yakıyormuş gibi hemen elimizden çıkarmaya çalışırız.

Fantezilerimizin Ötesine Geçmek

  İstek ve arzularımızı elde etmeye çalışırken yaptığımız şeylerden biri de kendimize ne söylediğimizin ve ne yaptığımızın ve bunları yaparken de aslında ne aradığımızın ve ne elde etmek istediğimizin farkında olmamaktır.


Geçen gün biriyle konuşurken bana geçmişinde platonik yakınlık hissettiği birinden bahsetti. O kişinin, şimdiye kadar rastladığı kişiler içinde en düzgünü olduğunu ama onun farklı birini tercih edip evlendiğini anlattı. “Onun gibi düzgün birine bir daha rastlamadım. Düzgün erkek yok varsa da çok az ve beni bulmuyor. Okul biter bitmez birinin beni bulmasını ve benimle evlenmesini istiyordum.“ dedi. 


Kendisine şunları sordum;

"Kendine bu fantezileri anlatırken kim oluyorsun?

Biri seni tercih etmediğinde kim oluyorsun?

İstediğin tarzda biri olmadığını kendine söylediğinde kim oluyorsun?

Bu fantezini anlatırken nasıl bir enerjide oluyorsun?

Bağımlı İlişki Yaratmak


Geçen biriyle sohbet ederken ‘insanların, onun sevgi olduğunu görmediklerini’ söyledi. Kendisine şunu sordum; “Kimin, senin sevgi olduğunu görmesini istiyorsun? Senin sevgi olduğunu kimin fark etmesini istiyorsun?”

Babamın” diye cevap verdi.

Ben de ona tekrar; “Babanın senin sevgi olmanı görmesi için ne gerekir?

Baban, senin sevgi olduğunu görüp anlarsa ne yapmasını, nasıl davranmasını bekliyorsun?







Baban, senin istediğin şekilde davranırsa hayatında neyin ortaya çıkmasını bekliyorsun?”

Bu birçoğumuzun sergilediği davranış biçimidir. Birçok insan, diğer insanlarla irtibatı devam ettirebilmek ya da onlardan istediklerini alabilmek için mutsuz olmayı veya mutsuz rolünü oynamayı seçiyorlar.