Kendimizi Hangi Konularda Küçültmeye Çalışıyoruz

 

Yaşamımızda en çok yaptığımız hatalardan biriside sahip olduğumuz yeteneklere sahip çıkmamak için birilerini kendimizden üstün yapmak için kendimizi küçültmektir.

Aslında bu bir anlamda birilerine saygı duymak adına yapılmış bir mütavizilik olarak görünse de kişilerin gelişimini olumsuz etkileyen bir durumdur. Birilerini olduğundan daha büyütürken kendimizi olduğumuzdan daha küçültmek kendi kalemize gol atmaktır.



Bu sahip olunan değersizlik inancın yansımasıdır. Kendimizi değersiz gördüğümüz için sahip olduğumuz her şeyin hatta yeteneğimizin de değersiz olduğuna karar veririz ve onun öyle olduğunu ispat etmek için elimizden geleni yaparız.

Geçenlerde bir öğretmenle konuşuyordum. Branşında ders verme konusunda sürekli bir direnç vardı. Kendini yeterli hissetmiyordu. Sürekli konu eksikliğinden bahsediyordu. Konu eksikliğine sahip olduğu içinde öğrenci karşısında soruları çözerken zorlanacağını düşünüyordu. Buda öğrenciye zayıf görünmekti. Varsayımlar üzerine kurulu güzel bir hikâye oluşturmuştu.


Aslına konuların % 75 ine hâkimdi geriye çok az bir konu kalmıştı. Ama nedense onlar için bir şey yapıp konuyu çözmek yerine içinde direnç vardı. Aslında işi yaparken yeterince bilmediğini düşündüğü konulardan soru gelme ihtimalide çok azdı. Zaten öğrenciler konuları bilmediği için onun neyi bilip neyi bilmediğini test etmesine de çok ta ihtimal yoktu. Sadece soruyu 5 dakika yerine belki 15 dakikada çözecekti. Sorular üzerinde pratik yaptıkça onlar üzerinde de yetkin olacaktı.

Ama o hikâyesini olumsuzluk üzerine kurmayı tercih ediyordu.  Ona, “Tamam, kendini tüm konularda yetkin yaptın ne olacak? Hayatında ne değişecek? Nasıl birisi olacaksın?” diye sordum.

Cevap olarak “filan hoca gibi olurum.” dedi. Bende, “tamam, onun gibi olduğunu imgele, şu anda sende bilgi konusunda onunla eşitsin ne hissediyorsun?” dedim.

Bunu söyleyince durdu. “Ben bunu kabul edemem o hocayla ben kendimi eşit yapamam. O muhteşem bir yetenek. Muhteşem bir hoca. Onu küçültemem. Bu benim için kabul edilir değil. Bu bana kendimi iyi hissettirmiyor.” dedi.

Aslında o kişide o işi anasının karnında öğrenmemişti kendisinin geçtiği yollardan geçip kendini yetiştirmişti. Mucizevi güçlere sahip bir kişi değildi. Normal bir insandı. Olan buydu.

Sorun kendinin herhangi bu konuda yetkin kabul edilmesinden rahatsızdı. Çünkü o değerli olarak tanımladığı kişiyle eş değer konuma geçecekti. Belki onun üstüne çıkacaktı. Bu durumu ona saygısızlık olarak görüyordu. Ona eşit veya ondan daha iyi olduğunu kabul ederse o zaman onu ezmiş ve ona haksızlık yapmış olacaktı. Bu nedenle de o kişiyi olduğundan daha büyük yaparken kendini de olduğundan daha küçük yaparak konuyu çözüyordu.



Ona şunu yapmasını söyledim. O kişiyi büyük göstermek için yaptığı şeyleri geri alarak onu normal hale getirdiğini imgelerken onun karşısında kendini de küçültmede kullandığı şeylerden vazgeçip kendini normal hale getirmesini söyledim.  Ve bu enerjide biraz kalmasını istedim. Devamında da bu durumu bol bol imgelemesini istedim.

Birilerine sahip olduğu yetenekler için saygı göstermek farklı bir durumken kendimizi küçülterek onu olduğundan büyük göstermeye çalışmak kendimiz için çok yıkıcı ve zehirleyiciyi etkiye sahiptir.

Yaşamımızın hangi alanlarında böyle davranıyoruz? Olduğumuz kişi ve sahip olduğumuz yeteneklerimizi küçülterek kendimize bir konum yaratmaya çalışıyoruz? Bütün böyle davrandığımız her yerin yaratımını yıkıp iptal edelim mi? POD&POC

Tavsiyem sahip olduğunuz yeteneklere sahip çıkın ve birilerine şirin gözükmek adına kendi kol ve bacaklarınızı keserek kendiniz küçültmeye çalışmayın.

Bundan daha iyi nasıl olur?

Daha başka neler mümkün?

Neşeli keyifli mucize dolu bir gün diliyorum.

Halis ŞAHİNER

Daha fazla yaratım ve soru aracı için kitaplarımı edinebilir. Atölye çalışmalarıma katılabilirsiniz.

Kitaplarım;

-         KONTROL SENDE

-         BİLİNÇLİ YARATMA SANATI

 

www.halissahiner.com

www.hls-cekimyasasi.com

 

 

 

 

 

 

0 yorum: