kişisel gelişim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bizim İçin İşlevsel Olanı Seçmek



Yaşamımızı oluşturan şeyler yaşamla ilgili sahip olduğumuz bakış açılarının yansımasıdır.
Senin için işlevsel olan farklı bir gerçeklik yaratmak için neler gerekir?
Neyi reddettiğini, neyin olmayacağına karar verdiğini yada neye direndiğini/izin vermediğini fark edebilirsin ki yaşamında sıkışıklık hissettiğin tüm sorunların çözülsün.

Neyi alıp kabul edebilir, neye izin verebilir ve hangi enerji olabilirsin ki bu durum hayallerinin de ötesinde farklı bir şekilde değişsin.
Bu gerçekliğin ötesinde, senin için gerçekten çalışacak bir gerçeklik nasıl yaratabilirsin?
Olmayacağına karar verdiğin, neyin olmasını ret ediyorsun ki, eğer alıp kabul etmeye gönüllü olsaydın bu senin her alandaki realiteni sıkışıp kaldığı noktalardan çıkarıp, yaşamında şahane, muhteşem ötesi ve sihir yaratacak kaosu sağlardı?
Daha başka neler mümkün?

Halis Şahin

Kitabımı edinerek kendinize ve bana katkıda 

bulunmak ister misiniz?












KONTROL SENDE

Çekim Yasası Ve Bilinçaltı Dönüşüm Teknikleri Kitabı




      

Problem Çözebilen Olduğumuzu Kanıtlamak için Problem Yaratmak



Yaşamımızda yaptığımız şeylerden biriside kendimizi anlamaya ve bu dünyadaki durumumuzu anlamlandırmaya çalışmaktır.
Kim olduğumuzu neyi yapıp neyi yapamayacağımızı anlamaya çalışmak için kendimizi test edeceğiz durumlar yaratırız.
En çok yaptığımız şeylerden biriside kolaylıkla ulaşabileceğimiz bir şeyi ya da durumu ulaşılmaz yada yapılamaz yapıp ona ulaşan veya onu yapmayı ya da olmayı başaran olmaya çalışmaktır. Onu çözülmesi gereken problem ya da sorun haline getirmektir.

Problemi çözen olmak bize kendimizi iyi hissettirir. İşe yarar hissettirir. Dünyada olmamızın anlamlı olduğunu hissettirir.
Bu durumu kendimizi güçlendirmek için egzersiz olarak yaparsak ve aslında yarattığımız şeyi kendimiz yarattığımızın farkında olursak bu durum eğlenceli ve keyifli olabilir.
Ancak bir çoğumuzun yaptığı şey bunun bir antrenman yada tatbikat olduğunu görmek yerine bu durumu bilinçsizce kısır döngü olarak yaşamlarının bir parçası yapıp kendi başarı ve başarısızlık tanımlarının referansı olarak almaktır.

Sınırlamalarımızın Ötesine Geçmek



Yaşamdaki olmak, sahip olmak, yapmak isteyip te olamadığımız, sahip olamadığımız, yapamadığımız şeyleri elde edememizin önündeki en büyük engel onlarla ilgili nasıl olup, nasıl olmayacağını, nasıl elde edilip nasıl elde edilemeyeceği hakkındaki doğru sandığımız sınırlı bilgilerimizdir?

 Bir şeyi olmanın, sahip olmanın ve yapmanın binlerce yolu vardır. 


Her şey enerjidir. Her şey enerjinin farklı formlarıdır. Bugün kendinize yaratmış olduğunuz sınırlamaların farkında olma izni verin. 

Yaşamınızı gözünün önüne getirin. Sahip olmak isteyipte olmadığınız, yapmak isteyipte yapamadığınız, olmak isteyipte olamadığınız neler var?

 Bunlar gerçekten istediğiniz şeyler mi onlar yoksa kendinizi meşgul etmek için uydurduğunuz hikâyeler mi?

Mükemmel Kendimizi Aramak.




Yaşam yolculuğumuz da bir çoğumuzun yaptığı şeylerden biriside kendimize anlamlandırma adına olduğumuz kişiden farklı olmamız gerektiği düşüncesine sahip olmaktır. 

Bunun kararını yaşamımızda elde ettiğimiz yada edemediğimiz şeylere bakarak veririz. 



Etrafımızdaki insanlara göre veririz. Sahip olduğumuz paraya göre veririz.
Mevcut durumda hayatımızda olmayan eksik hissettiğimiz şeyler hayatımızda olursa yada olduğumuzdan farklı davranışlara sahip bir kişi olursak yaşamımızın daha güzel olacağını düşünürüz. Ve bir arayış içerisine gireriz. 

 Kendimizi olduğumuzdan farklı yapma çabasına gireriz. 

Bunun adına da kendimiz olma, kendimizi bulma deriz. 

Bugünün bize hediyesi ne?



Yeni bir hafta, yeni bir gün, yeni bir başlangıç fırsatı. Bugün kendimize hangi soruları sormak bize yeni bir başlangıç fırsatı yaratırdı?

Bugün hangi soruları sormak bizim yeni başlangıcımıza hizmet ederdi?

Nasıl bir yaşama sahip olmak bizi mutlu ederdi?
İçimizde aradığımız kişi kim?

Hangi bizi bulursak tamam oldum diyebiliriz?

Hangi farklı kişinin bu yaşamında doğru kişi olduğunu düşünüyoruz?

Kendimizle ve yaşamla ilgili hangi düşünceleri değiştirirsek yaşam bizim için işlevsel ve kolay olurdu?

Günlük yaşamımızda yaptığımız şeylerin ne kadarı yaşamımızı kolaylaştırmaya ve alanımızı genişletmeye hizmet ediyor?

Bütün bu arayışların ötesinde sadece olduğumuz kişi olmayı kabul ettiğimiz ve kendimizi farklı bir kişi yapmaya çalışmadığımız bir yaşam nasıl olurdu?

Daha başka neler mümkün?

Halis Şahin



************************************************

KONTROL SENDE kitabımı satın alarak hayatınıza  katkıda bulunmak ister misiniz?

KENDİ KENDİNİZİN YAŞAM KOÇU OLUN


***********************************************

Olana Güvenin


Birçok insan, “Bunların yaşamda ya da dünyada ortaya çıkmaması lazımdı. Bir şeyler çok tersine gidiyor. Bu kadar çabama rağmen neden bir şeyler yoluna girmiyor!” diye hayattan şikayet ediyor.
Eğer sizin yaşamınızda da şikayet ettiğiniz alanlar varsa, işte size bunlarla kolaylık sağlamak için birkaç pragmatik anahtar; ülke, hükümet, iş, ilişki, yeryüzü, dünya…vs. her konuda kilitleri açabilirsiniz:

1- Nasıl bir yaşam yaratmayı istediğinizi bilin!

“Yaşamım gerçekte nasıl olsun isterdim?” sorusu her zaman kendinize sorabileceğiniz ve üzerine yaratım yapabileceğiniz muhteşem bir araçtır.  Şöyle ki:
Kendiniz ve yaşamınızla ilgili neyi yaratmak ve neyi ortaya çıkarmak istediğinizle ilgili bir fikriniz yoksa, etrafınızda olan her şey hatalı ve eksikmiş gibi gelir. Siz yaratıcı kaynak olmanın yerini, kontrol eden olmaya bırakırsınız.  Çünkü kimsenin realitesi ne kadar muhteşem olursa olsun size uymaz. Başkalarının başarı dediği hedefler peşinde yıllarca koşup onlara ulaştıktan sonra intihar eden kişiler var. Ya da bir türlü ulaşamadıkları için…

Nereden Başlasam?


NEREDEN BAŞLAYABİLİRİM?
Yaşadıkları hayatla ilgili rahatsızlık hisseden ve hayatlarında değişiklik yapmak isteyen birçok insanın sorduğu bir soru var; 
“Yaşadıklarımı değiştirmek için ne yapabilirim?”  
 ”Nereden başlayabilirim?”

Benim konudaki cevabım basit. Önce kendinden başla derim. Çünkü dışarıda hiçbir şey yok, her şey içerdedir.


Önce kim olduğuna bak. Sen kimsin ve kendini nerede konumlandırıyorsun? Şu anda sahip olduğun ve yarattığın her şey bununla bağlantılıdır.

Senin kendine bakış açın, yaşama ve diğer şeylere bakış açının temelidir. Kendinle ilgili sıkıntın varsa dışarıda da onları ararsın. Gördüğün şey senin yansımandır. Senin canını yakan şey senin içindeki kendinle ilgili kabul etmediğin reddettiğin şeylerdir. 

Kendine olan bakış açını değiştirdiğinde yaşamındaki her şey kendiliğinden değişecektir.

Doğumumuzdan itibaren hayatta kalma adına anne ve babamızdan birçok bilgiyi satın alırız. Biraz daha büyüdükçe yakın çevremizden. Onları hayat hakkında her şeyi bilen sanırız ve onların düşüncelerine davranışlarına göre kendimize dünyada bir konum ve yer belirleriz. Aslında yaptığımız şey kendimizi güvende hissettireceğini sandığımız bir hapishane inşa etmek ve kendimizi oraya hapsedip saklamaktır. 

Hak etmek ile Layık olmak arasındaki fark.


Hak etmek ile layık olmak arasında büyük fark vardır. Yaşamımızda bunu anlamadığımız için sürekli tökezleriz. Normal yaşamda farkında olmadan iki kelime birbirinin yerine kullanıldığı için hak ettiğimizi alamadığımızı düşünürüz. 

Ama gerçek şudur ki sizi hak ettiğinizi değil kendinizi neye layık görüyorsanız ona sahip olursunuz. 

Çekim yasasının dikkate aldığı şey Layık Olma durumudur. Senin kendini neye layık gördüğündür. 



Layık olmak içsel olarak hissettiğin durumdur. 

İstediğin kadar zenginliği, bol parayı, yatları, katları hak ediyorum de içsel olarak onlara sahip olmaya kendini layık göremiyorsan yerinde saymaya devam edersin. 

Konuyu anlamak için önce iki kelimenin Türk Dil Kurumundaki karşılıklarına bakalım.

  “Hak Etmenin” Türk Dil Kurumundaki karşılığı;
1. bir emek karşılığı hakkı olan şeyi elde etmek, hak kazanmak
"Aslında bu hayat pahalılığında, ona hak ettiği parayı veremediğimizi biliyoruz." - E. Bener
2. layık olduğu kötü karşılığı almak
3. bir başarı dolayısıyla ödüllendirilmek
"Kadın dergileri bizi göklere çıkarıyorlardı, bunu da hak etmemiştik." - A. Ağaoğlu

İç Konuşmanın İnanılmaz Gücü

    Başkalarına söylediklerimiz, kendimize söylediklerimizden çok daha az önemliler. Tüm gün, her gün, zihnimiz yaşadığımız hayatı yönlendiren düşüncelerle dolup, taşar. Bu iç konuşma başarılarımızı ve hüsranlarımızı belirler.

   Hayatınızın herhangi bir yönünde gelişim gösterme niyetindeyseniz, ister sağlık konusunda olsun, ister kariyer, ister ilişkiler, harekete iç konuşmanızı değiştirerek başlayın. Neler olduğunu görünce şaşıracaksınız.
 
İç-Konuşma Nedir?

    Kendimizle her gün (dakikada 150 ila 300 kelime olmak üzere) 50000 kelime konuşuyoruz. Bu kelimeleri okurken, aynı zamanda kendinizle de bir diyalog halindesiniz. Bir yandan bu yazının sizde bıraktığı etkileri kendinizle tartışıyorsunuz, bir yandan da bugün yapmanız gereken şeyler veya gelecekle ilgili kaygılar dikkatinizi dağıtıyor. Bu iç düşünme ya da iç konuşma zihnimizin bilinçli bölgesinde meydana gelir.

   Çoğu insanın bilincinde olmadığı şey ise iç konuşmalarımızın bilinçaltımıza verilen komutlar olduğu. Bilinçaltımızın görevi zihnimizin bilinçli bölgesi tarafından verilmiş emirleri taşımak. Bilinçaltımız günde 24 saat haftada 7 gün boyunca bizim kişisel hizmetimize amadedir.

Kelimeleriniz İstediğiniz Şeylere Sahip Olmanızda Sizi Durduruyor mu?


"Konuşmadan önce düşün!" sözünde, anladığımız gerçeklikten fazlası var. Çoğumuz dilin yaşamımızı nasıl oluşturduğunun farkında değiliz. Gerçekte arzu ettikleri şeyleri oluşturmak için dili nasıl kullanmaları gerektiği üzerine, insanlarla dünya çapında çalışan Access Consciousness kurucusu Gary Douglas'a göre, Yeni bir iş ya da ilişki istemek ve bunun ortaya çıkması, pozitif düşünmekten fazlasını gerektirir!

"Kullandığınız kelimelerin bir titreşimi vardır. Dünya üzerindeki ilk dil enerjidir. Eğer yaşamınız olmasını istediğiniz gibi değilse, her gün kullandığınız kelimeleri değiştirerek yaşamınızı değiştirebilirsiniz. Çoğumuz bizi sınırlayan kelimeleri kullanmaya sürüklendiğimizin farkında değiliz. Evren kelimesi kelimesine çalışır (literaldir). Halen şaşırtıcı gücü olan kelimeleri yaratımlarımızı durdurmakta kullanıyoruz. Bu sebepten  Çekim Yasası araçları ve pozitif düşünme sıklıkla işe yaramıyor."  diye ileri sürüyor Douglas.

Bugün Kelime Dağarcığınızdan Çıkarmanız Gereken 5 İfade

1. "İstiyorum..." demeyi bırakın. Bu kelimenin 26 tane "eksiklik" anlamına gelen sözlük tanımlaması var. Onun yerine sorun: Benim için eğlenceli olabilecek yeni bir iş veya yeni bir ilişki neyi gerektirirdi?

2. "Ben bıktım ya da yoruldum artık..." dediğiniz zaman kendinizi yorgun ve hasta yapıyorsunuz. Kendinizi her bunu söylerken yakaladığınızda sorun: "Ne beni yoruyor ya da hasta ediyor? ve ortaya çıkanı değiştirin! 

Kaos'un İçinden Çıkmak



Yaşamınızda "kaos" olarak tanımladığınız alana bir bakın. Önce onunla ilgili düşünceleri, duyguları, enerjisini algılayın... Gözünüzün önüne arapsaçı gibi tuhaf şekiller, üzerinize almak istemediğiniz renkler, alanınızda yükselen duvarlar belirebilir. Bununla ilgili ortaya çıkan her şeyi tümüyle yıkıp yaratımını iptal edelim mi?
 Evet? 
*POC &POD

Kendinize sorun:
Yaşamımda bir "kaos" yaratmakla ilgili neyi seviyorum?
Bununla ilgili ortaya çıkan her şeyi tümüyle yıkıp yaratımını iptal edelim mi?

Evet?

  
*POC &POD

Bir "problem çözücü" olmanın değeri nedir? (Eğer kendinize ben bir "problem çözücü"yüm diyorsanız, her zaman çözecek bir sorun yaratmanız gerekir!)
Bununla ilgili ortaya çıkan her şeyi tümüyle yıkıp yaratımını iptal edelim mi? 
Evet? 
*POC &POD

"kaos" olarak adlandırdığınız şeyin enerjisi size göre hafifleyene kadar bir kaç kez yukarıdaki soru ve temizleme uygulamasını tekrar tekrar yapmak isteyebilirsiniz. 

Yakınlığın Beş Elementi - Dr.Dain Heer


Herkese Merhaba, Ben Dr.Dain Heer. 
Burada benimle olduğunuz için çok teşekkürler.
Geçenlerde bana soruldu, “Yakınlık nedir?” diye. Benim bakış açıma göre, yanınızdaki kişiyle ilgili hiçbir yargınızın olmadığı yerdir. Tam bir özen gösterirsiniz. Tam bir nezaket içinde, bunun da anlamı onların evrenlerinin, onların dünyalarının içine bakmaya istekli olmak ve neye ihtiyaçları olduğunu görmek ve yapabiliyorsanız onu vermeye istekli olmaktır. Eğer sağlayamıyorsanız, kendinize dürüst olarak bunun da farkında olmak. Ve bir şekilde orda olmaya istekli olmak. Onların yapabilecekleri seçimlerin olasılıklarını gören fakat onları seçmeleri için zorlamamak. Ve yine de yargılamadan orda olmak.
Böylece belki beş temel unsura bakabilirsiniz. Onurlandırmak, Güven duymak, İzin vermek, İncinebilirlik ve Şükran duymak.
Hadi, onurlandırmakla başlayalım.
Onurlandırmak nedir/ Ne anlama gelir? 
Birisine saygıyla davranmak anlamına gelir. Peki partnerinize saygıyla davranmak neye benzer? Onların neye gereksinimi olduklarının farkında olursunuz, bunu onlara sağlasanız da sağlayamasanız da. Çok ilginçtir ki bu beş unsur 95 yaşındaki yaşlı bir kadından kaynağını aldı. Bu kadın kocası alzaymır olup ölmeden önce , elli yıl mutlu bir şekilde evliydi. Ve bu kadın Viktorya döneminde yaşamış bir büyükanne tarafından büyütülmüşdü. Benim en iyi arkadaşım (Gary), ona şu soruyu sordu: “Mary senin kocan Bill uzun yıllar bir seyyar satıcı olarak ordan oraya seyahat etti, dolayısıyla seni aldatmış olabilir mi acaba?”. Kadın ona yüzünde çok tuhaf bir ifadeyle baktı ve dedi ki, “Bilmiyorum! Eğer kendini onurlandırmak için bunu yapmaya ihtiyaç duyduysa bile, bununla ilgili gelip de konuşarak bana karşı asla onursuzca davranmazdı!”. Ve biz ikimizde çok şaşırdık. Bu benim onurlandırmaya verdiğim anlamı tamamıyla değiştirdi.